Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 19 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Sanat eserleri kuşkusuz herkese açıktır, herkesçe görülebilir; ama biliriz ki aslında büyük çoğunluğa kapalı kalırlar. Müzeleri gezenler ile gezmeyenleri birbirinden ayıran şey nedir? Sanat sevdalıları bu tutkularını her türlü maddi koşuldan bağımsızmış gibi yaşarlar, ama aslında önceden edinmiş oldukları donanım değil mi sanat eserlerinden zevk almalarını sağlayan? Müze denen yer üst sınıfların öngördüğü kurallara en çok uyulan yerlerden biri değil mi? Zorunlu kültürel etkinlikler sanattan gerçekten zevk a
Tükendi
Genel Sosyoloji, Pierre Bourdieu’nün 1981-1983 öğretim yıllarında, Collège de France’ta verdiği iki dönem dersini bir araya getiriyor . Bourdieu, sosyolojinin konusunun ne olduğunu, sosyolojik bir araştırmanın temel ilkelerini, çalışmalarının odağında bulunan habitus, alan ve sermaye kavramları ışığında, örneklerle ve uygulamalı bir biçimde anlatıyor. Bir pratik kuramı geliştirmeyi, bilimin öznesi ile nesnesi arasındaki ilişkinin bir analizini yapmayı hedefleyen Bourdieu, teorisinin temel kavramlarının birb
Tükendi
Pierre Bourdieu, bu kitapta gündelik hayatın neredeyse merkezine yerleşen televizyonun felsefi, politik ve sosyolojik anlamları üzerine düşünüyor; iktidar ilişkilerinin uzantısı ve aracı olarak medyanın kanaat üretme mekanizmalarını çözümleyerek, medyanın asli parçalarından biri olan televizyonun, hakikatin erozyonundaki rolünü gözler önüne seriyor. Rekabet, sansür, kâr ve rıza mekanizmalarının girift dişlileri arasında geleneksel medyanın ve dolayısıyla haberciliğin nasıl dönüştüğünü açıklayarak, iktida
Fransa'da 1979’da yayımlanan Ayrım, bugün sadece sosyolojide değil, ilgili diğer disiplinlerde de, kültürel tüketimin insanlar arasında ne tür hiyerarşiler, farklar ve mesafeler yarattığını çalışan bir araştırmacının bir şekilde hesaplaşması gereken kanonik bir araştırma raporu haline geldi. Kitabın dayandığı araştırmalardaki veri setinin analizi, Bourdieu’yü kitap boyunca farklı sınıfların kültürel beğenileri ve kültürel tüketim yatkınlıkları arasındaki ayrışma ve hiyerarşi-oluşumu tartışmasına, en soyut a
Tükendi
SANATIN KURALLARI, konusunu Flaubert ve modern yazından alan, dünyanın önde gelen sosyal teorisyenlerinden Pierre Bourdieu tarafından kaleme alınmış sanat sosyolojisi alanında önemli eserlerden biri. On dokuzuncu yüzyılın ortalarından günümüze yazın ve sanat tarihine bir pencere açan yazar, özgün bir sanat teorisi geliştirir ve sanat ile toplumsal ilişkinin yapıları arasındaki bağlantıyı görmeyi reddedenlere karşı güçlü argümanlarla karşılık verir. Bourdieu'nün ortaya koyduğu gibi, sanatın yeni özerkliği b
"Politika, yurttaşlardan uzaklaşmaya devam ediyor." Karşı Ateşler-2, neoliberalizmin zaferini ilan ettiği, sosyal demokrasinin neoliberal politikalara tümüyle teslim olduğu, toplumsal hakların budandığı, militan sendikacılığın tasfiye edildiği ve Avrupa emek hareketinin darmadağın göründüğü bir dönemde, yeni milenyumun şafağında, Pierre Bourdieu'den enternasyonalist bir Avrupa sosyal hareketi inşa etmeye yönelik cüretkar bir davet. Bu kitap, araştırmacılarla militanları yeni seferberlik ve eylem biçimleri
Pierre Bourdieu'nün ilk dönem çalışmaları arasında yer alan Bir Pratik Teorisi için Taslak, iki kısımdan oluşuyor. İlk basımı 1972 yılında gerçekleşen kitabın "Kabiliye Üzerine Üç Etnoloji Çalışması" başlıklı ilk kısmında Bourdieu, Kabiliye'de şerefe yüklenen anlam ve rolleri, dil ve anlatılar üzerinden inceleyerek topluluk ilişkilerinin kurallarına ve yaptırımlarına dikkat çekiyor. Bu kısımdaki ikinci bölümde, Kabiliye evlerinin mekânsal kurgusu ile gündelik pratikler ve toplumsal cinsiyet arasındaki ilişk
Tükendi
Heidegger'in Marksist yabancılaşma kavramının karşısına koyduğu, tipik bir Heidegger stratejisi olan radikalleşerek (sahte) aşma'dır: Marx'ın tarif ettiği şekliyle (hâlâ epey bir "antropolojik" olan) "yabancılaşma deneyimi"ni, insanın aslî ve en radikal yabancılaşmasında, yani Varlığın hakikatinin unutulmasında temellendiren "temel ontoloji", radikalliğin en alasını temsil etmez mi?.. Heidegger'in yeni-Kantçılara yönelik stratejisine son derece beneyen bu stratejide, völkisch anlamıyla ''köksüzleşmeye''i
Tükendi
Neoliberalizmin totaliter ve antidemokratik karakterini ilk kavrayan düşünürlerden biri olan Pierre Bourdieu'nün bu "karşı ateşleri", onun militan bir filozof olarak tavrının da göstergesidir. Sartre'dan ve Foucault'dan devraldığı gelenekle, bilgisini ve "entelektüel sermayesi"ni neoliberalizme karşı toplumsal hareketlerin hizmetine sunan Bourdieu, başta Dünya Bankası ve IMF olmak üzere, iktisatçıların, gazeteci ve televizyoncuların, politikacıların, "entelektüellerin" ürettiği ve "seçeneksiz" diye sunulan
Tükendi
Kırk yıllık araştırmalarının sentez ve değerlendirmesini gerçekleştirdiği Akademik Aklın Eleştirisi'nde Pierre Bourdieu sosyoloji teorisi, tarih bilgisi ve felsefi düşünceyi harmanlıyor. Bourdieu tartışmaya akademik aklın görmezden geldiği temel önkoşulla başlıyor: Batı dillerinde okul anlamına gelen sözcüklerin ve ?skolastik"in kökeni olan skhole, yani boş zaman. İnsan üstüne düşünen filozoflar ve genel olarak ?skolastik eğilim", düşünmek için boş zamana sahip olmak gerektiğini akıllarına getirmezler. Akad
Tükendi
"Bourdieu sosyolojisine giriş" dersini Bourdieu'nün kendisinden almak daha makul olmaz mı? "Sosyoloji Meseleleri", ustanın kendisi tarafından bu türden bir amaçla hazırlanmış bir kaynak eser; muhtelif meselelere ilişkin olarak çeşitli yerlerde yaptığı sözlü ve yazılı müdahalelerin gayet zengin ve zihin açıcı bir derlemesi. Bourdieu burada, spordan modaya, oradan da beğeni, müzik veya dil meselelerine kadar, birbiriyle ilk bakışta bağlantısız gibi görünen sorunsallar çerçevesinde, sermaye, alan veya habitus
Pierre Bourdieu'nün Fransa'da 1979'da yayınlanan ve çok kapsamlı gözlem verilerine dayanan temel çalışması Ayrım kuşkusuz ki günümüz sosyal bilimler alanı açısından çağdaş bir klasik niteliğinde. Sınıfsal perspektif ile kültürel analizi biraraya getiren ve sınıfsal tahakkümün kültürel mekanizmalarını ifşaya soyunan eserin ayırt edici vasfı, sınıf mücadelesinin gizli bir boyutuna, kültürel tüketimin çok değişkenli ve müphem karakterine odaklanması. Bu sayede Bourdieu, en yoğun olarak Kant'tan bu yana felsef
Tükendi
1990'lı yılların başlarından itibaren 3 yıl boyunca, Bourdieu'nün yönetiminde bir araştırma ekibi, toplumsal sefaletin çağdaş veçhelerinin izinde Fransa'yı boydan boya arşınlar. Amaç, neoliberal kasırga altında acı çeken Fransa'yı konuşturmak, şimdiye dek söz hakkı tanınmamışlara bu hakkı vermektir. Mekânlar, insanlar ve yaşam kesitleri, ?dillendirilmemiş-dillendirilemeyen" ortak bir toplumsal ızdırabın tanıkları olarak arz-ı endam ederler: banliyöler, kenar mahalleler, göçmenler, gençler, işçiler, sendikal
Tükendi
"Benim tasarladığım biçimiyle toplumbilimin, toplumsal olarak zorlanan düşüncenin rutinlerinden, siyasal, dinsel, kültürel tüm hizaya getirme biçimlerinden kurtulmak isteyenler için büyük yardımı olabileceğini düşünüyorum. Hatta bana öyle geliyor ki, - ama tabi yanılıyor olabilirim - Türkiye gibi, coğrafya ve tarihiyle, iki uygarlık, iki kültürel ve dinsel geleneğin sınırında bulunduğundan dolayı şu ya da bu biçimiyle evrenselin emperyalizmi ile temelinde bu emperyalizme karşı gösterilen, çoğunlukla karanlı
Tükendi
"Devlet ne egemenlerin hizmetindeki bir iktidar aygıtına ne ihtilafların soğurulduğu tarafsız bir mekâna indirgenebilir: Devlet, hayli ileri derecede ayrışmış toplumlarda, toplumsal hayatın bütününü yapılandıran müşterek inanç formunu oluşturur." - Bourdieu Devlet Üzerine, dünyaca ünlü Fransız sosyolog Pierre Bourdieu'nün 1989'la 1992 arasında Collège de France'ta verdiği derslerin notlarının derlenmesiyle oluştu. Devlet, yazarın sosyolojik analizinde son derece merkezî olan ama nadiren böyle algılanan bir
Tükendi
Elinizdeki çalışma, 1964 tarihli Varisler kitabının ilk aşamasını oluşturduğu araştırmaların teorik bir sentezidir. Bu genel teori, sembolik şiddetin edimlerine ve bu şiddetin gizlenmesinin toplumsal koşullarına ilişkin olup pedagojik ilişki, dilin münevver veya zamane kullanımı ya da sınav veya diplomanın sembolik ve ekonomik etkileri üzerine yürütülmüş ampirik çalışmalardan hareketle vücut bulmuştur. Okul, etkileri aldatıcı olmanın çok ötesinde yanılsamalar üretir. Örneğin, bağımsızlık ve tedrisi tarafsız
Tükendi
Erkek veya kadın olarak, kavramaya çalıştığımız nesnenin içinde yer alarak, eril düzenin tarihsel yapılarını algılama ve değerlendirmenin bilinçsiz şemaları biçiminde bünyemize katmış durumdayız; bu nedenle de, eril tahakkümü düşünürken, kendileri de tahakkümün ürünü olan düşünme biçimlerine başvurma riskini taşıyoruz. Bu döngüden kurtulmayı umut edebilmemizin tek koşulu, bilimsel nesnelleştirme konusunu nesnelleştirmek için pratik bir strateji geliştirebilmek. Burada benimseyeceğimiz bu strateji "anlama ka
Tükendi
Vakti zamanında hem ne kadar yapmacık hem de ne kadar aldatıcı olduğunu yeterince söylediğim otobiyografi türüne kendimi kaptırmak niyetinde değilim. Sadece, bir oto-sosyoanaliz için bazı öğeleri bir araya getirmeyi ve açıklamayı denemek istiyorum. Olağan yanlış anlaşılma korkusunun çok ötesine giden çekincelerimi saklamıyorum. Gerçekten de özellikle sosyal sahada kat ettiğim güzergâhın bağladığı sosyal dünyaların fiili bağdaşmazlığı sebebiyle, bizzat kendim sosyolojinin araçlarıyla buna ulaşmaktan emin olm
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 19 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1