Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 55 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kadın aşk doğuruyor ve sen onun için isim seçiyorsun. O acı çekiyor ve sen kız çocuğu olmasından endişe ediyorsun. O uykusuzluk çekiyor ve sen cennet hurilerinin rüyasını görüyorsun. O anne oluyor ve her yerde şunu soruyorlar; Babanın adı ne? Kadın insani bir ülküye kavuştuğunda ve bedeni dışında daha kutsal, daha değerli ve daha yüce manevi ve insani ülkü, bilinç, sorumluluk, ilim ve değerlere sahip olunca; bunlar onun var olduğunu ispat ederler. Dolayısıyla artık onu tesettüre zorlamaya, onu baskı
Tükendi
Ali Şeriati'nin iyi bir sosyolog, tarihçi ve yazar olduğuna hiç şüphe yoktur. Onun eserlerinin arasında genel okurların da dikkatini çekebilecek eserler de bulunmaktadır. İşte onun "Sevmek Aşktan Üstündür" kitabı genel okurlara tavsiye edilecek kitaplarındandır. ALINTI: "Kalman ve yaşaman gerekiyor... Evet, kalman ve yaşaman gerekiyor... Çünkü Sevmek Aşktan Üstündür ve ben ise kendimi asla yüksek aşkların en yüksek zirvesinin düzeyine değin düşürmeyeceğim."
Tükendi
Fatıma hakkında konuşmak çok zordur. Fatıma bir "kadın"dı. İslam'ın öngördüğü gibi bir kadındı. Onun çehresinin tasvirini peygamber kendisi resmetmişti. Onu zorluk, fakirlik, mücadele ocağındı, kendi derin insanı eğitim merkezinde yetiştirmişti. Onu eşsiz bir insan kılmıştı. O, birçok açıdan örnek bir "kadın"dı. Babası için bir "kız"... Kocası için bir "eş"... Çocukları için bir "anne"... Yaşadığı döneme ve toplumuna karşı sorumluluk bilincine sahip "direnişin ve bilincin sembolü" bir kadın... O bir "imam",
Elinizdeki eser, Peygamber'in damadı olan Ali'den bahsetmiyor, savaş kahramanı olan Ali'den bahsetmiyor, Peygamber'in sahabesi olan Ali'den bahsetmiyor, dördüncü halife olan Ali'den bahsetmiyor, ilk Şii imamı olan Ali'den de bahsetmiyor. Elinizdeki eser, tarihsel Sünniliğin ve tarihsel Şiiliğin anlatılmasını istediği Ali'yi anlatmıyor. Kutsal, aşkın ve zihinsel olan mutlak insani erdemliliği, kendi şahsında somut, nesnel ve yaşayan bir gerçekliğe dönüştüren Ali'den bahsediyor. Yaşayan insana, bana, sana, bi
Dünyayı yeniden yaratmak için!.. Bu yaşlı dünyada yeni dünyanın inşası için sayısız haşarat lazım! Bir dünya ki, sakinleri üç ezeli akrabadı: Allah, insan ve aşk
Tükendi
Gazali yaşadığı dönemin en önemli İslam düşünürü olduğu şüphe götürmeyen bir gerçektir. O bir yandan Sünni anlayışın oluşumunda, diğer yandan da Selçuklu Devletinin kurucu ideolojisinin belirlenmesinde birincil derecede rol oynamış alim bir kişiliktir. Gazali, aynı zamanda İslam ilimlerinde ve felsefede derinlikli bir donanımına sahiptir. Öyle ki, çeşitli konularda getirdiği bakış açısı, kendisinden sonraki İslam düşüncesini etkilemeye devam etmiştir. Bu anlamda Onu İslam düşüncesi açısından kurucu metinle
Tükendi
Bu ifade kimilerine tuhaf veya müphem gelebilir. Zira biz şimdiye kadar dinin sürekli küfrün karşısında yer aldığını ve tarih boyunca savaşın din ile dinsizlik arasında meydana geldiğini sanırdık. Bu nedenle "dine karşı din" ifadesi ilginç, müphem, şaşırtıcı ve kabul edilemez gelebilir. Oysa ben son zamanlarda şunu fark ettim: Bu tasavvurun aksine tarih boyunca, her zaman din, dine karşı savaşmıştır ve hiçbir zaman bugün anladığımız şekliyle din, dinsizlikle savaşmamıştır.
Ben, kendi dinimi, kendi edebiyatımı, kendi duygularımı, keder ve ızdıraplarımı, dertlerimi ve ihtiyaçlarımı düşündüğüm zaman, gerçekte kendimi düşünüyorum. Benim bireysel değil, toplumsal ve tarihsel özüm, bu kültürün doğup ortaya çıktığı kaynaktır. Dolayısıyla kültür, benim toplumumun, tarihin varlığı olan yapının tecellisidir, yansımasıdır; fakat özel şartları olan kendine özgü tarihsel dönemde yer alan, farklı kökeni olan, maddi, ekonomik ve sosyal yapının meydana getirdiği özel dertlere, düşüncelere, a
Sanat, Allahın insana verdiği bir emanettir. Allah bu emaneti, yere, göğe, bütün dağ ve denizlere sundu ama hiçbiri yüklenmedi. Bu ifadeyle anlatılmak istenen, Allahın durup Ey dağ ve gökyüzü! Siz ister misiniz bu emaneti? demesi ve onların da hayır! demeleri, sonra insanın yüklenmesi değildir. Aksine, dağlar ve denizler, yaratıcılık, duyarlılık ve var olandan fazla bir ihtiyaca sahip değildirler. Onlar ne muhtaç olduklarını, ne ıstırap çektiklerini, ne dertli olduklarını, ne de yaratabileceklerini hisseder
Tanıma ve anlama meselesi, bilme meselesinden ayrı bir şeydir. Tanıma ve bilme arasındaki ayrımı bilmeyen biri, ne bir şeyi tanıyabilir, ne de bir şeyi bilebilir, isterse tanınmış bir bilgin, büyük bir allame olsun. Bir kitap ya da bir ekol ile ilgili olarak pek çok şey bilen, ama ne o kişiyi, ne o ekolü, ne de o eseri tanıyan bir sürü insan vardır. İslam alimlerinden kimileri, İslam'ı tanımaktadırlar. Kimileri ise İslam alimidirler ama İslam'ı tanımıyor olabilirler. Bunun tersine kimileriyse İslam'ı tanıma
Hac
Hayat, döngüsel bir hareket, kısır döngü, boş, anlamsız, tekdüze gelgitler... Temaşa; sonuçsuz, anlamsız sabah ve akşamların seyri; tatsız ve sonu gelmez bir oyun... Zamanın yoktur. Hepsi ızdırap, telaş, bekleyiş... Ve hac, senin bu aptalca cebre, bu anlamsız lanetli yazgıya karşı isyanın. Kararsız, tereddütlü ve döngüsel hayattan, tüketim için üretim, üretim için tüketimden kurtuluşun. Hac, ucu kaçmış bir yumak gibi varlığını açar. Bu kapalı daire, "devrimci niyet"le açılır, ufuk olur, yola koyulur. Dosdoğ
Muhammed İkbal, verimli İslam kültürünün insanlık toplumuna armağan ettiği en parlak fikri ve insani simalardan birisidir. İslam, insan ruhunun çeşitli boyutlarının tamamında büyük insan‘ı inşa etmiştir. Büyük insanlık ailesi, seçkin şahsiyetlerinin birçoğunu İslam'a borçludur ve İkbal bunlardan birisidir. Ne var ki İkbal'i bu büyük adamlar arasında seçkin kılan şey, meyve veren bu büyük ağacın, İslam kültürü tarlasının afete uğradığı, hüzünlü ve ölümcül bir sonbahar sessizliğine gömüldüğü, aynı zamanda söm
Ve işte o zaman bir yazarın eylemi (işi), bir konuşmacının, bir öğretmenin, bir mütercimin, bir ideologun, bir fikir önderinin, bir tarihçinin, bir aydının eylemi konuşmaktır: Ateşli sözlerden oluşan kurşunları düşmanın kara ordusuna yağdırmak, uyuyanları uyandırmak, cehalet gecesinin kara çadırını yırtıp yakmak ve düşünce alevi ile geceyi ateşe vermek, kışı ısıtmak, tek kelimeyle "mesajı" halkın kulağına iletmektir. Tarihleri alt üst eden, zamanları yaratan, medeniyetleri kuran peygamberler mesaj iletmekte
Yeni Çağ'ın özelliklerinden biri para ile barışılması, basiretin ve bilginin servet ile barışıdır. İlim servet ile neden barış yapıyor? Çünkü her ikisi ortak bir hedef bulmuşlardı; insanın günlük yaşamdan daha fazla faydalanması. Ortak bir hedef buldukları zaman, ister istemez işbirliği yapmalıdırlar ve ilim paranın kutsal olacağı ölçüde kutsal olacaktır. Gördüğümüz gibi günümüzün medeni dünyasında ilmin ve bilginlerin işinin ve görevinin değeri tam anlamıyla para ile ölçülmekte ve değer verilmektedir. İlim
Selam sana ey Allah'ın seçkin kulu olan Adem'in varisi! Selam sana ey Allah'ın peygamberi olan Nuh'un varisi! Selam sana ey Allah'ın dostu olan İbrahim'in varisi ! Selam sana ey Allah' ruhu olan İsa'nın varisi! Selam sana ey Ali'nin varisi, Allah'ın velisi! Garip! Kerbela sahnesi birdenbire gözlerimin önünde yeryüzü genişliğinde yayılıverdi; Hüseyin'in komutasında, Fırat kıyısında durmuş, yetmiş iki kişilik bir saf tarih boyunca uzanıverdi. Başı, Adem ile başlıyor ve sonu ahir zamana kadar, tarihin bitimin
Ey Rabbim! Alimlerimize sorumluluk, avamımıza ilim, müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza anlayış, anlamışlarımıza tutuculuk, kadınlarımıza şuur, erkeklerimize şeref, yaşlılarımıza bilgi, gençlerimize asalet, hocalarımıza irade, tebliğcilerimize hakikat, dindarlarımıza din, şairlerimize şuur, araştırmacılarımıza hedef, umutsuzlarımıza umut, zayıflarımıza güç, muhafazakarlarımıza hareket, ölülerimize hayat, körlerimize görüş, suskunarımıza feryat, Müslümanlarımıza Kur'an, Şiilerimize Ali
Muhammed İkbal, verimli İslam kültürünün insanlık toplumuna armağan ettiği en parlak fikri ve insani simalardan birisidir. İslam, insan ruhunun çeşitli boyutlarının tamamında büyük insan‘ı inşa etmiştir. Büyük insanlık ailesi, seçkin şahsiyetlerinin birçoğunu İslam'a borçludur ve İkbal bunlardan birisidir. Ne var ki İkbal'i bu büyük adamlar arasında seçkin kılan şey, meyve veren bu büyük ağacın, İslam kültürü tarlasının afete uğradığı, hüzünlü ve ölümcül bir sonbahar sessizliğine gömüldüğü, aynı zamanda söm
Adalet Adalet, sınıfsal eþitliği sağlamak ve bireyin birey tarafından, bir sınıfın bir baþka sınıf tarafından sömürülmesini, toplumsal, ekonomik, hukukî vs. ayrımcılığı ve çeliþkiyi ortadan kaldırmak anlamındadır. Değer Değer (valeur), bencil ve maslahat gözetici maddî ve bayağı menfaat ve güç araçlarına karþılık olarak, insanda kendisine karþı saygı, kutsallık, asalet, iman, fazilet, güzellik ve hayır duygusu uyandıran her türlü sıfat, yön, olgu, eylem ve hareket demektir. Liberalizm Liberalizm, t
Her medeniyetin tarihsel bir serüveni ve yapı tarzından ve inşasında kullanılan unsurlardan meydana gelen görünür bir bedeni vardır. Bir medeniyetin bu yönlerini incelemek kolaydır. Aslolan bir medeniyetin ruhunu, eğilimlerini, düşüncelerini, inançlarını, içsel çelişkilerini ve gizli ukdelerini incelemek; çeşitli içyapıları ve gizli köşeleri hakkında araştırma yapmak ve özellikle değerlerini ortaya koymaktır. Her medeniyet bir insan gibidir. Onun yaşam olaylarının biyografi ve fizyolojisini, ailevi ve sosya
Birden elindeki elmayı uzattı ve gözleriyle benden onu dişlememi istedi. Fakat ben dudaklarımı daha sıkı kapattım. Yüreğimdeki dilsiz bir duygu diyordu ki an, büyük bir inkılâp anıdır. Bütün varlık olduğu yerde durmuş heyecanla bekliyordu. O, bir isyan alevi gibi karşımda dalgalanıyor ve sabırsız yakıyordu beni. Bense kalbinde korkunç bir volkanın patlamak için sabırsızlandığı dağ zirvesinin sakinliğine sahiptim. O her an daha kararlı ve saldırgan, ben her an daha tereddütlü ve ezgin. Günah duygusu. İsyan,
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 55 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1