Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ordu Kumandanı Sakallı Nurettin Paşa: “Miralay Reşat Bey! Yarın 12.00’ye kadar tepe alınacak. Alamazsanız, ben sizin yerinizde olsam yaşamam!” Tümen Kumandanı Reşat Bey: “Benim yerimde olmanıza lüzum yok, ben zaten yaşamam!” Balkanlar’dan Çanakkale’ye, Doğu Cephesi’nden Filistin’e ve esarete kadar giden 27 yıllık askerlik yaşamı hep savaşarak geçen bir kumandan Miralay Reşat Bey. Aldığı ölümcül yaralara rağmen muharebe meydanlarından ayrılmayıp her defasında Mehmetçiklerinin yanında olmayı seçer. Son durağı
"Savaş mızraklı trampetli bir bayram değildir. Onun manzarası kandır, ölümdür..." diyen Tolstoy'a selam olsun! İstanbul-Varna-Sivastopol üçgeni, 1854-1855... Harbiye'den beri arkadaş olan, aynı kadına âşık, fakat ahlakları, kişilikleri ve muratlarıyla bambaşka dünyalara ait iki Osmanlı zabiti, yarım milyon askerin canına mal olan acımasız Kırım Savaşı'yla sınanıyor. Sadece şahsi "faide" düşünen, yükselme hırsı artık ihtirasa dönüşmüş şımarık yalı çocuğu Osman Efendi ile reayadan, fedakâr ve idealist Ertuğru
"Selam olsun Tolstoy'un Sivastopol'una..." İstanbul, 1854... Dünya savaşlarının atası sayılan Kırım Savaşı'nda, Sivastopol cephesi yolcusu iki zabit... şımarık ve "faide odaklı" yalı çocuğu Osman Efendi ile fedakâr, idealist ve reayadan Ertuğrul Efendi... Harbiye'den beri arkadaş olan bu iki mülazım ahlakları, hayatları ve kaygılarıyla da sanki iki ayrı dünyaya aittir. Ve bu dünyaların ortasında hem bir İngiliz yarbayın karısı olan Evelyn'e aşkları, hem üstlendikleri çetin vazife, hem de Batı'nın "hasta ada
Cihangir Akşit'in yetkin kaleminden belgesel bir roman, unutuş karşısında bir hatırlama vesikası, ibretlik bir trajedinin yaşamı öven destansı anlatısı, Sarıkamış 1914'e bir insanlık borcu: Sarı Sessizlik! "Cihangir Akşit'in son derece güzel bir çalışması: Sarı Sessizlik. 1914-1915'in o unutulmaz kışında doğu cephesinde yaşananları okuyunca insanın tüyleri diken diken oluyor. Bir iki sayfa bakar işime dönerim diye düşündüm, bir iki sayfa derken bir de baktım 50. sayfadayım. Akşam eve geldim, devam ettim. S
Roman elbette bir tarih kitabı değil, ama bir tarih kitabı kadar "gerçeğe" sadık kalmak zorundadır. Onun için iyi romanın özelliklerinden biri de "gerçeği" insani yanımızla buluşturabilmesindeki gücüdür. Ülkemiz tarihinin en yakıcı "gerçekliklerinin" yaşandığı savaşları, tarih bilinci ve özenli bir roman kurgusuyla bütün boyutlarıyla günümüze taşıyan yazar Cihangir Akşit bu kez Kore Savaşı'nı bize anlatıyor. 1950'de Demokrat Parti'yi iktidara getiren şartlar, ülkenin yaşam koşulları, NATO'ya girebilmek
Tükendi
Bu yönüyle "Sari Sessizlik", edebiyat eserlerinin ayni zamanda nasil bilgi kaynagi olabilecegine ait mükemmel bir örnek. Romanin en güçlü yani ise, kanimca sonlarina dogru, Mülazim Sacit'in agzindan savas olgusuyla bir yaman bir hesaplasmaya dönüsmesi... Mülazim Sacit'in, küçük Zincan'la yaptigi konusmalar, sadece öldürmeye yarayan savasa karsi bir hayat dersidir: "Mesela, bak su karsi tepedeki yesilliklere; eger aralarindaki onlarca ton farkini, koyuyu, çok koyuyu, açigi, sariyi, kirmiziyi, yesili gözünde
Tükendi
Savaş edebiyatının usta kalemi Cihangir Akşitten soluk soluğa okunacak bir macera ve aşk romanı 1950 yılında hükümetin aldığı kararla, Ankarada apar topar kurulan 5 bin kişilik bir Türk tugayı Koreye gönderildi. Her ne olduysa oldu, 1. Türk Tugayı kendisini ateşin tam ortasında buldu. Ve perişan halde geri çekilen müttefiklerine beklenmedik üç altın gün kazandırdı... Savruluş, Anadoludan İstanbula geldikten sonra hayatını Kurtuluşta üvey babasının yanında bakkal çırağı olarak geçiren; ancak hiç bekle
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1