Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 35 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
İnsanlar hayatın her alanındaki her şeye, her varlığın yapısını kapsayan evrim düşüncesi gözüyle bakmaktalar. Evrim düşüncesi bu şekilde insanların anlayışlarını istila ettiği bu şekilde insanların anlayışlarını istila ettiği zaman, düşüncelerinin din ile çatışması kaçınılmaz bir hal alır. Çünkü din, insanlığın anlayışında ve algılayışında değişmezliği temsil eder. İlahın, akidenin, ibadetin, değerlerin, kavramların ve geleneklerin değişmezliğini, hayatın değişmezliğini temsil eder. İnsanlığın anlayışında
İslam, Allahın indirmiş olduğu Kitabındaki ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetindeki İslamdır. Ondan sapan nesillerin uyguladıkları İslam değildir. İşte Allahın indirdiği hali ile bu İslam, ümmete karşı bir delildir. İslamın uygulanmış şekli, İslamın ilk dönemidir. Yani Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin ve ondan sonraki raşid halifelerin dönemidir. Bu dönemde İslamın bütün ilkleri, değerleri ve ölçüleri uygulanmıştır. Allahın indirdiği gibi İslamdan söz ederken vakıa dünyasında uygula
Gerçek şu ki batılı bilim adamı, bu bilimleri ele alırken her şeyiyle kendini bilime verdiğini ve pozitif bir dikkatle konusuna eğildiğini sanmaktadır. Oysa o; birtakım ön kabullerle sahaya girmiş olduğunun ve -farkında olsun ya da olmasın- bu ön kabullerin, konuyu ele alış şeklinde ve araştırmasından çıkardığı sonuçlarda etkili olduğunun da farkında değildir.
Kur'an-ı Kerim, başka hiçbir eserin açıklığa kavuşturmadığı şekilde, arı ve duru tevhid akidesini açıkça ortaya koymuş, başka hiçbir kitabın yapamadığı bir şekilde insanların kalplerine girebileceği her yerden ve her taraftan girip nüfuz etmiştir. Çünkü bu kitap, insan hayatının ve varlığının her türlü ihtiyaç ve gereklerini karşılayabilecek eksiksiz bir şeriat ihtiva eden bir kitaptır. Onun bu özelliği yalnızca indiği zamanla sınırlı değildir. Aksine zaman istediği kadar uzayıp gitsin ve varlık alanları is
Bu çalışma, sadece günümüz dünyasının vakıasına egemen olan Rabbani sünnetleri bilme çabasıyla, bu Rabbani sünnetler ışığında olup biten olayları yorumlama çabasıdır. Bu da bir taraftan olup biten bu olayların ne anlama geldiğini bilmek, diğer taraftan da nereye varmalarının mümkün olabileceğini kestirmek içindir. Buna göre bu çalışma, katıksız öbjektif bir incelemedir, katıksız bilimsel bir çalışmadır. Fakat bu çalışma, Allahın Kitabından ve Rasulü sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetinden kaynaklanan beşe
Kuran-ı Kerimde gerek peygamberlerin gerekse de peygamber olmayan insanların yaşadıkları değişik olaylar anlatılmaktadır. Kuran bunları tarihi bilgi vermek için değil, insanlara doğru yolu göstermek için anlatmıştır. Kuranın etkileyici bir üslupla anlattığı bu kıssaların en temel hedeflerinden biri, insanların ibret ve ders almalarını sağlamaktır. Bu kıssalar anlatılarak, aynı olayların herkesin başına gelebileceği, bu nedenle de dikkatli olunması gerektiği hatırlatılır. Bu kıssalarda iyi ya da kötü insan
Tükendi
Peygamberimiz Hz. Muhammed´in anlatmakla bitmeyecek, yazmakla tükenmeyecek örneklerle dolu hayatı. Yazar Muhammed Ali Kutup´un usta kaleminden, gençler için.. Alemlerin efendisine selam olsun!..
Müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilen Peygamberlerin sonuncusu Resulullah (sav)'ın doğumundan Rabbine kavuşmasına kadar geçen süre insanlık tarihinin en dikkat çekici dönemdir. Cahiliyenin karanlık dehlizlerinde bulunan insanlığa bir ışık, bir nur oldu O (sav). Son peygamber olarak görevlendirilmesinden vefatına kadar olan dönemde yaptığı bütün hizmetler, insanların kendilerini yaratan Allah'a en güzel şekilde kul olması, yaratılış gayelerine uygun olarak insanca yaşanan bir dünya kurulması ve ahiretin
Elinizdeki kitap yalnız Müslümanlari çin yazılmadı. Bununla birlikte Müslümanlar bu kitapla dinlerinin taşıdığı deri daha yakından görmek suretiyle yararlanabilirler. Nitekim Ömer el-Faruk (r.a.) "Cahiliyeyi bilmeyen kişi İslam'ı da bilemez." demektedir. O halde Müslümanların, çağdaş cahiliyenin sapmalarını bilmeleri, Allah katından indirilmiş olan dinin mükemmelliğini daha iyi tanımaları hususunda bilgilerini artıracaktır.
Ama son iki asırda zayıflık ve dağılma, bütün İslam dünyasını istila etti. Haçlılar bu ikinci dönem saldırılarında İslam dünyasının büyük bir çoğunluğunu istila etme imkanını buldular. Daha sonra da uluslararası Siyonizmin yardımı ile- İslam devletinin varlığına son verebildiler. Şimdiki çözülüş döneminin de öncekilerinin sona erdiği gibi sona erip, biteceğine ve İslam ümmetinin Allahın ve Rasulünün vaad ettiği gibi - ki onun vaadi haktır- bir defa daha imkan ve iktidarı elde edeceğinden hiç şüphemiz yoktur
Sahih bir inanca sahip olsak da, ibadette şirke düşmekten kurtulsak da, mahkemelerimiz Allahın şeriatı ile hükmetse de, ilmi, iktisadi, medeni, ahlaki, içtimai ya da fikri alanlarda geri kalmış, bundan dolayı sesimizi kesmiş ve bunu ortadan kaldırmak için çalışmamışsak, La ilahe illallahın hakkını gerçekten verdiğimizi iddia edemeyiz Çünkü bütün bunlar, La ilahe illallahın gerektirdiği konulardır. Bu konuda, ister farz-ı ayn ister farz-ı kifaye olsun, Müslüman ümmetin yerine getirmesi gereken Allah ve Rasul
... Aynı şekilde ümmet, Tihde bulunuyor iken Osmanlı yönetiminin haksızlıkları karşısında alması gereken ilaç ile batının ona sunmuş olduğu alternatif ilaç arasındaki farkın boyutlarını da idrak edemedi... Osmanlı yönetimindeki yanlışlık; siyasal istibdattı... Buna karşılık ümmete sunması gereken ilaç, siyasal alanda ümmetin doğru ve sağlıklı İslâmi bir ruh ile eğitilmesi olmalıydı. Bu ise yöneticiye, yöneticinin Allaha ve Rasulüne itaat ettiği hususlarda emrini dinleyip itaat etmek, emanetinin gereğini
Tükendi
Bize medeniyet maskesiyle pazarlanan Batı'nın gerçek yüzünü gözler önüne seren Üstad Muhammed Kutub, bu kitabından İslam toplumunda oluşturulan yenilgi psikolojisi ile ataletin nedenlerini ve doğurduğu sonuçları irdelemektedir.
Muhammed Kutub, bu eserinde müslümanın herşeyden önce zihnindeki kavramları yanlış yorumlardan ayıklayarak tashih etmesi, doğru temeller üzerine oturtması gerektiğini dile getirmektedir. Buradan hareket eden yazar kelim-i tevhid, ibadet, kaza ve kader, dünya ve ahiret kavramlarını ele alarak incelemektedir. Ayrıca kelime-i tevhid`in pratiğe dökülmesi ve kişinin hayatına yansıması gereken bir gerçek olduğu da eserde işlenen konular arasındadır.
Tükendi
Bir müslümanın bütün hayatı inanç temeline oturmalıdır, düşüncesiyle kaleme alınan bu eser Allah’a imanın temellerini Kur’ân-ı Kerim’den hareketle sunmaktadır. Ele alınan konular yalın ve açık bir dille ifade edilerek İslâm inancının temeli ayetlerle ortaya konmakta, tevhidin günümüz insanı için anlamı ve bu yoldan sapmanın sebepleri açıklanmaktadır. Eserleri ile bütün İslâm dünyasında tanınan Muhammed Kutub, bu kitabında müslümanın inancını tevhit zemininde düzenleyen sistemin ana hatlarını çizmektedir.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 35 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2