Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 35 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Şu yanlış kavramlar ve garip düşünceler akıllara nereden geldi acaba?: - Dinin sosyal hayatla ne alâkası olabilir?! - Dinin bir ekonomik sistemi olamaz! - Din; ferdin toplum ve devletle ilişkilerine dair ne getirebilir ki?! - Dinin hayat olgusu ve günlük yaşamda ne gibi bir rolü olabilir; örfler bakımından, giyim kuşam cihetinden hele hele kadın kıyafeti ile dinin ne alâkası var? Böyle düşünenlere göre dinin; sanat, basın-yayın, sinema ve televizyon gibi konularda da asla sözü ve yeri yoktur. Biz, bu s
Tükendi
Bir müslümanın bütün hayatı inanç temeline oturmalıdır, düşüncesiyle kaleme alınan bu eser Allah'a imanın temellerini Kur'an-ı Kerim'den hareketle sunmaktadır. Ele alınan konular yalın ve açık bir dille ifade edilerek İslam inancının temeli ayetlerle ortaya konmakta, tevhidin günümüz insanı için anlamı ve bu yoldan sapmanın sebepleri sonuçlarıyla açıklanmaktadır. Eserleri ile bütün İslam dünyasında tanınan Muhammed Kutub, bu kitabında müslümanın inancını tevhit zemininde düzenleyen sistemin ana hatlarını çi
İnsan zıt, çift tabiatlı (Ambivalence) bir mahlûktur. Hem en üstün mertebeye çıkabilecek güçtedir hem de en alt tabakalara düşecek kabiliyette... Dinin koyduğu külli gerçekler, bilimin verdiği ayrıntılı bilgilerle birleşince hayatın normal akışı sağlanır. Biz Müslümanlar insan psikolojisi üzerinde İslâm’ın görüşünü ortaya koyabildiğimiz zaman, Batının bozuk psikolojik ekolleriyle üzerimize akan nazariyeler seline karşı koyabiliriz. Bunun yanı sıra sürükleyip getirdiği ahlâkî, fikrî, sosyal ve ekonomik bozuk
Tükendi
Kur'an-ı Kerim'de gerek peygamberlerin gerekse de peygamber olmayan insanların yaşadıkları değişik olaylar anlatılmaktadır. Kur'an bunları tarihi bilgi vermek için değil insanlara doğru yolu göstermek için anlatmıştır. Kur'an'ın etkileyici bir üslupla anlattığı bu kıssaların en temel hedeflerinden biri insanların ibret ve ders almalarını sağlamaktır. Bu kıssalar anlatılarak aynı olayların herkesin başına gelebileceği bu nedenle de dikkatli olunması gerektiği hatırlatılır. Bu kıssalarda iyi ya da kötü
"Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten nehyedersiniz ve Allah'a iman edersiniz." (Âl-i İmran, 110) "İşte böylece sizin insanlar üzerinde şahitler olmanız, Rasûl'ün de sizin üzerinizde bir şahit olması için sizi dengeli bir ümmet kıldı." (Bakara, 143) Bütün peygamberlerin milletlerine çağrıları bir davetti, tevhid daveti! Allah'tan başka ilah yoktur! Allah'a kul olun, size ondan başka hiçbir ilah yoktur! Kur'an'ın birçok suresinde, özellikle A'raf,
Bazı kimselerin zannettiği gibi eğitim birkaç vaaza ya da güzel ahlaki değerlerle bezenecek belirli birtakım yaşayışa çağırmaktan ibaret değildir. Her ne kadar bu durum eğitim eyleminde önemli bir temel teşkil etmekte ise de bu böyledir. Ayrıca siyasal, ekonomik, toplumsal, fikri ve kültürel bütün alanlarda eğitim işleminin bizzat özünde yer almakta ve dolayısı ile Yüce Allah'ın indirdiği Kitabı aracılığı ile yeryüzünü Rabbani yöntemin yol göstericiliğinde imar etmesini istediği "salih/iyi insan"ın yetiştir
Beni, Kelimei Tevhid hakkında yeniden yazmaya iten sebep; bazı insanların bu önermedeki konumlarıdır. Bu insanlardan bazıları İslama bizzat kendileri davet edenler, bazıları da, insanları İslamın asıl çizgisinden saptırmak için fikirlerini yayan, müslümanların davalarını savunur gibi görünen ve İslama davet tezahüratları yapan, laiklerden birazcık fazlalığı olan peşin hükümlü gençlerdir.
Hz. Muhammed (s.a) ve dört halife dönemi Müslümanlar tarafından 'Saadet Asrı' olarak nitelenir. Elinizdeki kitap o dönem Müslüman toplumunu oluşturan faktörleri ve o neslin özelliklerini ele almaktadır. Peygamberimizin şahsiyeti, İslam medeniyetinin insanlığa katkıları, Örnek İslam toplumunun özelliklerinden uzaklaşmanın sebep ve sonuçları da kitapta işlenen konular arasındadır.
İnsanları nasıl davet edeceğimizi bilmemiz, son derece önemli hususlardandır... Çünkü bugün İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı bu kriz, son derece keskin bir krizdir... Bütün düşmanlar İslam'a karşı savaşmak için bir araya gelmiş bulunuyor. Belki de daha önceden bu çapta ve bu ısrar ile İslam düşmanları bir araya gelmiş değildir. Diğer taraftan bugün insanlığın İslam'a olan ihtiyacı, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e indirildiği günlerdeki ihtiyacından daha az değildir. He pimiz, bu yapının Allah
Eski Müslümanlar, bundan başka, sapık bir toplumun içerisinde bulundukları halde, hatta bu sapıklıkta onlara yardım etmemiş olsalar ve kendileri onlara uymasalar bile, bu insanları kendi hallerine bıraktıktan sonra sırf iyiniyetleri sayesinde Müslüman kalabileceklerine inanmış değillerdi. Çünkü onlar, İslâm'ın hakikatlerden uzaklaşan beşeriyeti insanlığı Allah'a döndürmek, gönderdiği emirleri kesin olarak kabul eden Müslüman bir toplum meydana getirmek gayesiyle gönderilmiş bir nizam olduğunu biliyorlardı.
Tükendi
İslâmî eğitim metodu, beşeriyeti doğru yolda ilerletip ona doğru yolu göstermenin Rabbânî yöntemidir. Böylelikle beşeriyet doğru yolu bulur, dengeye kavuşur. Hayatta izlemesi gereken dosdoğru istikameti takip eder. İslâmî eğitim metodu, yeryüzünün bütün yöntemleri arasında eşsiz bir yere sahiptir. Bu yöntem kapsamlı oluşuyla, insan nefsinin bütün inceliklerine, bütün duygu, düşünce ve içinden geçenlere karşı uyanık duruşu itibariyle eşsizdir. İnsan ruhundaki ve hayat vakıasındaki etkisiyle eşsizdir. İşte ta
Tükendi
Bugün aydınların çoğu dinî meselelerde manevî sarsıntıların ızdırabını çekiyor. Zaman zaman kafalarında şöyle sorular dönüyor: Acaba din hayatın gerçeklerinden biri midir? Eğer geçmişte öyle idiyse bilimin hayatın şeklini değiştirdiği, dünyadan bilim ve bilimsel gerçeklerin dışında herhangi bir konunun kalmadığı bugün de öyle olmaya devam ediyor mu? Din beşerî bir ihtiyaç mıdır yoksa şahsî bir mizaç meselesi midir ki o zaman dileyen dindar olur dileyen inkâr eder, sonuçta bu ve öteki eşit midir?
İslam'ın insan psikolojisi ile ilgili görüşü, bilimsel araştırmalar semasında asılı kalan, fildişi kulelere kurulup yeryüzüne hiç inmeyen, somut gerçeklerle yüz yüze gelmeyen soyut bir teori değildir. Bilakis İslâm'ın ortaya koyduğu nazariye, bizzat realiteler dünyasından alınmıştır. Bu nazariye, kendi işlevini yine kendine özgü bir metot içerisinde, büyük hayat makinesinin dişlileri arasında icra eder. Biz Müslümanlar İslam'ın insan psikolojisi ile ilgili görüşünü ortaya koyabildiğimiz takdirde, batının he
Tükendi
Şüphesiz beşer hayatındaki her bir şey ve bu kainatın tamamında her bir husus Allah'ın kaderi ile gerçekleşmektedir. Fakat Yüce Allah'ın kaderi birtakım sünnetler aracılığı ile cereyan eder. Şamı yüce Allah da indirilmiş olan Kitabı'nda bu sünnetleri bize öğretmiştir. Yüce Allah bunları bu sünnetler gereğince yol almamız için öğretmiştir. Ayrıca ne bu maddi kainatta ne de beşer hayatında hiçbir şeyin bir raslantı sonucu meydana gelmediğini, ortaya çıkmadığını öğrenmemiz için bunları bize öğretmiştir.
Bizler İslami çalışmada eğitime önem vermenin zorunluluğunu yüksek sesle dile getirirken bazı kimseler arasında birtakım sorular gündeme gelir. Eğitimden maksat nedir? Herhangi bir şey yapmadan önce eğitim ne zamana kadar sürecektir? Bazıları da şöyle der: ? Yeteri kadar eğittik. O halde bundan sonra yapılması gerekeni araştıralım." Hatta bazı kimselerde şunu dile getirirler: ?Düşmanlar bizim eğittiklerimizi yakalayıp zindanlara atıyor ve öldürüyor ya da baskı altında tutmalarından dolayı onları eğitmek içi
Müslüman için Kur´an, karşısına çıkacak her meselede kendisine başvurulacak ana müracaat kitabıdır. Bu nedenle Kur´an, sıradan bir eseri okur gibi bir defa okunup kaldırılacak bir kitap değildir. Yine alışılagelen şekliyle yalnız hastalar veya ölüler için okunup üflenen bir kitap da değildir. O; ahiretin kitabı olduğu kadar, dünyanın da kitabıdır. O, hastaların ve ölülerin kitabı olmaktan çok, hayatın ve yaşayanların kitabıdır. Muhammed Kutub, bu küçük eserde, gündelik hayatın problemleri içinde, Kur´an´ı,
Üstad Muhammed Kutub bu kitabında, Batıda ortaya çıkan kavramaları İslama uyarlamaya çalışan ve bundan dolayı da hatalara düşen Müslüman düşünürlere eleştiriler getirmekte ve İslama mal edilmeye çalışılan bu kavramların tartışmasını yapmaktadır. Din ile deneyiminde, dini ancak din adamları aracılığı ile bilen, dini uygulamayı da ancak bu din adamlarının kendilerine öğrettiği yol ile bilip öğrenebilen Batıya göre, biz Müslümanların kendimize ait özel bir bakışımızın olması daha doğru değil midir? Çünkü bizi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 35 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1