Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yazmadan dur da görelim! "Yazmamanın ya da yazmanın grevi olmaz; yazmak da bir çeşit mahkûmluk, yazıya mahkûm olma hâli." Güzel yemekleri düşünmeden dur da görelim!"Olur mu öyle şey? Hayata gözlerini yummaya benzer güzel, lezzetli yemekleri düşünmemek, düşlememek." "Yemekle ilgili cümleler, paragraflar, sayfalar da öykülerin, romanların kahramanlarından sayılırlar. Yani vazgeçilemezler." Ne çok şey yemişim, ne çok değişik yemeğin varlığından haberim olmuş. Hepsi... hepsi... günlerime sığmış, anılarımda
"Doymak mı, içmek mi? Her ikisi de. Amaç doymaksa, bir biçimde doyuluyor. Amaç içmekse, bir biçimde içiliyor. Doymakla içmek arasında kopmaz bir bağ var; hayatla yemek ve su arasındaki bağ gibi. Karın doyurmanın ötesinde, yazılanların odağındaki yeme-içmenin dünyasında gezinip duruyorum ben. Yani, yemenin edebiyat yapıtlarındaki gölgesinin peşindeyim ben. Onlarda, yemek tarifinden güzel sofralara, değişik yemeklerin insan ruhu üzerindeki bıraktığı izlere, şiirlerdeki yeme-içme imgelerine, öykü ve deneme
Mekânı cennet olsun bu yaşamın Işık içinde yatsın sesi soluğu çıkmayan ülkem Ya bu şafağı kaldırın başımdan Ya ben kendimi atacağım zeytin ağacından Gültekin Emre 1951 yılında Konya'da doğdu. Ankara Üniversi¬tesi DTCF Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi (1974). İlk şiiri Türkiye Yazıları dergisinde çıktı (1977). 1980'den beri Berlin'de yaşıyor. Parantez (17 sayı, 1986-87), Şiir-lik (55 sayı, 1994-96) ve Melez (2 sayı, 2002) adlı şiir dergilerini çıkardı. Toplu şiirleri Kü¬çük Deniz'den (2009) sonra Çın
Tükendi
Gültekin Emre'den ustalık belgesi gibi bir kitap "Yürü Dur Boya" Gültekin Emre'nin yeni şiir kitabı "Yürü Dur Boya" Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı. Rüzgârgülü, Kayıp Valiz, Cemre Gamzesi, Sus ve Dinle başlıklı dört bölümden oluşan kitapta 32 şiir yer alıyor. Şair "Yürü Dur Boya" ile şiirinin adeta burçlarına çıkıyor. Tekinsiz zamanların, acı olayların sesini şiirleştiriyor. Eleştirel bir duyarlığın yüksek dozuyla sözü kıvama getiriyor. Ben büyüdüm ya Bilmiyorum aralarda ne olduğunu Küçülüyor gözlerim, e
Tükendi
Şiir Kütüphanesi! Evet, evet bu kitabın bir adı da bu olmalıydı; Şiir Kütüphanesi! Şiirlerden, şairlerden ve yeni yayımlanan şiir kitaplarından el alıyor çünkü. Şiir ve şair gurbetin ikiz kardeşleri. Kardeşim Gurbet, yalnız değil, şiir ve şair kardeşleri var. Şiir kütüphanesi büyük bir aile.
Tükendi
Takvimler de bir oyun, oyuncak değil mi? Ya, akıp giden zaman? Oyundan başka ne ki? Bir tiyatro yeri değil mi dünya, hayatımız, içinde kaybolup gittiğimiz oyunlar ve resimler? Kardeş Resimlerde Dünya Sahnesinde içinde kaybolup gittiğimiz resimleri derinlemesine irdeliyor Gültekin Emre. Berlinin eşsiz sanat ortamında görme imkânı bulduğu onlarca resmi anlatıyor. Çünkü ona göre; hiçbir görüntü bir anlık değil, sonsuza kadar da kalıcı değil; bu yüzden de gözün gördüğü görüntünün dayanılmaz çekiciliğinin yanınd
Tükendi
Opus, bir müzik kitabı değil ama tınıları, farklı sesleri imgelerde besleyen ortak bir şiir kitabı. Geçen yıl aramızdan ayrılan Hulki Aktunç'la Gültekin Emre'nin birbirlerine yazdıkları, hiçbir yerde yayımlanmayan şiirlerinden oluşuyor bu özgün toplam. Gültekin Emre'nin Hulki Aktunç'a okuması için yolladığı şiire Hulki Aktunç'un şiirle yanıt vermesiyle başlayan bir serüvenin kitabı, Opus. 2009'dan günümüze uzanıyor Berlin-İstanbul arasında dizelerle örülü bir köprü oluşturarak. "Önsöz" ve "Sonsöz"de ise
Tükendi
Günlükler günün her anını kapsamıyor, yalnızca en derin izin oluştuğu düşünceleri, gözlemleri, unutulmaması isteneleri öne çıkarıyor. Küçük küçük pecerelerin içerden dışarıya ya da dışarıdan içeriye açılması, farklı manzaralrın ortaya çıkması... Bir de okuduklarımın yaşadıklarımla örtüşmesi var günlüklerde; can alıcı dizeler, kitaplar, değerlendirmeler, düşünce kırıntıları... derin izler, düşler... Onca usta günlükçünün yanında çırak durmayı başarmak isterdim Kardeş Günlükler'le şiirlere, dizelere, kitaplar
Tükendi
Bir dağı bir dağla barıştırmak gibidir Bir çiçeği bir çiçekle aynı bukette Dağlamak Gözlerin yuvasında kaybolan Sıyrılan etek, açılan bacak, aralanan kasık
Tükendi
Yola çıkmadan önce bilemezdi yolun sonunun nereye varacağını, kimlerle karşılaşacağını. Geldi, sabah beşte kalktı yıllarca; güneş batarken döndü evine. Düş kurmayı unuttu: Gördü Hanya'yı Konya'yı gurbette! Keşke hiç gelmeseydim buralara, demedi. Dönüş yolunu gözlerdi bir zamanlar. Artık dönüş de yok geriye. Bitti. Yol bitti Kar yağıyor Hayat dolu bir kadın saçlarını savurarak geçip gitti yanından.
Tükendi
Solgun, sorguda girdim âmâ bir avluya görmek için seni Bir kuş yuva yapmış kanatları kırık mor bir gülün bağrına 'Uzun hava derler buna' derdi annem suratı allak bullak bozkıra bakıp Bir ayrılığın başlangıcını başardı oylanan oyun sana bana sırtını dönüp Bunlar geride mi kalacak, gerisi de var ciğerpare yara be berenin Karanlık bastırır avlu, balkon, oda dinlemeden, kıvır kıvır kıvırtmadan... Sana bunları demeyecektim görebilseydim geceye akan kan kan yüzünü... Akşamın soluk benzine renkler konduradursun h
Tükendi
ÇINLAMA Bir topu yuvarlamak gibidir gitmek ürküp kaparken pencerelerimi Açılmış kollara bırakırken kendimi debisiz bir ırmağa kapılıp Bir grup foğrafı çektirir gibi gidiyorum bir yığın tanıdık hayaletle Nereye varacağını bilmediğim bir uykunun eşiğinden dönüp Gidiyorum, kapım açık ama suyum akmıyor
Tükendi
Gültekin Emrenin 1977den 2006ya uzanan yaklaşık otuz yıllık şiir yolculuğu, Küçük Denizle YKY okurlarının kitaplıklarına taşınıyor. Kurşunî Bir Siperde, Bizsiz Gibi, Aşk ve Minyatürler, Siyaha Elveda, Taşı Sula, Kanun Hükmünde Şiir ve Melez adlı yayımlanmış yedi kitabı bir araya getiren Küçük Deniz, bu toplamada ilk kez yayımlanan ve kitaba adını veren Küçük Deniz dosyasını da içeriyor. Gültekin Emrenin edebiyat üzerine yazılarını bir araya getiren Kardeş Fırtınalar ve Kardeş Alevler de YKYden çıkmıştı. T
Tükendi
Gültekin Emre şiir eksenli kitabı Kardeş Fırtınalardan sonra, Kardeş Alevlerde öykü, roman, şiir ve yazar ekseninde seyreden yazılarını bir araya getiriyor. Tezer Özlüden Sait Faike, Enis Baturdan İlhan Berke, Füruzandan Dağlarcaya, Adnan Binyazardan Ece Ayhana uzanan bir yelpazede metinler arasında geziniyor. Şimdi, yurtdışında yaşayan yazarlar, içinde yaşadıkları toplumun dilini iyi konuşsalar da, o ülkenin yazarı mı sayılacaklar? Yurtdışında yazmakla, Türkiyede yazmak arasında bir fark yok mu? Yazar,
Tükendi
1980´den beri yaşadığı Berlin´de yeni ülkeler, yeni denizler, yeni sokaklar, yeni mahalleler bulmuş şair Gültekin Emre. Bulmasına bulmuş da 1956 - 1980 Ankara´sını unutturamamış bu ona. Şair, çocukluğunun, gençliğinin geçtiği Ankara mahallelerini, sokaklarını, evlerini aramış her gittiği yerde. Onda giderek iyice sararmış, solmuş bir fotoğraf haline gelmiş Ankara. Yitik Kent Ankara, bir şairin gözüyle farklı bir kent biyografisi.
Şiiri "fırtına", şairi "fırtına estiren" olarak tanımlıyor Gültekin Emre; bu algının ürünü tanıtım-değerlendirme yazılarında, Melih Cevdet Anday´dan İlhan Berk´e, Ahmet Oktay´dan Gülten Akın´a, Enis Batur´dan Hulki Aktunç´a, Cevat Çapan´dan Refik Durbaş´a çok parçalı bir "Türk Şiiri Panoraması"na varıyor; her bir şairi "kardeşçe" adlandırıp selamlayarak: Ahmet Oktay, "şiiri-mizin genç çınarı"; Gülten Akın, "şiirimizin sevdalı rüzgârı"; Cevat Çapan, "şiirimizin Fenikeli martısı"; Hulki Aktunç, "şiirimizin ya
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1