Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 13 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kimsenin, düşlerini elinden almasına izin verme!Zamanı ve yeri olmayan bir ülkeye bir gün iyi görünümlü, varlıklı bir adam gelir. Etkileyici konuşması ve zenginliği sayesinde, bu ülkede yaşayan herkesin umutlarını ve geleceklerini, yalanlarıyla yok etmektir amacı. Bir zaman sonra devasa bir yapıyla bu ülke ile dış dünya arasındaki bağı koparır. Ama unuttuğu bir şey vardır: Çocukların umudu ve masumluğu!Çiğdem Gündeş, çocuksu düşlerimiz ve umutlarımızla tüm olumsuz koşulları alt edebileceğimizi gösteriyor Dü
Tükendi
Yoksa kaybolan bir ayakkabı değil de bu bir oyun mu? Çiğdem Gündeş'le Mavisu Demirağ'ın ortak imzasını taşıyan Kırmızı Ayakkabı, dağ tepe dolaşıp sevimli bir çocuğun ayaklarına konan "oyuncu" bir ayakkabının izini sürüyor. Yansıma sözcükler ve ikilemeler ile renkli bir okuma deneyimi sunan bu şiirsel öykü, 5 yaş ve üzeri miniklerin merakını diri tutup onları yeni keşiflere sürükleyecek bilmeceli bir arayış öyküsü anlatıyor. Cıvıl cıvıl resimleriyle gözlerde canlanan Kırmızı Ayakkabı, hayallerin sınır tan
Yazmak güzeldir, hele özgürce. Mesela bir solucan hakkında... Şaşırdınız mı yoksa? Denemeye değer belki... Ressam bir komşunuz oldu mu hiç ya da bir tanıdığınız? Nereden ilham alır ressamlar? Kimlere, nasıl esin kaynağı olurlar? Ön yargılarımızı kırsak hayat kim bilir neler fısıldayacak kulağımıza... Yazarken, çizerken sözcükleri ve renkleri mi biriktiririz yalnızca? Ya yaşarken?.. Neler neler bulur saklarız her biri ayrı bir anı. Dokundukça sevinir, bazen hüzünlenir bolca güleriz. Siz neler biriktirdiniz?
Tükendi
Bir kutup ayısı atasözü ne der? A-TİK-TUK, A-TİK-TUK! Sınır tanımaz hayal gücüne sahip ödüllü yazar Çiğdem Gündeş, masal düşler yaratmadaki ustalığını bu kez öyküler kaleme almak için kullanıyor. Neler yok ki Gündeş'in öykü pınarında... Fasolada! Cacıki! Zeibekiko! 23 Nisan Çocuk Bayramı için Ege'nin karşı kıyısından Türkiye'ye gelen Elefteria'nın, Ceren'in ve ailesinin birbirlerinden öğrenecek çok şeyleri var. Hatta bizim bile... O zaman verin elinizi, şarkılar söyleyelim. Dilimiz farklı belki ama yaşamda
Goooll! diye ayaklandı tribünler. Fileleri yırtan top bir martının kanadına dokundu. Birlikte yükseldiler Kar taneleriyle indiler geceye. Sokağın başındaki evde oturan yaşlı kadın gülümsedi. Ihlamur kokularıyla şenlendi gece. Kadın, avcundaki ekmek kırıntılarını usulca bıraktı pencerenin önüne. Güvercinler geldi önce; kanat kanat gülümseyerek. Ardından çocuklar; inatçı, sevimli, kırılgan, neşeli, hayalperest çocuklar. Birlikte büyüdüler, kuşlar, düşler ve çocuklar. Anneleri, babaları da büyüdü onlarla birli
Tükendi
Bir zamanlar süse, gösterişe çok düşkün bir kral varmış. Kralın terzisi ona birbirinden güzel elbiseler dikermiş. Ancak terzi yaşlanmış ve işini eskisi kadar hızlı yapamaz olmuş. Kral yeni ve paragöz bir terziyi işe almış. Eski ve emektar terzisinin değerini bilmeyen Kral, bu yeni terzisinin iş bilmezliği yüzünden bütün krallığa rezil olmuş.
Heybesinde taşıdığı masallarıyla çocukların düşlerine renk katan usta masalcı Çiğdem Gündeş'ten, canı sıkılan yaramaz bulutların şekilden şekile girdiği, baharı kucaklayan hayalci çocukların oyundan oyuna koşturduğu neşe dolu bir masal: Eğlenceli Notalar. Düş kurmaca oyunu oynamak ister misiniz? Gökyüzünde süzülüp duran her yaştan bulutun severek oynadığı bu oyunla, bulutlar kimi zaman koca bir gemiye, kimi zamansa ucu bucağı olmayan bir martı sürüsüne dönüşebiliyor. Hayal gücünün sınır tanımadığı bu keyifl
Denizkızı, hatalı üretilmiş oyuncak bir bebek. Ne uzun saçları varmış, ne de güzel bir kuyruğu… Şarkı da söyleyemiyormuş. Diğer oyuncak denizkızlarına benzemeyen bu bebek, kimselere görünmeden bir oyuncakçıda günlerce saklanmayı başarmış. Ta ki yılbaşı akşamı o telaşlı müşteri mağazaya gelinceye dek...
Obur Prenses gün geçtikçe tombullaşıyor, tombullaştıkça daha çok yiyormuş. Prenses artık ne oynamak istiyormuş ne dans etmek. Prensese ne yemek dayanıyormuş ne de aşçı. Kral bütün ülkeye haber salıp derdine çare bulacak birini aramaya başlamış. Saraya gelen delikanlı, prensesi bu yeme hastalığından kurtarabileceğini vaat etmiş. Bakalım nasıl?
Bembeyaz, pırıl pırıl inciler nasıl oluşur? İşte meraklısına inci tanesinin masalı. Bu masalla hem denizin dibinin renkli dünyasını tanıyacak, şaşırtıcı sürprizlerine hayran olacak hem de incinin serüvenini öğreneceksiniz.
Tükendi
Evvel zaman içinde, ben dedemin bahçesinde tıkır mıkır gezer iken ağaçlar gördüm, çiçekler gördüm. Bülbüllerle şarkılar söyledim. Bir gün bir masal söyledim. Mayıs böceği anlattı, ben dinledim. Ben anlattım, gelincikler dinledi...
Tükendi
Her şeyin aynı renk, bir örnek olduğu bir ülkede, hayatı renklendirmeye çalışan Renk Cüceleri başarılı olabilecek mi? İnsanlar, rengarenk bir ülkede mutlu olabilecekler mi?
Duyanların merak ettiği, görenlerin hayran kaldığı, gelenlerin ayrılamadığı bir köy varmış. Günlerden bir gün bu köyde çiçekler kararmış, toprak kurumuş, evlere gölgeler düşmüş. İnsanlar gülmez, konuşmaz olmuş. Koyunların iştahı kaçmış. Biri varmış ki, yalnızca o memnunmuş halinden Ah, neler çıkarmış heybesinden Sonra neler mi olmuş? Okuyan okumayana anlatsın; okumayan gökten düşen elmaları okuyana bıraksın
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 13 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1