Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Tarihçilerin bazılarına göre tarih büyük adamların kılıç şakırtısı, at kişnetmesidir. Kimilerine göre ise tarih bit pazarından eski toplamaktır. Aslında tarih olay ve olguların gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Bu aktarma kuru bilgiden öte kimi zaman bir şiir, bir hikâye kimi zaman ise yaşanmış bir olayı nükteli bir anlatımla zevkli okumaya, gülerken düşünmeye, düşünürken ders çıkarmaya neden olacak şekilde olmalıdır. Genelde Doğu toplumlarının özel de ise Osmanlı toplumunun bu noktada oldukça ileri gittiği
Tükendi
"Ehl" kelimesinin anlamı, ´kişinin yakın akrabaları´ demektir. Peygamber (s.a.v.) ehli, onun eşleri, çocukları, damatlarıdır. Dolayısıyla ondan gelen nesildir. Ehl-i Beyt-i Resul, Allah Resulü´nün akrabaları demektir. Abdullah b. Abbas´ın rivayet ettiği bir hadis-i şeriflerinde Allah Resulü şöyle buyurmaktadır: "Nimetleriyle sizi gıdalandırdığı için Allah (c.c.)´ı seviniz. Allah sevgisi sebebiyle beni seviniz; beni sevmenizden dolayı da ehl-i beytimi seviniz..." Ebu Hüreyre (r.a.)´den gelen bir başka had
Tükendi
Tarih, toplumların hafızasıdır. Tarih bilimi, tecrübelerin birikimidir. Bu birikimin en güzel aktarıcısı da hikaye ve anekdotlardır. Bizde "Osmanlı Tarihi..." dediğimiz zaman gelgitler y aşanmaktadır. Kimileri öyle hafife alır ki, tarihi insanın parçalarını toza bulayacak bir bit pazarından başka birşey değil(!). Kimilerine göre ise, Hey gidi günler, hey, ahu enini ile geçmişe at sürmektedir. Elinizdeki bu kitap, muhteşem tarihimizin unutulmuş, unutturulmuş, şu veya bu nedenle çarpıtılıp yanlış anlatılagel
Tükendi
Hz. Ali, Resulullah´ın amcası Ebu Talib´in dördüncü oğludur. Aşere-i Mübeşşere´dendir. Resulullah (s.a.v.)´in damadı idi ve çok sevdiği bir dava arkadaşıydı. Ehl-i Beyt´in, EHl-i âbânın birincisi idi. Allah-ü Teâlâ´nın arslanı idi. Çeşitli hadis-i şeriflerde methedildi. Ehl-i Sünnetin gözbebeğidir. Evliyânın reisidir. Kerametler hazinesidir. 610 yılında Peygamberimize İslamiyeti tebliğ görevi verildiğinde, henüz 10 yaşlarında iken bu yüce dini tereddütsüz seçen ilk dört kişiden birisi olan Hz. Ali, İslam
Tükendi
İnsan için faydalı olan bilgi, bilgilerin en üstünüdür. En güzel rehberidir. Kitaptaki öğütler yılların eskitemediği değerlerdir. İnsanların ortak değeri olan ulu kişilerin tüm insanlara sunduğu bu sihirli sözlere kulak verildiğinde gerçekten mutluluk kaynağıdır. Bu cevher sözlerin usta ellerde yetişmesi, değerinin ortaya çıkması için belirli bir zamanın geçmesi lazımdır. Sürekli doğum sancısı çekenlerin dillerinden inci, mercanlar dökülür. Mevlana Celaleddin, "hamdım, piştim, yandım elhamdülillahl" d
Tükendi
Bir medeniyet coğrafyası düşünün. O coğrafyada doğan her çocuğun kulağına ezan okunur, kâmet okunur. O coğrafyada yurt tutan, köy, kasaba, şehir kuran topluluklar ezan mayalı, Kur´an ve salâvat boyalı bir ruhla yaşar. Zaman şeridinin her karesinde çizilen hayat tablosuna hakim renk ve şekiller Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa aleyhisselam edalı renk ve şekillerdir. Onun soluklarına, onun seslerine ayarlı, onun ayak izlerini takip eden bir hayat seyri, bir hayat akışı vardır. Padişahından halkına varıncaya
Tükendi
Bilgelerden Öğütler İnsanlar ve sözler vardır ki, yaşadığı ve söylendiği zamana ait değillerdir. Çağın ötesinde yaşarlar ve çağın ötesinde yankılanır, kabul görürler. Her otun, her çiçeğin zamanla bir oluşumu vardır. La´lin güneşin tesiriyle renk, parlaklık ve letafet elde etmesi için yılların geçmesi gereklidir. Alelade otlar, iki ay içinde yetişir, fakat güllerin bülbüllere ilham kaynağı olması, ayları ve yılları alır. Tomurcuk derdinde olmayan ağacın odun olmaktan başka seçeneği yoktur. Nice ağaçlar var
Tükendi
Osmanlı, akl-ı selim, kalb-i selim, zevk-i selim sacayağı üzerine oturmuş bir denge medeniyetinin adıdır. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamayacağını göz önünde bulundurarak Osmanlı medeniyeti güzellikler hazinesin itarihin dehlizlerinden çıkartıp onu okumak ve görmek gerekir. Kitabımızda "Osmanlı İnsana Saygı Medeniyetinden, Enderun Mekteplerine ve Entelektüel Kimliğe, Osmanlı Çevre Bilincinden, Osmanlı Edep Medeniyetine" kadar birçok makale vardır. Ele aldığımız konular Osmanlı insanı ve toplumun
Tükendi
Miladi 8. yüzyılda İslamı tanıyan ve bu dine giren Türkler bu dinin yaşaması ve yayılmasını hayatlarının yegane gayesi haline getirmişler; bu amaçla, İslamın yayılmasını önlemek için İslam toprakları üzerine dalga dalga gelen Haçlı ordularıyla amansız mücadelelrle girişmişlerdi. Bir taraftan bu uğurda kılıçları kınlarına girmezken, diğer taraftan İslam kültür ve medeniyetinin gelişmesine de çok önemli katkılarda bulunmuşlardır. İslama ait her kutsalı canlarının biricik değeri görmüşler, Allah ve Resulünün
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1