Hz. Ali, Resulullah´ın amcası Ebu Talib´in dördüncü oğludur. Aşere-i Mübeşşere´dendir. Resulullah (s.a.v.)´in damadı idi ve çok sevdiği bir dava arkadaşıydı. Ehl-i Beyt´in, EHl-i âbânın birincisi idi. Allah-ü Teâlâ´nın arslanı idi. Çeşitli hadis-i şeriflerde methedildi. Ehl-i Sünnetin gözbebeğidir. Evliyânın reisidir. Kerametler hazinesidir.

610 yılında Peygamberimize İslamiyeti tebliğ görevi verildiğinde, henüz 10 yaşlarında iken bu yüce dini tereddütsüz seçen ilk dört kişiden birisi olan Hz. Ali, İslamiyetin tüm yüce değerlerini onun kurucusu olan Hz. Muhammed´den öğrenmiş ve istisnasız tüm Müslümanların da en çok sevdiği ikinci dini şahsiyet olmuştur.

Hz. Peygamber´e en fazla yardımda bulunup, Kur´an-ı Kerim´i en iyi şekilde yorumlayan kişi olan Hz. Ali; daha çocukluğunda haksızlıklara karşı çıkmış, putları parçalayarak inanç ve insan sömürüsüne karşı mücadeleye girişmiştir.

Hz. Ali (r.a.), hal dilini kâl diline söz olarak yüklemiş ve günümüze kadar tesirini devam ettiren öğütleri ortaya çıkmış ve bu sözler günümüze kadar ulaşmıştır.

O yüce insanın muhteşem öğüt, konuşma ve öğretilerini okuduğunuzda onun büyüklüğünü ve muhteşemliğini bir daha idrak edeceksiniz.