" Coğrafya Kederleri, elinizin altında bulunması gereken bir yaşam atlası...
Bu atlasta Ferrari'sini bağışlayan bilgelerle Âşık Garip, Nefî ile Pessoa, Neşet Ertaş ile Rilke, Akif İnan ile Meral Maruf, Hölderlin ile Yunus Emre, Rimbaud ile Sezai Karakoç yan yana.
Şiir, öykü ve denemeleriyle tanıdığımız Mustafa Akar, Coğrafya Kederleri kitabında sinemadan televizyon dizilerine, sıkışıp kaldığımız apartmanlardan düşsel topraklara,Raskolnikov'dan Emma Bovary'ye uzanan geniş bir çerçeve çiziyor okurlarına...
Konfeksiyoncu kızı Aysel, Neşet Ertaş̧, kışkırtıcı sloganlar, indirilen tabelalar, hutbeye şiirsiz başlayamayan imamlar, Karadeniz ve Led Zeppelin, kurulan ve kapatılan teşkilatlar, kapatılan teşkilatlar, kapatılan teşkilatlar...
Gezegenin Tamahkâr Çocukları, aç karnına köy köy gezen gençleri, sanayideki dükkânın çekme katında gizlice yapılan tabelaları, kavuşamadığın fakat artık pek de özlemediğin o kızın hayatını anlatıyor.
Mustafa Akar, arada herkes gibi umutsuzluğa kapılsalar da asla vazgeçmeyen, hic
Hatırlar mısın, insan gitmekten yapılmıştır
Dünya kalmaktan
Kal benimle, gitme, dünya dar
Alan açık, denizler var
Allah'ın dağları ve evliyası aynı yaştalar
Bunu ancak ikimiz bilebiliriz
Yalpa yalpa merhamet
Yalpa yalpa vicdan
İnsan, gitmekten...
Evin hafızası sözcük barındırmaz : Yüzler , nesneler , ayrılıklar , ah-vahlar barındırır. Siz bütün yüzlerinizi özenle özenerek asıp gitmiştiniz askılara . Düşleriniz ve kuruntularınız can çekişen bir karaca gibi nemli gözlerle izliyor şimdi zamanın dudaklarınızda erimesini .Unutuşlar için kahverengi çekmeceler bulundurdunuz , unuttukça koydunuz , tıka basa doldu gün karası çekmeceleriniz. Saklı duygularınız da vardı evin herhangi bir yerinde : Vazolar , çekyatlar , TV sehpası ... Onlar da birer birer alaca
Şubat. Kış bulutları martıların altında toplanmış
bir düşüşü hatırlatıyorlar sadece.
Ve kaçışta Fırat nehri Dicleden
kimsenin bakmadığı yöne fışkırıyor Tuna bile
zaman başka bir zaman!
kalkıp çiçek özü toplamak kırlardan
çatıların uykusundan huzur payı çıkarmak yok artık
sen ey sefil hendese,küs bana,beni de küstür
emekli babam darülbedayiden o da küssün
rahmetli anneme de oh olsun
şu direğe astım ölüm yapışan elbisesini
durup dururken iç geçirdim ağlamam bundan
olmadık suçlar işledim unutamadım Allahı
Boş
Erken yürüyen çocuklar yetişemez bahara
Yetişemez adları şapkalarının boyuna
Tüm açları rahat ettirecek kadar
Geniş ve rahat tüyleri olsa ne yazar
Varsın Samatyadan Singapura kadar hem
Kralların kişneyen atları olsunlar.
Sana uçak alamıyorsam türkiye ekonomisi kötü gidiyor demektir
Ama düşün ve unut hemen şimdi, bisiklet ölüme inandırmaz insanı Sana uçak almak da istemem, motorların sesindeki aldatır bizi Kekeleyen acil iniş çağrısı kesinkes devrimdir
Yanlış durakta inmiş iki eski dost olabiliriz, buysa çok güzel
Odalara sığamazsak kardeşlik ne güne duruyor.
Toplam 7 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.