Adil Akkkoyunlu, İslam Tarihi serimizin bu altıncı kitabında çocuklarımızı, Peygamberin torunu Hz. Hasanla tanıştırmak istiyor. Hasan'ın kelime anlamı; en güzel demektir.Hz. hasan peygamber terbiyesi ile yetişen insanlığın bütün güzelliklerini kendisine toplayan örnek bir insandır. Çocuklarımızı Kuranla,Resulle, Resullerin ailesiyle, yakın arkadaşları ile tanıştırmazsak; başkalarıyla tanışır. Onlar çocuklarımıza örnek olurlar. Biz sorumluluğumuzu ihmal edersek; bu boşluğu, geleceğimizi karartan bazı kimse

Çocuklarımızı kur'anla, Resulle, Resulün ailesiyle ve arkadaşlarıyla tanıştıramazsak; başkalrıyla tanışır. Onları örnek olur çocuklarımıza. Biz sorumluluğumuzu ihmal edersek; bu boşluğu, geleceğimizi karartan bazı kimselerin doldurması doğaldır. Çocuk, gelecek demektir. Çocuklarını yitiren toplumlar, geleceklerini yitirirler. Kur'anı rehber, Resulü ve arkadaşlarını örnek tanımadıkça insanlığın yüzü gülmeyecektir. Dünya insanlığı, buğün bu sorumluluğunu yerine getirmemrnin cezasını cekiyor. Adil Akkoyunlu,

Kur'anı rehber, Resulü ve arkadaşlarını örnek tanımadıkça insanlığın yüzü gülmeyecektir. Dünya insanlığı, buğün bu sorumluluğu ihmal etmenin cezasını çekiyor. Çocuklarımızı, Kur'anla,Resulle, Resul'ün ailesiyle ve arkadaşlarıyla tanıştırmazsak; başkalarıyla tanışır. Onlar çocuklarımıza örnek olur. Biz sorumluluğumuzu ihmal edersek; bu boşluğu, geleceğimizi karartan bazı kimselerin doldurması doğaldır. Çocuk gelecek demektir. Çocuklarını gerektiği şekilde yetiştiremeyen toplumlar, geleceklerini yitirirler

Adil Akkoyunlu, İslam Tarihi serimizin bu ikinci kitabında çocuklarımızı, Peygamberimizin en yakın arkadaşı, kişiliğinde sadakatin ve bağlılığın örnekleştiği Hz. Ebubekir'le tanıştırmak istiyor. Çocuklarımızı, Kur'anla, Resulle, Resulün ailesiyle yakınlarıyla ve arkadaşlarıyla tanıştıramazsak; başkalarıyla tanışırlar. Onlar çocuklarımıza örnek olurlar. Biz sorumluluğumuzu ihmal edersek; bu boşluğu geleceğimizi karartan bazı kimselerin doldurması doğaldır. Çocuk, gelecek demektir. Çocuklarını gerketiği şekil

İslam Tarihi serimizin bu altıncı kitabında güzeller güzelinin elinde avucunda büyüyen torunları Hz. Hasan'ın ve Hz. Hüseyin'in hayat hikayelerini, Muaviye ve Yezit dönemlerini tarihin alnına kara bir leke olarak sürülen Kerbela ve Harre olaylarını Kabe saldırısının trajik sahnelerini okuyacaksınız.Önünde çağın süper imparatorluklarının dayanamayıp yıkıldığı fakat fitne ve tefrika yüzünden perişan olmaktan kurtulamayan Müslümanların, ibretli hikayelerini - yüreğinizin en derin yerinde acısını duyarak ve

Bu kitapta güzeller güzelinin etrafındaki güzel insanlardan İslam devletinin 3. halifesi, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Hz. Osman'ın ve döneminin ibret dolu hikayesini okuyacakısınız... Hz. Osman döneminin ilk altı yılından sonra fitne, ortalığı kasıp kavurmaya başladı, yüreklere köz döktü. Fitneyi tanımak  birlik ve beraberliğin ne denli önemli olduğunu görmek için Hz. Osman dönemini çok iyi tahlil etmek gerekir.Akkoyunlu'nun, diger çalışmalarında olduğu gibi, bu kitabında da delilsiz, dayanaksız, abartılı

Bu kitapta; güzeller güzelinin etrafındaki güzel insanlardan; İslam devletinin 3.halifesi, Hz. Peygamber (s.a.v)in damadı Hz. Osmanın ve döneminin ibret dolu hikayesini okuyacaksınız Hz. Osman döneminin ilk altı yılından sonra fitne, ortalığı kasıp kavurmaya başladı, yüreklere köz döktü. Fitneyi tanımak; birlik ve beraberliğin ne denli önemli olduğunu görmek için Hz. Osman dönemini çok iyi tahlil etmek gerekir. Akkoyunlunun, diğer çalışmalarında olduğu gibi, bu kitabında da delilsiz, dayanaksız, abartılı

İslam Tarihi serimizin bu yedinci kitabında güzeller güzelinin yolunu izleyen güzel insanlardan Ömer bin Abdülaziz'in hayat hikâyesini ve onun yönetiminden ibretli sahneler okuyacaksınız. Hz. Ömer'in oğlu Asım'ın torunu olan ve yönetimde Hz. Ömer'i örnek alan, "5. Halife / 2. Ömer" unvanına layık görülen Ömer bin Abdülaziz, örnek bir yönetim sergileyerek bütün yöneticilere ve siyaset dünyasına önemli mesajlar sunmaktadır. Tarihiyle tanışamayanlar, yaşadıkları günü de tanıyamazlar ve geleceği göremezler.

Hz. Muhammedle ilgili bunca eser varken, neden ihtiyaç duyduk yeniden yazmaya? İnsanların (hatta çoğu Müslümanların da) vahyi gerektiği kadar bilmediği ve Resulü yeterince tanımadığı kanaatindeyiz. Bu nedenle çağımız insanlığı korkunç bir huzursuzluğun ve manevi bir boşluğun girdabında kıvranıyor. Müslümanlar, sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyince; bu boşluğu, insandan ve görünmez varlıklardan olan şeytanlar dolduruyor. İşte neslimiz bugün, bu korkunç cinneti yaşıyor. Kendimizi, Allahın huzurunda m

Hiç kimsenin iman etmekten kaçamayacağını anlatmaya çalıştık bu kitapta. Yerlerde ve göklerde bulunan her şeyin, insanı iman etmeye çağıran nidasını duyurmak istedik. Ve imanımızın etrafındaki tuzakları tanıtmaya gayret ettik vahiyden aldığımız güçle. İnsan, tanıdığı kadar tehlikelerden korunabilir. Âdemoğlunun hayatında, iman ve şirkten daha önemli hangi konu var? İmanı çeker, alırsanız insan hayatından; geriye ne kalır? Allah (c.c.), kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bundan başka her şeyi, dilediğin

Bu kitap, Müslümanların kimlik, inanç, ahlak yapısının anatomisini; kulluk anlayışını; sosyal, siyasi, ekonomi, sanat konularındaki görüşünü yani Müslümanların dünya hayatına ve dünya ötesine bakış farklılığının siluetini yansıtmaya çalışıyor. İnsanı en güzel biçimde yaratan; yerlerde ve göklerde bulunanları insanın yaşaması için elverişli kılan ve insanın buyruğuna veren Bizim de kendisine nankörlük etmeyip gerektiği şekilde kul olabilmemiz için yolumuzu aydınlatan Kitap ve kılavuzluk eden bir Elçi gönder

Çilenin dudağı değdi alnıma. Anladım, bu sevda hiç bitmeyecek. Züleyha misali düştü ardıma, Bu gölge beni hiç terk etmeyecek... Kapkara bulutlar üstümde yüzer. Günyüzü görmedim, huzur nerdeymiş? Dünyada arayan, boşuna gezer. Derdimin dermanı ötelerdeymiş... Taşımıyor artık bu yükü dizim. Çileli ömrün sonbaharındayım. Gülmedi dünyada, gülmedi yüzüm. Omuzlarda taşınmaya adayım...

12 Eylül, 1980 Saat: 03.00. Şiddetli bir depremle bütün Türkiye sarsıldı Ülke alabora oldu. Kimi yaralandı, kimi öldü, kimi sakat kaldı Psikolojik rahatsızlık geçirdi kimileri. Bazısı işinden oldu. Nice yuvalar yıkıldı; ocaklar söndü Siyasi, sosyal, ekonomik yapı çöktü. Toplumun hayat tarzı büyük bir yara aldı. Yöneticilerin haksız, acımasız ve keyfi yönetimleriyle herkes tedirgindi. Canından ve malından emin değildi kimse. Memleket karanlığa gömüldü. Önünü göremiyordu kimse. İşsizler çoğaldı. Hırsızlıklar,

Kuran, zaten öz. Özün özü. Onda fazla söz bulamazsınız; eksik de Onun da özü; Müminûn suresinin ilk dokuz ayetidir. Resulullahın ahlâkı, geniş manada Kuranın tamamıdır. Özet mana da ise; Müminûn suresinin ilk dokuz ayetidir. Madem Resulullah örnektir bize; bizim de ahlâkımızın (yani tarzımızın) geniş manada Kuranın tamamı özet olarak da Müminûn suresinin ilk dokuz ayetinden ibaret olması gerekmez mi? Ayet ve hadislerde; Müminûn suresinin ilk dokuz ayetinde belirlenen özelliklere sahip olan her insanın, kurt

Nice zamandır, ana rahmine mahkûm; zindan çilesi doldurmada insanımız... Tağutlar ve onlara kulluk edenler istemese de; bu sancı muştulu bir doğuma gebedir, İslâm, hayata yeniden doğuş demektir. Diriliş demektir, hayat demektir, esenlik dernektir, iman etmeyenleri diriltmek de doğacak olan bu bebeğin ödevleri arasındadır. Ve hatta doğmuştur bu bebe. Ne ki; garip geldi dünyaya. Yetim çocuklar gibiyiz. Tutan yok elimizden. Hem bebe biziz, hem kendimize anneyiz. Bu bebek büyümek için, bir anneden daha çok şefk

Bütün dünyada, bazı kesimlerce, İslam´ı terörizm, Hz. Muhammed ve Müslümanları da terörist olarak gösterme çabası var... İslam´ın, gülümseyen, çehresine, korkunç maskeler takılmak isteniyor.... Oysa İslam, bütün insanlığa, bir anne şefkatiyle kucak açmada... Barışın, güvenin, merhametin, yardımlaşmanın ve kardeşliğin; dünya ve ahiret esenliğinin yolu olduğunu bildiriyor... Çünkü adı barış İslam´ın...Barışın diğer adı İslam´dır.! Allah (cc), bir çok ayetlerde ve ibret olsun diye anlattığı hikayelerde; Ba

İnsan hayatında Kur´an´ın önemi nedir? Nasıl bakıyor insanlar Ona? Nasıl bakmaları gerekirdi? Kur´an, Müslümanların en çok okuduğu kitap kuşkusuz... Fakat hayatlarında en az söz sahibi olan yine Kur´an... İsrailiyat, Hristiyanlık, adetler, çoğunluklar, şöhretliler, nefisler... Vahiyden daha çok etkili insanların hayatında... Allah´ın Elçisi, ümmetini Allah´a (c.c) şikayet edecek: Resul diyecek ki: Ey Rabbim, benim kavmim (ümmetim) bu Kur´an´ı (düşünmeyi, anlamayı ve yaşamayı terk ederek) hicret edilm

Mevdudi, diyor ki: Sadece; günde beş vakit namazı kılmakla, bir ay oruç tutmakla, Beytullahı haccetmekle ibadet yapmış olunmaz. Bilakis Müminin bütün hayatı ibadettir. Mümin, bütün hayatıyla Allah (c.c.)a karşı ibadet içinde olmak zorundadır. İnsanlar, ibadetin asıl anlamını unuttular. İbadeti, birtakım kulluk merasimleri ve ayinleri haline getirdiler. Siz, gerçek manada ibadet etmediğiniz için; Allah, sizi düşmanlarınızın önünde küçük düşürdü ve başınıza her türlü rezaleti getirdi. İbadet, Allahın kulların