Çocuklukta kazanılan okuma alışkanlığının pekiştirilmesi, sonraki yaşlarda ve bilhassa gençlik döneminde, okumaya ilginin artarak devam etmesiyle mümkün olur. Gençlik çağı; güzel olduğu kadar tehlikeli ve ilkleriyle derin izler bırakan, insan hayatının kısa süren ama en yoğun geçen evresidir. Gençlere yönelik kitapların, hem dil ve üslup hem de konu ve içerik bakımından güçlü olması, özenle hazırlanması, gençlerin okumaya olan ilgisini belirgin biçimde arttıracaktır. Çevre kirliliğinden şiddete, savaşlarda

Çocuklukta kazanılan okuma alışkanlığının pekiştirilmesi, sonraki yaşlarda ve bilhassa gençlik döneminde, okumaya ilginin artarak devam etmesiyle mümkün olur. Gençlik çağı; güzel olduğu kadar tehlikeli ve ilkleriyle derin izler bırakan, insan hayatının kısa süren ama en yoğun geçen evresidir. Gençlere yönelik kitapların, hem dil ve üslup hem de konu ve içerik bakımından güçlü olması, özenle hazırlanması gençlerin okumaya olan ilgisini belirgin biçimde arttıracaktır. Çevre kirliliğinden şiddete, savaşlardan

Çocuklukta kazanılan okuma alışkanlığının pekiştirilmesi, sonraki yaşlarda ve bilhassa gençlik döneminde, okumaya ilginin artarak devam etmesiyle mümkün olur. Gençlik çağı; güzel olduğu kadar tehlikeli ve ilkleriyle derin izler bırakan, insan hayatının kısa süren ama en yoğun geçen evresidir. Gençlere yönelik kitapların, hem dil ve üslup hem de konu ve içerik bakımından güçlü olması, özenle hazırlanması gençlerin okumaya olan ilgisini belirgin biçimde arttıracaktır. Çevre kirliliğinden şiddete, savaşlardan

Birinci Dünya Savaşından sonra, yurdun çeşitli yerleri işgale uğramıştı. Bu yerlerden biri de Antep idi. Antepi önce İngilizler işgal etti. Sonra şehir Fransızlara teslim edildi. Yedisinden yetmişine kadın erkek, çoluk çocuk bütün Antep halkı, şehirlerini savunma çabasına giriştiler. Bu romanın küçük kahramanları İsmail ve Mehmet gibi eli silah tutabilecek yaşta olan çocuklar fedai yazıldılar. Daha küçük yaştakiler cephelere su, ekmek ve mermi taşıdılar. Ziyan olmasın diye ateş altında kovan topladılar. El

Dünyanın en zevkli ve yararlı spor dallarından biri olan planörcülük, yurdumuzda 1931 yılında başladı. Türk Hava Kurumu`nun sivil havacılık okulu, Türkkuşu`nun 3 Mayıs 1935`te açılışından sonra da öbür hava sporlarıyla birlikte örgütlü biçimde ele alındı. Bu romanda, Türkkuşu`nun açılışından önceki yıllarda, kuşlar gibi uçmak için çırpınan Türk gençlerinin, planörcülük dalındaki ilginç serüvenini okuyacaksınız.