Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 67 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Upuzun bir yolculuktu bu. Hiç bitmeyecek izlenimi veriyordu. Yorucuydu. Nihayet özgün olaylarla örülü bir metin çıktı ortaya. Hayaldi, roman oldu. Kitabı bu gece bitirdim. Tan vakti girdi. Üsküdar gökleri kızıla boyandı. Birazdan sabah olacak, sonucu merakla bekleyen yayıncım metni almaya gelecek. Kitap yayınlandıktan sonra bir nüshasını sana kendi elimle vermek isterim. Kim bilir, belki yine gelirsin. Günbatımına yakın sahilde oluyorum. Gelemezsen, sonsuzluk sahilinde bekle beni. Yoldayım, geliyorum.
“Şimdi yaklaş!” dedi. Yaklaştım. Elini kalbimin üstüne koydu. “Gözlerini kapat!” Kapattım. Ne yaptı, ne okudu, bilmiyorum. Kalbimde bir hafifleme hissettim.Tatlı bir huzur sarmıştı ruhumu. Biraz daha bekledikten sonra gözlerimi açtım. O yoktu. Sırrolmuştu! ... Hadi bırak, aklının kapıları gıcırdayarak ardına kadar açılsın. Çünkü hep merak ettiğin o gizemli konuların sırrı, bu kitabın içindeki gıcırtılarda saklı... Şimdi, kitabın kapağını aç, sayfaları çevir ve sarmaşıklarla çevrili eski bir evin bahçesinden
Tarihi mahallelerden birinde, küçük müstakil bir evi satın almamla başladı her şey. Tadilat esnasında bodrum katında tılsımlı bir oda keşfettim. Felsefe kitaplarımı yazmaya başladığım gece tuhaf bir gelişme oldu. Bir de baktım ki felsefe tarihinde adları anılan ünlü filozoflar, düşünürler, bilgeler saydam bedenleriyle odamdalar. Önce biraz tuhaf karşılasam da zamanla bu duruma alıştım. Çünkü felsefe kitaplarımı baba filozoflarla birlikte yazmak gerçekten ilginç ve keyifli olacaktı. Fakat işin daha da tuhaf
Tükendi
Tarihi mahallelerden birinde, küçük müstakil bir evi satın almamla başladı her şey. Tadilat esnasında bodrum katında tılsımlı bir oda keşfettim. Felsefe kitaplarımı yazmaya başladığım gece tuhaf bir gelişme oldu. Bir de baktım ki felsefe tarihinde adları anılan ünlü filozoflar, düşünürler, bilgeler saydam bedenleriyle odamdalar. Önce biraz tuhaf karşılasam da zamanla bu duruma alıştım. Çünkü felsefe kitaplarımı baba filozoflarla birlikte yazmak gerçekten ilginç ve keyifli olacaktı. Fakat işin daha da tuhaf
Tarihi mahallelerden birinde, küçük müstakil bir evi satın almamla başladı her şey. Tadilat esnasında bodrum katında tılsımlı bir oda keşfettim. Felsefe kitaplarımı yazmaya başladığım gece tuhaf bir gelişme oldu. Bir de baktım ki felsefe tarihinde adları anılan ünlü filozoflar, düşünürler, bilgeler saydam bedenleriyle odamdalar. Önce biraz tuhaf karşılasam da zamanla bu duruma alıştım. Çünkü felsefe kitaplarımı baba filozoflarla birlikte yazmak gerçekten ilginç ve keyifli olacaktı. Fakat işin daha da tuhaf
Tükendi
Tarihi mahallelerden birinde, küçük müstakil bir evi satın almamla başladı her şey. Tadilat esnasında bodrum katında tılsımlı bir oda keşfettim. Felsefe kitaplarımı yazmaya başladığım gece tuhaf bir gelişme oldu. Bir de baktım ki felsefe tarihinde adları anılan ünlü filozoflar, düşünürler, bilgeler saydam bedenleriyle odamdalar. Önce biraz tuhaf karşılasam da zamanla bu duruma alıştım. Çünkü felsefe kitaplarımı baba filozoflarla birlikte yazmak gerçekten ilginç ve keyifli olacaktı. Fakat işin daha da tuhaf
Tükendi
Sırlı serüven bu kitapta da devam ediyor. Yedi yüz yıllık bir defter... ‘Şiraz ve Şehzade' adlı birinci kitapta defterin bulunuş hikâyesi anlatılmıştı. Kaleme alan, Musâb. Ünlü bilge Sadi-i Şirazi'nin fedakâr talebesi. İlk kitapta hayatının Şiraz faslını okumuştuk. Bu kitapta ise Osmanlı'nın kuruluş döneminde yaşadıklarına tanık oluyoruz. Bir de sırlı olay var. Hayal edilmesi bile güç bir hadise. Okuyunca hayret edeceksin. Tılsımlı bir dünyaya girmeye hazırsan başla okumaya. Tarihi maceralar ve ibretli k
Tükendi
"Ey bülbül! Sen bahar müjdesi getir, kötü haberi baykuşa bırak!" Macera, yüksek bir dağda, etrafı yalçın kayalarla çevrili bir harabenin gizli bölmesinde saklı bir defterin bulunmasıyla başlıyor. Yedi yüzyıllık bir defter bu. Kaleme alan, Musâb. Meşhur bilge Sâdî-i Şirazî'nin talebesi. Davası uğruna her çileye katlanan sıra dışı bir kahraman. Tılsımlı bir dünyaya girmeye hazırsan başla okumaya. Tarihi maceralar ve ibretli kıssalar âleminin kapıları ardına kadar açılsın sana! Yazar Hakkında Yazar olmaya lise
Tükendi
Tılsımı okuyarak Misal Âlemi'ne geçebiliyorum. Fakat her istediğim yere gidemiyorum. Denedim, izin verilmedi. Umudumu kesmedim. Tılsımı ısrarla okudum. Sonunda izin çıktı. Bir ses bana "Misalî bedeninle gidemezsin, bir kuşun bedenine girecek, öyle gideceksin" dedi. Sesi duyuyor fakat sahibini göremiyordum. Dâcin isimli bir kuşun misalî bedenine girdim ve yolculuk başladı. Fakat ne yazık ki gittiğim zaman dilimi Efendimizin yaşadığı zaman değildi. Kendisi beka âlemine gitmişti. Buna çok üzüldüm. Beni tese
Tükendi
Belki hayal meyal hatırlarsın beni. Hazırlık sınıfına girer girmez yıllardır hayallerimi süsleyen o dünya güzeliyle karşılaşmış gibi oldum. Onun canlı misaliydin adeta. Bir anda tüm sesler kesildi. Zaman durdu. Mekân seninle doldu. Önden ikinci sırada oturuyordun. Yanına ilişmek istedim, cesaret edemedim. Şöyle arkalarda bir yere, seni görebileceğim bir sıraya oturdum. Hoca hem konuşuyor hem de tahtaya bir şeyler yazıyordu. Fakat ben ne dersi dinliyor ne de not alıyordum. Ben o sırada seni okuyor, seni
Takip ediliyorum. Peşimdeler. Çetrefil işlere bulaştım. Korkunç hatalar yaptım. Kızdırdım onları. Başım belada. Tehlike büyük! Hayatta kalır mıyım, bilmiyorum. Beni unutacaklarını, kendi halime bırakacaklarını sanmam. Daha önce benzer durumlara şahit oldum. Lügatlerinde af yoktur. Bu kitapta yaşadıklarımı anlattım, geride bir belge bırakmak istiyordum çünkü. Bütün samimiyetimle, hiçbir ayrıntıyı saklamadan ve atlamadan... ... Kahraman ruhlu liseli bir gencin film senaryolarını aratmayacak, serüvenlerle
"Ömür defterimden sayfalar... Okursan bileceksin ki, ben de yaşadım. Bahar yağmurlarını, gülümseyen badem çiçeklerini, ışıldayan yaz meyvelerini, solan güz güllerini gördüm. Muhabbeti, aşkı, firakı, hasreti, hüznü tattım. Kavuşmak nasip olmayınca derin ıstıraplar, elemler, acılar çektim. Kalbin ses vermeyince kalbime, sensiz ama seninle geçen ömrüm hasretli bir hayal ve esefli bir rüya oldu. Sen... Ah, bir bilsen!" ... Ardında ipucu bırakmadan ortadan kaybolan gizemli bir yazar... Ve onun saklı defterini
"Sevgili Mervin! Şimdi hayatta mısın, bilmiyorum. Bu satırları okuyorsan yaşıyorsun demektir. Senden hiç haber alamayışım umudumu azaltıyor. Defterini bırakmakla büyük bir sorumluluk yükledin omuzlarıma. Okuduktan sonra sana olan sevgim hayranlıkla birleşti. Haklısın, bu ibretlerle dolu hayatı herkes bilmeli. Hikâyeni hem yaşıyor hem de anlatıyorsun kitapta. Hayatta dostumdun, bu eserde kahramanım oldun, ömrünün her yılı asra bedel bir kahraman!"
"Bu defter beni sana anlatacak. Hayatıma tanık olmanı istiyorum. Seni tanıdıktan sonra anılarımı yazmaya karar verdim. Güncemdeki notlardan yararlanarak her gece yazdım. Seni düşünerek, sana anlatır gibi. Fakat tamamını yazamadım, zaman yetmedi. Becerebildim mi, bilmiyorum. Bu metnin bir meziyeti varsa o da samimiyetidir. Yazdıklarımın tümü gerçektir. Bu defteri kaldırıp atabilirsin de... Böylece bir hayattan geriye kalan izler de silinmiş olur. Başka nüshası yok çünkü. Fakat ümidim bunları başkalarının da
"Bana yazardın, okurdum. İçimde konuşur gibiydin. Kalbimle işitirdim. Ruhum yatışırdı. Bıraktın. Unuttun. Yoksun. Sesime ses vermiyorsun. Sensiz geçen gecelerimde sorularım birikti. Kimselere soramıyorum. Hemen aklıma gelenleri söyleyeyim... "Kainat kitabı" diye bir tabir kullanmıştın bir ara. Aklımdan çıkmıyor. Bende kalıcı bir etki bıraktı. Ne demektir bu, nasıl? Bugün yeryüzüne, gökyüzüne, denize bu gözle baktım. Bir kitap okur gibi okumaya çalıştım. Fakat yapamadım. Bu kitap nasıl okunacak? İnsanı da
"Yine okul, sınavlar. Zorunlu birliktelikler... Beni yoruyor bu hayat, bıktırıyor. Ruhumu ezen görevler bunaltıyor beni. Kaçmak, sinmek, saklanmak istiyorum. Bu kadar yükü taşıyamıyorum. Zaman bitirici, çaba emici, yeteneklerimi oyalayıcı bir sürü sorun var önümde. Tanıdıklar, yaşadıklarım, yaptıklarım... Hep daha iyi olmanın umuduyla yaşadım ama bir türlü olamadım. Kendime söz dinletemiyorum bazen. Bunalımlarımın ardı arkası kesilmiyor. Bazen de görünür hiçbir neden yokken içim daralıyor, nefes alamaz ol
Tükendi
Sana bir çocuk gözü gerek, her şeye hayretle bakacak. Bir zamanlar çocuktun, görürdün. Büyüdün, kör oldun. Sana bir çocuk dili gerek "Niçin?" diye soracak. Evvel zaman içinde çocuktun, sorardın. Büyüdün, unuttun. Oysa bir çocuk yaşamalı içinde. Sesinde bahar taraveti, papatya gözlerinde merak, kelimelerinde fırından yeni çıkmış taze ekmek kokusu, yumuk ellerini gamzeli yüzüne dayayarak sürekli sormalı. Hayret makamına yüksel de seyret, neler var cihan sergisinde? Gazetelere bedel şu âlemin sayfalarını oku d
Tükendi
"Görünmez varlıklarla ilgili sorular sormak istiyorum sana. Bu sorular zihnimin bir köşesinde bekliyordu. Fırsat bulup da kimselere soramadım. Kimi insanlar ‘cin' demek yerine ‘üç harfliler' veya ‘iyi saatte olsunlar' gibi ifadeler kullanıyorlar. Nasıl yaratıklardır bunlar? Cinleri, perileri görmek mümkün mü? İblis ya da şeytan kimdir, necidir? Bana niye düşmanlık ediyor? İnsanı nasıl etkiliyor? Allah niye yarattı ki böyle birini? Ruhu nasıl tanımlarsın? Gerçekten var mı, varsa nasıl bir var oluş bu? K
"Her gece konuşurduk seninle. Kendimi anlatırdım. Sorularıma yanıtlar verirdin. Uzun süredir yazmadın. Merakta bıraktın beni. Sorularım, sorunlarım birikti. Kafede falan arkadaşlarla tartışıyoruz bazen. Söylemiştim sanırım. Son günlerde temel konu peygamber meselesi. İnternette bir şeyler okudum, kafam daha da karıştı. Her yanıt yeni sorular getirdi. Bazılarını söyleyeyim... İnsanlık tarihi boyunca pek çok peygamber gelmiş. Niye öyle? Bir tane yetmez miydi? 'Ne gerek var peygambere, aklımız bize yeter' d
"Sorular ruha batmış dikenlerdir demiştin bir konuşmamızda. Gerçekten öyle. Bugüne dek üstünü örterek yaşadım. Ruhumun derin dehlizlerinde bekleyen bir sürü kuruntu aklımı tırmaladı durdu. Kemirgen sorularla koyun koyunaydım. Yanıt aramayı hep erteledim. Yüzleşmekten korktum açıkçası. Yok saydım onları. Tatlı hayatıma sınırlar çizer diye kaygılandım. Fakat yok saymakla yok olmuyorlar. Düşünmemek dindirmiyor içimdeki sızıyı. Yeter artık! Kendimi tanımak, kuruntularımdan arınmak, alın yazımla barışmak, huzur
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 67 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1