Ölümle zalimlerin boynunu koparan, kisraların belini kıran, kayserlerin emellerini/umutlarını kısaltan Allah'a hamdolsun! Onların kalpleri, ölümün anılmasından sürekli olarak nefret ederler. Ta ki hak olan va'd/ölüm gelip çatar/ansızın karşılarına çıkar ve onları kazılmış çukura atar.
Ölümün bir hakikat olduğunu biliriz fakat bu bilgimiz kendimizi ona hazırlamaya itecek kadar yeterli değildir. Tıpkı Allah Teala’nın bizlere vadettiği uhrevi güzelliklere ulaşmadan önce birçok sorgudan geçeceğimizi bildiğimiz halde bu sorgudan yüz akıyla çıkmak için gerekli olan ameli salihleri yapma konusunda gevşeklik gösterdiğimiz gibi.
Müslümanların bu gevşekliğinin farkında olan Hüccetü’l-İslâm İmam Gazzali Ölüm ve Ötesi isimli kitabında, bir taraftan ölüm ve uhrevi hayatın bilinmeyen yönlerini kend
İmam-ı Gazâlî'nin en büyük eseri olan İhyâu Ulûmi'd-Din, her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur.
İhyâu Ulûmi'd-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. İhyâu Ulûmi'd-Din içinde yer alan konuların her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi.
İhyâu Ulûmi'd-Din' in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler Bölümü' nün ikinci
Ey salih kişi, sen bil ki, mütekebbirlik ve bencillik kötü
huylardır. Gerçekteyse Hak Teâlâ'ya düşman olmaktır.
Çünkü, kibir ve azamet ancak Allah'a mahsustur. Bundan
ötürüdür ki, yüce Kur'ân'da cebbar ve mütekebbir olanlar
zem edilmiştir. Nitekim Hak Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Hak
Teâlâ, bütün kibirli ve cebbâr olan kalpleri mühürler."
Bir gün Peygamber Efendimiz'in huzurunda kadınlar kalabalık
olmuşlar, kavga ediyorlardı, Hazret-i Ömer oraya geldi. Kadınlar onu
görünce kaçtılar. Hazret-i Ömer kadınlara şöyle dedi: "Ey kendi
Bir gün Peygamber Efendimiz'in huzurunda kadınlar kalabalık
olmuşlar, kavga ediyorlardı, Hazret-i Ömer oraya geldi. Kadınlar onu
görünce kaçtılar. Hazret-i Ömer kadınlara şöyle dedi: "Ey kendi
12. yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî (r.a), kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve mutasavvıf bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında ise öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; İhyâü Ulûmi'd-Dîn...
Prof. Dr. Dilaver Selvi'nin titiz çalışmasıyla bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde yeniden tercüme edilen ve Semerkand Yayınları tarafında
DİL HASTALIKLARI
-KİTABU AFATIL LİSAN-
İMAM-I GAZALİ
'İnsanın başına ne gelirse dilinden gelir' denilir. Dil, insanı aşağıların aşağısına götürebileceği gibi, yüce
makamlara da ulaştırabilecek bir işleve sahip...
Büyük âlim, İslami ilimlerde çığır açan yönü bütün ümmet tarafından kabul edilen İmam Gazali Hazretleri
elinizdeki eserinde nefsin ve şeytanın ayartmasıyla insan dilinin kişiye vereceği zararları ve bu zararlardan
korunmanın yollarını akıcı ve berrak üslubuyla ortaya koyarken, Müslümana bir nevi "d
Büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî rah., kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve sûfî bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; İhyâü Ulûmi'd-Dîn... Semerkand Yayınları'ndan Prof. Dr. Dilaver Selvi'nin çevirisiyle bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde yeniden tercüme edilen ölümsüz eser, hem çeviri dili hem de ta
11. yüzyılın büyük sûfî âlimi İmam Gazâlî'nin (r.aleyh) kaleme aldığı, asırlardır İslâm dünyasında büyük bir ilgi ile okunan Kimyâ-yı Saâdet; akaidden fıkha, tasavvuftan adab-ı muaşerete kadar pek çok konuyu ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler ve selef-i salihinin sözleriyle ele alıyor. Sade ve anlaşılır bir üslupla şeriat, tarikat ve hakikat konularını açıklıyor.
Her cümlesinde Kur'an ve Sünnet'e tâbi olmanın gerekliliğini vurgulayan İmam Gazâlî hazretlerinin bu köklü kitabı; Selçuklu ve Osmanlı'dan günümü
11. yüzyılın büyük sûfî âlimi İmam Gazâlî’nin (r.aleyh) kaleme aldığı, asırlardır İslâm dünyasında büyük bir ilgi ile okunan Kimyâ-yı Saâdet akaidden fıkha, tasavvuftan adab-ı muaşerete kadar pek çok konuyu ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler ve selef-i salihinin sözleriyle ele alıyor. Sade ve anlaşılır bir üslupla şeriat, tarikat ve hakikat konularını açıklıyor.Her cümlesinde Kur’an ve Sünnet’e tâbi olmanın gerekliliğini vurgulayan İmam Gazâlî hazretlerinin bu köklü kitabı Selçuklu ve Osmanlı’dan günümüze
Onlar bollukta ve darlıkta sarfederler,
öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını
affederler. Allah iyilik yapanları sever. (Âl-
İmran, 134)
İslam dini, güzel ahlâk üzerine kurulmuştur.
Allah (c.c.)'ın yeryüzüne gönderdiği bütün
nebîler ve eğitimciler, kötü ve münker
eylemlerin insanlar tarafından yapılmaması
ve güzel ve hayırlı eylemlerin yeryüzünde
yaygınlaşması için çalışmışlar ve ahlâki
değerlerin güçlenmesi için gayret
göstermişlerdir.Nitekim Rasûlullah şöyle
buyurmuştur: "Ben sadece yüce ahlâkı
tama
İmam Gazalî'yi halka tanıtan hacimce
küçük, lakin tesiri bakımından büyük olan
eseri Ey Oğul (Eyyühe'l-Veled) olarak
bilinen bu eseri, gençler ve eğitimciler
tarafından her dönemde başucu eseri
olmuştur. Birçok dünya diline çevrilen,
UNESCO tarafından da yayımlanan Ey
Oğul, Batı'da ve Doğu' da okuma rekorları
kıran bir eserdir. "Müslümanın yirmi dört
saati" demek olan bu kitap, ayrıca bir öğüt
ve nasihatler mecmuasıdır. Bu çeşit
çalışmaların tamamında olduğu gibi, İmam
Gazalî'nin bu eserinin baş kısmında im
İmam-ı Gazali, insanlık tarihinde nev'i şahsına münhasır büyük bir İslam mütefekkiridir. En mühim eseri de hiç şüphesiz ki İhya-u Ulumi'd-Din'dir. Çünkü İslam tarihinde, ne şarkta ne de garpta bu mevzuda böyle bir eser yazılmamıştır. Gazâli hazretleri iki yönden yenilenmeye girişmiştir:
a. Felsefeyi tenkid etmek,
b. Kelam ilmini yeni bir tarzda arzetmek.
Hazretin ikinci cephesini "İHYA" adlı eseri temsil etmektedir. Zira "İHYA' müslümanların hayatını derinden etkileyen İslami kaynakların başında gelir. Al
Bu duanın içinde İsm-i Azam duasının bulunduğu ve bu büyük ismin, vefki ile beraber yeşil atlas üzerinde yazılı olarak Cibril-i Emin tarafından Peygamber Efendimize semadan indirildiği Hazret-i Ali Efendimizden nakledilegelmektedir. İşte bu mübarek duanın birçok hassalarından bahseden ve İmam-ı Gazaliye nisbet edilen bu kısacık şerhi,istifadenize sunuyoruz.
Bu duanın içinde İsm-i Azam duasının bulunduğu ve bu büyük ismin, vefki ile beraber yeşil atlas üzerinde yazılı olarak Cibril-i Emin tarafından Peygamber Efendimize semadan indirildiği Hazret-i Ali Efendimizden nakledilegelmektedir. İşte bu mübarek duanın birçok hassalarından bahseden ve İmam-ı Gazaliye nisbet edilen bu kısacık şerhi,istifadenize sunuyoruz.
Bu dünya ticarethanesinde dolaşan insanoğlu boş yere yaratılmamıştır. Hatta gökteki ve yerdeki bütün zerreler lisan-ı haliyle: "Ben boşuna yaratılmadım" derler. Madde ve ruh tılsımı; değişik işlerin, zıt şekillerin bulunduğu bir hikmet gemisi ve ibret aynasidir. Insanın dünyadaki varlığının bir başlangıcı var ise de, âhiretteki varlığı devamlı ve sonsuzdur.
Maddi yapısı süfli ise de, manevi ruhu ulvidir. Yaratılışın başlangıcında tıynetine kötü ve hayvani vasıflar karışıp "Şüphesiz her nefis kötülüğü emred
Bil ki bütün akıl sahiplerinin hedefi, mutlaka sevap yurdunda (cennette) Allah Teâlâ ile buluşup O'nun cemâlini doya doya seyretmektir. Allah Teâlâ'ya ulaşmaya ilim ve amelden başka bir yol yoktur. ilim ve amelde devamlılığı sağlamak ise, ancak bedenin sıhhat ve selâmetine bağlıdır. Bedenin selâmeti ise, ancak gıdalarla mümkün olur ve vakitlerin tekrar etmesiyle ihtiyaç olan kadarını o gıdalardan yemekle sağlamr. Işte bu yönde selef-i salihinden bazıları şöyle demiştin "İnne'l-ekle mine'd-din / Şüphesiz ki
Acaba ...
Sofrada bıçağı sağ elde çatalı sol elde tutmak ve kesilen lokmayı sol eldeki çatalla ağza götürmek görgü kuralı olup; aksi şekilde davranmak görgüsüzlük müdür?
Yoksa...
Yemeği sağ elle yemek mi doğru olan davranıştır?
Bir bilene soralım derseniz....
Bakınız İmam Gazâlî yemek adabı ile ilgili neler söylüyor? Onun söylediklerinin hangileri dini birer kural iken hangileri yaşanılan coğrafya ve kültürden kaynaklanan tavsiyelerdir?
Ne zaman ki kalpler tabiatları gereği işittikleri şeye uyarak gizlediklerini açığa çıkarır iyilik veya kötülüklerini ortaya döker oldular; işte bu vaziyet karşısında müzik ve vecd yani mânevî coşku denilen hali açıklayarak onlardaki fayda ve zararları kendilerinde güzel bulunan ve müstehap olan edep ve durumları ve bu konular hakkında âlimlerin "günahtır" veyâ "mubahtır" gibi görüşlerini izâh edip açıklayacağız.
Toplam 267 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.