Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yazar ve yönetmen Rıza Kıraç, Kifayetsiz Pastoral'de, Türkiye sineması ile "politika" arasındaki çetrefil ilişkiyi derinlemesine inceliyor. Kıraç, "Yönetmenlerin sinema dilini etkileyen ‘politik' faktörler ve olaylar neler? Sinemanın kendisi konjonktürü etkileyebilir mi? Türkiye gibi bir ülkede apolitik sinema mümkün mü?" gibi birçok soruyu Türkiye ve dünya ekseninde cevaplıyor. Ayrıca, Türkiye sinemasında özellikle Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Semih Kaplanoğlu, Reha Erdem ve Tayfun Pirselimoğlu gibi
Tükendi
Ölümün ucuz olduğu çağda yaşamı kutsayan kahramanlara ihtiyacımız var. Ucuz Ölüm, emniyette üst düzey görevlerde bulunmuş, kumpaslardan beraat etmiş Fırat Azad ve arkadaşlarının olağanüstü mücadelesini soluk soluğa anlatıyor.İntihar saldırısında iki kız kardeşini kaybeden Azad, bombalamanın faillerini ararken hiç hesapta olmayan kayıp bir avukat vakasının da sırrını çözmek zorunda kalacaktır. At izinin it izine karıştığını bir dönemde Fırat Azad kendi yöntemleriyle suçluların izini sürerken iki eski polis
Sinemanın Temelleri'nde yönetmen ve senarist Rıza Kıraç sinemanın doğuşundan bugüne kadar geçen süredeki değişimini ele alıyor ve film yapımının inceliklerini okura akıcı bir dille anlatıyor: On üç bölüme ayrılan kitap film kurgusu, görüntü yönetimi, oyuncu ile mekân seçimi ve film eleştirmenliği gibi sinema bileşenlerini masaya yatırıyor. Hem Türkiye ile dünya sinemasının gelişimini hem de film yapımının ayrıntılarını öğrenmek isteyenler için Sinemanın Temelleri bir başucu kitabı. Tayfun Pirselimoğlu'nu
Cinayetlerle gölgelenen bir hesaplaşmanın Türkiye'den Londra'ya uzanan olağanüstü hikâyesi... Meryem, elli yaşına merdiven dayamış devrimci Marksist ekiplerle uzun yıllar çalışmış, politik yayınlarda yazarlık yapmış bir kadındır. Bir gün Türkiye'deki her şeyi ardında bırakarak Londra'da yaşayan eski yoldaşı Deniz'in yanına gider. Ancak burada da geçmişi peşini bırakmaz. Meryem tam Londra'da hayatına çekidüzen vermiştir ki karşısına çocukluk arkadaşı ve eski emniyet müdür Sadık İrfan çıkar. Sadık İrfan, A
Tükendi
Sinema filmlerinin yaratıcısı yönetmenlerdir. Yönetmen bir dünya kurar, izleyicileri o dünyanın varlığına inandırır ve gerçekle hayal arasında bir yolculuğa çıkarır. Birkaç isim dışında, sinemamızı inşa eden yönetmenler hep oyuncuların gölgesinde kalmıştır. Sinemamızın Yüzüncü Yılında 100 Yönetmen, Türkiye sinemasının tarihsel gelişiminde iz bırakan, ulusal ya da uluslararası alanda başarılı olan ya da olmayan ama kendi türü içinde özgünlüğe sahip yönetmenlerin hikâyesini anlatıyor. Fuat Uzkınay'dan genç
Tükendi
Edebikelam hasıl oldu, edebiyat sırroldu! Durun! Size "hayatın anlamını" anlatacağım. Hatta göstereceğim! İnsan niye roman yazar? Hadi yazdı. Yazar kimliğini üstüne giydi, romanları tutuldu... Peki bir gün yazmayı neden bırakır? Her gece aynı barda, aynı bar taburesinde oturan, sekiz yıldır tek kelime yazmadan kendini yalnızca içmeye veren "İsimsiz Alkolik Yazar" kendine sürekli bu soruları sorar. Neden yazdığını unuttuğu için neden yazamadığını hatırlayamıyordur. Belki biraz daha içerse... Ve yanıtını yed
Tükendi
Kimimiz aşkı bulamamaktan yakınır, kimimizse onu bulduğunda kaçar. Belki de onun O olmasından korkar, çoğu zaman yanlış seçimler yapar. Aşk aslında içimizde korkularımızla büyüttüğümüz bir zaaf mıdır, yoksa baş edilemez bir muamma mı? Kim bilir doğru yanıt hangi yanlış sorunun içinde saklı? Rıza Kıraç, romanlarından aşina olduğumuz o sihirli kalemiyle bu kez de yaradılışımızla yüzleştiriyor bizleri. Her satırından bir melodi yükselen, her sayfasından bir senfoni çağlayan Komşumun Uzun Kızıl Saçlı Sevgilisin
Tükendi
"Bu kitap boyunca dünya ve Türkiye sinema tarihinin temelleri ve en önemlisi film üretim biçimlerinin teorik ve pratik süreçleriyle ilgili bilgiler vermeye çalıştım. Ama temelde unutmamamız gereken şey sinema yapma biçiminin kesinleşmiş, keskinleşmiş kuralları olmadığıdır. Bu sinema yapmanın temel kriterleri olmadığı anlamına gelmiyor. Sinemanın ABC'si, tam da bu kriterler üzerine yazıldı. Sanat yapan insan "yapan" olduğundan daha çok "bozan" biridir. Sanat değişime, gelişime ve önemlisi de muhalefete açık
Tükendi
Muharrem, akademik kariyerini tamamladıktan sonra nişanlısı Ülküyü ardında bırakarak İzmirden İstanbula taşınır. İşadamı olan müstakbel kayınpederinin ısrarla kendi yanında çalışmasını istemesine rağmen o, hayallerini ancak İstanbulda gerçekleş- tirebileceğini düşünmektedir. Bir medya tröstünün yöneticilerinden olan arkadaşı Nahitin aracılığıyla dev bir holdingde çok iyi şartlarla işe alınır ve patronunun güzeller güzeli kızı Cécillele tutkulu bir ilişkiye girer. Kısa süre içinde hayal bile edemeyeceği bir
Tükendi
1980li yılların ortasında zenginle züğürdün, cahille âlimin, Müslümanla fahişenin, dönmeyle tutucu yaşlı kokoşun birlikte yaşadığı Cihangirde eski adıyla Tavukuçmaz, şimdiki adıyla Akyol yokuşunda Dolphin Video vardı. Dolphin Videoda çalışan Çeliktepeli Civcivle, Cihangirli Cino transgüllerin, fahişelerin, konsomatrislerin, pezevenklerin, keşlerin, sanatçıların arasında masumiyetini korumaya çalışan iki mantiydi. Civcivin ustası, sıkı dostu, Kuşbazların Kralı Gültepeli Çingen Şerro sıcak bir yaz gecesi
Tükendi
Annemin Bahçesi, hafızammış meğer. Annemin Bahçesi, yıllardır ertelediğim bir yolculuğun başlangıç noktasıymış. Yanlış yapma hakkımı savunmamı öğütleyen yermiş Annemin Bahçesi... Ne anlama geldiğini bilmediğim öykülerin arkasındaki niyetmiş meğer, çok geç anladım! Rıza Kıraç Isırgan toplayacak annem. Elini sürünce yanıyor teni, geri çekiyor nasırlı elini. Ben toplayayım mı? diyorum. Sonra bir elime naylon poşet geçiriyorum, diğer elimde ekmek bıçağı. Bıçağı boyunlarına vurduğumda taze ısırganlar elimde kalı
Tükendi
Silinmiş bir geçmişin izinden gidiyoruz. Birdenbire ortaya çıkan bir askerlik arkadaşı Kim olduğunu, nerden geldiğini, neden geldiğini bilmiyor Anlatıcımızın hayatına aniden giriyor ve o hayatı yavaş yavaş değiştiriyor. Düşmüş Erkekler Masalı, Rıza Kıraçın üçüncü romanı. Kendinden kaçan erkekleri anlatıyor Kıraç. Bunu geçmişini yok ederek yapan Müstahak kadar, kendini sevgiden, yakınlıklardan yoksun bırakıp yüzeyselliğe sığınan Babacan da dahil bu gruba. Normal ile delilik arasındaki o ince çizgide seyrede
Tükendi
Namahrem, zenginleşerek paraya, konfora kavuşan Semra´nın, kocasının zorlamasıyla başka çiftlerle birlikte olmalarının, aşkı, sevgiyi ve utanma duygusunu yitirmelerinin romanıdır. Semra bütün bunları göze alacak kadar güçlü bir kadındır ama her birleşmeden sonra biraz daha katılaşır, biraz daha acımasızlaşır, erkekleşir ve erkekleştikçe mahremiyetini, masumiyetini hızla yitirir. Modern hayat bize önce utanmayı öğretir, sonra da utançlarımızdan kurtulmamızı öğütler!
Tükendi
Hikâye Anlatıcıları, sizden kendisine inanmanızı beklemez, yalnızca kendisini dinlemenizi ister. "Modern çağın" bütün hikâyeleri inandırmak üstüne kurulur, sizi inanmanız için zorlar, sıkıştırır görsel malzemeyle ikna etmeye çalışır; büten enformasyon biçimleri ve "sanat ürünleri" için de geçerlidir bu. Gördüklerinizi, duyduklarınızı, hissettiklerinizi bir çırpıda tüketmek zorundasınız, çünkü sırada tüketilmeyi bekleyen başka enformasyonlar veya "sanat ürünleri" vardır. Durup düşünmenize, hikâyeyi yorumlama
Tükendi
Senin İçin Değil, sessizliğin ve kalabalığın romanı... Senin İçin Değil; geldiği yeri unutmayan, unutamayan bir gencin kendisi olma-sıyla entelektüellik arasında bocalamasının; dostluğu, sevgiyi ararken en yakınındakilerin sevgisini görememesinin romanı. Senin İçin Değil; sadece aşkı değil, büyükşehirde insanın yoksullaşmasını, kimsesizleşmesini, yaşadığı ilişkilere yabancılaşmasını anal-tan, bugüne ve geçmişe dair bir roman. "Senin İçin Değil, birbirine bağl? ama birbirine karş?t ruh durumlar?n?n sahnelend
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1