Son dönemlerde İmam-ı Azam'la ve mezhep imamlarıyla alakalı yeni eserler yazılmaya baş-landı. Bunlardan biri özellikle de, İmâm-ı Âzam gibi bir âlime ırkçı bir bakış açısıyla yaklaşıyor-du. Bu yaklaşım çok muhâtaralı bir durumdu. İmâm-ı Âzam'ı, Mevâlî olarak tanıtarak, o kişi kendisi gibi Arap düşmanı olarak göstermesi, İsmail KAZDAL için kabul edilebilir bir durum değildi. Bu ve daha başka sebepler için, dü-şünce kahramanı olan İmâm-ı Âzam kitabını yazmaya karar verdi. Şu tarihi bir gerçektir ki, İmâm-ı Â

İnsan için vazgeçilmez iki kurumun biri, Hukuk Tevhidini oluşturan DİN ve diğeri de onu realize etme sanatı olan SİYASETTİR. Elbette bu iki kuruma vücut veren temel unsur da, hiç şüphesiz bir şekilde, insanların günlük hayatını tanzim eden, yakın görenek, gelenek ve ananeler, yani medeniyetlerdir. Bütün bir insanlık âleminin, tarihte ve de günümüzde, erkler tarafından uydurulmuş ve kabul ettirilmiş yalanlar temelinde yönetilmektedir. İnsanların yönetilmesi; erkler tarafından üretilmiş ve yine erkler tarafın

Milletimizin dünü büyük zaferlerin, yükselişlerin ardından inanılmaz savruluşların, dağılışların tarihi. Ülkemizin son on yılı bütün bu süreçlerin yeniden sorgulanıp değerlendirildiği, çöküşle geçen ikiyüz yılın bir sıçramayla toparlanışa ve yeniden dirilişe geçildiği bir süreç. Bu sürecin büyük mimarı ise Recep Tayyip Erdoğan. Ülkemizin son seksen yılın tanığı İsmail Kazdal defalarca komploya getirilmeye çalışılan Başbakanımızı, kendi gözlem ve his dünyasından süzerek anlatıyor, Onu tanımak isteyenlere.