Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Öncelikle şunu bilmelisiniz ki, biri, kendini kendi övdü diye onu çarçabuk züppe ve küstah davranmış olarak karalayan bilgeleri umursamıyorum. Öyle birine deli de diyebilirler, ama en azından, kendilerini övmekle bu nitelemeye enikonu uygun davrandıklarını söylesinler! Değil mi ya, deliliğin kendi erdemini yüceltmesini ve kendi hakkında övgü ezgilendirmesini görmek kadar olağan bir şey var mı? Beni, olduğum gibi, benden daha iyi kim betimleyebilir? İş ki, beni, kendimi tanıdığımdan daha iyi tanıdığını söyle
Tükendi
Erasmus tüm metin süresince insanın kendi kendisiyle alay edebilmesinin en güzel örneklerini sunmaktadır. Erasmus bu eserde insancılığın en büyük temsilcisi olduğunu kanıtlamıştır. Eser günceliğini zamanımıza kadar korumuştur. Erasmus: İnsanoğlunun tüm zincirlerinden kurtulmasını ve salt özgürlüğe kavuşmasını sağlayacak konumun delilik olduğunu örnekleriyle vurgulamaktadır. Gülmece türündeki yapıta egemen olan iki temel görüş vardır. Bunlardan birine göre gerçek bilgelik, deliliktir. Öteki görüşe göre ise
Tükendi
NOT: Latince aslı ve Türkçe çevirisi ile birlikte Erasmus (1469-1536) Rönesans hümanizminin en büyük temsilcilerindendir. İlk olarak 1511de yayımlanan Deliliğe Övgü, güncelliğini zamanımıza değin koruyabilmiş başyapıtıdır.
Tükendi
1495 yılında Hollanda`nın Rotterdam kentinde doğan, sonraki yıllarda dini eğitim alarak Papaz olan Erasmus yaşamının ileriki yıllarında kiliseden izin alarak cübbesini çıkarda ve bilimsel araştırmalar yaptı. Deliliğe övgü onun günümüze kadar canlılığını yitirmeyen tek eseridir. Eserde işlenen görüşe göre göre gerçek bilgelik, deliliktir. Kendini bilge kabul etmek ise, gerçek deliliktir. Kitapta delilik , kendi kendisine övgüler düzer: bu arada çocuklukta ve yaşlılıkta, aşkta, evlilikte ve dostlukta, politik
Tükendi
Delilik, yani Stultitia bütün Rönesans ve Reform döneminin en çapraşık mefhumlarından birisi oldu. Alegoriler sayesinde bütün diğer duygu ve “ethos” tarzlarından, başka bir deyişle mesela Öfke’den, Cürüm’den, Tutku’dan, Sevinç’ten çok farklı bir şekilde, ilk kez toplumların bir sorunu olarak ortaya çıkıyordu. Foucault’un deyişiyle Büyük Kapatma’nın öncelerindeyiz ve “deliye verilen sözün”, yani delinin bir nevi “köyün delisi” olarak hikmetler savurabildiği bir dünyanın ve zamanın son demlerindeyiz. Hayata d
"Bu içinde akıldan ziyade, mizahın, hidayetten ziyade derin bilginin bulunduğu eşsiz bir eserdir. Aynı zamanda bağlayıcıdır da, Delilik Tanrıçası`nın hunisini takarak iyi insanlara tavsiyeler verdiği bu söylevi dinlemeye başladığınızda, bizi nereye sürükleyeceğini öğrenmek ve sonuna dek dinlemek istiyorsunuz.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2