Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Hümanistlerin prensi Erasmus, barışçıl perspektifler uluslararası hukukun görüş alanına girmeden önce modern savaş eleştirisinin temellerini attı. Kuzey Avrupa Rönesans'ının bu büyük ustası, savaşı yalnızca dinsel nedenlerle değil aynı zamanda rasyonel karşısavlarla da belirgin şekilde kınadı. Modern düşünce tarihinde barış elçisi olarak anılabilecek biri varsa, bu şeref öncelikle Erasmus'a aittir. Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş, modern Avrupa'nın savaş karşıtı ilk metnidir. 1515 tarihli bu deneme, savaşa
Desiderius Erasmus (1469-1536): Yeni Ahit'in ilk editörü, ilahiyat edebiyatının önde gelenlerinden ve Kuzey Avrupa Rönesansı'nın en önemli hümanistlerinden olan Erasmus, filolojik yöntemleri kullanarak tarihsel-eleştirel geçmiş araştırmalarının temelini attı. Eğitim alanındaki yazıları klasiklere eski dini müfredat yerine hümanist bir bakış açısıyla yönelinmesine katkıda bulundu. Kilisenin gücünün kötüye kullanılmasını eleştirirken yükselen reform taleplerini teşvik etti. Bu tutumu hem Protestan Reformu'nda
Tükendi
Rönesans Dönemi'yle ortaya çıkan hümanizm akımının en büyük temsilcilerinden biri olan Erasmus, bu kitabı yazarken neye niyetlenmişti? Kulaklarımızın uzun zamandır aşina olduğu gibi "Delilik" miydi (insania) yoksa "Aptallık" mıydı (stultitia) kastettiği? Aptallık yani saflık ve içtenlik, iyi niyet ve iyi düşünce, doğru söz, dürüstlük, kalpte ne varsa yüze ve dile aynı şekilde yansıma, işte Erasmus'un tanrıça olarak kişileştirdiği Aptallık buydu. Delilik ise bu aptallığın bir parçası olarak ve onun sayesind
Deliliğe Övgü Kitap Açıklaması Kuzey Avrupa Rönesansı'nın büyük ustası Desiderius Erasmus; Hollanda'da doğmuş, eski kilise metinleri ve klasik edebiyat araştırmaları yapmış, Yunanca Yeni Ahit'in ilk derlemesini hazırlanmış hümanist ilahiyatçı bilginlerdendir. Dostu Thomas More'a adadığı en ünlü yapıtı, kutsal kitap yorumcularına, ve tutuculara yöneltilen bir yergi niteliğindeki Deliliğe Övgü, salt klasik ortaçağ dünyasının düşüncelerini değil, kendi kavrayış ve yaratıcılığını da ortaya koyduğu, yapıtlarınd
Tükendi
“Bir sonraki hayata geçerken insanın elinden alınmayacak, hatta daha da katlanacak bir delilik vardır. Bu küçük delilik damlasını dünyada tatmayı başarabilmiş olan birkaç ayrıcalıklı kişi vardır. Bu kişilerin söylediği sözlerde tutarlılık yoktur; ağızlarından anlamsız sesler çıkar. Bir anda surat ifadeleri değişir; kah mutlulardır; kah depresiflerdir, gözyaşları akıtırlar. Ağladıkları an bir bakarsınız gülmeye başlarlar; sonra birden iç çekerler, yani anlayacağınız kendilerinden geçerler. Çok geçmeden kendi
Tükendi
Erasmus 1536'da hayata veda ettiğinde, arkasında bıraktıkları arasında Deliliğe Övgü kendisine sonsuzluk bahşeden en önemli eseri oldu. Zaman zaman Erasmus'un yaptığı şakaları kaldıramayan bazı ilahiyatçılar yasaklatsa da Deliliğe Övgü yüzyıllar boyunca halk tarafından çok okundu ve sevildi. Çünkü Erasmus'un Deliliği, yani Stultitia'sı bir tanrıçadır, hem de lütfuna ereni dipsiz kuyuların karanlığından güneş ışığına çekip çıkaran ve yaşamı zevklere boğan bir tanrıça, yani bir kadın. Giyinişi, düşüncesi, da
İnsan yaşamının ilk dönemi olan çocukluğun, bütün dönemlerinin en keyiflisi, en tatlısı olduğu yanlış mıdır? Çocuklar sevilir, öpülür, kucaklanır, okşanır, bir düşman bile onları sevip pışpışlamadan duramaz. Hiç düşündünüz mü neden? Çünkü daha doğar doğmaz doğa, onları bir çeşit deliliğe bulamış, bu tatlı sarhoşluğun havasıyla sarmalamıştır; bu hava, çocukların etrafındakileri büyüler, çabalarının karşılığını verir ve bu küçük yaratıkların gerek duydukları iyilikseverliği ve koruyuculuğu almalarını sağlar.
Desiderius Erasmus (1469-1536): Yeni Ahit'in ilk editörü, ilahiyat edebiyatının önde gelenlerinden ve Kuzey Avrupa Rönesansı'nın en önemli hümanistlerinden olan Erasmus, filolojik yöntemleri kullanarak tarihsel-eleştirel geçmiş araştırmalarının temelini attı. Eğitim alanındaki yazıları klasiklere eski dini müfredat yerine hümanist bir bakış açısıyla yönelinmesine katkıda bulundu. Kilisenin gücünün kötüye kullanılmasını eleştirirken yükselen reform taleplerini teşvik etti. Bu tutumu hem Protestan Reformu'nda
Dites - moi, je vous prie, peut-on aimer quelqu'un lorsqu'on se hait soi - meme? Peut-on etre d'accord avec les autres lorsque deja on ne l'est pas avec soi? Peut-on apporter de l'agrement a personne quand on est ennuye et fatigue de sa propre existence ? Pour soutenir pareille these, il faudrait etre plus fou que la Folie!
Tükendi
The modern world begins, in a sense, with this book. Or at least the modern sense of humorous, sceptical inquiry, a world in which the claims of dogma are countered by those of wit and good sense. You could say that we have regressed somewhat, at least in religious terms. There isn't a great deal of wit any more in Christianity; and as for Islam - well, I have a feeling that no one's ever called it "the laughing religion". Praise of Folly should be on every civilised bookshelf. -The Guardian, Nicholas Lez
Tükendi
Deliliğe Övgü, Erasmusun canlılığını, geçerliliğini ve çekiciliğini günümüze kadar değişmeden koruyabilmiş tek yapıtıdır. Gülmece türündeki yapıta egemen olan iki temel görüş vardır. Bunlardan birine göre gerçek bilgelik, deliliktir. Öteki görüşe göre ise kendini bilge sanmak, gerçek deliliktir. İnsana yeryüzünde yaşama gücü kazandıran şey, gerçek bilgelik olma niteliğiyle doğrudan doğruya deliliğin kendisidir. Kitapta delilik, kendi kendisine övgüler sıralar; bu arada çocuklukta ve yaşlılıkta, aşkta, evli
Tükendi
Günümüzde, Rönesans'la birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının yaratıcılarından ve en büyük temsilcilerinden biri olarak bilinen Rotterdamlı Erasmus, 1466 yılında Hollanda'nın Rotterdam kentinde doğdu. Bugünkü ortaöğretime denk gelen bir öğrenim döneminin ardından Augustin Tarikatına girerek rahip oldu. Ancak hiçbir zaman geleneksel anlamda bir rahip olarak etkinlik gösteremedi; kendini daha çok bilime adamak istediği gerekçesiyle, dini makamlardan "cüppe giymeme" izni aldı. Paris Üniversitesine devam etti.
Tükendi
Hristiyanların birbirlerini silahlarla delik deşik etmesine tanıklık ettikten sonra, doğrusu Türklere bundan daha eğlenceli bir gösteri sunulamazdı. Türkler, şeytanları kurban ediyorlar. Türkçeye ilk defa çevrilen Barışın Şikâyeti, Desiderius Erasmus'un çağına yaptığı bir şahitlik. Savaşların ortasında kalmış Avrupa'ya yöneltilen bir "Durun!" ihtarı âdeta. Erasmus bu eserinde Avrupalı devletlere, devlet adamlarına, yetkililere karşı barışı konuşturuyor. Savaşların, kıyımların ve katliamların mantıksızlığını
Tükendi
Hümanizm denince akla ilk gelen isimlerden biridir Erasmus. Rönesans'ın bu Kuzeyli bilgesi, yüzünü çocuklara çevirmiş nasihatler ediyor. Nerede nasıl davranılır, ne uygundur ne uygunsuz, tek tek izah ediyor. Çatık kaşlarından tanıdığımız adabımuaşeret Erasmus'un kaleminde yerini yapılabilecek türlü edepsizliklerle baştan çıkarıcı bir çocuksuluğa bırakıyor.
Tükendi
Hiç kimseye saldırmadan insan hayatını çekiştiren, görünüşe göre hicviyle kırmaktan ziyade öğütleriyle uyarır ve paylar. Öyle değil midir? Sonra, kaç defa kendi kendime hücum ettim! İnsanlığı hoşgörüyle karşılamayan, kininin insanlara değil, kötü huylara olduğunu güzelce göstermiş olur. Bu nüktelerle kendine hakaret edildiğini düşünenler, kesinlikle vicdanen kendini gizliden gizliye suçluyor, ya da halkın kendini suçlama hakkı olduğundan korkuyordur. Bizzat Hieronymus, hicvi çok daha büyük serbestlik ve şey
Tükendi
Kim ne derse desin, (zira, deliliğin en deli olanlar için bile her gün nasıl ayaklar altına alındığını bilmez değilim) tanrısal etkimle tanrılar ve insanlar üzerine sevinç saçan, sadece benim; öyle ya, bu kalabalık toplantıda ben görünür görünmez, söze hazırlamr hazırlanmaz benzeri görülmedik eşsiz bir neşenin yüzlerimizde aniden parıldadığı görülmedi mi? Almmızdaki kırışıklıkların aniden kaybolduğu görülmedi mi? Her yandan duyulan kahkahalar kalplerinizi dolduran hoş neşeden, burada bulunmamın size verdiği
Tükendi
Erasmus (1469-1536), Rönesans hümanizminin en büyük temsilcilerindendir. İlk olarak 1511'de yayımlanan Deliliğe Övgü, Erasmus'un güncelliğini zamanımıza değin koruyabilmiş başyapıtıdır. Erasmus, dostu Thomas More'u eğlendirmek için bir yolculuk sırasında bir haftada yazdığını söylediği Deliliğe Övgü'de şu soruyu sorar: İnsanoğlunun tüm zincirlerinden kurtulmasını ve salt özgürlüğe ulaşmasını sağlayan delilik değil midir? Gülmece bu çerçevede gelişir ve söz, kendisini övmesi için deliliğe bırakılır. Delilik,
Tükendi
Deliliğe Övgü'nün yazarı Erasmus'un bu ölümsüz eseri, insanın masumiyetinin ve acımasızlığının en güzel ortaya konduğu yapıtların başında gelir. İnsanı anlamak için evrensel bir kılavuz niteliğinde adeta... "Yağmalanan zavallı halktan insanlar, cepleri fazlasıyla şişirilen asiller, çocuklarından mahrum bırakılan ve çocuklarının katledilmesiyle kendileri de ölen yaşlı adamlar; muhtaç durumda, kederin silahtan daha acımasızca yaraladığı yaşlı kadınlar, dul kalmış nice namuslu kadın, babasız onca çocuk, içl
Tükendi
Eski Yunan ve Roma kültürünün canlandırıldığı Rönesans'ın en önemli savunucusu, Hümanizmin Batı Avrupa'daki en büyük temsilcisi olan Erasmus, aynı zamanda Reform'a giden kapıyı aralayarak günümüz Avrupası'nın şekillenmesine yardım eden ve kültür hayatına etki eden isimlerden biridir. "Deliliğe Övgü" ise onun, fikirlerini cesurca dile getirdiği en önemli ve en popüler eserleridir. 1509?da kaleme alınan eser ilk kez 1511'de Paris'te basılmış, ilerleyen yıllarda çok sayıda Avrupa diline tercüme edilerek defa
Daha geçen gün İtalya'dan İngiltere'ye dönerken, ata binmiş halde geçireceğim zamanı boş düşlerle harcamamak için, bazen, birlikte yaptığımız araştırmaları, bazen de burada kalan değerli ve bilgili dosdarımı anımsayıp keyifleniyordum. Siz, sevgili dostum More, aklıma en sık gelen isimdiniz. Birlikte geçirdiğimiz o mutlu zamanları, sizden ayrıyken canlandırıyordum gözlerimde. O anlar, inanın hayatımın en tadı anlarıydı. Kendimce bir şeyler yapmak istediğim, ama uygun koşulları bulamadığım için, deliliğ
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1