Heinrich von Kleist, klasik Alman edebiyatının sıra dışı yazarı olarak bilinir. Eserleri gizemli motifler üzerinde yükselir, kurguladığı yazgılar geniş dramatik kavisler çizer. Bir esrar perdesi ardına gizlenen gerçeklerin doğurduğu gerilimden beslenen öykülerine, adalet ve hakikat arayışına çıkan karakterler eşlik eder. Oysa Kleist’ın öykülerinde adalet çoğu zaman ulaşılabilir bir menzil değildir. Hakikat ise kendini beklenenin aksi yönde tesis eder ve yerini şiddete bırakır. Kullandığı imgelerin şiddeti

Alman tacir Michael Kohlhaas 1532'de Leipzig Panayırı'na giderken bir Sakson soylusu iki atına el koyar. Kendisine tazminat ödenmesi için mahkemeye yaptığı başvuru sonuçsuz kalınca, Kohlhaas tüm Sakson soylularına açıktan açığa meydan okumaya başlar... 19. yüzyıl Alman edebiyatının en etkileyici yazar ve şairlerinden Heinrich von Kleist'ın ilk kez 1810'da yayımlanan Michael Kohlhaas adlı uzun öyküsü, 16. yüzyılda yaşanmış gerçek bir olaydan yola çıkar. Birçok kez opera, tiyatro ve sinemaya da uyarlanan bu

Alman tacir Michael Kohlhaas 1532'de Leipzig Panayırı'na giderken bir Sakson soylusu iki atına el koyar. Kendisine tazminat ödenmesi için mahkemeye yaptığı başvuru sonuçsuz kalınca, Kohlhaas tüm Sakson soylularına açıktan açığa meydan okumaya başlar... XIX. yüzyıl Alman edebiyatının en etkileyici yazar ve şairlerinden Heinrich von Kleist'ın ilk kez 1810'da yayımlanan Michael Kohlhaas adlı uzun öyküsü, XVI. yüzyılda yaşanmış gerçek bir olaydan yola çıkar. Birçok kez opera, tiyatro ve sinemaya da uyarlanan

On altıncı yüzyılın ortalarında, Havel Nehri kıyılarında zamanının en namuslu ve aynı zamanda en korkunç adamlarından biri olan Michael Kohlhaas adında bir at tüccarı yaşıyordu. Bir köy öğretmeninin oğlu olan bu müstesna adam, hayatını otuz yaşına kadar örnek bir vatandaş olarak geçirmişti. Hâlen kendi adını taşıyan köyündeki çiftliğinde işiyle huzurlu bir şekilde geçinip gidiyordu. Eşinin ona bahşettiği çocuklarını Allah korkusu ile çalışkan ve sadık bireyler olarak yetiştirmişti. Komşuları arasında, onun

Heinrich von Kleist (1777-1811): XIX. yüzyıl Alman edebiyatının en önemli yazarlarındandır. Tiyatro oyunları, şiirler ve öyküler yazdı. Kant'ı okuduktan sonra bilginin değerinden kuşkuya düştü, akla değil duyguya güvenmeyi tercih etti. Akıl ile duygu arasında süren zıtlık eserlerinin özünü oluşturdu. Öykülerinde insanların ve doğanın zorbalığı karşısında kendilerini tüketircesine bütün güçlerini harcayan kişileri konu aldı. Eserlerinde titizlikle seçilmiş sözcüklerle örülü güçlü bir ifade kullandı. Sanatsal

Heinrich von Kleist (1777-1811): 19. yüzyıl Alman edebiyatının en önemli yazarlarındandır. Tiyatro oyunları, şiirler ve öyküler yazdı. Kant'ı okuduktan sonra bilginin değerinden kuşkuya düştü, akla değil duyguya güvenmeyi tercih etti. Akıl ile duygu arasında süren zıtlık eserlerinin özünü oluşturdu. Öykülerinde insanların ve doğanın zorbalığı karşısında kendilerini tüketircesine bütün güçlerini harcayan kişileri konu aldı. Eserlerinde titizlikle seçilmiş sözcüklerle örülü güçlü bir ifade kullandı. Sanatsal

Alman edebiyatında klasik dönemden romantizme geçiş evresinin en büyük yazarlarından biri olan Heinrich von Kleist, Amphitryon adlı oyununda, Latin komedya yazarı Plautus'a kadar uzanan eski bir konuyu, "aldatılan koca/aldatmasına karşın suçsuz kadın" temasını işler. Amphitryon, Kleist'ın en güçlü eserlerinden biri olmasının yanında, kökenleri klasik Yunan mitolojisine kadar uzanan çok eski bir konunun, dünya edebiyat tarihinin akışı boyunca nasıl hep yeniden gündeme getirilmiş olduğunu göstermesi bakımında

Alman tüccar Hans Kohlhase 1532'de Leipzig panayırına giderken, bir Sakson soylusu iki atına el koyar. Kendisine tazminat ödenmesi için mahkemeye yaptığı başvuru sonuçsuz kalınca, tüm Sakson soylularına açıktan açığa meydan okumaya başlar... 19. yüzyıl Alman edebiyatının en etkileyici yazar ve şairlerinden Heinrich von Kleist'ın ilk kez 1810'da yayınlanan Michael Kohlhaas adlı novellası, 16. yüzyılda yaşanmış gerçek bir olaydan yola çıkar. Birçok kez opera, tiyatro ve sinemaya da uyarlanan Michael Kohlhaas

Heinrich von Kleist (1777-1811): XIX. yüzyıl Alman edebiyatının en önemli yazarlarındandır. Tiyatro oyunları, şiirler ve öyküler yazdı. Kantı okuduktan sonra bilginin değerinden kuşkuya düştü, akla değil duyguya güvenmeyi tercih etti. Akıl ile duygu arasında süren zıtlık eserlerinin özünü oluşturdu. Öykülerinde insanların ve doğanın zorbalığı karşısında kendilerini tüketircesine bütün güçlerini harcayan kişileri konu aldı. Eserlerinde titizlikle seçilmiş sözcüklerle örülü güçlü bir ifade kullandı. Sanatsal

Tercümesini sunduğumuz bu eserin konusu feodal sistemin hakim olduğu 16. yy. Almanya'sında geçmektedir. Bu sistemde ülke küçük devletçiklere bölünmüş olup, her birinin başında bir prens bulunmaktadır ve bu bir vesayet sistemidir. Bu monarklar saraylarında bolluk içinde bir hayat sürerken, halk senenin her günü bedenleri ile çalışarak ancak karnını doyurabilmektedir. Devrin edebi eserlerinde de bu vesayet sistemine yönelik bir eleştiri yer almaz. Durum 17. yy'da da değişmez, çünkü devrin şairleri saraylarınd

Michael Kohlhaas, on altıncı yüzyılın feodal Almanyasında yaşamış bir at tüccarının hikayesidir. Adaleti ve doğruculuğu ile tanınan bu iyi yürekli Kohlhaasın yaşamı, bir soylunun haksız yere iki atına el koyması sonucu tamamen değişir. Önce meşru yollardan hakkını aramaya çalışan tüccarın yıllar süren çabaları sonuç vermediği gibi, kocasına bu konuda yardım etmek isteyen biricik karısı Lisbeth de bu uğurda can verir. Lisbeth, son nefesinde ondan düşmanlarını bağışlamasını istemiş de olsa, Kohlhaas ruhundaki

Yaşadığı dönemde gerçek değeri anlaşılamamış olan Heinrich von Kleist (1777-1811), 20. yüzyılda yeniden keşfedilerek Alman tiyatro edebiyatının en önemli oyun yazarı olarak tanındı. Kleist'in en iyi oyunu olarak kabul edilen Homburg Prensi, savaşta verdiği bir kararla emirlere karşı gelmiş, ama bu davranışıyla kendi ordusuna zafer kazandırmış bir prensin, yasalara göre cezalandırılıp cezalandırılmaması ikilemini irdeleyen, ancak romantik yapıda bir oyun. Küçük Katherine, tarihsel bir şövalye oyunu. Duygu

Heinrich von Kleist (1777-1811): XIX. yüzyıl Alman edebiyatının en önemli yazarlarındandır. Tiyatro oyunları, şiirler ve öyküler yazdı. Kantı okuduktan sonra bilginin değerinden kuşkuya düştü, akla değil duyguya güvenmeyi tercih etti. Akıl ile duygu arasında süren zıtlık eserlerinin özünü oluşturdu. Öykülerinde insanların ve doğanın zorbalığı karşısında kendilerini tüketircesine bütün güçlerini harcayan kişileri konu aldı. Eserlerinde titizlikle seçilmiş sözcüklerle örülü güçlü bir ifade kullandı. Sanatsal

Yaşadığı dönemde gerçek değeri anlaşılamamış olan Heinrich von Kleist (1777-1811), 20. yüzyılda yeniden keşfedilerek Alman tiyatro edebiyatının en önemli oyun yazarı olarak tanındı. Romantik gerçekçi türde ve özgün dramatik bir yöntemle eserler vermiş olan yazarın, Alman karakter komedyasının en ünlü oyunu Kırık Testi, suçlu olarak kendini yargılamak zorunda kalan bir hâkimin gerçekleri kendi istediği doğrultuda değiştirme çabalarının yarattığı bir güldürüdür. Kitapta, oyunun iki sahnesine ait versiyon met

Binlerce insanın hayatını kaybettiği 1647 yılında Şili krallığının başkenti St. Jago´da büyük sarsıntının meydana geldiği o anda, bir suçtan hükümlü Jeronimo Rugera isminde genç bir İspanyol, tutuklu bulunduğu hapishanenin bir kavisine kendini aslam üzereydi. Şehrin en zengin asilzadelerinden biri olan Don Henrico Asteron, onu yaklaşık bir yıl önce öğretmen olarak çalışmakta olduğu evden, biricik kızı Donna Josephe ile nazik bir gönül bağı içerisinde bulunmasından dolayı uzaklaştırmıştı. Kızını defalarca uy

Kleist, alman edebiyatında büyük bir eksikliği tamamlamak için yaratıldı. Kanımca Schiller ve Goethe bile bu boşluğu onun kadar dolduramazdı. -Egon Friedell- Bu kitap okurları sürükleyecek niteliktedir, çünkü Kleist´in gözler önüne serdiği her şey gerilimli , aşırı ve çarpıcıdır.