Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kapının açılışından bilirdim. Kokusuyla gelirdi. Toprak odamız gül kokardı. Gülümserdi. Işıl ışıl bakardı. Şefkat dolu bir ses ruhumu tutardı. Nasıl da sevinir, sevgiyle kanatlanırdım. "Küçük adam nerede?" Bu sesi her duyduğumda birden büyürdü çocuk yüreğim. Büyürdü de Medine'ye sığmazdı. Koşarak atılırdım kucağına. Kucak, çocuk için ne muhkem bir sığınaktı. Dedemin kollarında güçlenirdim. Gül ile karanfil kokusu birbirine karışırdı... Aşk, "Mim!" dedi. Tüm varlık aşkla "Mim"lendi. Esmanın bilinme seyri "Ke
Say ettim; yalnızlıkta, acizlikte, çaresizlikte... Say ettim; tevekkülde, teslimiyette, rızada... Say ettim; nefiste... kalpte... ruhta... aşkta... sükûnda... Nefisten kalbe, kalpten nefse say ettim... Döktüm tüm çakıl taşlarımı... Gözyaşlarımın verdiği serinlik ruhumu biraz ferahlatmıştı. Tüm cesaretimi toplayıp bakışlarımı yavrumun olduğu yere doğru uzattım. O da ne? Gözlerime inanamadım. Kupkuru çölün ortasında bir ananın gözyaşları rahmet, kanayan yüreği kaynak olmuştu. Bu su, kızgın çölde ana
Ağlıyorum... Her anıma bir gözyaşı damlıyor. Biliyorum, kelimeydi o. Varlığı yokluğun ellerinden kurtaran kelamdı. En güzel kudretin kelimesiydi o. Üfledi, âmâ gözler açıldı; dermansız dertler iyileşti; ölüler dirildi. Kelimemdi o benim. Biricik kelimesiydi annesi Meryem'in. Vakit akşam... İsa'mın müjdesi kulaklarımda: "Ben gidiyorum, o gelsin! Faraklit gelsin Ahyet gelsin!" Nuriye Çeleğen Hz. İsa'nın mübarek annesi Hz. Meryem'i, "iffetini en güzel şekilde koruyan" o kalp çiçeğini
Arşla arz buluştu. Tüm esma yansıdı. Varlık titredi. Hira titredi. Resûl evine koştu. Arş kalpli kadın kapıdaydı. Şefkat dolu kalbe seslendi: "Örtün beni! Örtün beni!" Vahyin ağırlığını örtü teskin ederdi. Bildi mübarek annemiz, örtünün muhkem gücünü. O bilinçle örttü kendisini ve eşini. Örtülere bürünmüş Resûl ve örtülere sarınmış annemiz anladı: Arş'ın dili olan vahyin ağırlığını ancak örtü taşıyabilirdi. Sır, örtü ile açıldı; örtü açılınca sır kapandı. Kalp ağacının Arş'ta dal budak vermesi için beden
Oğlumun doğumunu beklerken rüyalar görüyorum her birine bir nebinin konuk olduğu. Göz ve gönül aydınlığı olan bir rüyamda veriliyor ismi kalbime. Uyandığımda kelamların en güzeli dilimde. "Muhammed (asm)!" Allah'ım, bu ne güzel bir isim! "Muhammed (asm)!" Dilim "Muhammed" (asm) diye zikrediyor, kalbim "Muhammed (asm), Muhammed (asm)" diye atıyor. Anlıyorum Muhammed'im (asm) varlığın aşk sırrı. İçimde tarifi mümkün olmayan bir huzur saklı... Aşk, "Mim!" dedi. Tüm varlık aşkla "Mim"lendi. Aşk-ı Sükûn, İff
Tükendi
"Üzüntüye uğrayan beni hatırlasın!" buyurmuştu Babam. Üzüntüde Muhammedî (asm) sır vardı. İnsana en çok üzüntü anında uzanırdı Muhammed'in (asm) eli... Babamın parçasıyım... Hayatımın hepsine vuran üzüntü beni onunla bağlamış. Acının bağı kopmaz. Babamla bağım onun için anlaşılmaz. Ben Fâtıma... Elim, onun tuttuğu el. Benim elim Allah Resûlü'nün eli. Benim elim Babam Muhammed'in (asm) elinden tutma vesilesi... Elimden tutan ondan tutar. Elimde tüm esmanın sırrı var. Babam elleriyl
Tükendi
Oğlumun doğumunu beklerken rüyalar görüyorum her birine bir nebinin konuk olduğu. Göz ve gönül aydınlığı olan bir rüyamda veriliyor ismi kalbime. Uyandığımda kelamların en güzeli dilimde. "Muhammed (asm)!" Allah'ım, bu ne güzel bir isim! "Muhammed (asm)!" Dilim "Muhammed" (asm) diye zikrediyor, kalbim "Muhammed (asm), Muhammed (asm)" diye atıyor. Anlıyorum Muhammed'im (asm) varlığın aşk sırrı. İçimde tarifi mümkün olmayan bir huzur saklı... Aşk, "Mim!" dedi. Tüm varlık aşkla "Mim"lendi.
Tükendi
"Evliyalar serçeşmesi, güzeli, Abdülkâdir gibi Sultan bulunmaz" Hasan'ın soyundanım, ‘Has Oda'dır makamım, Ricalin boyunları üstündedir ayaklarım Gavsü'l-Azam'dı o, evliyalar sultanı idi. Allah Resulü, evliyalar için "kibrit-i ahmerden daha kıymetlidirler," demişti. Kibrit-i ahmer, taşı altına çeviren iksirdi. Kâmil mürşitler kibrit-i ahmer gibi olurdu. Kararmış kalpleri ihya edip iman nuruyla yeşertirken toprak olmuş kalpleri altın ederlerdi. Hay Sultan'dı. Tüm perdeler kalkınca ruh cevherinde görünen İsm-
Örtüler gözyaşlarıyla ıslandı... Okul kapıları örtü kontrollerine sahne oldu. Örtüler arandı. Yasaklar kondu. Örtüye, örtülülere yasaklar. Sınavlara alınmadı, üniversitelerden atıldı. Devlet dairelerinde zaten giremezdi. Avukat oldu, örtüsünü savunmadı. Örtü, pek çok yerlerin yasakçısı oldu. Örtülü ise girememek, örtülü ise okuyamamak, örtülüye kader yapılmak istendi. Evet bir zulüm yaşandı. Acı bir gerçek. dramatik bir oyun. Aslında zulmün dosyası bu kitap. Örtünün, örtülülerin, başörtüsünün dosyası.Tariht
Tükendi
Alfya bir kurgu değil. Bir hayal hiç değil. Alfya bir buçuk aya yakın birlikte olduğumuz bir Rusya´lı kız. Bir ay süresince tüm yaşadıklarını, İslam´a nasıl dönüş yaptığını, göz yaşlarını kimi zaman akıtarak anlattı. Evet kuzeyimizde, yanı başımızdaki Rusya´da binlerce Alfya var. Binlerce Alfya susuz kalmış toprak gibi, suya muhtaç balık gibi acılarla kıvranıyor. Uzatılacak bir el arıyorlar. Çırpınırcasına arıyorlar. Delicesine arıyorlar. Yalvarırcasına bekliyorlar. Alfya´lara ulaşmak için gayret istiyorlar
Tükendi
Hayat hepimizin dünyasında farklı yansımalı bir aynadır. Bu aynayı çoğu zaman görerek yaparız. Bu aynada neler yok ki... Bu aynada istediğimize uygun, bakışımıza göre neleri görmez, neleri seyretmeyiz ki... Bakışa göre, baktırana göre değişen tılsımlı bir büyüdür sanki hayat. İnsana bu hayat büyüsünde düşen bakmayı iyi tespit edebilmek. Fakat insan da hayat içinde her şeyden daha çok gizemli bir başka bilmece. Hayata yalnız kendi dünyasından baktığı sanılır. Oysa hayata hep başkalarının perspektifinden baka
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1