Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
"Müslüman gününün başlangıcını şafağın parıltıları ve sonunu akşamın ışıkları tayin ederdi. Işıkta başlayıp ışıkta biten, on iki saatlik, kısa, hafif, yaşanması kolay bir günümüz vardı. Müslümanın mesut olduğu günler, işte bu günlerdi... Şimdi heyhat, eski "saat"le beraber akşam da fecir de bitti. Bir çoklarımız için fecir, artık gecedir. Ve bir çoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolaşmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanı
Tükendi
Kitap, Ahmet Haşim'in geçirdiği böbrek rahatsızlığının tedavisi için çıktığı Frankfurt seyahatinde kaleme aldığı yazılardan oluşuyor. Haşim, detaylı betimlemeleri ve mukayeseleriyle dönemin Almanya'sı ve Türkiye'si hakkında okura detaylı bilgiler veriyor. Hastanede geçen günlerinden, doktor tavsiyesiyle çıkıp gezdiği Frankfurt sokaklarındaki hatıralarına kadar yaşadığı tecrübeler, yazarın eğlenceli diliyle keyifli bir serüvene dönüşüyor.
Tükendi
Piyâle, Hâşimin ikinci şiir kitabı. Bu eser de basıma hazırlanırken, öteki kitaplarda olduğu gibi metin ve notlar dışında, tanıtıcı ve çözümleyici sunuş yazısı, küçük sözlük de eklendi ve böylece son yıllarda yoğunluk kazanan Ahmet Hâşim yayınlarına akademik kaygılar içeren katkılar amaçlandı. 1909-1923 arasında yazılıp yayımlanan Piyâlede Hâşimin şiir anlayışını özetleyen ve kendisini beğenmeyenlere verdiği cevapları içeren yazısı ile Yakup Kadri Karaosmanoğlunun kitabın birinci baskısı için kaleme aldığı
Ahmet Haşim yazılarında şiirlerinden daha açık, anlaşılır ve yalın bir kullanır. Karbon Kitaplarda daha önce ayrı kitaplar olarak yayınladığımız Bize Göre, Gurebahane-i Laklakan ve Frankfurt Seyahatnamesi'ndeki yazdığı deneme ve seyahat yazıları bu edisyonda bir araya getirildi. Betimlemeleri ve yazılarına yoğun olarak aktardığı hisleri ile Haşim, okuruna kendisini yazar ile aynı zaman ve mekânı paylaşma imkanı sunuyor.
Tükendi
Karbon Kitaplar'da ayrı ayrı kitaplar halinde yayınladığımız Ahmet Haşim'in Bütün Şiirleri ve Bütün Yazıları bu setle bir araya getirildi. Türk şiir ve yazın hayatının bu üstün kalemini titiz bir edisyonla okura sunuyoruz.
Tükendi
Ahmet Haşim yazılarında şiirlerinden daha açık, anlaşılır ve yalın bir kullanır. Onun estetik değer taşıyan, basmakalıplıktan uzak yapıtlarından "Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları" Karbon Kitaplar tarafından özenle günümüz Türkçesine kazandırıldı: "Hiçbir şey lisan kadar bir ağaca benzer değildir. Lisanlar – Tıpkı ağaçlar gibi. – mevsim mevsim rengini kaybeden ölü yapraklarını dökerler ve tazelerini açarlar. Lisanın yaprakları kelimelerdir."
Tükendi
1884´te Bağdat´ta doğmuştur. Fizan Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey´in oğludur. 12 yaşına kadar Bağdat´ta yaşamıştır. Annesinin ölümü üzerine babasıyla birlikte İstanbul´a gelmiştir. Mektebe-i Sultani´de (Galatasaray Lisesi) yatılı okumuştur. Tevfik Fikret ve Ahmet Hikmet Müftüoğlu´nun öğrencisidir. Çeşitli yerlerde memur olarak çalışan Ahmet Haşim daha çok öğretmenlik yapmıştır. Sanayi-i Nefise Mektebi´nde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji, Mülkiye Mektebi´nde de Fransızca derslerine girmiştir. Bu vazifelerin
Tükendi
Modern Türk şiirinin kurucu adlarından Ahmet Hâşim'in şiirleri kadar kıymetli nesirlerinin başında gelir Frankfurt Seyahatnâmesi. 1930'ların Almanya'sına, tedavi için giden Hâşim'in "şiir kitabının kardeşidir" sözleriyle tanımladığı ve izlenimlerini aktardığı seyahatnâme, hem Doğu'yu hem Batı'yı bilen bir aydının Frankfurt'a ve oradan dünyaya bakışını gözler önüne seren yapıca küçük, söyledikleriyle büyük bir eser... Kitabın bu edisyonu ise, Türkiye'de ilk defa yayımlanan 1865-1930 arasında çekilmiş fotoğ
Tükendi
Göl Saatleri, Ahmet Hâşim şiirinin açık denizi gibi... Şair, ilk yayımlanış tarihlerinden bu yana neredeyse yüz yıl geçen şiirleriyle hâlâ ayakta ve bizi gerçek şiirin uzak ve gizemli sularına buyur ediyor. Hâşimin ilk şiir kitabı olan Göl Saatleri de basıma hazırlanırken, öteki kitaplarda olduğu gibi metin ve notlar dışında, tanıtıcı ve çözümleyici sunuş yazısı, küçük sözlük de eklendi. Tadımlık ZULMET Ey sen Ki şimdi şüpheli bir şekl-i pür-hayâl oldun Bu semâ-yı mesânın altında! Gecenin mevti ufku bağ
Edebiyatımızın en cazip ve etkisi günümüz şiirinde de kuvvetle devam eden şairi Ahmet Haşim. birçok şiirinde "nıclâl"in şiirini yapmış ve okuyucu lan m derinden kavramıştır."Melali anlamayan nesle âşinâ değiliz"mısramm isyam"Ve mâigölgeli bir beldeden cüda kalarak. Bu ney/ü hicre mûebbed, huyerde mahkûmuz "mısraİannm yalnızlığa siğmış ve katlanışı takip eder. Yalnızlığı "Obelde"sinde, nice okuyucusunu da beraberinde sürükleyerek yaşayanAhmet Haşim, aynı zamanda duyularıyla yaşayan ve onlarıdenemelerinde dil
Ne sen Ne ben Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ' Ne de âlâm-i fikre bir mersâ Olan bu mâî deniz, Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz. Sana yalnız bir ince tâze kadın, Bana yalnızca eski bir budala Diyen bugünkü beşer, Bu sefîl iştihâ, bu kirli nazar, Bulamaz sende, bende bir ma'nâ, Ne bu akşamda bir gam-ı nermîn Ne de durgun denizde bir muğber Lerze-i istitâr ü istiğnâ.
Tükendi
"Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları" Ahmet Haşim'in 1920'lerin sonlarında İkdam Gazetesinde yayınlanan günlük yazılarından oluşmuştur. İnce bir zekâ, keskin bir nüktedanlık ve başarılı bir gözlemcilik ürünü olan bu yazılar, farklı bir bakış açısına ve zengin bir dil kültürüne sahip olan Haşim'in şiirde olduğu kadar nesirde de dikkat çekici bir üslubu olduğunu ortaya koymuş ve yaklaşık yüz yıldır değerinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Özellikle 100 Temel Eser kapsamında yayınlanmasından sonra ilk ve ortaöğret
Tükendi
Mimari yapıtlar, çok çirkinliği, çok aykırılığı kaldıramaz. Gülünç bir resim tablosuna bakmadan, fena bir şiiri ya da uyumsuz bir müziği dinlemeden bunların yararlı olmayan etkilerinden ruhumuzu koruyabiliriz; fakat fena mimarın yapıtından sakınmak kolay bir iş değildir. Beceriksiz bir düşlem, yoksul bir ruh, yol ortasına dikilmiş taştan koca bir biçime dönüşünce, bütün bir kentin sağlığını, kuşaklarca bozmak gücünde bir çekince olur.
Tükendi
"İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıraktığı şeylerin o yorucu aleâledeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar. Bu itibarla seyahat ´harikuladelikler avı´ demektir." Karamsarlıklar içindeyken de güzel şiirler ve okuyanı büyüleyen yazılar yazan Ahmet Hâşim "seyahat" arzusunun ardında yatan duyguları, seyahatin ne olduğunu iki cümle ile kendine özgü bir biçimde anlatıyor. 1930´ların Almanya´sına, tedavi için bu ülkeye gelmiş bir Türk aydınının Frankfurt penceresinden bakışla
Bir çeşit ölümden sonra dirilme sırrına mahzar olan ikdam'ın sanat ve edebiyat sütunlarına bakmak görevini üzerime almış olmaktan utanıyorum. Bu utanç, edebiyatı yüz kızartıcı bir meşgale telakki ettiğimden ileri gelmiyor. Zira bilirim ki ingiliz milleti, Hint mülkünden ziyade Shakespeare ile mağrurdur; bilirim ki iran, zalim bir güneşin yaktığı kısır topraklar üzerinde olmaktan ziyade, Hafız-ı Şirazi'nin nazmında, Behzah'ın resimlerinde ve seccadeleri renkli bahçelerinde yaşıyor; bilirim ki ispanya, ne Alp
Tükendi
Gurebâhâne-i Laklakan (Kimsesiz Leylekler Yurdu) üç düzyazı kitabından biri Ahmet Hâşimin. Şiir lezzetinde denemelerden oluşuyor. Satırlarının ancak dikkatli okurlarca kazılıp bulunacak köşe bucağına dize tadında cümleler gizlenmiş, zıtlıklar için alışılmış güzellikleri değil de umulmadık izlenimlerle çirkinlikleri irdeleyen bir zihnin ürettiği yazılar. Arayışın, düşünme denemelerinin, güzel anlatma gayretlerinin, yüz yıla yakın bir süre önce yazılmış olsalar da bugüne uzak gibi durmayan örnekleri.
Tükendi
Bir tür ölümden sonra dirilmeye erişen ?İkdam"ın sanat ve edebiyat bölümlerine bakmak görevini üstüme almış olmaktan utanıyorum. Bu utanç, edebiyatı yüz kızartıcı bir uğraş saydığımdan ileri gelmiyor. Çünkü bilirim ki İngiliz ulusu, Hint ülkesinden çok Şekspir'iyle böbürlenir; bilirim ki İran, acımasız bir güneşin yaktığı kısır topraklar üstünde var olmaktan çok, Şirazlı Hafız'ın şiirinde, Behzad'ın resimlerinde ve seccadelerin renkli bahçelerinde yaşıyor; bilirim ki İspanya, ne ?Alfons"un ne de ?Primodöriv
Tükendi
Matemin rengi olan siyah, Fırat için aşka isyanın simgesidir. Siyah giysiler içindeki genç adamın, yaşadığı aşkı, ihtirası çözemeden ihanet, yalan ve kaybetmenin ardından sürüklendiği yalnızlığı onunla birlikte hissedecek ve anılarını paylaşacaksınız. Bir erkeğin gözyaşlarını hissettiğinizde, aşkınızı gözden geçireceksiniz ve sonra daha çok sahipleneceksiniz...
Tükendi
Ahmet Hâşim, Bağdat'ta doğdu. 12 yaşında İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanisi'ne verildi. Mekteb-i Hukuk'a devam etti. İzmir Sultanisi'nde Fransızca ve Edebiyat Muallimliği, Maliye Nezaret Mütercimliği yaptı. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği sırasında Anadolu'nun çeşitli yerlerini gördü. Şiirinin temellerinde Şeyh Galib, Abdülhak Hamid, Cenap Şahabettin yatar. Fransız şiirini ve poetikasını tanıdı. Saf şiir nazariyesini benimsedi. Yazarın bu eseri, iki bölümden meydana gelir: Bize Göre ve Bir Se
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2