Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Frankfurt Seyahatnamesi, Ahmet Haşim’in İstanbul’dan tedavi amacıyla Almanya’nın Frankfurt şehrine gitmesi ve bu seyahatinde edindiği gözlem ve izlenimlerini konu alan kitabıdır. Yazar, seyahatinde; müzecilik, mimari, yemek kültürü, insan ilişkileri ve insana verilen değerden bahseder. Batıya yapılan bu seyahatle, Batı’dan ve batılılaşmadan övgü ile söz ederken, Doğu ile de kıyaslama yaparak Doğu’ya yönelik hayalini ve eleştirisini de dile getirir. Kısa gezi hikâyelerinden oluşan bu kitap, bir anlamda dönem
Tükendi
“Beyin haysiyetinden bu kadar kaybettikten sonra, hayati faaliyette insanın filden, karıncadan, leylek veya zürafadan hiçbir farkı kalmıyor. Rabbim! Her zevki tatmin edecek ve ismi yine ‘sanat ve edebiyat’ olacak olan felsefe taşını nasıl bulmalı!” Ahmet Haşim şairliği kadar nasir kimliği de ön planda olan bir söz ustasıydı. Küçük bir tahtakurusundan büyük medeniyet sembollerine, dert edindiği tüm meseleleri kâğıda dökmekten imtina etmedi. Bize Göre’de yer alan ve Mehmet Kaplan’ın yayıma hazırlarken “dolgun
Ahmet Haşim’in İkdam gazetesinde çıkan köşe yazılarından seçilen denemelerle Paris seyahati izlenimlerinden oluşan Bize Göre 1928 yılında yayımlandı. Yalın, açık, akıcı, kimi zaman alaycı bir dille yazılmış olan denemeler ve aynı üslup özelliklerini taşıyan seyahat izlenimleri yazarın etkili ifadesinin yanı sıra derin gözlem gücünü ve eleştirel bakış açısını da okura yansıtır. Bununla birlikte bazı yazılarında dikkati çeken şiirsellik Haşim’in imge yüklü şiirlerin duygulu, kırılgan şairi olduğunu da hatırla
Tükendi
Karanlıkta Beyaz Kuşlar, Ahmet Haşim’in dışarıda tek bir dizesini bırakmamak gayretiyle hazırlanmıştır. Göl Saatleri ve Piyâle kitaplarında yer alan şiirleriyle birlikte, dergilerde kalan, kitaplara girmemiş hatta tamamlanmamış şiirlerini de muhteva etmektedir. “O belde Hangi bir kıt’a-i muhayyelde? Hangi bir nehr-i dûr ile mahdûd? Bir yalan yer midir veya mevcûd Fakat bulunmayacak bir melâz-ı hûlyâ mı? Bilmem, yalnız Bildiğim sen ve ben ve mâî deniz Ve bu akşam ki eyliyor tehzîz Bende evtâr-ı hü
BİZE GÖRE - AHMET HAŞİM Hiç tartışmasız bir şekilde Ahmet Haşim öncelikle şairdir ve okuyucu kitlelerinin büyük çoğunluğu tarafından da bu özelliği ile tanınmaktadır. Ancak nesir ve makaleleri de şiirleri kadar beğenilmiş, kabul görmüştür. Dış dünya gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek anlatır; sonbahar, akşam kızıllığı ve karamsarlık önemli temalardır. Ahmet Haşim fıkraları, denemeleri ve gezi yazılarıyla da önemli bir yazardır. Düz yazılarında dili sade ve oldukça başarılıdır.
Tükendi
"Zannetme ki güldür, ne de lâle, Âteş doludur, tutma yanarsın Karşında şu gülgûn piyâle..." Ahmet Hâşim, modern Türk şiirinin kurucu şairlerinin başında gelir. Hayattayken yayımlanmış iki şiir kitabı olsa da Hâşim'in Türk şiirinde yarattığı etkinin bir benzerine rastlanamaz. Başta Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar, Nurullah Ataç gibi isimler olmak üzere, onun getirdiği yenilikleri anlayan ve şiirlerini ayrı bir yere koyanların sayısı azımsanacak gibi değildir. Bugün değerinin daha iyi anlaşıldı
26 Mart 1928’de İkdam’da “Bize Göre” başlığı altında yazılarını yayımlayan Ahmet Hâşim, 1928 yılının Eylül ayı içinde Paris’e yaptığı seyahate dair izlenimlerini de aynı gazetede “Seyahatte” başlığı altında yayımlar. Şair, bu yazılardan yaptığı bir seçkiyi 1928 yılının sonlarına doğru Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları adıyla kitaplaştırır. İki bölümden oluşan kitabının ilk bölümü günlük meselelere eğilen yazılardan oluşurken, ikinci bölüm isminden de anlaşılacağı üzere şairin Paris’e yaptığı seyahatle i
“Unutulan eski saatler içinde eksikliği en ziyade hasretle hatırlanan saat, akşamın on ikisidir. Artık ‘on iki’, solgun yeşil göğün altında, ilk yıldıza karşı müezzinin Müslümanlara hitap ettiği, sokakların lacivert bir sisle kaplandığı, ışıkların yandığı, sinilerin kurulduğu ve yarasaların mahzenlerden çıkıp uçuştuğu o tesirli ve titrek saat değildir. Akşam bağlarından koparak kâh öğlenin sıcağında ve kâh gece yarılarının karanlığında farz edilmiş bir zamanı bildiren bu saat, şimdi hayatımızda renksiz ve ş
“Bu bir hastanın yol notları, rüzgârlı, karanlık bir sonbahar gecesiyle başlar. İstanbul’un denizini sinirli, ufuklarını mürekkep gibi siyah ve Üsküdar taraflarının göklerini uzak bir yangının hafif kırmızılıklarına boyanmış bıraktım. Onun için zifirî bir karanlıkta tren Sirkeci’den ayrılırken sinirlerim iyi değildi. İnsan geceleyin nasıl yola çıkmaya cesaret eder? Bunu bir köşesinde büzülüp kaldığım kompartımanımda siyah siyah düşünmeye koyuldum…” Edebiyatımızın en önemli yolculuk yazılarından olan
Ahmet Haşim'in 1921-1927 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde çıkan yazıları arasından seçilen 29 denemenin yer aldığı Gurebahane-i Laklakan ilk olarak 1928'de yayımlanmıştır. Alaturka ve alafranga saat sistemlerinden modaya, kadın ve erkeğin bedensel estetiklerinden sonbahar şiirlerinin değerlendirilmesine kadar çok farklı konuları ele alan denemelerin ortak yanı son derece usta bir kalemin, her cümlede fark edilen yazıya hâkimiyeti ve üslupta gizli olağanüstü ince alaycılığıdır. Ahmet Haşim (1887
Tükendi
Modern Türk şiirinin kurucu adlarından Ahmet Hâşim'in şiirleri kadar kıymetli nesirlerinin başında gelir Frankfurt Seyahatnâmesi. 1930'ların Almanya'sına, tedavi için giden Hâşim'in "şiir kitabının kardeşidir" sözleriyle tanımladığı ve izlenimlerini aktardığı seyahatnâme, hem Doğu'yu hem Batı'yı bilen bir aydının Frankfurt'a ve oradan dünyaya bakışını gözler önüne seren yapıca küçük, söyledikleriyle büyük bir eser... Kitabın bu edisyonu ise, Türkiye'de ilk defa yayımlanan 1865-1935 arasında çekilmiş fotoğ
"Beş, altı seneden beri edebiyatımızın gösterdiği çıplaklık manzarası bütün fikir adamlarını düşündürse yeri var. Okuyup yazmanın halk arasında tahammülü ve binaenaleyh kari adedinin çoğalması nispetinde yazı hünerine arız olan bu tereddinin anlaşılmaz sebepleri hakkında hayli şeyler söylendi. Felce uğrayan maalesef yalnız edebiyatımız değildir. Bu hüzal rengi, gizli bir hastalığın sarılığı gibi, ruh ve hayalin bütün bahçelerine sirayet etmekte ve bütün yarakları, yer yer soldurup kurutmaktadır." 1920´lerin
Gurebâhâne-i Laklakan, Ahmet Hâşim'in şairliğinin yanında neden her fırsatta nasirliğinin de methedildiğini ispatlayan deneme kitaplarından. Üstelik her biri yine onun şiirleriyle aynı karatta ve aynı lezzette. Sinemadan mimariye, Yakup Kadri'den Krippel'e, edebiyattan tabiata, kadın-erkek güzelliklerinden çağın moda anlayışlarına... Hâşim'in kaleminden asla eskimeyen yazılar toplamı. "‘Haffaflar Çarşısı'ndaki leyleklerin bir iki tanesini buraya aldım. Ben de artık bir ihtiyar kuşlardan farklı mıyım? Bu kö
Ahmet Haşim'in 1921-1927 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde çıkan yazıları arasından seçilen 29 denemenin yer aldığı Gurebahane-i Laklakan 1928 yılı Eylül ayında yayımlanmıştır. Alaturka ve alafranga saat sistemlerinden modaya, kadın ve erkeğin bedensel estetiklerinden sonbahar şiirlerinin değerlendirilmesine kadar çok farklı konuları ele alan denemelerin ortak yanı son derece usta bir kalemin, her cümlede fark edilen yazıya hâkimiyeti ve üslupta gizli olağanüstü ince alaycılığıdır.
Tükendi
Ahmet Haşim 1887 yılında Bağdat'ta doğdu. Baba tarafından Bağdatlı Alûsîzadeler'e bağlıdır. Ahmet Haşim, babasının Arap ülkelerindeki görevleri dolayısıyla, düzenli bir öğrenim göremedi. Çocuk yaşlarında Arabistan vilayetlerinde sadece Arapça öğrendi. Annesinin ölümü dolayısıyla, babasıyla İstanbul'a gitti. Numune-i Terakki mektebine girdi. Bir yıl sonra, Galatasaray Sultanîsi'ne yatılı olarak girdi. Öğrencilik yıllarını geçirdiği Galatasaray Sultanîsi dönemi, Ahmet Haşim için, çok verimli geçmiştir. Burada
Ahmet Haşim, modern Türk şiirinin kurucularındandır. Annesinin ölümü üzerine babasıyla birlikte İstanbul´a geldi. Öğretmenliğe atanınca, başladığı hukuk öğrenimini yarıda bıraktı. Öğretmenlikten banka memurluğuna ve köşe yazarlığına kadar çok sayıda farklı alan ve kurumda çalıştı. 1909 yılında Fecriati topluluğuna katıldı. Şiirlerinde Abdülhak Hamit Tarhan, Cenab Şehabeddin ve hocası da olan Tevfik Fikret´in etkileri görülür. Şiirleri genel olarak birey üzerinde yoğunlaşır, "dar ama sonsuz derinlikte bir k
Ahmet Haşim'in yazılarından alınacak estetik haz elbette her devirde son derece yüksektir ancak bu yazılar bize aynı zamanda erken Cumhuriyet döneminin güncel meselelerini öğrenme, o yılların şehir hayatı hakkında fikir sahibi olma, entelektüel tartışmaların içine hızla ve büyük bir kolaylıkla katılma fırsatı da sunar. Dahası, Ahmet Haşim'in ele aldığı ve pek çoğu ufak değişikliklerle bugün de gündemimizi işgal etmeyi sürdüren bu konular, yazarın zamanı aşan, evrensel düşünüşünü bize göstermektedir. Bir baş
Ahmet Haşim'in yazılarından alınacak estetik haz elbette her devirde son derece yüksektir ancak bu yazılar bize aynı zamanda erken Cumhuriyet döneminin güncel meselelerini öğrenme, o yılların şehir hayatı hakkında fikir sahibi olma, entelektüel tartışmaların içine hızla ve büyük bir kolaylıkla katılma fırsatı da sunar. Dahası, Ahmet Haşim'in ele aldığı ve pek çoğu ufak değişikliklerle bugün de gündemimizi işgal etmeyi sürdüren bu konular, yazarın zamanı aşan, evrensel düşünüşünü bize göstermektedir. Bir baş
Ahmet Haşim'in İkdam gazetesinde çıkan köşe yazılarından seçilen denemelerle Paris seyahati izlenimlerinden oluşan Bize Göre 1928 yılında yayımlandı. Yalın, açık, akıcı, kimi zaman alaycı bir dille yazılmış olan denemeler ve aynı üslup özelliklerini taşıyan seyahat izlenimleri yazarın etkili ifadesinin yanı sıra derin gözlem gücünü ve eleştirel bakış açısını da okura yansıtır. Bununla birlikte bazı yazılarında dikkati çeken şiirsellik Haşim'in imge yüklü şiirlerin duygulu, kırılgan şairi olduğunu da hatırla
Modern Türk şiirinin kurucularından kabul edilen Ahmet Haşim'in düz yazıları da şiirleri kadar akıcı bir ahenge sahiptir. Edebiyatımızda sembolizm akımının en güçlü temsilcilerinden biri olarak, yazarın şiirlerinde makes bulan, okurlarını farklı açılardan yakalaması ve zihinlerde farklı pencereler açması gibi özellikleri, şiirlerinin aksine oldukça anlaşılır olan düz yazılarında da görülmektedir. Ahmet Haşim, sağlık sebepleri yüzünden, en çok da "bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden" kurtulmak için bi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1