Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Türk edebiyatının ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin onuncu kitabı, yazarın 1936'da L'évadé adıyla kaleme aldığı, 1959'da Tahsin Yücel'in Türkçeleştirdiği Kaçak. Romanda, Fransa'nın La Rochelle kentinde sıradan bir yaşam süren, evli, iki çocuk babası Almanca öğretmeni Jean-Paul Guillaume'un öyküsü anlatılır. Yıllardır aynı sokaklardan işine gidip gelen bu öğretmenin, aslında kanun kaçağı bir kürek mahkûmu olduğunu karısı bile bilmemektedir. Günün birinde Guillaume ve çevresindekiler
"Simenon okumayı çok seviyorum. Bana Çehov'u hatırlatıyor." WILLIAM FAULKNER Polisiyenin en büyük ustalarından Georges Simenon'un, 20. yüzyıl edebiyatının başyapıtları arasında yer alan 1948 tarihli Kirliydi Kar adlı romanı, 2. Dünya Savaşı sırasında, işgal altındaki Fransa'da ayakta kalmaya çalışan 19 yaşındaki Frank Friedmaier'in suçla tanışmasını, kesif yalnızlığını ve iç dünyasını resmeder. Annesi genelev işletmecisi olan Frank soğukkanlı bir gençtir. Kasvetli ve sonsuzmuş gibi gelen kış boyunca bir
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin sekizinci kitabı, 1945'te New York'ta yazılan ve Türkçeye Oktay Akbal tarafından kazandırılan Manhattan'da Üç Oda. Otobiyografik izler taşıyan romanın kahramanı bu kez Maigret değildir, yaşamının "duraklama devrine" girmiş bir aktördür. Tutku ve belirsizlikle dolu bir aşkı anlatan Manhattan'da Üç Oda'da François ve Kay'in gölgesinde, o sıralar hayatının en çalkantılı dönemini geçirmekte olan Simenon'u ve sonradan eşi olacak
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin yedinci kitabı, özgün adı L'Ombre Chinoise olan ve Çetin Altan tarafından Türkçeye kazandırılan Oynayan Gölgeler. Roman, Komiser Maigret'nin sıradışı gözlemleri ve saptamaları doğrultusunda, karakterlerin psikolojik çözümlemeleri üzerinden ilerleyen bir cinayet dosyasını anlatır. Simenon'un özenle kurduğu "psikolojik gerilim" atmosferinde Raymond Chouchet vakası, maktulün ardında bıraktığı yakınlarına yoğunlaşırken, işler g
Tükendi
 Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin altıncı kitabı, 1932'de Le Fou de Bergerac adıyla yazılan ve 1963'te Erhan Bener tarafından Türkçeye kazandırılan Ormandaki Deli. Bir Komiser Maigret romanı olan Ormandaki Deli taşrada geçer. Arkadaşını görmek üzere Bergerac'a giderken, nedense şüpheli gördüğü bir yolcunun peşinden trenden atlar Maigret. Kovalamaca sırasında şüpheli tarafından vurulan komiser, tüm roman boyunca soruşturmayı kasabanın merkezindeki otelde çak
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanla­rından oluşan dizinin beşinci kitabı, özgün adı Les Fréres Rico (Rico Kardeşler) olan ve "Hayalet Oğuz" lakaplı Oğuz Alplâçin tarafından Türkçeleştirilen Üç Kardeştiler. Simenon'un 1952 yılında, Amerika'da, Lakeville, Connecticut'ta ka­leme aldığı roman, "modern bir Habil / Kabil trajedisi"dir. Organize suç örgütü içindeki Eddie, Tony ve Gino adlı üç kardeşin, okuru diken üstünde tutan hikâyesini anlatır. Romanlarını kolay kolay beğenmeyen Simeno
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin dördüncü kitabı 1937 tarihli L'assassin, Türkçeye Tahsin Yücel tarafından Katil adıyla 1997 yılında kazandırıldı. Yaşamak Hırsı'nın Popinga'sını da anımsatan Kupérus, birdenbire sıradışı bir olayla yaşamları altüst olarak bir başka gerçeklik düzlemine geçen, dünyayı, insanları ve olayları başka türlü görmeye başlayan, yaptıklarından pişmanlık duymayan ama bir yandan da zihnini hep bu meseleyle meşgul ederek kaçınılmaz biçimde
Tükendi
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin üçüncü kitabı 1952 tarihli La mort de Belle, Türkçeye Bilge Karasu tarafından Bella'nın Ölümü adıyla 1981 yılında kazandırıldı. Simenon'un Amerika yıllarında kaleme aldığı roman, yazarın sürekli olarak işlediği orta sınıf yaşam biçimi izleğini bu kez Amerikan orta sınıfına kaydırarak ele alır. Orta sınıfa mensup birinin, masumiyetini ispat etmek için ortaya koyduğu performansa odaklanan roman, giderek bir simgeye dönüşen Bel
Sait Faik'ten Bilge Karasu'ya, Oktay Rifat'tan Nurullah Ataç'a, Oktay Akbal'dan Tahsin Yücel'e, edebiyatımızın büyük ustalarının Türkçesiyle yayımladığımız Simenon romanlarından oluşan dizinin ikinci kitabı, Oktay Rifat'ın 1959 yılında çevirdiği Kanaldaki Ev. Simenon'un polisiye türünün dışına çıktığı, "ağır romanlar" olarak tanımladığı türe dahil olan bu roman, başta işlenen cinayetin soruşturması şeklinde ilerlemez, tam tersine katil önceden bilinir; soruşturma, hadiselerin hatırlanmasından ibarettir. 19
Tükendi
Sait Faik'ten Bilge Karasu'ya, Oktay Rifat'tan Nurullah Ataç'a, Oktay Akbal'dan Tahsin Yücel'e, Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin ilk kitabı, Sait Faik Abasıyanık'ın 1950 yılında Geceyarısı Trenleri adıyla tefrika edilen, 1954 yılında kitaplaştırılan Yaşamak Hırsı. Özgün adı Trenlerin Geçişini Seyreden Adam olan roman için Sait Faik'in düşündüğü ilk isim ise Geceleri Yalnız Yatamayan Adam. Romanın kahramanı Popinga, Sait Faik'in 1948 yılında yayımlanan Lüzu
Tükendi
LETONYALI PIETR 55 Dilde 1,4 Milyar satış! Maigret iş başında Ama klasik tarzda, bildiğimiz dedektiflerden biri değil o. Eski yöntemleri kullanan, ağzında piposu ve başında melon şapkasıyla gülünç yanları olan bir dedektif Maigret. Onun amacı suçlulardan ziyade, neden suç işlendiğini bulmak, yani insan doğasını ve insan doğasına ait içgüdülerin peşinde. Maigret serisinin ilk kitabı Letonyalı Pietrda Maigretnin görevi Letonyalı bir dolandırıcı, trende işlenen bir cinayet ve kaybolan bir zenginin yer aldı
Tükendi
Maigret Givet garında trenden indiğinde gördüğü ilk kişi, kompartımanının tam karşısında duran Anna Peeters oldu. Genç kız sanki onun tam da peronun o noktasında duracağını tahmin etmişti! Buna şaşırmış görünmüyordu, bundan gurur duyar gibi bir hali de yoktu. Tıpkı Paris´te gördüğü gibiydi, her zaman olması gerektiği gibi; gri bir tayyör giymişti, ayakkabıla-rı siyahtı, başına öyle bir şapka takmıştı ki, insanın sonradan bunun biçimini, hatta rengini hatırlaması imkânsızdı. Burada, birkaç yolcunun gezindiğ
Tükendi
"Avrenos´un Müşterileri", İstanbul´da Fransız elçiliğinde tercümanlık yapan Bernard de Jonsac ile gece kulüplerinde konsomatris olarak çalışan Nouchi´nin öyküsüdür... Roman Ankara´da bir gece kulübünde başlıyor ve İstanbul´da devam ediyor. Bu ikilinin çevresinde genç Türkiye´nin sosyal hayatından gizemli sahneler sergileniyor...Simenon´un bu romanı sıradan bir gerilim romanı değildir. "Avrenos´un Müşterilerinde bu tür romanlarda olmayan başka bir "tat" bulacaksınız...
Tükendi
Maigret bir mayıs öğleden sonrası Delfzijl´e geldiğinde, kendisini Hollanda´nın kuzey ucundaki bu küçük kasabaya çağıran olay hakkında kaba taslak bilgilerden başka bir şey yoktu kafasında. Nancy Üniversitesi´nde profesör olan Jean Duclos adında biri kuzey ülkelerinde bir konferans turunda bulunuyordu. Delfzijl Denizcilik Okulu´nda öğretmenlik yapan Mösyö Popinga´nın konuğuydu. Oysa Mösyö Popinga öldürülmüştü ve Fransız pro-fesör resmen suçlanmamakla birlikte, yine de kendisinden kasabadan ayrılmaması ve Ho
Tükendi
Çıkış kapısına doğru itiş kakış ilerleyen yolcu selinin içinde telaş etmeyen bir o vardı. Elinde yol çantası, biletini görevliye vermek için sırasını bekledi. Yaş tülünün altında başı dimdikti. Brüksel´den trene saat altıda binmişti. Hava karanlıktı. Buz gibi bir yağmur yağıyordu. Üçüncü mevki sırılsıklamdı. Çamur içindeki yerler ıslak, cıvık bir buğuyla kaplı bölmeler ıslak, içinden dışından sular sızan camlar ıslaktı. Islak giysili insanlar uyukluyordu. Saat sekizde Hasselt´e gelince trenin de, garın d
Tükendi
Kişinin, evinde gidip geldiği, alışıldık hareketleri, her günkü hareketleri yaptığı, yüz çizgilerinin yalnızca kendisi için gerildiği, sonra ansızın, başını kaldırınca, perdelerin açık kaldığının, sokaktan gelip geçenlerin kendisini seyrettiğinin farkına vardığı zamanlar olur. Spencer Ashby de biraz bunu yaşadı işte. Gerçi, tıpkı öyle değil; çünkü, doğrusu ya, o gece kimsecikler ona dikkat etmemiş, ilgilenmemişti. İstediği gibi bir yalnızlığa kavuşmuştu; yorgan gibi kalın, dışarıdan tek bir gürültüyü olsun
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1