Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamberin (s.a.v.) hayatı ve uygulamaları gerek kendi zamanında gerekse daha sonra gelip onun tebliğini kabul eden Müslümanların yaşayış tarzında eskiye göre büyük ve muazzam denebilecek bir değişikliğin meydana gelmesine sebep olmuştur. İşte bunun içindir ki, Osmanlı devlet ve toplum hayatında Hz. Peygamber algısı, büyük bir önem taşımaktadır. (Hatta bu algı, öyle bir sevgi oluşturmuş ki; ordusuna, "Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye" askerine de "Mehmetçik" diyecek kad
Medeniyetin maddî ve manevî bütün unsurlarını bünyesinde toplayıp geliştiren İslâm, tabir caizse ilahî bir medeniyetin adı olmaktadır. Bunun için Müslümanlar, ilahî vahyin tedricî bir surette geliştirmeye çalıştığı medenî anlayışı bir hayat nizamı olarak kabul ettikleri gibi bunu hayatlarının her alanında uygulayıp tatbik etmeye Hz. Peygamber döneminden itibaren başladılar.Müslüman bir bünyeye istinad eden Osmanlı Devleti de, mensubu bulunduğu bu medeniyetin gerektirdiği her alanda ona uygun bir şekilde har
Medeniyetin, maddî ve manevî bütün unsurlarını bünyesinde toplayıp geliştiren İslâm, ilahi bir sistemdir. Bu sebeple Müslümanlar, ilahî vahyin, tedricî bir surette geliştirmeye çalıştığı medenî anlayışı, bir hayat nizamı olarak kabul ettiler. Siyasî bir çevre içinde ortaya çıkan İslâm, nev-i şahsına münhasır bir özellik taşır. Tabir caizse o, ilahî bir medeniyettir. Bu, onun birçok müessesesinin temelinde ilahî hükümlerin bulunduğu mânâsına gelmektedir. Bilindiği gibi "İslâm Medeniyeti ve Müesseseleri Tarih
İslâm dünyasının, dinî, adlî, sosyal, ekonomik beledî, mimarî ve kültürel yönlerini bir araya getirip sergileyen bu eser, aynı zamanda medeniyetimizin geçirmiş olduğu merhaleleri ve ulaştığı seviyeyi de ortaya koymaktadır. Bu eser, temel kaynaklar ile arşiv belgelerinin ışığı altında kaleme alınmıştır. Her biri, kültürümüzün bir cephesini aydınlatan yazılardan oluşmaktadır. Bu çalışmamız, günümüzde yanlış veya eksik bilinen bazı konuların gerçek kimliğini ortaya çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda medeniyet
Toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerine ışık tutacak olan temel kaynaklardan biri de günümüzde "anı" denilen hatıralardır. Özellikle ilim ve siyaset adamlarının, hatıralarını yazmak suretiyle ilme ve topluma faydalı oldukları bilinmektedir. Zira başkalarının muttali olmadığı bazı konular bu hatıralar sayesinde ortaya çıkar. Bu da toplumun o dönemi hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlar. Bu sayede insanlar o çağın veya zamanın atmosferinde dolaşarak önemli bir bilgi ve tecrübe kaynağına kavu
Bilindiği gibi İslâm, tevhid inancı ile birlikte insanlar arasında barış, sevgi ve adaleti yerleştirmek üzere gönderilen bir dindir. İnsanlık âleminin bütün fertlerine hitab etmeyi hedef olarak seçen İslâm, ırk, asalet ve cinsiyete bağlı bir üstünlük ve ayrıcalığa yer vermez. Bu dinde üstünlük, takva ve vazifeleri gerektiği şekilde yerine getirme prensibine bağlanmıştır. Irk, asalet ve cinsiyet gibi faktörler, daha önceki bazı din ve sistemlerde üstün ve şerefli sayılma vasıtaları idi. Bu bakımdan, belli b
Eğitim ve öğretim, yetişkin neslin bir plan çerçevesinde ve belli bir gaye hedeflenerek, yetişmekte olan nesillerin gelişmesini sağlamak için yaptığı bir çalışmadır. Bu bakımdan, eğitim ve öğretim faaliyetleri, yeni kuşakların yetişmesi için bir plan dâhilinde yapılan bütün faaliyetleri içine alır. Bunun içindir ki eğitim ve öğretim, sadece bir kültürün nesilden nesile intikalini değil, aynı zamanda bunun sonucu olarak toplumun devamlılığını (bekasını) da sağlayan bir faktör olmaktadır, iyi tasarlanmış bir
Hicri 459 (Miladi 1066-67) senesi, İslam eğitim tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Zira bu yılda Sultan Alparslan'ın emir ve direktifi ile Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk (öl. 485/1092)'ün inşa ettirdiği medreseler manzumesinin ilki, Bağdad'da açılıyordu. Bu başlangıçtan sonra artık her tarafta hatta her köy ve kasabada benzer medreseler kurulmaya başlandı. Birçok hükümdar ve devlet adamı ile birlikte maddi durumu iyi olan birçok kimse Nizamülmülk'ü örnek alarak kendi adına medreseler kurmay
Günümüzde, sosyal, ekonomik ve dinî çatışmaları ile siyasî istikrarsızlık merkezi durumuna gelen bir coğrafyanın, Osmanlı idaresi altında uzun süre barış ve huzur içinde yaşadığı düşünülecek olursa, Osmanlı Devleti tarihinin, gerek dünya, gerekse İslam tarihi bakımından sahip olduğu yerin önemi daha iyi anlaşılmış olur. Gerçekten de çok geniş bir coğrafya üzerinde hâkimiyetini kuran Osmanlı Devleti, farklı ırk, din, dil, örf ve âdetlere sahip toplulukları yüzyıllarca adaletli ve hoşgörülü bir şekilde idare
İslam Medeniyeti tarihçisi Prof. Dr. Ziya Kazıcı'nın uzun seneler üzerinde çalıştığı ve öğrencilerine yıllarca anlattığı bilgilerinin birikimi olan "Osmanlı Medeniyeti Tarihi" nihayet set olarak yayın dünyasına katıldı. Set toplam 5 kitaptan oluşmaktadır. -Osmanli'da Eğitim Öğretim -Osmanli'da Vakif Medeniyeti -Osmanli'da Yerel Yönetim -Osmanli'da Toplum Yapisi -Osmanli'da Vergi Sistemi
Tarihî bir vakıa olan vergi, amme hizmetlerinin muntazam bir şekilde devamını sağlamak için başvurulmuş bir çaredir. Bu yüzden vergi, devletlerin ekonomik ve sosyal hayatında önemli bir yere sâhiptir. Çok geniş topraklar üzerinde, asırlarca hükümranlığını devam ettirmiş bulunan Osmanlı Devleti, diğer bütün devletlerde olduğu gibi kendisini, vergi cibâyetinden (vergi alma ve toplama) müstağni sayamazdı. Zira varlığını ancak bu şekilde devam ettirebilirdi. Devletin iktisadî tarihinin önemli bir bölümünü teş
Bir beylik olarak ortaya çıkışından itibaren bünyesinde şartların gerektirdiği değişiklikleri yapmaktan çekinmeyen Osmanlı Devleti, sağlam temeller üzerine bina edip geliştirdiği ve kemâl mertebesine ulaştırdığı müesseseleri vasıtasıyla uzunca bir hükümranlık dönemi geçirme imkânı buldu. Bu devlet, destanlarda görülen, âsumanî heykeller gibi, başı, kürre-i arzın bir kıtasına yaslanmış, vücudu bir başka kıtasına sarılmış, ayakları ise başka bir kıtasına uzanmış heybetli bir vücuda benzemekte idi. Biz, bu vüc
İslâmın, yardımlaşma ile ilgili emir ve prensiplerinden doğmuş olan vakıf, asırlarca insanlığa hizmet etmiş dinî, hukukî ve sosyal bir müessesedir. İhtiyaç içinde bulunanlara yardım etmek gibi yüksek ve insanî bir düşüncenin ürünü olan bu müessesenin temeli, Kurân ve Sünnete dayanmaktadır. Tarihimizdeki etki, çeşitlilik ve hizmetleri, günümüz insanını hayretler içinde bırakan vakıflarımız, dönemin toplumsal kalkınması, huzur ve barışın sağlanmasında, büyük rol oynuyorlardı. İslâm ve özellikle Osmanlı
Çok geniş topraklarda hâkimiyetini kuran Osmanlı Devleti, çeşitli din, dil, ırk, örf ve âdetlere sahip toplulukları asırlarca âdilâne bir şekilde idare etmişti. Ulaşım teknolojisi bakımından, günümüzle mukayese edilemeyecek derecede imkânsızlıklar içinde bulunan o asırların dünyasında, bunca farklı yapıdaki toplulukları cebir ve tazyik kullanmadan, onlara normal bir hayat seviyesi kazandırmaya çalışmak, basit bir anlayışın sonucu olmasa gerek. Günümüzde, sosyal, ekonomik ve hatta dinî çatışmaları ile siyasî
Gerçek şahsiyetini İslâmda bulan Hz. İsa, günümüz Hıristiyanlık inancına göre sözleri arasında çelişkiler bulunan, Allahın biricik oğludur. Bu yüzden, bazıları, onun gerçekten tarihte yaşamadığını ve onun sadece efsânevî bir kahraman olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmişlerdir. Hz. İsanın inkârı demek olan bu sözlere sebep olduklarından dolayı bütün bir Hıristiyan dünyası suçludur. Çünkü bu dünya, Allahın Peygamberi olan Hz. İsayı insanlık sıfatından uzaklaştırarak onu ulûhiyet mertebesine çıkarmışlardır.
Bu çalışmada, Osmanlı Tarihinin en kritik döneminde tahta geçmiş olan Abdülhamid Han'ın devlet yönetimini ve ilgili olduğu faaliyet alanlarını zevkle okuyacaksınız. Sultan II. Abdülhamid Han, destansı hayatıyla, sadece Türk dünyasının değil, diğer dünya milletlerinin de halen üzerinde en çok kafa yordukları birkaç kişiden birisidir. Üç kıta üzerinde hâkimiyet kuran Osmanlı Devleti, çeşitli ırk, din, mezhep, örf ve adetlere sahip toplulukları yüzyıllarca adalet ve insaf ölçülerine uygun bir şekilde idare et
İslâm ve Hıristiyan dünyası arasındaki ilişkilerin, tarih içinde nasıl bir seyir takip ettiğini ele aldığımız bu araştırmamız, iki din ve buna bağlı iki toplumun birbirlerine karşı sergiledikleri tavırları ortaya koymaya yönelik bir çalışmadır. Konuların daha iyi anlaşılması bakımından bu iki dinin kuruluş ve gelişme safhalarına kısaca temas edilmiştir. Böylece Müslümanlar ile Hıristiyanların inanç sistemlerini ve bu sistemlere bağlı olarak birbirleri ile olan ilişkilerine ışık tutmaya çalışılmıştır. Zira b
Osmanlıyı Cihan Devleti Yapan Dinamikler Irk, din, kültür, örf ve âdet ile bulunduğu coğrafî ortam bakımından Anadolu´daki diğer beyliklerden farklı olmayan Osmanlı Devleti´nin kısa zamanda tarihin akışını değiştirecek kadar büyüyüp gelişmesinin bazı sebepleri olmalıdır. Kuruluş döneminde diğer beyliklere göre esamisi okunmayacak kadar küçük olan bu uç beyliğini yücelten ve onu döneminin en kudretli devleti haline getiren dinamikler nelerdi? Osmanlı´yı diğer beyliklerden ayıran hangi özelliklerdi? Anadol
Yardımlaşma temeline dayana, dini ve medeni bir müessese olan vakıf, sosyal dayanışmanın en eski hukuki müesseselerinden biridir. Sosyal müesseselerin kurulup gelişmesinde büyük derecede rol oynayan ve sadece geniş halk kitleleri değil, çevre ve hayvanlara da hizmet götüren vakıf teşkilatı, milletlerin sahip olduu manevi güç ve değerlerin tanımlanmasına yardımcı başlıca eserlerdendir. İslam dinini kabul etmelerinden sonra Türklerin, ekonomik, sosyal ve dini hayatlarında asırlar boyu müessir bir rol oynamış
Tükendi
Osmanlı toplumu, çağdaşı Batı dünyasından farklı olarak sınıflar arasında aşılmaz duvarlarla birbirinden ayrılmamıştır. Nitekim Padişah beratiyle askeri sınıftan olan bir kişi reayaya dahil olurken, reayedan olan bir başkası da yine beratla askeri statü kazanıp raiyyet rüsumundan kurtulabilirdi. Zira Osmanlı dönemi Türkiye`sinde doğuştan imtiyazlı sayılabilecek bir sosyal sınıf yoktu. Çünkü bütün Müslümanlar, Allah`ın nazarında eşitti. Böyle bir fikir, fertlerin, içinde kolayca yer ve mevki değiştirebileceğ
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1