Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Düşman güçleri Türkiye topraklarına girmiş, Yunan askerleri İzmir’e çıkmış, Ankara’ya doğru ilerliyordu. Mustafa Kemal ve askerleri düşman güçlerini durdurmak, geriye püskürtmek için savaşıyordu. O, yola çıkarken söylemişti: “Geldikleri gibi giderler!” Mustafa Kemal ve Çocuk, el ele koşuyordu! Zafere, geleceğe, aydınlığa koşuyordu. Kazanacaklarını biliyorlardı çünkü onlar haklıydı! Türk halkı; çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek haklıydı. Çünkü onlar kendi yurtlarını savunuyorlardı! Bir ağızdan kat
• Demiradamlar, her işi yapabiliyorlar. öyleyse bu bir masal değil, gerçek: O ülkedeki bilim insanları, insanların tüm işlerini görebilen robotlar yapıyorlar. Ve onları "Demiradamlar" olarak adlandırıyorlar. O günden sonra insanların çalışmalarına gerek kalmıyor. Sonra ne oluyor? • Patlamış Darı, sonu mutlulukla taçlanan, hüzünlü bir öykü: İnci, ninesinin, dedesinin yanında yaşayan on bir yaşında bir kız. Annesi babası Almanya'da yaşıyor. Ve bir gün Inci de Almanya'ya gidiyor. Orada neler oluyor? • Dedemin
Tükendi
Bir çocuk tanımıştım. Adı Tuna. Sana çok benziyordu. Düşlerinde uçardı. Bir sürü arkadaşı vardı. Çok sevdiği arkadaşlarından biri, konuşabilen bir Eşek'ti. Minicik, bir sıpa! Günlerden bir gün Tuna ve arkadaşı Eşek. uzun bir yolculuğa çıktılar. Macera böyle başladı: Sonra Hacunna ile karşılaşırlar. Ve onun elinden güçlükle kurtulurlar. Hepsi bu kadar değil: Konuşabilen yıldızlar... Öyküler anlatabilen Kirpik adında bir kaplumbağa... Bin yaşını aşmış Çınaroğlan... Kendini Abuzittin diye tanıtan bir kurt...
Ne demişler: Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. Bu atasözü anlatacağımız öykü için geçerli değil. Bektaş, dağları dağlarla buluşturuyor. Kolay değil; dağ var taştan, dağ var topraktan. Taşdağlar, Yeşildağ ile Bozdağ'a siz topraktansınız, başkasınız, sizi istemiyoruz diyorlarsa... Bektaş'ın işi zor. Peki Taşdağlar'la Toprakdağlar birlikte, kardeşçesine yaşayamazlar mı? İşte Bektaş'ın derdi bu. Kim bilir, belki dünyamızın derdi de budur!
Tükendi
Kurtuluşa kavuşmak onunla, onun yanında, aynı yürekte... Bir çocuk! Adı Mustafa. Mustafa Kemal Atatürk'ün yoldaşı. Yıllar önce başlamış birliktelikleri, büyük bir ihtimalle 19. yüzyılın sonlarında. Sonrasında birbirlerinden hiç ama hiç ayrılmamışlar. Bu kitapta, 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının İstanbul'dan Samsun'a yolculuğunun öncesi ve sonrası anlatılıyor. O büyük ve anlamlı yolculuk. Osmanlı'nın bıraktığı enkazın genç Türkiye'ye dönüşme sürecinin ilk günleri. Yazar, Atatürk'ün T
Karanlığın aydınlığa, esaretin kurtuluşa dönüşme hikâyesi... Küçük Mustafa, Mustafa Kemal Atatürk'ün yoldaşıdır. Birbirlerinden hiç ama hiç ayrılmadıklarını bilmeyen yok. Kurtuluş Savaşı sürecinde de ayrılmazlar. Kurtuluş Savaşı, ülkeyi işgal etmiş düşmana karşı savaşan yorgun, yoksul, aldatılmış, padişah ve halifelik makamınca yüzüstü bırakılmış halkın yazdığı büyük bir destandır. Bektaş, böylesi zorlu günlerde bile insan kalabilmiş bir lideri ve onun askerlerini şiirsel bir dille anlatıyor. Okuru alıp o
Düşle bir gün, senin olsun tüm hayallerin! Şiirsel anlatımıyla edebiyatımızın en ince ruhlu kalemlerinden Habib Bektaş'ın yazdığı Dünya Hayal Kurma Günü, altı özel günü altı özgün öyküde buluşturan duygu yüklü bir öykü pınarı. Esin kaynağını hayatın ta kendisinden alan öyküleriyle hem çocuk hem de yetişkin okurlarının yüreğini yaşama sevinciyle dolduran yazar, bu kitabıyla herkesi hayal kurmaya ve kendi özel gününü keşfetmeye çağırıyor. Alabildiğine hayal kurmanın insan ruhunu ne denli coşturabileceğin
Gerçekten hayale uzanan bir yolculuk ve canlanan efsaneler!.. Deyim ve atasözlerini özgün hikayelerle buluşturduğu Uzun Lafın Kısası ve Söz Kulağa Yazı Uzağa isimli kitaplarıyla yüz binlerce okura Türkçeyi sevdiren ödüllü yazar Habib Bektaş, şimdi de mitolojik öykülerin izini sürüyor! Öykülerle Mitoloji, her yaştan okurunu Anadolu'nun dört bir yanında yatan gizli efsaneleri, kahramanlık hikayelerini, destanları ve masalları keşfe çağırıyor. Mitoloji bilimini çocukların evrenine sokmayı başaran Habib Bektaş,
Hadi oradan, hepimiz kuşuz işte, abartmayın!Çayırkuşu ve eşi, yuvalarını diğer çayırkuşları gibi kırlara değil de bir evin çatı çıkıntısına yapmaya karar verirler. Ancak serçeler buna izin vermek istemezler. Öyle ya dilleri aynı olsa da onlar "yabancı" kuşlardır. Ancak bizim çayırkuşu isteğinde inat eder. İşte çayırkuşu ve ailesinin serüveni bu kararla başlar.Çocuklar için işlenmesi çok zor bir konu olan ötekileşme ve ötekileştirmeyi, bu alandaki çok başarılı kalemlerden, Habib Bektaş'tan dinlemelisiniz bir
Tükendi
Onlar birbirlerini seven üç arkadaştır. Sonra, günlerden bir gün bir şey olur. Ne olur? Bu, uzun hikâyedir, güzel hikâyedir. Kitabın içindedir. Üç arkadaş yollara düşer. Uzakları, görmedikleri, bilmedikleri coğrafyaları görürler, yaşarlar. Okura da yaşatırlar. Peki, yollarda ne olur? Alışkanlıklarımız, öğrendiklerimiz çoğunca iyidir, güzeldir. Ama bazen "arkadaş"larımızı bile "öteki"leştirebilecek denli bencilleşebiliriz. Bektaş'ın yazın serüveninde anlattığı ana konulardan biridir bu. Dünyamızda bir tek in
Bir su damlası gibi dünyalar güzeli bir kız; kendisiyle ve dünyamızla barışık. Yürüyemiyor, engelli. Ama onun asıl derdi, asıl yürek sızısı başka! On parmağında on marifet olan yakışıklı bir oğlan. Sağduyulu, iyi yürekli! Türlü türlü, lezzetli yemekler yapmasını bilir. Mutfağın efendisidir. Yürüyebiliyor. Öyleyse engelli değil! Acaba? Bedensel ve zihinsel sorunu olmayan insanların tümü de engelsiz mi? Bektaş, sevgiye, platonik bir aşka evrilen bu serüvende sadece engelli olmanın ne anlama ge
Habib Bektaş'ın kaleminden kültür alışverişi, arkadaşlık ve doğa sevgisi üzerine üç naif öykü bulacaksınız bu kitapta. Şirin'le, İnci'yle, Sevgiyıldız'la, Dedeağaç'la ve bir sürü yeni arkadaşla tanışacaksınız. Sonra belki şu sorulara da cevap bulursunuz? Kim bilir... Yanı başındaki arkadaşları kurumuşsa yalnızlık çekmez mi bir fidan? İnsanlarla konuşur mu ağaçlar? Şakaya şakayla karşılık verilir mi? Yıldızlar dans eder mi?
Tükendi
?Bir başka dünya burası, bizim bilmediğimiz. Çocuklar çocuk değil burada." Bugüne kadar roman, öykü, tiyatro oyunu gibi farklı edebi türlerde eserler veren usta yazar Habib Bektaş, Ben Öykülere İnanırım adını verdiği öykü seçkisinde, sözün özüne ulaşmış çağdaş öykülere imza atıyor. Okurunun kalbine dokunmayı ve sızlatmayı başaran otuz beş öyküye kucak açan Ben Öykülere İnanırım'ın Delidolu tarafından yeniden gözden geçirilmiş baskısında, kitabın 2001 tarihli ilk basımında bulunmayan yedi yeni öyküye de y
Gün boyunca, âdeta yüksek atlama şampiyonu gibi sudan dışarı fırlayıp havada taklalar atan Tombik Balık'ın aklı fikri hep karada. Yaşadığı sulara bir türlü sığamayıp dünyayı keşfetmek için her fırsatta soluğu deniz üstünde almaya çalışan oyuncu kahramanımız gerçek bir sanatçı. Usta balerinlerle yarışırcasına dans eden Tombik'in suyun dışında en sevdiği şeyler ise içini ısıtan Güneşkız ve gökyüzünde uçuşan martılar... Meraklı kişiliği ve gözü pek davranışlarıyla karada yaşamanın yollarını arayıp duran Tombi
Tükendi
Öykülerle Atasözleri ve Öykülerle Deyimler serisi, zengin içeriği ve göz alıcı çizimlerinin yanı sıra, kitapların sonlarında yer alan sözlükleri ve özel olarak tasarlanan sınıf etkinlikleri ile genç okurların dilimizin inceliklerini ve güzelliklerini keyif alarak öğrenmeleri için özenle hazırlanmış benzersiz bir dizi. Habib Bektaş'ın kaleme aldığı özgün öykülerden oluşan kitaplar, içerdikleri renkli deyim ve atasözü seçkilerine ek olarak, deyişlere ve yerel söyleyişlere de değinerek dilimizi daha iyi tanıma
Öykülerle Atasözleri ve Öykülerle Deyimler serisi, zengin içeriği ve göz alıcı çizimlerinin yanı sıra, kitapların sonlarında yer alan sözlükleri ve özel olarak tasarlanan sınıf etkinlikleri ile genç okurların dilimizin inceliklerini ve güzelliklerini keyif alarak öğrenmeleri için özenle hazırlanmış benzersiz bir dizi. Habib Bektaş'ın kaleme aldığı özgün öykülerden oluşan kitaplar, içerdikleri renkli deyim ve atasözü seçkilerine ek olarak, deyişlere ve yerel söyleyişlere de değinerek dilimizi daha iyi tanıma
"Habib Bektaş'ın Gölge Kokusu, sıradan bir ödül romanı değil; iyi bir yazarın, sabırlı ve titiz çalışmasıyla yazılmış, alabildiğine usta işi bir roman." Fethi Naci, Yeni Yüzyıl "Her şey kokar mı, dede?" diyorum. "Her şeyin bir kokusu vardır, kızanım," diyor. "Toprağın bile!" Her mevsim bir başka kokar toprak. Bahar aylarında bir çocuk kokusu yayılır topraktan. Narin ama dirençli. Yaz aylarında karnı burnunda bir kadın sanki; ağır, bereketli. Sonbaharda hüzün kokar, kışın uyku. Şimdi, baharın son günlerinde
Atıf Yılmaz'ın Eylül Fırtınası adıyla sinemaya uyarladığı Gölge Kokusu romanının yan sıra Cennetin Arka Bahçesi ve Ben Öykülere İnanırım gibi yapıtlarıyla da tanınan çok yönlü yazar Habib Bektaş'tan, kısa öykü türünün "anlık çarpan" örneklerinin sunulduğu etkileyici bir kitap: Kaybolmasınlar Diye. Bektaş'ın; edebiyatın ve yazının evrenselliğini, kalıcılığını, dil, din, ırk tanımazlığını ve insanlığı birleştirici özelliklerini vurguladığı yeni kitabında yer alan öyküler iki başlık altında toplanıyor: İlk b
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1