Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Anadilin Toprağında Türkçeyi sevme, onun toprağında gezip dolaşmayı, havasını solumayı, söz değerlerini tanımayı gerektirir. Dildaşlık duygusu, anadil bilinci, anadil duyarlığı kazanma da... Bu kitap, Emin Özdemir'in anadilin toprağını bir "kirizma"dan geçirmeyi, yabancı öğelerden arındırıp özleştirmeyi amaçlayan çalışmalar hakkında 1960'lı yıllardan günümüze değin yazdığı yazılardan bir seçmeyi içeriyor. Yazıların büyük bölümü, dil devriminin getirdiği yeni söz değerlerini betimlerken, dilimizin varsıllı
Dilin Öte Yakası "Gerçi aklımızla okuruz ama, sanat zevkinin yeri iki kürek kemiğinin arasıdır. Sırtınızdaki bu ürperme, insanlığın ulaşabildiği en yüksek heyecandır. Sırtınızla okuyamıyorsanız hiç okumayın daha iyi." Vladimir Nabokov'un bu sözlerini okurken durup düşündüm şöyle bir: Böyle bir okuma alışkanlığını, daha doğrusu yöntemini nasıl kazanabilir kişi? Ülkemizde, ilkokuldan üniversiteye değin sürüp giden dil ve yazın eğitimi, ayrımında mıdır bu gerçeğin? Okuma eyleminin doğası, dil ve yazı ile ger
Emin Özdemir, bir dil ustası, yazınımızda denemeyi taçlandıran bir anlatıcı. Sözcüklerin dünyamızı sarmalayan rengi/tınısı/biçimi onun yazınsal dilinde yeniden can bulur. İnsana doğru yolculuğun özündeki bakış/kavrayış, düşüncenin kanatlanışındaki töz her dem Özdemir'in anlatılarının alınlığında ışır. Evet, hayatı ışıtan söz ustası demek daha doğrudur onun denemeleriyle taşıdığı birikimin anlatıcısına. Düşünce dünyamızın dilde var olan duyarlılığını, dahası oradan ağıp gelen birikimi görmemize; olagelenleri
Okuduğumuz o iyi kitaplar olmasaydı şimdikinden daha kötü durumda, daha uzlaşmacı, daha itaatkâr olurduk. İlerlemenin motoru olan eleştirel ruhun esamesi bile okunmazdı... Roman ve öykü olmasaydı özgürlüğün hayatı yaşanılır kılmadaki öneminin, özgürlüğün bir zorba, bir ideoloji ya da dinin ayakları altında çiğnenmesinin, hayatı nasıl bir cehenneme çevirdiğinin farkında olmazdık. Edebiyatın bizi yalnızca güzellik ve mutluluk düşlerine daldırmakla kalmadığı, aynı zamanda her türlü baskıya karşı gözümüzü açtığ
Türkçeyi doğru, güzel ve etkili bir biçimde konuşmak, yazmak isteyen herkes için Ayrıca Türkçeyi kullanma yetilerini geliştirmek isteyen lise öğrencileriyle yüksekokul ve üniversitelerde Türkçe öğrenimi görecek öğrenciler için
Kişiliğimizi de, düşünsel gelişimimizi de belirleyen ana ölçüt, konuşmamızdaki yetkinliğimizdir Nasıl konuşuyoruz? Söylemek istediklerimizi karşımızdakilere etkili, güzel bir biçimde anlatabiliyor muyuz? Anlatımımızı engelleyen birtakım yanlış alışkanlıklarımız var mı? Türkçeyi doğru, güzel ve etkili bir biçimde konuşmak, yazmak isteyen herkes için
Elinizdeki sözlük, edebiyatın temel kavramlarını kapsıyor. Türk edebiyatının gelişim evrelerini, bu evrelerde ortaya konan ürünlerin türsel ve biçimsel özelliklerini, bunların dokusunda yer alan söz ve anlam sanatlarını kuşatıyor. Şiirsel ve anlatısal türler, düşünce yazıları, sözlüğün konu haritasında yer alıyor. Ayrıca düşünce ve duygu dünyamızdaki yeni yaklaşımların, yeni açılımların ürünü olan edebiyat akımları, edebiyat kuramları, bunlara dayalı eleştiri türleri ayrıntılı bir biçimde işleniyor. Dilin k
Tükendi
Kitabın başında, İnsan yarışan bir varlıktır. Kendisiyle yarışır, çevresindekilerle yarışır; UYGARLIĞI YARATAN ETKENLERDEN BİRİ DE YARIŞMALARDIR diyor yazar Emin Özdemir. Romanın kahramanı Erdem, çok özel bir kentte anlamlı bir yarışmaya katılıyor; gördüğü gözlediği her şey ve yaşadığı heyecan okuru da sarıp sarmalıyor, kitabın içine çekiyor.
Toplumların yaşama biçimleriyle edebiyatları arasında sıkı bir etkileşim vardır. Bunu en somut biçimde edebiyat ürünlerindeki gelişim ve değişimlerde görürüz. Yazınbilimciler bu değişim ve gelişimleri değerlendirerek, onları belirli akımlar, dönemler-yönelimler altında toplarlar. Elinizdeki kitap da böyle bir amaçla, Türk ve Dünya Edebiyatının, ürünler düzleminde, küçük ölçekli bir haritasıdır. Her edebiyatseverin zevkle okuyacağı Türk ve Dünya Edebiyatında Dönemler-Yönelimler´in, hem üniversitelerimizin ed
Shakespeare, Vicdanım binlerce dilden konuşur/ Ve her dil bir öykü anlatır diyor. Şu kısacık sözde birbirini bütünleyen üç ana kavram var: vicdan, dil, öykü... Shakespeare'in sözünde geçen öykü kavramının kurguyla özdeşleştiğini tümcenin anlam örgüsünden çıkarabiliriz. İnsan yüreğinde ibresi hiç durmadan titreşen vicdan, kişinin özgür düşünme alanıdır. Onun dile getiriliş kaynağı da sözcüklerdir. Her olay, gelişkin ya da öyküleşecek devinişler bütünüdür. Shakespeare'in deyimiyle, vicdan denen bu iç öykü bi
Bana göre yaratılarının dokusuna yüreklerin sesini, sıcaklığını sindirememiş olanlara gerçek anlamda sanatçı denemez; diyenler olmuştur; olmuştur ya, bunların hiçbirinin soluğu, yaşadığı günlerin ötesine geçmeye yetmemiştir. Oysa dünden bugüne kalmış öykülere, romanlara, oyunlara, şiirlere, kısaca yazınsal yaratılara baktığımızda, tümünün ortak bir özelliği olduğunu görüyoruz: Bize, bizi anlatmak; insanoğlunun yüreğinde oluşan cenneti ya da cehennemi betimlemek. Yüreklerden yüreklere giden ince yollar açmak
Türk edebiyatında bir ilk! Özdemir'in, içinde dolaşırken nerdeyse bütün roman kahramanlarıyla özgürce bağlantılar kurduğu kurmaca kent, gerçekler üzerine temellenmiş düşlemsel bir kent. Ölümün, kapısından içeri girmediği bir kent. Gelecek zamanın olmadığı, geçmiş zamanın, şimdiki zaman içinde yaşandığı bir kent... Her roman, oyun ya da öykü kişisi bu kentin yurttaşı olamıyor. Kuruluş yasasına göre yurttaş olacak kişinin belirli nitelikler taşıması gerekiyor. Acıdan seviye; korkudan direngenliğe; kıskançlık
Türk Dili ve Edebiyatı üzerine önemli yapıtlara imza atan Emin Özdemirden sohbet tadında bir kitap. Her okuma bir tür sohbettir, okunan metinle duygu, düşünce alışverişi sürecine giriştir. Kitaptaki yazılar da bu bağlamda Türkçe üstüne değişik boyutlu sımsıcak bir sohbetin içine çekecek sizi; bundan da öte kimi sorular uyandıracak zihninizde.
Tükendi
Bu kitapta okuyacağınız öyküler, sizi değişik dünyalara taşıyacak, olaylar, durumlar, insan davranışları, üzerinde düşünmenizi sağlayacak. Çünkü bu öykülerin daha önce okuduğunuz öykülerden ayrılan bir yanı var: Her öykü, bir atasözümüzün yansıttığı yaşam gerçeğini içeriyor. Bu gerçeği bulabilmek için soruların ardına düşecek, meraklı dakikalar yaşayacaksınız.
Tükendi
Düzyazının Sorgulayan Gücü, Emin Özdemir'in "deneme" olarak adlandırılan yazın türünü ve yerli-yabancı ünlü denemecileri okurlarımıza tanıtmak için hazırladığı bir seçki. Özdemir, kitabın ilk bölümünde "Deneme Deyince" başlığı altında, denemenin nasıl bir yazın türü olduğunu tartışıyor. Denemenin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı, denemecinin kalemi eline alırken neyi amaçladığı konusunda bizi bilgilendiriyor. Bu yazm türünün aslında Aydınlanma Çağının meyvesi olduğunu öğreniyoruz. Bir metnin "deneme" olabil
Tükendi
Bana göre yaratılarının dokusuna yüreklerin sesini, sıcaklığını sindirememiş olanlara gerçek anlamda sanatçı denemez; diyenler olmuştur; olmuştur ya, bunların hiçbirinin soluğu, yaşadığı günlerin ötesine geçmeye yetmemiştir. Oysa dünden bugüne kalmış öykülere, romanlara, oyunlara, şiirlere, kısaca yazınsal yaratılara baktığımızda, tümünün ortak bir özelliği olduğunu görüyoruz: Bize, bizi anlatmak; insanoğlunun yüreğinde oluşan cenneti ya da cehennemi betimlemek. Yüreklerden yüreklere giden ince yollar açmak
Tükendi
Hemen çoğumuz, okula başlayışımızdan kısa bir süre sonra, harfleri birbiriyle çatarak anlam çıkarma, başka bir deyişle okuryazarlık becerisini kazanırız. Ancak yaşamın akışı içinde bu beceriyi sürekli kullanma gereğini duymayız. Bu yüzden çoğumuz ´okur´ değil ´okuryazar´ sayılırız. Peki, okuryazarlıktan okurluğa nasıl geçebiliriz? İşte ´Eleştirel Okuma´ böyle bir amaçla, okuryazarlıktan okurluğa giden yolu gösterme amacıyla hazırlanmıştır.
Eski Bilgelerden birine sormuşlar: Bir insanın başarılı olması neye bağlıdır? Bu soruyu şöyle yanıtlamış bilge: "Başarımızı etkileyen birçok şey vardır. Bunların en önemlisi, insanın anadilini doğru, güzel kullanmasıdır. Anadilini doğru ve güzel kullanan insan, duyduklarını, düşündüklerini iyi anlatır. Böylece çevresine kendisini kabul ettirir. Bu da başarılı olmasını sağlar." Anadilimizi doğru ve güzel kullanabilmek için de onu iyi tanımamız, bilmemiz gerekir. İşte elinizdeki kitap böyle bir amaçla hazırla
Tükendi
Düşünme,duyma,anlama ve anlatma güvümüzle söz dağarcığımız arasında sıkı bir ilişki vardır.Söz dağarcığımız sınırlıysaanlamakta ve anlatmakta sıkıntı çekeriz.Çünkü sözcükler anlamanın ve anlatmanın temel yapı taşlarıdır.
Tükendi
‘Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü’, Emin Özdemir tarafından titizlikle hazırlanmıştır. Sözlükte, yazı ve konuşma dilimizde yaygın olarak kullanılan atasözleri seçilmiş, abecesel düzen içinde biraraya getirilmiştir. Her sözün içerdiği anlam, yalın ve özlü biçimde açıklanmıştır. Bu yönden sözlükteki atasözlerini ve açıklamalarını okurken, halkımızın yüzyıllar boyunca geliştirdiği ortak inanç, kanı ve değer yargılarını tanıyacak, bu yolla kendi düşün ve deneyim evreninizi zenginleştireceksiniz.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1