Emin Özdemir, bir dil ustası, yazınımızda denemeyi taçlandıran bir anlatıcı. Sözcüklerin dünyamızı sarmalayan rengi/tınısı/biçimi onun yazınsal dilinde yeniden can bulur. İnsana doğru yolculuğun özündeki bakış/kavrayış, düşüncenin kanatlanışındaki töz her dem Özdemir'in anlatılarının alınlığında ışır. Evet, hayatı ışıtan söz ustası demek daha doğrudur onun denemeleriyle taşıdığı birikimin anlatıcısına. Düşünce dünyamızın dilde var olan duyarlılığını, dahası oradan ağıp gelen birikimi görmemize; olagelenlerin niçin/neden ve nasıl söylenmesi gerektiğini göstermeye dönük bakışın bir iç gözüdür aynı zamanda Emin Özdemir. Duyumsanan bakışına yansıyan bir kavram, bir sözcük ya da bir yapıt/yazarlık tutumu yeryüzünü açıklamaya dönüktür. Oradan devşirdiği düşünce ipiltilerini taşır denemesine. Dilde var olmakla dilde çoğalmak düşüncesine kapı aralayan bu anlatıcının denemelerinin bir bölümünü okura taşıyan Düşüncenin Canı, yalnızca bir dil ustasının ne söylediğiyle buluşturmayacak sizi; neyi/nasıl düşünmeniz, hatta okumanız gerektiğine de yeni ufuklar açacaktır. Yolu dilden geçen, hayata dilin ucuyla bakan her birimizin Emin Özdemir'in denemelerinden öğreneceğimiz çok şey olacaktır.'