Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 64 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Kâmil Bey de Anadolu´da serbesttir artık ... Türkiye´yi kuşatan bir "serbest"lik rüzgarı esmeye başlar zamanla. Bu serbestlik, değişen ya da değişmiş gibi görünen insanların maskelerini birer birer düşürürken, İstanbul´da hayat giderek zorlaşır. Kâmil Bey, yıllardır özlemini duyduğu biricik kızı Ayşe´ye kavuşmaya çalışırken, Kurtuluş Savaşı´nda yüz binlerce insanın kanıyla kurtulan vatan, artık demokrasi mücadelesi vermektedir. Serbest Fırka´nın kuruluşu, Darülfünun´da meydana gelen ayaklanmalar, İstanbul s
Tükendi
Türk eğitim tarihinin en orijinal girişimlerinden biri olan Köy Enstitüleri, üzerinde konuşulması ve yazılması tabu sayılan konulardan biridir bir bakıma. Kemal Tahir, Bozkırdaki Çekirdekte, diğer romanlarında da yaptığı gibi bu tabuyu yıkmaya çalışarak Türk toplumunun Osmanlıdan Cumhuriyete uzanırken bazı devrimleri yukarıdan aşağıya uygulamak zorunda kalışını gözden geçirir. Nisan 1965te Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen Bozkırdaki Çekirdek, dünya eğitim tarihinde de reform olarak değerlendirilen Köy
Tükendi
İlk olarak 1967 yılında yayımlanan ve 1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü kazanan Devlet Ana, Kemal Tahir'in romancılığının zirve noktası olarak kabul edilmektedir. Sözlü ve yazılı kaynaklardan aldığı unsurlara kendi mührünü vurarak bütün bir edebiyat kariyeri boyunca aradığı dil ve üsluba bu romanda ulaşan Kemal Tahir, Osmanlı Devleti'nin ve Anadolu'nun tarihine ilişkin birçok çarpıcı düşünceyi de Devlet Ana'nın dokusuna ustaca yedirmiştir. Devlet Ana: Türkçe edebiyatta bir dönüm noktası!
Tükendi
"Sevgili Yengeciğim, Sana bu gece upuzun bir mektup yazmak içimden geldi. Hani işim gücüm yok da gevezelik etmek ihtiyacındayım sanma. Bilakis yarısına kadar gelmiş pek kolay bir hikâye (aman beni bitir kardeş) diye gözümün içine bakıyor. Lakin üstümüze ancak sevgili bir dostla görüşmeye feda edilecek nefis tembelliklerin çöktüğü rahat zamanlar olur ya, işte onlardan bir tanesinin içindeyim..." Kemal Tahir'in 1940'larda Piraye'ye yazdığı 15 mektup, 1 kartpostal ve bir not ile Nâzım Hikmet'e yazdığı 1 kar
Tükendi
Kemal Tahir bu eserinde uzun yıllar Türk edebiyatını meşgul eden eşkıyalık olgusuna başka bir açıdan bakar. Ağalık sisteminin eşkıyalıkla yoğun ilişkisini ve bunun giderek bir zorbalığa dönüştüğünü, halk arasında eşkıyalığa duyulan hayranlığın aslında çaresizlikten kaynaklandığını söyler. Kendi düzenini kurmuş eşkıya eskisi iki ağanın genç yaşta bir kızı kaçırmak için tezgahladığı oyunlar ve uzun, yağmurlu bir kış gecesinde meydana gelen olaylar hem eşkıya-ağanın hem halkın hem de zulme uğrayanların gözünde
Tükendi
Cahit Sıtkı meçhule zorla götürülüp adak edilmiş bir hayat kurbanıdır. Bu cinayette frengili Baudelaire kadar, morfinman ve kokainman Peyami'nin de müşterek cürümleri vardır... Fuzuli ve Baudelaire olmaktan daha gülünç, daha zavallı bir şey olamaz. Biz Baudelaire'i Fransız içtimai hayatının müthiş buhranlar geçirmekte olduğu bir devre tekabül ettiği için ibretle okumalıyız. Biz Fuzuli'yi adım adım inhitata giden bir devrin ümitsizliğini anlatıp tespit etmiş bir bedbaht diye mütalaa etmeliyiz... Notlar'ın
Tükendi
Notlar'ın 4. kitabında, Kemal Tahir'in Türk romanının doğuşu ?özellikle Ahmet Mithat Efendi? üzerine düşünceleri önemli bir yer tutuyor. Elinizdeki ciltte ayrıca Halit Refiğ gibi önemli bir yönetmenin üstünde derin izler bırakmış olan Tahir'in sinema ve Türk sineması etrafındaki görüşlerini, senaryo taslaklarını da bulacaksınız. ?Günlük olayları pencereden bakar gibi dış görünüşleriyle yazmak diye bir sanat kolu ve çeşidi olamaz... Kolaya kaçmak için işe girişmiş, gördüğünü yazdığını sanan gündelik ola
?...Ben burada ?Şarklı' kelimesini bir coğrafya mıntıkası olarak kullanmıyorum. Kültürsüzlük ve cehalet karşılığında, ileri bir kültürü bir türlü hazmedip sindirememek, cahil olduğunu da bir türlü bilememek, bilmeyi istememek mukabilinde kullanıyorum. En basit bir şeyi öğrenir öğrenmez, o şeyde derhal alim kesiliyoruz. Bizden başkası bilmiyor, bizden başkası bunu düşünüp bulamaz, bir yerde okuyamaz sanıyoruz. Daha beteri, derhal kaleme sarılarak yazıyoruz, bundan daha beteri, bastırmaktan da zerre kadar çe
1947-48'de Karikatür Dergisi'nde tefrika edilen Yedek Sevgili ile, Kemal Tahir'in yazma serüvenine eşlik etmeyi sürdürüyoruz. Cafer ve İhsan isimli iki arkadaşın başından geçen hızlı ve eğlenceli bir çapkınlık macerasıyla başlayan bu küçük roman, Altunizade'de bebek koleksiyonu ile yaşayan Direktör Namık Bey ile edebiyat ve tarih meraklısı Efendibaba gibi ilginç tiplerin de ortaya çıktığı, daha ciddi, zamanın daha yavaş aktığı dünyalara doğru evrilerek, Kemal Tahir'in ?cidd ü mizah" geleneğinden kopmadığın
Tükendi
?Köyü bilmek, yalnız köyde doğup köyde yaşamak işi değil, bir yazarın içinde doğup büyüdüğü toplumu topyekûn görüp öğrenmesi, anlaması, daha önemlisi, öğrenip anladıklarından kendi işinde gerçek yeni terkiplere gidebilmesi işidir... Yakın bir gelecekte eserlerimiz üzerinde sahici köylü aydınları ile bizzat yazdığımız köylüler düşünecekler, eleştirmeler yapacaklar, kararlara varacaklardır. Asıl şaşmaz, affetmez hüküm, o günün gaddar hükmüdür. Romanı uyduranların, uydurabilirim sananların vay haline!" Sanat
Kelleci Memet´te, Kemal Tahir, 1940´larda Çankırı Cezaevi´nde tutuklu bulunan, ağasını ´yanlışlıkla´ vurmuş, on beşindeki Kelleci Memet´in hikayesini anlatır. Memet´in hikayesinin ardında, bu büyük dil ustasının kaleminin anlattığı hep aynı insandır: Cinci Nezir´iyle, Şeker Emin´iyle, Terzi Bekir´iyle tüm bir ezilmiş, yok sayılmış, eğitilmemiş; hem kurnaz ve masum, üstelik alabildiğine şenlikli insanımız Kemal Tahir, ´bu toprakları´ ve ´insanı´ anlatmaya devam ediyor; ´kendini´ tanımak isteyenle
Tükendi
Sağırdere´de, Kemal Tahir, hikayesini köy-kent ikilemi üzerine kurarken, yoksul köylünün küçük dünyasını olanca sadeliği ve samimiyetiyle anlatır. Çocuksu bir aşkla tutulduğu kıza kavuşamayan Mustafa´nın köye katlanamayıp Ankara´ya çalışmaya gitmesi, orada bütün zorluklara rağmen tutunmaya çalışması, kent hayatını görüp, kendini sorgulamaya başlaması, sonrasında ise değişerek köye geri dönmesini anlatan "Sağırdere", bir yandan da naif bir aşk ve ergenlik hikayesidir. Bu pastoral roman, küçük, yoksul ama
Tükendi
Kemal Tahir'in 1937'de Karikatür Dergisi'nde yayımladığı tefrika romanı Aşk Çetesi'nin alt başlığı "Neşeli İnsanlara Mahsus Aşk Romanı". Geleceğin usta romancısının erken tarihli bir kalem denemesi niteliğindeki Aşk Çetesi, Kemal Tahir'in mizahi öğeleri ne kadar başarılı bir şekilde kullandığını da bir kez daha göstermekte. "Açtı, ama nasıl? Domuzuna. Açlık, geveze bir arkadaştır. Aç adam dehşetli düşünür. Dehşetli karar verir. Fakat canına tak demeyince, bir şeyler beceremez."
Tükendi
"Bana gelince: Ben bu memleketin gerçekçi romancısıyım... Şimdiye kadar öğrendikleriyle ölmeye karar vermişlerin doğru bildiklerini yeniden tasdikleyerek, onları ucuza sevindirmek, güvendirmek için yazmıyorum..." Kemal Tahir'in kırk yıl boyunca tuttuğu notlar, düşünce ve edebiyat tarihimizde sıra dışı bir olgu olma özelliğini koruyor. Notlar, yalnızca Kemal Tahir'i daha iyi değerlendirmemize yardımcı olduğu için değil, aydınların her ne olursa olsun "yazma" sorumluluğunu hatırlattığı için de önemli...
Tükendi
Kemal Tahir, ölümünden sonra yayımlanan romanı Karılar Koğuşu`nda Malatya Cezaevi deneyimlerini, İkinci Dünya Savaşı yıllarının Türkiyesini anlatmak için kullanır. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı`na katılacak mı? Katılacaksa Almanların yanında mı müttefiklerin yanında mı yer alacak? Savaşın belirsizliği, insanları daha büyük bir sefalete sürüklerken Murat, mahkumların seslendikleri biçimiyle İstanbullu, hapis hayatının zorlukları içinde, giderek bayağılaşan, bayağılaştıkça her şeyi yapabilen insanların yaşamın
Tükendi
Kemal Tahir'in F. M. İkinci adıyla "çevirdiği", 1 Mayıs 1955 tarihli Lükres'in Günahları'nın giriş sayfasında yazar adı bulunmuyor. Hemen her satırıyla "Mayk Hammer çevirmeni"nin kendine özgü üslubunu yansıtan bu küçük kitap, okurların fark edeceği gibi daha ziyade bir telif eser havasına sahip. Bir çeviri olarak kabul edildiği takdirde bile, Kemal Tahir'in serbestçe kalem oynattığı "özel bir çeviri" sayılabilir ancak. Dönem okurlarının zevkli saatler geçirmesi için Borjiya'ların, özellikle de "Lükres Borji
Tükendi
Halk Plajı, Kemal Tahir'in Samim Aşkın müstear ismiyle kaleme aldığı bir ?yerli roman". Yazarının alamet-i farikası olmuş diyaloglarla bir oturuşta okunabilecek küçük bir kitap. Bugün Halk Plajı'nı yeniden okurlarla buluşturmak, hem Kemal Tahir'in romancılığını, hem de dönemin yayıncılık dünyasını hatırlamak üzere zevkli bir girişim niteliğinde. Orijinal kapağıyla birlikte sunduğumuz kitabın, bir zamanlar ilk yayımcının garanti ettiği zevkli saatleri bugün de yaşatabilmesi beklentisiyle...
Tükendi
Kemal Tahir'in Mütareke dönemi aydınlarını anlattığı ?Esir Şehir" üçlemesinin ilk kitabı olan Esir Şehrin İnsanları'nda Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul'daki sivil aydınların durumu ele alınır. İmparatorluk ordularının yenilgiyi kabullenip silahlarını teslim ettikleri bir dönemde aydınlar en umutsuz koşullar altında savaşı üstleneceklerdir. Türk edebiyatının en büyük isimlerinden biri olan Kemal Tahir bütün yapıtlarıyla İthaki Yayınlar'nda.
Tükendi
Edebiyatımızın güçlü ve klasikleşmiş ismi Kemal Tahirin 1937-49 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde tefrika edilen romanları ilk defa bu kitapta toplandı. Bütün sanatlar gibi roman sanatı da bir gelenek üzerine kurulur. Bu gelenek yalnız roman geleneği değildir; toplumun kültür geleneğini yaratan bütün davranışların tarihidir. Sanıyorum Kemal Tahir Türk tarihine eğilirken, zengin kültür geleneğimizden esaslı bir biçimde yararlanmanın gereğini duyan ilk romancımızdır Belki de bunu gerçek anlamıy
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 64 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2