Erden Bolerden, ilk romanı Sürgün Ruhlar Senfonisi'nde
plazalarda robota dönmüş bireyin çıldırışını anlatmıştı. Çöp
Ev'de ise bir ailenin cehennemine dalıyor ve çöpe dönüşen
hayatların dramını sarsıcı bir dille anlatıyor.
Mahalleye döndüm, izlerimi bıraka bıraka. Kendimi çiğneyip
kendimi yutmuştum. Ne çeki düzen verecek aklım ne de
kendime duyuracak bir harfim kalmıştı. Sağa dönüş yok
tabelasının önüne çıktım. Karşı sokağa girdim ve girdiğim gibi
evim karşımdaydı. Alt komşulu, sokak manzaralı, anneli, babal
Erden Bolerden, plaza cehennemlerinde çırpınıp duranlardan birinin, Salih'in dramını anlatıyor. Salih'in acımasız iş yaşamında bir robota dönüşmemek için verdiği mücadele onu, egoizm ve acımasızlıkla dolu bu dünyada bir Kafka karakteri kadar ilginç hale getiriyor. Sürgün Ruhlar Senfonisi, "Bu dünya bir cehennem," diyenlerin asla unutamayacakları bir roman.
"Cam kapıları yusyuvarlak kolçaklarından ittirmemle birlikte şirketin atmosferi dalga dalga suratıma hücum etti. Yüreğim ağzımda atıyordu. Karolarla dö
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.