Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kur’an, aklını kullanan, özgür iradesiyle seçimler yaparak mevcudu daha iyiye götürmeyi amaçlayan; herkesin yaşam hakkına, mutluluğu arama çabasına saygılı olan, toplumda var olan farklı kesimlerin yaşam ideallerine, beklentilerine saygı duyan insanı var kılma amacındadır. Böyle bir dinamizme kavuşturduktan sonra Allah insanı mevcut dünyayı ıslah etmeye davet eder. Bu ıslah, her şeyden önce yanlış algıların ıslahıyla başlamalıdır. Bağrında cennet potansiyelleri taşıyan yeryüzünü ‘seküler’ ilan ederek tahkir
Din, insanı hayatın gerçekleriyle yüzleştirir ve bunun gereği olarak da ona hayatında olmaması gerekenleri kaldırıp atma cesareti verir. Allah'ın insana verdiği bu hakkın kullanılması onu gerçek makamına, eşref-i mahlukat seviyesine ulaştırır. Değişen dünya ve içinde bulunduğumuz teknoloji çağı yeni problemleri de beraberinde getirmekte, bu problemler, diğer alanlarda olduğu gibi dinî alanda da kendini göstermektedir. Bu kitap, din ile ilgili kafası karışan, cevap arayan, sorular soran insanlara akılcı ç
Bugün karmaşıklığın ve belirsizliğin hâkim olduğu; mücadelelerle, çelişkilerle karakterize edilen, her biriminde bölünmüşlüğün hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bu karmaşık yapı, olayları katı bir nedensellik ile açıklamayı ve yargılamayı imkânsız hale getirmektedir. Bu kaotik ortamda farklı olarak tanımlanan her birim (din, ırk, toplum, siyasal parti, vs.) kendini çoklu nedensellikler içinde bulmaktadır. Bu çoğulluk, bir yandan içine doğduğumuz kimliklere ek ‘bileşik kimlikler’ yaratmayı diğer yandan bu
Tagore, “Her doğan çocuk Tanrı’nın insanlardan ümidini kesmediğinin bir işaretidir.” der. İslam coğrafyasında uzun zamandır bir huzursuzluk ve buhran hâli hüküm sürmektedir. Gittikçe derinleşen bu hâl, inananı bugünün insanı yapamamaktadır. Dahası insanı, yaşadığı çağın yabancısı hâline getirmektedir. İnsanın hak ve özgürlük alanını daha da genişleten, bireyi baskılayan otoritelere karşı onu koruyacak mekanizmaları geliştiren bir yapıya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitap, dinin, çağd
Dine karşıtlığın zirvesine ulaştığı dönem olan 19. yüzyılda varlığı salt pozitivist bir bakış açısıyla değerlendirme saplantısı insanlığın şahit olduğu en büyük kırılmalardan birini gerçekleştirdi. Dinlerin resmettiği 'Tanrı' tasavvurunun yanlış aktarılması ve insanın önüne kendisine rakip bir 'Tanrı'nın konulması da bu kırılmayı şiddetlendirdi. Sosyal teoloji Allah insan ve bu iki varlığın ortak eylem süreci olan tarih (toplumsal süreç) arasındaki ilişkiyi yeniden kavramsallaştırmayı hedeflemektedir. Elini
Varlık ve bilgi anlayışı din ve felsefe gibi düşünce alanlarının temellerini oluşturur ve onlara kimlik kazandırır. Bir düşünceyi diğerinden ayıran bu kimlik aynı zamanda düşüncenin ana unsurlarını da biçimlendirir. Din özelinde ifade etmek gerekirse İslam kendisine has varlık tasavvuru ve bilgi anlayışıyla diğerlerinden ayrılır. Elinizdeki eser aydınlanmanın keşif araçlarını oluşturan varlık ve bilgi kuramları üzerinde durmanın yanında bu kuramları Kur'an'ın tevhid felsefesi varlık tasavvuru din-bilim başl
İslam medeniyeti, Orta Asya’da, Türk ve İran Mağrib’de ise Berberi kültürle karşılaşarak en ciddi nüvelerini üretti. Bu karşılaşma, her coğrafyanın kendi karakterini yansıtan düşünme biçimlerini ortaya çıkardı.Semerkand, Buhara, Taşkent gibi kültür merkezlerini içinde barındıran Maveraünnehir bölgesindeki düşünce hareketliliği ve ilmi tedrisin yoğunluğu da kendi geleneğini oluşturdu. Bilginin sistematik bir formda yeniden inşa edildiği bu dönemin en önemli isimlerinden biri, kendinden sonraki âlimlerin ‘ak
Kendisini binlerce yıllık tarihin oluşturduğu gelenek ırmağında bulan insanlar kimliğini ve kişiliğini burada bulacağına inandırılırlar. Bu akıntıya kapılanlar özgürlüklerini kaybederler. Allah'ın insan olmanın esası olarak tespit ettiği özgürlüğü teslim edecek adresler ararlar. Bunlar için bir şemsiye kimlik olarak İslam yetmez her zaman çatışmaya hazır bekleyen alt kimliklere sığınırlar. İnsan düştüğü yerden kalkar derler; düştüğümüz yer özgürlüğümüzü ve cesaretimizi kaybettiğimiz yerdir.Bu kitapta "İnsa
İslam medeniyeti, Orta Asya'da, Türk ve İran; Mağrib'de ise Berberi kültürle karşılaşarak en ciddi nüvelerini üretti. Bu karşılaşma, her coğrafyanın kendi karakterini yansıtan düşünme biçimlerini ortaya çıkardı. Semerkand, Buhara, Taşkent gibi kültür merkezlerini içinde barındıran Maveraünnehir bölgesindeki düşünce hareketliliği ve ilmi tedrisin yoğunluğu da kendi geleneğini oluşturdu. Bilginin sistematik bir formda yeniden inşa edildiği bu dönemin en önemli isimlerinden biri, kendinden sonraki âlimlerin ‘
Tükendi
Hakikat, biraz sabır biraz da sükûnet gösterilirse bütün muğlaklıkları çözecek güce ve kuvvete sahip derinbir kelimedir. Fıtratın işaret ettiği hakikatin izini süren insan, bu sayede hep doğru değerlendirmelerde bulunmaya çalışmış ve nihayetinde gerçeğe ulaşmıştır. Bu kitap, insan doğasından yola çıkıp özgürlük, değerler ve insan onuru üzerine doyurucu bilgiler vererek modern zamanlarda din ve dünya algısı üzerine geniş bir açıklama yapmaktadır. İslam düşüncesinin kendini yeniden tazelemesini ve yeni bir i
Allah-alem ilişkisi ve bu ilişki çerçevesinde gündeme gelen, varlık, yokluk, âlem gibi kavramlar, eskiden beri hem felsefi hem de kelami düşüncenin merkezinde yer almıştır. Alemin yoktan yaratılması, yaratıcısının fail ve muhtar olması, âlemin varoluş bakımından Allah'tan sonra olması, Allah'ın kâmil olması gibi konularda Müslüman âlimler ittifak etmektedir. Fakat derine inildikçe bu konularda fikir ayrılıkları meydana gelmektedir: Âlem ezelden beri mevcut mudur? İçinde yaşadığımız âlem ezelden beri yoktu d
Tükendi
Din, insanı hayatın gerçekleriyle yüzleştirir ve bunun gereği olarak da ona hayatında olmaması gerekenleri kaldırıp atma cesareti verir. Allah'ın insana verdiği bu hakkın kullanılması onu gerçek makamına, eşref-i mahlukat seviyesine ulaştırır. Değişen dünya ve içinde bulunduğumuz teknoloji çağı yeni problemleri de beraberinde getirmekte, bu problemler, diğer alanlarda olduğu gibi dinî alanda da kendini göstermektedir. Bu kitap, din ile ilgili kafası karışan, cevap arayan, sorular soran insanlara akılcı çöz
Tükendi
Varlık ve bilgi anlayışı din ve felsefe gibi düşünce alanlarının temellerini oluşturur ve onlara kimlik kazandırır. Bir düşünceyi diğerinden ayıran bu kimlik aynı zamanda düşüncenin ana unsurlarını da biçimlendirir. Din özelinde ifade etmek gerekirse İslam, kendisine has varlık tasavvuru ve bilgi anlayışıyla diğerlerinden ayrılır.Bu eser, aydınlanmanın keşif araçlarını oluşturan varlık ve bilgi kuramları üzerinde durmanın yanında bu kuramları Kur'an'ın tevhid felsefesi, varlık tasavvuru, din-bilim başlıklar
Tükendi
Din, insanı hayatın gerçekleriyle yüzleştirir ve bunun gereği olarak da ona hayatında olmaması gerekenleri kaldırıp atma cesareti verir. Allah'ın insana verdiği bu hakkın kullanılması onu gerçek makamına, eşref-i mahlukat seviyesine ulaştırır. Değişen dünya ve içinde bulunduğumuz teknoloji çağı yeni problemleri de beraberinde getirmekte, bu problemler, diğer alanlarda olduğu gibi dinî alanda da kendini göstermektedir. Bu kitap, din ile ilgili kafası karışan, cevap arayan, sorular soran insanlara akılcı çöz
Tükendi
Tarihten günümüze yaşamaya çalıştığımız coğrafya büyük bir şiddet sarmalı içinde kıvranmaktadır. Bu konudaki en önemli sorun ise dinsel ve seküler ayrımının yapılamamış olmasıdır. Ekonomik, politik ve toplumsal sebeplerden ötürü şiddete başvuran insan, ne yazık ki bunu dinsel bir ifadeyle etiketlemektedir. Sonuçta huzur ve esenlikle anılması gereken İslam dini, intihar bombacılarının dilinde şiddet içeren bir söz hâline gelmektedir. Bu eser, son yıllarda yaşanan ve yaşanmakta olan şiddeti hayatımızın bir p
Tükendi
Kendisini, binlerce yıllık tarihin oluşturduğu gelenek ırmağında bulan insanlar kimliğini ve kişiliğini burada bulacağına inandırılırlar. Bu akıntıya kapılanlar özgürlüklerini kaybederler. Allah'ın insan olmanın esası olarak tespit ettiği özgürlüğü teslim edecek adresler ararlar. Bunlar için bir şemsiye kimlik olarak İslam yetmez, her zaman çatışmaya hazır bekleyen alt kimliklere sığınırlar. İnsan düştüğü yerden kalkar derler; düştüğümüz yer özgürlüğümüzü ve cesaretimizi kaybettiğimiz yerdir. Bu kitapta,
Tükendi
Tarihten günümüze yaşamaya çalıştığımız coğrafya büyük bir şiddet sarmalı içinde kıvranmaktadır. Bu konudaki en önemli sorun ise dinsel ve seküler ayrımının yapılamamış olmasıdır. Ekonomik, politik ve toplumsal sebeplerden ötürü şiddete başvuran insan, ne yazık ki bunu dinsel bir ifadeyle etiketlemektedir. Sonuçta huzur ve esenlikle anılması gereken İslam dini, intihar bombacılarının dilinde şiddet içeren bir söz hâline gelmektedir. Bu eser,son yıllarda yaşanan ve yaşanmakta olan şiddeti hayatımızın bir pa
Tükendi
Tagore, Her doğan çocuk Tanrı'nın insanlardan ümidini kesmediğinin bir işaretidir. der. İslam coğrafyasında uzun zamandır bir huzursuzluk ve buhran hâli hüküm sürmektedir. Gittikçe derinleşen bu hâl, inananı bugünün insanı yapamamaktadır. Dahası insanı, yaşadığı çağın yabancısı hâline getirmektedir. İnsanın hak ve özgürlük alanını daha da genişleten, bireyi baskılayan otoritelere karşı onu koruyacak mekanizmaları geliştiren bir yapıya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitap, dinin, çağdaş
Tükendi
İnsanın ürettiği ve sürekli beslediği bir disiplinin, içinde yaşadığı bağlamı destekleyecek ve onu yaşanabilir kılacak kavramlar dünyasının dışında kalması ne kadar acı vericidir. Son yüzyıllarda Teoloji dahil birçok dinî disiplinin başına gelen felaket budur. Teolojinin klasik yapısında tabiatüstüne referansla kurduğu kavramlar dünyası, bugünün insanının zihin dünyasına hitap etmemektedir. Bu kitap, bir zamanlar ilimlerin tacı olarak kabul edilen Teolojinin, modern düşünceye başlangıç kabul edilen 17. yü
"Bir toplumun kendini geliştirerek geleceğe taşıması dinle doğrudan alakalıdır. Dinlerin bir toplumu alıp ileriye taşımasını mümkün kılan en temel ilke, dini değerlerin geleneğin bir parçası haline indirgenmesinden şiddetle kaçınmaktır. Yaygın ve yanlış kanaatin aksine din, geleneği ve yerel örfü, yerelliklerinden kurtaran ve onları evrensel insani standartlara yükselten harekete geçirici güç olarak düşünülmelidir. Akılda tutulması gereken, dinlerin geleneği muhafaza etmedikleri, aksine onu revize ettikleri
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1