Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Çağımızın büyük düşünür ve şairi SEZAİ KARAKOÇ hakkında yazılan ilk, kapsamlı ve kaynak eser. Üstat Karakoç, mizacı gereği hakkında yazılanları, ya eksik görür veya beğenmez. Ancak bu çalışma, kendisi tarafından beğenilmiş ve kitlelere ulaştırılmasında dua ve temenniyle daima bize destek olmuştur. Yüreği, milletinin düştüğü bölünme, cehalet, maddi ve manevi batış halinden kanlıdır, ama asla ümitsiz değildir. Bu eser, Karakoç'un doğumundan başlayarak son demlerine kadar süren yaşantısını, şiirini, düşünce ve
Sene: 1944... Sezai Karakoç yatılı olarak okuduğu Maraş'ta ortaokul öğrencisidir. Çarşıya çıktığı bir Cumartesi gününde duvara asılı Büyük Doğu afişini görünce adeta yere mıhlanır ve duygularını şu şekilde dile getirir: " O güne kadar, İslam içimizde sakladığımız bir inanç idi. Kimselere pek açılamıyorduk. Yasak, mazlum ve mağdur bir düşünce gibiydi ruhumuzda. Ama işte görmüştük. İstanbul'da çıkan bir dergide onu çağdaş üslupla savunan bir kalem vardı. İslam'ın yükselen yeni, canlı sesiydi bu..." Sezai Kara
Çağımızın yaşayan en büyük şairi Sezai KARAKOÇ' un, henüz 19 yaşında iken yazdığı MONNA ROSA şiiri, gitgide bir şehir efsanesi haline gelerek magazin boyutuyla ele alınmış olması üzerine, gerçekleri anlatmaya karar vererek bu eseri kaleme almış bulunuyorum. Çeşitli TV program ve toplantılarında bu şiirin, insanlara yanlış bir biçimde aktarılmasına ve hayali senaryolar yazılarak sahneye konulmasına gönlümüz pek razı olmadı. Yansız araştırma ve incelemeler ışığında ilk defa detaylı bir şekilde ele alınıp h
Kabına sığmayan bir zekâ, eşsiz bir hafıza, güçlü bir irade sahibi, çocukluk ve gençliğinde öğrenme merakıyla medreseleri dolaşan Bediüzzaman Said Nursi, Birinci Cihan Savaşı' nın kopması üzerine, başta talebeleri olmak üzere oluşturulan milis gücüne kumandan sıfatıyla savaşa katılır. Büyük yararlılıklar göstermesine rağmen, kaderin yüzü gülmez ve ne yazık ki. 4 Mart 1916 tarihinde Bitlis'te Ruslara esir düşer. Bugüne kadar Bitlis'ten Sibirya'ya kadar olan bu esaret yolculuğu pek bilinmiyordu. Erzurumlu İbr
18. yüzyıl Osmanlı düşünce hareketi içinde önemli bir yer tutan; bilim, edebiyat ve kültür alanında insanlığa yeni görüşler sunan, kalıcı gerçeklerin bir derleyicisi olarak ortaya çıkan ve bunu eserlerine geçiren Erzurumlu İbrahim Hakkı, (Miladi: 22 Haziran 1703-18 Mayıs 1780) beşikle tabut, kundakla kefen arasındaki zaman yayını germesini çok iyi bilmiştir. Bu nedenle, çağa damgasını vurmayı başarmış ve "Ebedî İslam Çağrısı'nın" bir davetçisi sıfatıyla yeniden öz kaynaklara dönme ve bunları diriltme çabası
Sezai Karakoç'a göre "Hakikat" denile olgu, bir "ses"ti. İslam Medeniyetini kuran bu ses, aksiyonu, düşüncesini ve açılımını, tarihin içine ve dışına silinmez çizgiyle çeken bir Hakikatın çağrı sesiydi. Ancak bu ses, insanlığa yöneltemez, aksiyonunu taşıyamaz ve o erdemi gösteremez olunca, pusuda bekleyen ses kılıklı kurnazlık ve öfke sistemi, çıkageldi ve onu tutsak etti. Diriliş Hareketi, çıktığı saf kaynaktan zamanla kısılan ve misyonuna gölge düşen ruhta ve özde çiçekleniş eylemini gerçekleştirmek amac
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1