"kanatlarımız kıyıldı gül kokuları inerken sabahlara
fil izlerinden geçtik
yanlış anlatıldık çocuklarına efendim
sadece açlığına düşmandık biz onların
ezilecek başımızla düşündük
kara taşı kara elde tutanların
geçtik arasından
yaftaların yalanların
bir miş-li geçmiş olup...
geçtik efendim, Türkiye..."
Nereye Kaç Yıldız Düştü Bilmiyorlar / Ancak
Bilseler De Bilmeseler De Bir Şeyler Olacak
Uykularını Kaçıracak Bir Şeyler...
Duyguların Dalgalarında Görünüp Yiten Esin
Dip Dalgalarına İniyor Usun
Belleğin Işıkları Farıyor Yitik Açılarımıza
Atlasın Gözü Yok Ki Ağlasın
Kötü Yazılmışsa Kıyısına Hayat
"uzağın tozuydu yakının kirpiklerinde aklı sönen ateş
meşeyi tüketen alevin dansı bitişin görkemiydi
yakını kazıdıkça büyüdü
dirim ney sesine dönüştü tirşe sevi"
Nevruz Uğur, yaşarken "usta" olarak anılmamak pahasına mutfaktan inatla ve tabii ki cesaretle çıkmak istemediğini, arayışına devam edeceğini bir kez daha gösteriyor bize. Uzağın Tozları, zekice süren bu arayıştan çıkan ve belki de artık şairi tarafından bir daha dönülmeyecek çok kapılı ama bütünlüklü bir eser. Şiirde yoldan çıkmak isteyenlere şidd
?demir uyur derin etinde taşın
toprağın damarında çalışır mineral
hıçkırır banliyö çöplüklerinde Medineler
karyeler iner cebellerin tarihinden
savaş öyküleri kalır söylenlerden
kanatları arzın dipte açılır
yanlış bi tecellidir yakılır su dağları"
Su Dağları'nı keyifle ve dizelerin altını çize çize okuyacaksınız. İmgesel şiiri boğmuyor okuyanı. Nefes alıp veriyorsunuz: ?göğün sırtını öpüyorum ağzım güneş topluyor" derken şair...
Toplam 4 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.