Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 41 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Unuttuklarımızı Hatırlamak İçin Fakir Baykurt´la Yeniden dizisi devam ediyor Türkiye´nin binlerce köyünden biridir Damalı. Tıpkı diğerleri gibi, bu köyün muhtarı, bekçisi, eğitmeni, arlısı arsızı, her bir şeyi vardır. Tabii, bir de öğretmeni... O eğitim ordusunun neferlerinden biridir. Yemede içmede, gezmede tozmada değildir gözü. Dünyaya doymadan, güzel evler, temiz sular, bakımlı çocuklar, çocukları uysallaştırmayan okullar görmeden ölürüm diye korkmaktadır. Köylere aydınlığı götürme savaşında yenilmek
Tükendi
Tozak köyü şu koca yeryüzünde, kıyıda köşede kalmış bin yamalı bir yoksul yorganı, alabildiğine kurak, bakımsız, unutulmuş. Ahalisi desen günümüz köylüsü: Hâlâ devletten medet uman, Hökümetimiz en iyisini bilir diyen, cahil, kaba saba ama bir o kadar çalışkan, sahici ve vicdanlı. Köyün Eğitmen Rızası, Muhtar Battalı ve akıllı delisi Kır Abbası gün olur akıl yürütür, el ele verir, köylüyü de peşine takıp bir bağ kurar, hem de taşlı bir tarlada, bin bir emekle, özveriyle ve gece gündüz çalışarak. Tam ağızları
Tükendi
Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran ?sıradan insanı", yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor. İlk basımı
Tükendi
Amerikan yardımlarının kendini "süttozu ve balıkyağı´yla gösterdiği yıllarda, Amerika´yla ifl yapan bazı Türk giriflimcilerle bir grup Amerikalı, Ankara´ya yakın bir köyde, bir pilot proje uygulamaya karar verir. Uzun tartışmalar sonucunda, Kızılöz köyünde karar kılınır. Gümrah yeflillikleri, bereketli toprakları, şırıl şırıl akan sularıyla, hem güzel hem de kimseye muhtaç olmadan geçinip giden bir köydür Kızılöz. Okulu yetersizdir her köy gibi ama öğretmeni yamandır. Her köy gibi eksikleri ganidir köyün am
Tükendi
Yazınsal çalışmalara şiirle başlayan Fakir Baykurt dergilerde, gazetelerde on yıl göründükten sonra imzasını romanlara, öykülere attı. Şiir, insanın o güzeller güzeli ilk sevisi gibidir. Kimileri bir türlü kopamaz. Baykurt da kopamadı. Ama yayımlamayı kesti. Ev aramalarında götürülenlerden kalanlarla birlikte, elinde üç kitaplık şiiri var. Sanatta "doyum" denilen, hem de pek az kavuşulan duyguya düzyazılarında bile eremeyen bir yazarın şiirde ermesi kolay mı? Bu yüzden Baykurt şiir kitabı yayımlamak için
Tükendi
Fakir Baykurt, 15.6.1929'da Burdur'un Akçaköy'ünde doğdu. Köy Enstitüsü'nde, Gazi Eğitim'de, ABD Bloomington Indiana Üniversitesi'nde okudu. Köy öğretmenliği, müfettişlik, sendika başkanlığı, Kültür Bakanlığı danışmanlığı yaptı. Sanata şiirle başladı. Şiiri boşlamadı. "Ateşdikenleri" onun ikinci şiir kitabıdır. Romanlar, öyküler yazdı. Türkiye'de 6, Almanya'da 2 ödül kazandı. Yapıtları sinemaya uyarlandı, yabancı dillere çevrildi. Fakir Baykurt yoksulluğun çocuğudur. Yaşama yoksulların penceresinden bakar.
Tükendi
Bir yaşam bu, özyaşam... Bu güzel yaşamda benim pek çok dostum oldu. Bunların kimiyle birlikte çalıştım, kimi bana ustalık, öğretmenlik etti. Bunların çoğundan özyaşam ciltlerinde söz ettim. Kiminin birer de bu portreler içine öykülerini koydum. Özyaşam'da söylediklerimi burda pek söylemedim. Zorunluk olmadıkça yapmadım bunu. Bu insanların gönlümde büyük yeri olduğu için öykülerini biraz geniş vermek istedim. Özyaşam'da yeterince geniş anlattıklarıma bu ciltte yeniden yer verme gereği duymadım. Bunlardan
Tükendi
Türkiye'nin güzel mi güzel, yoksul mu yoksul bir köyüdür Karataş. Kara Bayram da bu köyün yoksullarından biridir. Babadan kalma tek odalı bir evde yaşar, iyi huylu karısı, üç yavrusu, bir de evinin direği anası Irazca'yla. Dertli kadındır Irazca, yaslıdır. Ama dişlidir bir o kadar da. Kendi yağlarıyla kavrulup giderlerken, bir gün huzurları kaçar. Muhtar Cımbıldak Hüsnü'nün kayırdığı Haceli evlerinin önüne ev yapmaya kalkışır çünkü. Tabii Irazca dikleşir; kızılca kıyametler kopar köyde... ve kasabada. Gelme
Tükendi
Roman ve hikâyenin yanı sıra masal da yazan Fakir Baykurt, özellikle anadilin gelişiminde, masalların çok önemli olduğunu söyler. Bir halk masalından yola çıkarak yeniden yazdığı Sakarca, çeşitli yabancı dillere çevrilmiş olup, tiyatroya uyarlanmış ve çizgi filmi yapılmıştır. Yayınevimiz Sakarca'nın yeni basımını çocuklara armağan ediyor. ?Kabza Bey körlerin değirmenini aldı, bu bir haksızlıktııııır!" diye öttü. Ötüp uzattı: ?Haksızlıktııııır!" O sırada öbür kümeslerin kapıları açıldı. Başka tavuklar, horo
Tükendi
Bir yaşam bu, özyaşam... Anımsayacaksınız, 1965–71 yılları arasında bir TÖS vardı. Türkiye Öğretmenler Sendikası'nın kısa adı böyleydi. Okulların "Uyu uyu yat uyu!" diye derse başlamasına karşı çıkıyor, "Uyan Alim, uyan Gülüm!" denilmesini istiyordu. Bu kadar değildi elbet; öğretmenler adına eğitimin yönetimine katılıp onu yurdun ve halkın yararına çevirmek çabasındaydı. TÖS, 1961 Anayasasına göre kurulmuştu; o anayasa 1971'de askersel darbeyle kaldırılınca TÖS uzun yargılamadan geçerek aklandığı halde,
Tükendi
Irazca şu dünyaya geldi geleli gün yüzü görmemiştir. Dertli mi dertli bir kadındır; üstelik genç yaşta dul kaldığından kadınlığını da bilememiştir. Geçimdi, çocuktu, sonra torundu derken sırtı doğru düzgün yumuşak bir yatağa değmemiştir. Yetmezmiş gibi, köyün muhtarı Cımbıldak Hüsnü ile Haceliyi ev yeri yüzünden düşman beller kendine. Ev işi halloldu, sular duruldu derken, anlar ki, su uyurmuş ama düşman uyumazmış. Bu sefer torunu Ahmete kötülük eder düşmanlar; oğlu Bayram ölümlerden döner. Yitirir bir bir
Tükendi
Bir yaşam bu, özyaşam... "Yoksular Üniversitesi"ni bitirip çetin Sivas toprağına öğretmenliğe gittim. Anam, eşim, kız kardeşim birlikteyiz. Gene de çetin Yıllar. Oradan askere çağrıldım. Yurt görevimi Konya Astsubay Ortaokulunda öğretmen olarak yaptım. Yılanların Öcü'nü nal ile mıh arasında askerlik sırasında yazdım. Bu romanım, dünya durdukça dursun, bana okurlarımla tanışma olanağı getirdi. Şavşat'a gittim öğretmenliğe. Seviyle, coşkuyla çalışıp dururken Ankara'ya sürgün edildim. Başkentin buzlu koşullar
Tükendi
Bir yaşam bu, özyaşam... Kavacık, 1948'de başlayan öğretmenliğimin ilk basamağıdır. Delikanlı gücümü bir yandan köyüme, bir yandan yazın çalışmalarına veriyorum; şiirler, öyküler yazıyorum. Tatilde Ankara, İstanbul, İzmir dolaşıp yazarlarla tanışıyorum. Çiçeği burnunda derler; öyleyim, başım da göklerde. Öte yandan baştaki yönetim köy enstitülü öğretmenlere cephe almış. Karakol peşimizde. Issızlıklar içinde yapayalnız çalışıyoruz. Halk bizi tutsa da karakış sert, karanlığın gücü bastırıyor. Dereköy'de sü
Tükendi
Fakir Baykurt, 65 yaşına kadar olan yaşamını bölüm bölüm yazdı. Pek çok olayı, insanı özenle anlattı. Acısıyla tatlısıyla bir nehir roman çıktı ortaya. Yazınımızda örneği az. Akçaköy'de o yüksek göklerin altında doğan, yoksulluk yüzünden köyün sığırını sıpasını güden çocuk, evlerinde bir tek kitap olmadığı, anası babası okuma yazma bilmediği halde nasıl ünlü bir öğretmen; yapıtları sahneye, perdeye aktarılan, yabancı dillere çevrilen bir yazar oldu? O öğretmen, o yazar nasıl çalıştı, savaştı? Fakir Baykurt
Tükendi
Kara Ahmet bir zeki oğlan. Irazca'nın torunu, Bayram'ın "oğluş"u, Haçça'nın "çocca"sı. Karataş köyünde boy verip serpilen, sonra anasıyla, babasıyla, kardeşleriyle şehre göçüp, ninesini köyde yalnız koyuveren bir kara oğlan. Aklı fikri okumakta. Tek gayesi bir gün kaymakam olmak. Kırmak yoksulluğun, yoksunluğun belini. Şehre göçer göçmez okula yazılır Ahmet Oğlan. Okulun en birincisi olur. Her şey iyi gidiyor derken, babası başka akıllara uyar, ortaokul lise yerine onu "hoca"ya göndermeyi, İmam Hatip'e ve
Tükendi
Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran "sıradan insanı", yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor. İlk basımı
Tükendi
Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran "sıradan insanı", yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor. İlk basımı
Tükendi
Susuzluktan kavrulan bir köydür Kantarma. Toroslar keser yağmuru; ne toprak suya kavuşabilir ne de gariban köylüsü doğru dürüst ekmeğe aşa... Bir gün, köy muhtarı Musa ile durmadan çekiştiği dostu Hıdır´ın cahil cesaretiyle giriştiği bir teşebbüs sonucunda, olacak bu ya, Büyük Başkan Kantarma´yı ziyaret eder. “Dileğiniz nedir?” diye sorar köylüye. Hıdır “su” der, başka bir şey demez. Destekler onu köy ahalisinin bir kısmı. Diğerleri ise Kuran kursu açılsın ister; budur dünyadaki tek önemli (!) dilekleri. Bü
Tükendi
Roman ve hikâyenin yanı sıra masal da yazan Fakir Baykurt, özellikle anadilin gelişiminde, masalların çok önemli olduğunu söyler. Yazdığı yirmi altı masalı, Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı kitaplarda toplamış. Yayınevimiz Fakir Baykurt'un kaleminden çıkan Dünya Güzeli'nin yeni basımını çocuklara armağan ediyor. Delikanlı gitti, yedi tane gül filizi kopardı. Bunları birbirine bağlayıp topuz yaptı. Dünya Güzeli'nin oturduğu gölgeye yaklaştı. Güzel, gergefine eğilmiş oya örüyor. Güzel perilerden daha güzel
Tükendi
Roman ve hikâyenin yanı sıra masal da yazan Fakir Baykurt, özellikle anadilin gelişiminde, masalların çok önemli olduğunu söyler. Yazdığı yirmi altı masalı, Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı kitaplarda toplamış. Yayınevimiz Fakir Baykurt'un kaleminden çıkan Saka Kuşları'nın yeni basımını çocuklara armağan ediyor. Ordular yürüdü... Yürüyen atların, kazların, kedilerin, uçan arıların, sakaların sayısı sınırı belirsizdi. Beyin şehrini sıkı bir çember içine alıp dövmeye başladılar. Ok gibi atılıp, top gibi vu
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 41 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1