Dünyanın tüm çocuklarına adanan bir kitap: "Atatürk'ün Kalbi" Şair, öykü ve oyun yazarı, senarist ve yönetmen yönleriyle tanıdığımız Alper Akdeniz'i bu kez "Atatürk'ün Kalbi" isimli eşine az rastlanır roman tadındaki uzun öyküsüyle karşımızda buluyoruz.Öğretmenlerinin sınıfa verdiği "Atatürk'ün Kalbi Nerede?" başlıklı ödevle başlayan bu öyküde Atatürk'ün pek ön planda olmayan annesi Zübeyde Hanım'la olan çok özel ilişkisine farklı bir açıdan yaklaşıldığını görüyoruz. Çocukluk çağı, yaşanılıp geride bırakıl

Dedesinin acilen hastaneye kaldırıldığını öğrenen Yağmur, derin bir üzüntü duyar. Oysa daha bir gün önce dedesinin doğum gününü kutlamışlardır. İki haftalık endişeli bekleyişin ardından iyileşen Yağmur'un dedesi evine döner. Dedesinin hastalığına neden olan o kötü alışkanlığa karşı savaşmaya karar veren Yağmur için yeni bir dönem başlar. Öncelikle dedesinin bol oksijen alması için yaz tatilini Kaz Dağı'nın eteklerinde kurulu Akçay'da geçirmeyi teklif eder ailesine. Akçay'da hem tatil yapan hem de araştırma

Pelikan Mevsimi'nde, yazar Alper Akdeniz yaralı bir pelikan ile ona yardım eden kahramanlar arasındaki dostluğu ve yardımlaşmayı öylesine güzel öyküleştirmiş ki, kitabı okuduktan sonra karşılaştığınız ilk pelikanla konuşmaya çalışabilirsiniz. Başta doğa sevgisine vurgu yapan bu güzel hikaye daha güzel yarınların olabileceğinin ip uçlarını da veriyor. Dengesi bozulmamış bir dünyada, nesli tükenmemiş bitki ve hayvanların insanlarla uyum içerisinde yaşayabileceği bir dünyanın işaretlerini "Pelikan Mevsimi'nd

Çevremizde sürekli gördüğümüz güzellikleri zamanla görmeyebiliriz. Çünkü onlar hep oradadır. Örneğin güvercinler... İzmir'in Saat Kulesi'nin güvercinleri bir sabah kalktığımızda esrarengiz şekilde ortadan kaybolursa ne olur? En az biz insanlar kadar o şehrin bu önemli sakinleri nereye kaybolmuştu? Yazar Alper Akdeniz'in, kitabının ana kahramanları, ortadan yok olan güvercinler ve bu gizemi çözmek için yola çıkan bir dede ve torun. Sürükleyiciliğinin yanı sıra bir o kadar da düşündürücü harika bir hikaye