Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 620-640 / Aktif Sayfa : 32
Türkoloji alanının önemli ismi Jean-Paul Roux bu kıymetli eseriyle Altay ailesinden Türkler ve Moğolların Çin, Hindistan, Mezopotamya, Suriye, Mısır ve Doğu Avrupa’ya kadar yayılan hakimiyet dönemleri içinde nasıl bir dini anlayışları olduğunu inceliyor. İslamiyet ve Budizmden önce Türkler ve Moğollar nasıl bir dine inanıyorlardı, Şamanizmin ve Şaman rahiplerin toplum içindeki pozisyonları nasıldı, Büyük Gök Tanrı’yı nasıl anlıyor, evren tasavvurları hangi esaslara dayanıyordu, ölüm ve ölümden sonrasına nas
XI. ve XIII. yüzyıllar arasında Ortadoğu’da yaşanan Müslüman-Haçlı mücadelesi isimleri günümüzde dahi konuşulan birçok kahramanın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bunların en önde gelen simalarından biri de Salâhaddîn Eyyûbî’dir. Kazandığı askerî başarıların yanında düşmanlarına bile gösterdiği tevazu, iyi niyet ve cömertlik kendisinin sadece Doğu’da değil Batı dünyası tarafından da tanınıp takdir edilmesini sağlamıştır. Sultân’ın en yakınındaki kişilerden Bahâeddîn b. Şeddâd tarafından kaleme alınan en-Nevâdı
Anadolu’nun kapıları açılmasaydı, İstanbul’un surları aşılamazdı. Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan’dır ve o “Büyük Fatih”tir. Malazgirt Zaferi ile biz Anadolu’yu vatan edindik. Alparslan 1063-1072 yılları arasında hüküm sürdü. Kazandığı büyük başarılarla Selçuklu Devleti’ni önemli bir seviyeye ulaştırdı. 26 Ağustos 1071’de kazandığı Malazgirt Savaşı, Alparslan’ın siyasî ve askerî liderlik vasfını en açık şekilde ortaya çıkarmıştır. Onun üstün özellikleri savaşın kazanılmasında büyük rol oynamıştır. Alp
Tükendi
“İnsan yaşamında bazı dönemler vardır ki içinde yaşarken de önemli olduğunu hissedersiniz ama yıllar geçtikçe bu önem daha da artar. Sizden bağımsızlaşır. Size ait bir anı olmaktan çıkar ve kendi tarihini yaratır.” (Zülfü Livaneli, Sevdalım Hayat) Bu bir kahramanlık hikayesi değil. Bu yalnızca, zamanın sisleri ardında kalan bir gençlik hatırası. Bu, aynı yolda yan yana yürüyen, ortak hayalleri, idealleri olan bir avuç insanın hayatın kısa bir diliminde paylaştıklarının hikayesi. Çok mu gençtik? Akıp giden h
Tükendi
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun, genellikle, iki zıt biçimde açıklanmasına alışığız. Bir uçta, Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’i yıllarca bir "milli sır" olarak sakladıktan sonra "bize armağan ettiği" destanı yer alır. Diğer uçta ise, Cumhuriyet’in tamamen "tepeden inme" bir dayatma olduğunu anlatan muhafazakar-İslamcı muhalif anlatı. Aslında, aynı mantığa dayanan iki anlatı... Faruk Alpkaya’nın kitabı, bu iki yaklaşımın dışına çıkarak, Cumhuriyet’in gerçekten nasıl kurulduğunu bütün ayrıntısıyla ortaya koy
Tükendi
Sanayi devrimi insanlık tarihinde son üç yüzyıl içinde kaydedilmiş en önemli gelişmedir ve günümüzde dünyayı biçimlendirmeye devam etmektedir. Sanayileşme o kadar önemli bir olaylar silsilesidir ki bu süreçte ortaya çıkan yeni üretim yöntemleri ve örgütlenmeleri insanların yaşam, eğlenme ve siyaset yapma tarzlarını kökten değiştirmiştir. Bu kitap sanayi devriminin dünya tarihini nasıl biçimlendirdiğini keşfederek, devrimi başlatan uluslararası faktörlere ve devrimin tüm dünyayı etkisi altına alışına özgün b
Tükendi
711 yılında Tarık bin Ziyad komutasında Fas’tan İspanya’ya geçen Araplar ve Mağripliler kısa süre içinde İber Yarımadası’nda hâkim duruma geldiler. Yaklaşık 800 sene boyunca kaldıkları bölgede mimari, astronomi, matematik vb. alanlarda getirdikleri başarılar İspanya ve Portekiz kültürünü de şekillendirdi. “Sanat, edebiyat ve bilim burada Avrupa’nın başka hiçbir yerinde görülmedik oranda gelişti. Fransa, Almanya ve İngiltere’den öğrenciler yalnızca Müslümanların kentlerinde ulaşılan bu bilgelik pınarında sus
Tükendi
Osmanlı maliyesi 19. yüzyılda siyasi, sosyal ve kültürel pek çok alanda olduğu gibi gerçekleştirilen reformlardan ziyadesiyle etkilenmiştir. Bu değişim sürecinde hem devletin iç ve dış borçlanmasında etkin rol oynayan hem de para piyasalarındaki kabiliyetleri sayesinde gittikçe zenginleşen bir finans zümresi olarak Galata bankerleri ortaya çıkmıştır. Aile üyelerinin pek çoğu banker olan ve aile şirketi şeklinde iş hayatında faaliyet gösteren Lorandolar ve Tubiniler, Galata’nın önde gelen simalarından
Osmanlı Devleti, bekasının devamı için 2 Ağustos 1914 tarihinde Almanya ile ittifak anlaşması imzalanmış; sadece üç ay sonra 29 Ekim 1914 tarihinde henüz seferberlik yığınaklanmalarını tamamlayamadan topyekün harbe dahil olmuştur.Suriye’de konuşlu IV. Osmanlı Ordusu, müttefiki Almanların istekleri doğrultusunda Süveyş Kanalı’na iki kez harekât gerçekleştirmiş; başarılı olamamıştır. Bunda kuşkusuz IV. Ordunun lojistik faaliyetlerinden sorumlu Menzil teşkillerinin işletilememesinin payı büyüktür. Çoğunl
“…saf gümüşten imal edilmiş ve 400 Roma ratlı ağırlığındaki küre hazır olduğunda yedi iklimi ve yedi iklimin kapsadığı kara parçalarını, kıyı şeritlerini ve iç kesimleri, dünyanın yerleşime elverişli olan ve olmayan bölgeleri, yerleşim yerleri arasındaki mesafeleri, körfezleri ve denizleri, nehir yatakları ve havzaları hakkında kesinleştirilmiş olan bilgileri ve doğruluğu kanıtlanmış ölçüm ve mesafelerini, çizim tahtasındaki modele uygun bir şekilde, hiçbir farklılık yapılmaksızın yuvarlak gümüş dünya
Ahmet Acar’ın “Osmanlı-İran Diplomasisi, Tahran Büyükelçiliği’nin Kuruluşu” başlıklı çalışması, yakın dönem diplomasi tarihimizin şimdiye kadar üzerinde pek az inceleme ve araştırma yapılmış önemli bir dönemini arşiv belgeleri ışığında aydınlığa kavuşturuyor. Osmanlı dönemi Türk-İran ilişkilerinin yaklaşık beş yüz yıllık idari, askeri, siyasi ve diplomatik tarihini geniş bir özetle ortaya koyan Acar, Osmanlı ve İran devletleri arasındaki diplomatik ilişkileri geçici temsilcilikler düzeyinden “daimi e
Tükendi
Devlet-i ‘Aliyye’nin birinci cildi Osmanlı Devleti’nin bir beylikten Balkanlar ve Ortadoğu’ya hükmeden güçlü bir imparatorluğa dönüşümünü konu alır. İkinci cilt, padişah ve devlet otoritesinin zayıfladığı 17. yüzyılın ilk yarısındaki iktidar mücadelelerini inceler. Üçüncü cilt, merkezi devlet otoritesinin yeniden kurulduğu “Köprülüler” dönemini, Orta Avrupa’da Habsburglarla süren uzun iktidar mücadelesini, malî ve siyasî bunalıma karşı çözüm arayışlarını ayrıntılarıyla ele alır. Dördüncü cilt ise, Osmanlı D
Filistin...Gazze…Kudüs…Tüm ilahi dinler için kutsal oluşunun bedeli olsa gerek; tek kelimeyle kan ve gözyaşının sel olup aktığı belde…Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bir gasp…Herkesin gözünün içine baka baka uygulanan abluka, işkence, cinayet, vahşet…Filistin tarihi, Siyonist hareketin doğuşu, kutsal terör ve intifadanın doğuşu, fitne oyunları ve yaşanan insanlık dışı olayların perde arkası…Türkiye’nin ve İslam aleminin asli meselelerinde bir olan Filistin meselesinin dünü, bugünü ve yarınına dair her şey
Bugün, iki bin yıllık bir hedefle; Siyonizm’in 1948 yılında Ortadoğu’nun ortasında gayrimeşru yöntemlerle doğurduğu İsrail Devleti ve küresel yapılanmalarının, “Tek Dünya Krallığı” ütopyasını gerçekleştirmek istemesinin şeytani hırs ve icraatlarıyla mücadele ediyoruz!Haliyle, bugün dünyanın onlara göre “küresel ihtilal” bize göre “ilahi düzene dönüşüm” yıllarının arifesine geldiği şu günlerde; bizi yeniden bir araya toplayacak ülkü birliği; “İlay-ı Kelimetullah” terbiye ve görgüsüyle “Kızıl Elma Şuuru”dur.Y
Masonluğun bir tarifi de onun, “Alegori perdesi arkasına gizlenmiş sembollerle tasvir edilmiş bir ahlak sistemi” olduğudur.Loca içinde dilsiz, sessiz, hatta tozlanmamış duran amblemlerin manalarını incelemek ve bu suretle hakikatleri meydana çıkarmak hepimizin vazifesidir. Yani masonluğun sistemiyle, alegorileriyle, sembolleriyle ne öğretmek istediği hakkında bilgimiz olmalıdır.Görüldüğü gibi masonluk, masonlar tarafından “sembollerle tasvir edilen bir ahlak sistemi” olarak tanımlanmaktadır.Bu kitap ile; ma
Tarih nasıl yazılır? 19. ve 20. yüzyıllarda yaşamış ve tarih biliminin gelişimine en fazla damga vurmuş tarihçiler, eserlerini verdikleri sırada kişisel izleklerine ve içinde yaşadıkları döneme ne kadar bağlı kalmışlardı? Çığır açan ve tartışıldıkları sürece yaşayacak olan bu kitaplardan bugüne ne kaldı? Véronique Sales'in yönetiminde, birçok yazarın katılımıyla hazırlanan Tarihçiler, dünya tarihyazımına ve tarih bilimine yön vermiş yirmi tarihçiyi, yaşadıkları hayatlardan yola çıkarak tarih biliminin yapı
Tükendi
Talmud bir kanun, adet, anane ve iman kitabı olmakla kalmayıp aynı zamanda bir mücadele ve strateji kitabıdır ki, içerisinde yer alan sistemli manevralar her devrin ve her memleketin havasına uyacak bir şekildedir. Bu kitap aynı zamanda, Tevrat’taki iyi niyetli fikir ve emirleri tamamıyla menfi ve muzır bir şekilde tefsir ve Yahudi olmayanlara karşı müthiş bir sinsilik ve riyakarlık politikası tavsiye eder.İşte Talmud’tan birkaç yasa:“Eğer bir Kenani’nin (Kenaniler gayri Yahudi bir kavimdir.) öküzü, bir Yah
Atatürk Mason muydu?Gazi Mustafa Kemal Paşa kime; “Sen benim şerefimle oynuyorsun. Hangi Yahudi şirketini tetkik edersek kulakların şirketin arkasında gözüküyor. Sen Cumhuriyet Gazetesi’ni çıkaracak bir şahsiyet değilsin. Yarından sonra gazeteyi çıkarmayacaksın. Aksi taktirde seni toprakaltı ederim.” diyerek çıkıştı?Atatürk; Türkiye’deki Mason derneklerini, “Kökü dışa­rıda Yahudi uşakları” diyerek kapatınca Dünya Masonları Moskova’da gerçekleştirdikleri bir toplantıda, hangi kararı aldılar?Mason locaları 19
“Acaba gizli servisler, birçok kişinin sandığı gibi, devlet içindeki bağımsız bir güç odağı mıdır? Asıl kararları veren ve uygulayan onlar mıdır? Bu sorunun cevabı kesin bir “hayır”dır. Bir ülkede yöneten güç her zaman tektir ve bu, çoğunlukla iktidarda bulunanlar değildir. Siyasal iktidar onların vesayetindedir ve idare eder gibi görünen kimselerden oluşur. Bir ülkede yöneten gücü tespit etmek zordur. Çünkü birçok ülkede bu güç ülke içinde bile değildir. Dünyadaki iki yüz civarındaki bağımsız ülkenin her b
"Arazi kavgaları çıkardı ama mühim olan bir şey yoktu. Yalnız Türkler, Kürtleri bir şeye saymıyorlar. Kürtlerin lafı geçince ‘sözüm yabana Kürtler' denirdi, bir topluma gidince Kürtler çok olunca ‘Bunları hep niye getirdiniz, Kürdü köpeği toplayıp getirmişsiniz,' denirdi." Kulu'nun yaşlılarından birinin anlatımı Kürtleri "Doğulu" diye tanımlamak, onları Doğu ve Güneydoğu'da konumlandırmak, zihinlerde adeta otomatikleşmiş bir varsayım. Başta İstanbul, büyük şehirlerdeki varlıkları da hep hatırlatılıyor.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 620-640 / Aktif Sayfa : 32