Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
CEZMİ - NAMIK KEMAL Türk edebiyatının ilk ve en önemli tarihî romanlarından biri olan ‘Cezmi’, aşk ve kahramanlığın, esaret ve zaferin iç içe yaşandığı güçlü bir Namık Kemal romanıdır. Kitapta II. Selim döneminde İranlılarla yapılan savaşta yer alan vatansever asker Cezmi’nin başından geçenler anlatılmaktadır. Yaşadığı dönemde yaygın olan romantizm, Namık Kemal’i de etkilemiş, dolayısıyla ilk tarihî roman olarak saydığımız ‘Cezmi’ de bu etki altında kaleme alınmıştır.
Tükendi
“Bu kitapta hiç yalan yok. Ben burada gerçekleri yazmaktan başka bir amaç gütmedim. Sizlere hizmet etmek ya da kendim için ün kazanmak hiç aklımdan geçmedi; zaten böyle bir amaç peşinde koşmaya gücüm yetmez. Kısacası sayın okuyucu, kitapta yazılı olan benim!”
Tükendi
“İktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir.” Platon olarak da tanınan Eflatun’un milattan önce 427-347 yılları arasında yaşadığı bilinmektedir. Günümüz üniversitelerinin atası olan Akademia’yı kuran Sokrates’in öğrencisidir. Onun öğretilerini en iyi şekilde aktarmıştır. Bu eserinde de Sokrates ile olan sohbetlerini kaleme almıştır. Felsefe ve siyaseti sevenlerin merakla ve severek okuyacağı bir başucu kitabıdır.
Tolstoy, yaşamın ve ölümün anlamını ömrü boyunca arayan, yaşamının sonuna doğru ölümün anlamını yaşamın içinde bulan; yaşamın amacının da “tüm insanları sevmek, tüm insanlığı kardeş bilmek” olduğunu savunan büyük bir sanatçıdır. Tolstoy, eser hakkında, “Savaş ve Barış” “roman değil, bir manzume, daha çok ise, tarihi günlüklerdir” demiştir. Romanın bazı bölümleri ise tasvircilikten tamamen uzak olmakla beraber, felsefi vatanperverlik karakteri taşır.
Dünya edebiyat tarihinde Dostoyevski’den sonra yetişmiş hiçbir edebiyatçı yoktur ki, bu büyük romancıdan etkilenmemiş olsun... Ömrü boyunca çile çeken yazar özlemini kurduğu dünyayı, kendi dünyasında yaşadıklarını ve hayatına dair ne varsa hepsini eserlerine yansıtmıştır. Hepsi birer başyapıt olan romanlarının her satırında insan ruhunun görkemli destanını olağanüstü bir dehayla anlatmıştır.
Çağdaşlarını ve kendisinden sonra gelen birçok edebiyatçıyı derinden etkilemiş olan Victor Hugo, eserlerinde, yaşadığı dönem itibarıyla Fransız toplumunun ihtilal öncesi ve sonrası geçirdiği tüm çalkantıları çarpıcı bir şekilde yansıtmıştır. Notre Dame’ın Kamburu, Fransa’da krallık döneminin karanlık günlerinden kesitler sunan romanıdır. Romanın tamamlanması yaklaşık 6 ay sürmüştür. Okunması gereken, evrenselleşmiş ve dünya klasiklerinin başyapıtlarındandır.
Platon, bütün yaşamı boyunca hocası Sokrates’den edindiği ilham ile gerçek bir ahlakçı olarak kalmış, tüm bu kuramları, etik ağırlıklı görüşlerle irdeleyerek geliştirmiştir. Çağdaşlarının aksine, eserlerinin çoğu günümüze kalabilmiş olan Platon, bir konu etrafında insanların tartıştığı ve birbirlerine karşı argümanlar vererek iddialarını çürütmeye veya ispatlamaya çalıştığı, çeşitli şakalar ve göndermeler de içeren, tiyatro metinlerine oldukça yakın kurgusal diyaloglar yazmıştır.
Dünya edebiyat tarihinde Dostoyevski’den sonra yetişmiş hiçbir edebiyatçı yoktur ki, bu büyük romancıdan etkilenmemiş olsun... Ömrü boyunca çile çeken yazar özlemini kurduğu dünyayı, kendi dünyasında yaşadıklarını ve hayatına dair ne varsa hepsini eserlerine yansıtmıştır. Hepsi birer başyapıt olan romanlarının her satırında insan ruhunun görkemli destanını olağanüstü bir dehayla anlatmıştır.
DOSTOYEVSKİ Dünya edebiyat tarihinde Dostoyevski’den sonra yetişmiş hiçbir edebiyatçı yoktur ki, bu büyük romancıdan etkilenmemiş olsun... Ömrü boyunca çile çeken yazar özlemini kurduğu dünyayı, kendi dünyasında yaşadıklarını ve hayatına dair ne varsa hepsini eserlerine yansıtmıştır. Hepsi birer başyapıt olan romanlarının her satırında insan ruhunun görkemli destanını olağanüstü bir dehayla anlatmıştır.
İngiliz romancısı. 19 yaşında gazeteciliğe başladı. Londra yaşamı üzerine yazılar yazdı. İlk kitabı iki ciltlik Boz’un Karalamaları’dır. Bundan sonra yapıtları birbirini kovaladı. Dickens kendi çağının en önemli edebiyatçılardan biri olarak görülür. Her zaman popüler kalmıştır ve hâlâ her sanat tarzında uyarlanmaya devam ediyor. Gerçekçiliği, mizahı, yazım şekli, benzersiz karakterleri ve toplum eleştirileri sayesinde Tolstoy’tan George Orwell’a kadar pek çok yazar tarafından övülmüştür.
Tolstoy, yaşamın ve ölümün anlamını ömrü boyunca arayan, yaşamının sonuna doğru ölümün anlamını yaşamın içinde bulan; yaşamın amacının da “tüm insanları sevmek, tüm insanlığı kardeş bilmek” olduğunu savunan büyük bir sanatçıdır. Diriliş romanı birçok çevrelerce insan ruhunun, vicdanın, inancın ve konu aldığı dönemin toplumunun gerçekçi ve iyi bir resmi olarak ün toplamıştır.
Dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü dedektif kahramanı Sherlock Holmes ile onun şaşırtıcı analiz yeteneğini okurlara aktaran yol arkadaşı Dr. Watson, ilk iki Sherlock Holmes romanı olan Kızıl Dosya ve Dörtlerin İmzası'nda bir araya gelip gizemlerle dolu maceralara adım atıyorlar. Yazar Arthur Conan Doyle’un yarattığı Sherlock Holmes miti, Kızıl Dosya’yla hayat buluyor. Londra’nın kasvetli sokaklarından Amerika çöllerine uzanan polisiye ama bir o kadar da dramatik macera, okuru ustaca örülmüş kurguyla içine alıyo
Tükendi
Franz Kafka bu mektubu Kasım 1919'da babası Hermann Kafka'ya yazdı. Kafka'nın edebi vasisi Max Brod, Kafka'nın mektubu aslında babasına teslim etmesi için annesine verdiğini, bu mektupta kendini kaybetmiş olan bir ilişkiyi yenileyebileceğini umduğunu anlatıyor. Ancak Kafka'nın ilişkilerindeki bu derin kusuları irdelemesi, ne babasını ne de kendisini kurtardı. Baba ve oğul arasındaki iletişimin başarısızlığını, çalışmalarının çoğunda tasvir edilen daha büyük varoluşsal çıkmazda başka bir an olarak görmekten
“Peşindeki şeytanlar, Çektiği ızdırap, Hepsini alt etme savaşı ve düşünceleri hâlâ bizimle.” Bu roman, gerçek adı Eric Arthur Blair olan George Orwell’in yaşamındaki gerçek olaylara dayanır. Hayvan Çiftliği ile edebiyat dünyasında büyük yankı uyandıran Orwell’in kötüye giden sağlığı, ikili ilişkilerindeki çalkantılar ve çocuğunu yetiştirme sürecindeki sorumluluklara rağmen 1984’ü tamamlamak uğruna geçirdiği dramatik günler… Benzersiz ve ürkütücü distopyaların yaratıcısı George Orwell’in son yılları, No
Tükendi
John Berger’in romanının merkezinde cinayet değil, bir katil var: Bir banka soygununda bir polis öldürülünce “Polis katili” olduğu iddia edilen Jack House tutuklanır, ancak o kadar kötü yaralanmıştır ki, yargılanıp asılmasına zaman kalmadan ölebileceği düşünülür. Bu nedenle gece yarısı en yakın hastaneye götürülür ve polis gözetimi altında, genç-yaşlı, yoksul-zengin, dindar-modern altı hastanın kaldığı sıradan bir koğuşa yerleştirilir. Clive’ın Koğuşu, tarihinin ilginç bir noktasında İngiliz toplum
Az önce bir yargıç, bir adliye yüksek memuru ya da onun gibi biri geldi. İki elimi birleştirip dizlerimin üzerinde sürünerek affedilmemi istedim. Tüm diyeceğin bu muydu? der gibi uğursuz bir ifadeyle bakıp bana gülümsedi. Affedin beni! Affedin beni! diye yineledim. Ya da hiç değilse bir beş dakika daha verin. Kim bilir? Belki verirler. Benim yaşımda bu şekilde ölmek çok korkunç. Son anda cezanın ertelenmesi olaylarının yaşandığını herkes bilir. Ben affedilmeyeceğim de kim affedilecek? Lanet olası cellât! Ya
Rus romantizm ve realizm akımının temellerini atan şair, kurmaca ve piyes yazarı, edebiyat eleştirmeni ve teorisyeni, ayrıca tarihçi ve gazeteci olan Aleksandr Sergeyev iç Puşkin, çağdaş Rus edebiyatının kur ucusu sayılmaktadır. Ölümünden önce yazdığı son roman Yüzbaşının Kızı 1830’larda Rusya’da yaygınlık kazanmaya başlayan Walter Scott romanlarına bir cevap mesabesindedir. Bir ailenin tarihi üzerinden önemli tarihî hadiseler anlatılan romanda, Gogol’ün de belirttiği gibi “ilk defa hakiki Rus karakter
“Hepimiz bir başkasının batığı, bir başkasında kayıp olanız ve bunun hiçbir anlamı yok.” Bir süredir yaratma heyecanı sekteye uğramış olan yazar Delphine, L. adında bir gölge yazarla tanışır. Bu sırada imzasız bir tehdit mektubu alır. Bunu kimin yazdığını araştırırken L.’yle samimiyeti de artar. İki kadının hayatları yavaş yavaş iç içe geçer ve Delphine, L.’nin tutkulu kişiliğinin etkisi altına girerek zamanla hem birey hem de yazar olarak kendi kimliğini sorgulamaya başlar. Delphine de Vigan, günümüz Frans
Tükendi
“Ayrıca şunu asla unutmayın: Kazananın olduğu yerde kaybeden de vardır.” Amerikalı yazar Jack London’ın ilk kez 1913’te yayımlanan Şampiyon adlı romanı danışıklı dövüşlerin, boks dünyasındaki kirli oyunların sergilendiği kısa ama vurucu bir romandır. Bir zamanlar boks yapmış bir yazar olarak Jack London Şampiyon’da sporcuların spor adı altında nasıl aldatılıp kandırıldığını çarpıcı bir şekilde açığa çıkarmıştır. Dağ başında bir kulübede büyüyen ve gerçek yaşamdan çok az şey bilen yenilmez bir boksörün, boks
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6