Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 210 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Thévenot Seyahatnamesi, yayınlanışından tam 334 yıl sonra, değerli tarihçimiz Stefanos Yerasimosun giriş yazısı ve notlarıyla artık Türkçede... 1633 doğumlu Jean Thévenot, seyahatlerine 19 yaşında başlamıştı. Önce İngiltere, sonra Hollanda, Almanya, İtalya derken oryantalist Herbelotnun telkiniyle Doğuya gitmeye karar verdi. Doğu deyince akla Büyük Türkün imparatorluğu, yani Osmanlı İmparatorluğu ve İran geliyordu. 17. yüzyılın ortasında Osmanlı İmparatorluğu Türk tarihçilerinin Duraklama Devri diye niteled
Tükendi
Ben Herkül Millası 1986da tanıdım; Ankara doğumlu bir Rum idi. Atletizmde Türkiye birincisi oldu. TİPliydi. Robert Kolejde okumuş bir inşaat mühendisi Dünyanın herhangi bir ülkesinde azınlık olan kişi her ülkede azınlık muamelesi görür; anavatanında bile. ... Türkiye artık gayrimüslimler için yaşanabilecek yer olmaktan çıktıktan sonra Yunanistana göçtü. Herkül çok sıkıntı çekmiş bir Rum olarak, Yunanistana gidince birçok benzerleri gibi Yunan milliyetçisi olabilirdi... Huysuz oldu. Her şeye itiraz eden,
Tükendi
belki karamsar değil kızgın demek daha doğru olur(du). Bunu daha kolay kabul ederim. Evet, son iki-üç yılın olayları karşısında, herhalde çok birikmiş, acı ve soğuk bir öfkenin içinden yazıyorum. Uzun süre seyrettik, ulusalcılığın yükselişini. Asla spontane bir milliyetçi dalga değildi bu; son üç yılı bir bütün olarak gözden geçirdiğimizde, derin devletin psikolojik harekât birimlerinde tezgâhlanmış bir senaryonun adım adım sahneye konduğunu görebiliyoruz. Bu koreografi, en üst düzeyde, darbeci zihniyetteki
Osmanlı Devletinin 19. yy.daki reformları bağlamında en sık adı anılan belgelerden biri 1839 Gülhane Hatt-ı Hümayunudur ve bu belgede en çok üzerinde durulan konulardan biri de ordu teşkilâtıdır. Ordudaki reformların, yalnız Gülhane fermanında değil, genel olarak Osmanlı Devletinin reform politikasının gelişiminde de önemli bir yeri vardır. Bundan dolayı Osmanlı ordusundaki reformların ideolojik temellerinin analizi, 19. yy.da Osmanlı Devletinin düşünsel oluşumu hakkında önemli açıklamalar getirir. Bu araşt
Tükendi
Yenilgiler, zaferlerden daha öğreticidir! Savaşlarda yenilgilerin koşulları ve nedenleri, toplumların maddi, kültürel ve psikolojik ortamını yansıtır. Hangisinin ve ne ölçüde belirleyici olduğunu belirlemek ise o kadar kolay değildir. Savaşın liderleri, hazırlıklarından ne kadar emin olurlarsa olsunlar, beklenmedik durumlarla karşılaşıp felakete uğrayabilirler. Savaş, aslında bütün değişkenlerin önceden bilinebileceği ve çözüme götüren formülleri olan bir denklem değildir. Savaşın sanat yönü, bilim yönüne
Mor Kitaplık Kadın Tarihi ve Eserleri Dizisi ile Osmanlı kadınlarının (Müslüman-Türk, Ermeni, Rum, Musevi…) Latin harflerine henüz aktarılmamış ya da gereği gibi değerlendirilmemiş romanları, şiirleri, hikâyeleri, mensureleri, siyasete/kadınlığa ve kadın haklarına ilişkin makaleleri, polemikleri ve tartışmalarını Güncel Basım yöntemiyle günümüz okuruna ulaştırmayı amaçlıyor. Mor Kitaplık Kadın Tarihi ve Eserleri Dizisi’nde ikinci olarak Şükûfe Nihal'in bütün eserlerini beş ciltlik derleme ile okurlarımıza s
Tükendi
Bundan tam doksan dört yıl önce, harika bir nisan sabahı, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, bir yarımadanın üzerindeki bir tepede iki davetsiz misafir vardı. Karanın içerlerindeki bir görüntüyü seyre dalmışlardı. Bulundukları yeri, gecenin karanlığında denizden çıkarma yaparak istila etmişlerdi. Arkalarındaki su, kendileri gibi adamları karaya çıkaran küçük teknelerle doluydu. Bu adamlar buraya, dünyanın öte ucundaki memleketlerinden, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelmişlerdi. Bu tepenin, yani Kanlısırt
Tükendi
Bu kitap, Osmanlı tarihi açısından önemli bir yaşamöyküsünü dile getiriyor. Stefan Lazareviç, Yıldırım Bayezid´e vasallık ilişkisi ile bağlı bir Sırp despotu. Emrindeki birliklerle Yıldırım´ın yanında Ankara´da Timur´a karşı savaşmış. Kitapta, yaşamöyküsüyle birlikte başka kaynaklarda rastlayamayacağınız pek çok bilgi var. Stefan Lazareviç´in Yaşamöyküsü 1431´de Bulgar yazar Konstantin Kosteneçki tarafından kaleme alınmış. Hüseyin Mevsim´in Türkçeye kazandırdığı ve açıklamalarıyla zenginleştirdiği kitapta y
Tükendi
Demokrasinin yeşermesinin güç olduğu bir bölgede ender bir konuma sahip olan Türkiye, seçimlere dayalı iktidar değişiklikleri, sivil siyasi dönüşümler, farklı görüşlere sahip çoksesli bir toplum gibi demokratik yaşamın birçok niteliğini görünüşte elinde bulunduruyor. Ama bunlara karşın, ordunun Türk siyasal sisteminde Batı Avrupa ülkelerinde benzeri bulunamayacak bir rolü var. Ordu, 1960, 1971, 1980, 1997´de ve yaşadığımız şu günlerde olmak üzere defalarca ulusun yüce çıkarları adına devreye girmiş ve günde
Tükendi
Kemalist Devrimden başlayarak hemen her şeyin, Üçüncü Dünyaya kıyasla otuz kırk yıl erken cereyan ettiği Türkiye, bürokrasi-burjuvazi, tek parti-çok parti, ordu-parlamento çelişmesini 1946-50’den beri yaşamakta. Emekçiler ve hâkim Türk milliyetçiliğinin diğer mağdurları, bu mücadelede kâh görece aktif, kâh pasif biçimde yer alıyor. Kendilerine özgü talepleri gündeme getiriyor veya getiremiyor. Ama şu kadarını rahatlıkla söyleyebiliriz ki, halk çıkarlarını asla bürokrasinin, ordunun, tek-particiliğin safında
Tükendi
Mor Kitaplık Kadın Tarihi ve Eserleri Dizisi ile Osmanlı kadınlarının (Müslüman-Türk, Ermeni, Rum, Musevi...) Latin harflerine henüz aktarılmamış ya da gereği gibi değerlendirilmemiş romanları, şiirleri, hikâyeleri, mensureleri, siyasete/kadınlığa ve kadın haklarına ilişkin makaleleri, polemikleri ve tartışmalarını güncel basım yöntemiyle günümüz okuruna ulaştırmayı amaçlıyor. Mor Kitaplık Kadın Tarihi ve Eserleri Dizisi'nde ikinci olarak Şükûfe Nihal'in bütün eserlerini beş ciltlik derleme ile okurlarımız
Tükendi
"Modern zamanlara kadar İslam toplumlarında yerleşik bir derviş imajı vardı. Bu çalışma bir yandan bütün çeşitliliğine rağmen dervişlerin genel bir tipolojisini kurmaya çalışırken diğer yandan da onların bir parçası oldukları toplum tarafından nasıl algılandıklarını, toplumla hangi düzlemlerde ilişki kurduklarını ortaya çıkarmaya çalışıyor. Farklılaşan derviş tipleri alt kategoriler olarak değerlendiriliyor: şehirli, ilim ehli, zâhid, gezgin, âşık, fakir, meczup, Türkmenler arasındaki toprağa bağlı dervişl
Tükendi
Ortadoğu’da, 20. yüzyılın başlarında yaşanan politik çekişme ve istikrarsızlığın en önemli nedeni petrol olmuş, bu önemli enerji kaynağına sahip olmak, veya onu denetlemek, dönemin bütün güçlü devletlerini yakından ilgilendirmiştir. Dünya için, petrol gibi stratejik bir maddenin kaderi ve denetimi, “Ortadoğululara bırakılamayacak kadar ciddi” bir sorun olmuştur. 20. yüzyılı geride bırakıp 21. yüzyıla başladığımız bu dönemde petrol hala stratejik önemini korumaktadır ama bir sorun, Ortadoğu gündemine oturmuş
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğu coğrafi olarak Avrupa kıtasının bir parçası olmasına rağmen, kültür ve dinden kaynaklandığı iddia edilen farklılıkları vurgulayan geleneksel ve Şarkiyatçı tarih anlayışları, Osmanlı ile Batı dünyası arasına kalın bir duvar örmüş, Osmanlı devletini kendine özgü bir yapı olarak yorumlamıştır. Son yıllarda bu yanlış ve yanıltıcı yorum büyük ölçüde değişti. Tarihçi Daniel Goffman bu kitapta, kuruluşundan 17. yüzyıla kadarki Osmanlı tarihini eleştirel tarihsel yaklaşımla anlatıyor. Goffman,
Tükendi
1990´lı yılların başında ıraklı Kürtler ülkenin geri kalanından az çok ayrılmış belli bir bölgede kendi fiili siyasi kurumlarını kurup kendilerini yönetmeye başlamışlardı. Türkiye´ye göre bu Türk devletinin ideolojik temeline, yani üniter ulus devlet fikrine karşı bir meydan okumaydı. İşin ilginç tarafı, böyle bir oluşumun Türkiye vatandaşı Kürtler için bir çekim merkezi oluşturmasından ve gelecekte Türkiye´den bir kopmaya yol açabileceğinden endişe edilmesine rağmen, resmi söylemde bu ihtimalin gerçekçi ol
Bulgaristan´da Bektaşi tarikatı, 13. yüzyıldan sonra, muhtemelen Abdal Musa tarafından kuruldu. Bektaşiliğin Bulgar topraklarına 15. yüzyılda, abdalan-ı Rum (Anadolu) ya da sadece abdal olarak bilinen dervişlerin İslamiyet´i benimsetme faaliyetleri sayesinde yayıldığı düşünülüyor. 1512-1515´te Osmanlı-Safevi Savaşları sırasında gerçekleşen göçler sonucu Horasan bölgesindeki Türk kabileleri Bulgaristan´a gelmişlerdi. Anadolu´da isyan eden Aleviler ise, Osmanlı idarecileri tarafından Balkanlara sürgün ettiri
Tükendi
"Doğduğum sokağın ismi değişmiş! Teşvikiye´nin Kuyulubostan sokağına, adını hiç duymadığım bir şehit subayın adı verilmiş. Sokağımın ismini hatırlarken İstanbul´da ne çok "bostan"lı mekân adı olduğu dikkatimi çekti; Caddebostan, Bostancı, Şahkulu Bostan, Çınarlı Bostan Büyüdüğüm Maçka sokaklarına benzemeyen, bağlı, bahçeli mahalle araları geliyor gözümün önüne. Daha eskiye gidip 19. yüzyıl sonu şehir planına baktığımda ise en büyük Osmanlı kentindeki bu "bostan"lı sokak çokluğu mekânsal belleğin uzun ömürlü
Tükendi
Türkiye´de devlet, toplumsal ilişkilere belirli bir biçim veren, bu biçimi yeniden üretmek için gerekli kurumsal ve söylemsel pratikleri topluma empoze eden bir konumdadır. Toplumsal yarar adına, devletin yurttaşı sürekli bir şekilde yönlendirdiği, kendi "iyi" ve "makbul" anlayışını topluma empoze ettiği böyle bir politik düzlemde, devlet aktif özneyken, yurttaş "taşıyıcı / nesne" konumuna itilmiştir. Hikmet-i hükümet, başka bir ifadeyle devletin "çıkarları" birey hak ve özgürlüklerinin üstünde tutulmuştur.
Tükendi
Haçlı Seferleri, Kudüs´ün 1099´da ele geçirilmesiyle sonuçlanan Birinci Haçlı Seferi ile tarih sahnesine girdi ve 13. yüzyıl sonlarına kadar Kutsal Toprakları ele geçirme amacıyla yedi sefer daha düzenlendi. 14. ve 15. yüzyıllardaki Haçlı Seferleri ise, Osmanlıların Avrupa´daki ilerleyişini durdurma amacını güdüyordu: 1396´da Yıldırım Bayezid´e karşı Niğbolu Haçlı Seferi ve 1444´te II. Murad´a karşı Varna Haçlı Seferi. Ama bu sonuncu sefer sadece Müslümanlarla Hıristiyanları karşı karşıya getiren bir sefer
Tükendi
8 Temmuz 1497´de Vasco da Gama kaptanlığında Lizbon´dan yola çıkan küçük bir filo, bir yıl sonra, 20 Mayıs 1498´de Kalikut´a, Hindistan´a ulaştı. 1517 yılında ise Yavuz Sultan Selim´in orduları Kahire merkezli Memlûk devletine son verdi, Kızıldeniz´i ve İslam´ın kutsal topraklarını egemenlikleri altına alarak Hint Okyanusu kıyılarına dayandı. Portekizliler Hint Okyanusu çevresinde kurdukları hâkimiyetle, Doğu Akdeniz üzerinden geçen ticaret yollarını engellemiş, Asya´nın değerli mallarını okyanus yoluyla, G
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 210 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9