Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 381 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Benim bir balığım var. Onunla çok mutluyum. O da mutlu mu acaba? Ya değilse! Sevmek onu düşünmek midir yoksa onun için bir şeyler yapmak mıdır? Nalan Alaca'dan sevme biçimi üzerine yaratıcı ve duygusal bir hikâye.
Federico Souza doğup büyüdüğü topraklara uzun yıllardan sonra geri döner. Babasının yakın bir arkadaşı ölmüş ve Federico'ya tuhaf bir miras bırakmıştır. Üç gün süren bu kısa ziyaret sırasında hem şehrin hem de insanların nasıl değiştiğini gözlemler Federico, bir yandan ona kalan mirasın gizemini aydınlatmaya da mecburdur. Raydan Çıkan Trenler'de sıradan insanın hayatına şüphe tohumları serpen Arjantinli yazar Hernán Ronsino, Ateş'te de yapbozlarla dolu bir hikâye anlatıyor. Zaman ve mekân bir donup bir eriy
Bu kitaba kadar Türkçede merakla ilgili olumlu atasözü yoktu. Eğitim Reformu Girişimi'nin içerik desteğiyle hazırlanan Meraklının El Kitabı, birbirinden yaratıcı onlarca merak atasözü ve alıştırmalardan oluşuyor. Fikirler ve sorular eşliğinde merak duygusunu besleyecek alıştırmaları uygularken merak etmenin önemini keşfedeceksiniz. Unutmayın: Merak edenler aya, etmeyenler yaya. HEM ÇOCUKLAR HEM YETİŞKİNLER İÇİN...
Tükendi
"Tuhaf bir metindi bu. Nerdeyse bütün sözcükleri ezberlemiş ama anlamından giderek uzaklaşmıştı. Akılla değil kalbiyle okuması gereken satırların anlattığı şeyi nasıl çözecekti? Bulmacalarla arasının iyi olması gerektiği baştan söylenmişti ona. Çözmek için aklının alışkanlıklarından kurtulması gerekiyordu. Basit düşünüp soruya yönelmeliydi. Ancak metinde soru falan yoktu. Üstelik bir kitaptan alındığı belli olan bu ifadelerin hangi soruya yanıt olduğunu anlamak o kadar kolay değildi. Evren nasıl var oldu di
Tükendi
İngilizce edebiyatın yenilikçi yazarı Gabriel Josipovici, Barnes'taki Mezarlık romanında, eşinin ölümünden sonra Londra'dan Paris'e ve oradan da bir Galler kentine taşınan bir çevirmenin şehir değiştirdikçe dönüşüme uğrayan hayatına odaklanıyor. Üç farklı mekânın anlatıları yapboz parçaları gibi bir araya geliyor. Shakespeare ve Du Bellay'nin şiirleri ile Monteverdi'nin ünlü opera eseri Orfeo'nun izinde bir hafıza yolculuğu başlıyor böylece; dün ile bugün kavuşuyor. Kitap sayfalarından sokaklara, müzik nota
Anna tıpkı diğer kız çocukları gibi görünebilir ama aynı zamanda tıpkı diğer tüm kız çocukları gibi o da özel ve biriciktir. Bazen yumuşacık ve sakindir, bazen de serttir, dikenlerini çıkarır. Çok büyüktür, kocamandır Anna ama bazen bir kutuya sığabilecek kadar küçülür... Onun gibisi sadece bir tanedir. Onu bulmamıza yardım eder misin?
Her şey birdenbire oldu. Önce hayvanlara ölümcül bir virüs bulaştı. Etinden faydalanılan hayvanlar artık uzak durulması hatta yok edilmesi gereken canlılara dönüştü. Sonra besin zincirindeki hayvanların yerini insanlar aldı ve yamyamlık meşrulaştı. İnsan, artık fabrikalarda üretilen, mezbahalarda kesilen, işlemden geçerek tabakta sunulan bir besin haline geldi. Şimdi soru şu: Birbirimizi yiyecek miyiz? Bir süre önce çocuğunu kaybeden, eşinden ayrılan, yaşlı babasının hastalığıyla uğraşan Marcos Tejo, bir et
Tükendi
Sonunda tatil zamanı geldi! Mortina ve ailesi uzun süredir tatile çıkmamışlardı, neredeyse otuz yıldan beri! Varış yeri: Acuze Teyze ile Kuzen Dilbert'ın yaşadığı Küflü Meşe Villası. Ne yazık ki keyifli saatler uzun sürmüyor: Kasabanın tapu işlerinden sıkıcı bir memur, terk edilmiş gibi görünen villayı satılığa çıkarmak istiyor! Harekete geçip çok geç olmadan villayı kurtarmaları gerek. Acaba bunu başarabilecekler mi? Uluslararası başarı kazanmış ve yaklaşık otuz dile çevrilmiş Mortina serisinden ye
Tükendi
Bir zamanlar yoksul bir köyde büyük ve bakımlı bir bahçe varmış. Meyvelerle dolu bu bahçe o kadar genişmiş ki, bahçenin sonunu dürbünle bile görmek imkânsızmış. Bu olağanüstü̈ bahçede biri büyük, diğeri küçük iki şeftali ağacı varmış. Büyük ağaç her yıl sulu ve tatlı şeftaliler veriyormuş. Küçük ağacın durumu biraz farklıymış; her yıl dalları çiçeklerle dolar taşarmış ama meyveleri olgunlaşmadan kururmuş. Ta ki o iki çocukla karşılaşana kadar... Samed Behrengi, çocuk edebiyatının unutulmaz klasiklerinden B
Okul öncesi dönemdeki çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve ince motor gelişimleri ile dil becerilerini desteklemek amacıyla hazırlanmış bu kitapta; - Aynı ve farklı olanı bulma - Eksik bulma - Görsel ve işitsel dikkat - Kısa süreli hafıza - Kavramlar - Sayı tanıma, tane kavramı - Örüntü tamamlama ve olay sıralama - Yaratıcılık - Sosyal muhakeme ve duyguları tanıma - Labirent - Simetri - Parça bütün ilişkisi - Boyama ve çizgi tamamlama egzersizleri bulunmaktadır. Bu kitaptaki etkinlikleri yaparken
Brooke Bolander, Zararsız Tek Büyük Şey'de, iki büyük tarihsel trajediye yönelik alternatif bir kurguya imza atıyor. 1900'lü yılların başında radyasyon zehirlenmesine maruz kalan ve tarihe Radyum Kızları olarak geçen bir grup fabrika işçisinin acı dolu öyküsü ile halka açık bir törenle elektrik verilerek infaz edilen Topsy adlı filin kan dondurucu öyküsü, tek bir anlatıda kesişiyor. Zararsız Tek Büyük Şey, kadın hakları, işçi hakları ve hayvan hakları üzerine güçlü bir söyleme sahip olmasının yanında, hikâ
Tükendi
Kürk Mantolu Madonna "Fakat nihayet daha fazla dayanamadım ve kafamdan uzak tutmak istediğim hayal, yavaşça, sessiz sedasız gözlerimin önüne dikildi: Maria Puder, benim Kürk Mantolu Madonna'm, dudaklarının kenarındaki ince kıvrıntı ve siyah gözlerinin derin bakışlarıyla karşımda duruyordu. Yüzünde hiç dargınlık, sitem yoktu. Belki biraz hayret, fakat daha ziyade, alaka ve şefkatle bana bakıyordu. Halbuki bende onun bakışlarını karşılayacak cesaret yoktu. On sene, tam on sene, zavallı ruhumun bütün kırgınlı
Tükendi
"Bu sistem bir tiranlık mıydı, yoksa devletlerin en özgürü ve en düzgünü müydü?" Zamyatin'in Biz'i ve George Orwell'in 1984'ünden önce yazılan ve modern distopyaların öncüsü olan Üç Başlı Kerberos, paralel evren kavramının ele alındığı ilk spekülatif eser olarak da kabul edilir. "Kara Fantazya" türünün mucidi ve bir eseri yayımlanan Amerikalı ilk kadın bilimkurgu yazarı olan Gertrude Barrows Bennett tarafından 1919'da kaleme alınan bu roman Açlık Oyunları'na kadar uzanan distopya geleneğine önemli bir mira
Tükendi
Keşke bu kitap ben çocukken yayımlanmış olsaydı, o zaman kendimi bu kadar yalnız hissetmezdim. -Neil Gaiman Bütünüyle özgün. Eşsiz hatta. -Philip Pullman Çocukken tekrar tekrar okunmak istenecek türden bir kitap. -Dave Eggers Suspus, gürültülü bir dünyada kendi yerini bulmaya çalışan içine kapanık bir kızın muhteşem hikâyesi. Kitaplar, yaratıcılık ve hayal gücü sayesinde sesini duyurabileceği bir gelecek olduğunu görmek isteyenler için harika bir başucu kitabı.
Yuvasından taşınmaya mecbur bırakılan bir köstebek nereye gider? Çağdaş çocuk edebiyatımızın önemli yazarlarından Nazlı Deniz Güler hayvanların yalnızlaştığı, yurtsuzlaştığı çarpıcı bir öykü anlatıyor.
Bu böyle yarım kalmayacak... Yıl 1970, yer Beyoğlu... Bir yanda dünyalar güzeli Rum kızı Angeliki, diğer yanda yağız Türk delikanlısı Mehmet. Aşkları, yıllarca dillere dolanacak, unutulmayacak cinsten. Angeliki, liseden yeni mezun olmuş; Balık Pazarı'ndaki dededen kalma meyhanelerinde babası Panayotis'le çalışıyor. Mehmet ise meyhanenin tam karşısındaki ciğercinin oğlu... Angeliki ile Mehmet'in aşklarının en büyük şahidi, Gümüşsuyu'ndaki Cennet Bahçesi ve tabii ki her köşesiyle, pasajlarıyla, hanlarıyla
Tükendi
Erden Bolerden, ilk romanı Sürgün Ruhlar Senfonisi'nde plazalarda robota dönmüş bireyin çıldırışını anlatmıştı. Çöp Ev'de ise bir ailenin cehennemine dalıyor ve çöpe dönüşen hayatların dramını sarsıcı bir dille anlatıyor. Mahalleye döndüm, izlerimi bıraka bıraka. Kendimi çiğneyip kendimi yutmuştum. Ne çeki düzen verecek aklım ne de kendime duyuracak bir harfim kalmıştı. Sağa dönüş yok tabelasının önüne çıktım. Karşı sokağa girdim ve girdiğim gibi evim karşımdaydı. Alt komşulu, sokak manzaralı, anneli, babal
Tükendi
Zavallı Sam! Abisi onu hiçbir zaman oyunlarına almıyor. Hep aynı cümle: "Sen daha çok küçüksün." Bir gün büyük çocuklar onu yine oyuna almadıklarında Sam düşüncelere daldı: Peki ama çok küçük ne kadar büyüktür? Ödüllü yaratıcılardan, büyük ve küçük kavramlarını yepyeni bir yolla keşfeden zevkli ve neşeli bir hikâye.
Hâlbuki altmışlık kadın, kağnıdan yayılan ağır koku ile sersemlemiş, sendeleye sendeleye yürüyor, bazen birdenbire hızlanan öküzlerin yanında gitmeye çabalıyordu. Yavaş yavaş ayakları sürüklenmeye, ağlamaktan, içine akıta akıta ağlamaktan daralan göğsü nefes alamamaya başladı. Kağnının kenarına tutunarak biraz daha yürüdü. Ayakları birbirine dolaşıyordu. Öküzlere ‘oooha' diye bağırmak istedi, sesi boğazından çıkmadı; elleri kağnıdan kurtuldu, yere yuvarlandı, tozların içinde tekrar ayağa kalkarak koştu. Kar
Tükendi
Ses
Bir kebapçıda karnımızı doyurduk ve bu esnada hemen hemen hiçbir şey konuşmadık. Onu kandırmaya imkân yoktu. ‘Seni çağırıp zahmet verdik, affedersin!' de denilemezdi. Ben bunları düşünürken kebapçıdan çıktık. Ali bir şey söylemek ister gibi birkaç kere yutkundu ve boynunu bükerek, ‘Sizi mahcup çıkardım, beyim, sakın kusura kalmayın!' dedi. Sonra, hayret edilecek bir şeyden bahsediyormuş gibi, gözlerini hafifçe açarak ilave etti: ‘Ben o odada bir türlü sesimi bulamadım!' Ve yanımızdan ayrılıp gitti. Ertesi s
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 381 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6