Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 164 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
İslamcılık muhafazakarlığın kıskacı altında kalmıştır. Kimine göre bu durum İslamcılığın sonu olmuşken kimine göre de İslamcılığın miadını doldurduğunun bir göstergesidir. Ancak tarihi tecrübelerimiz göstermektedir ki İslamcılığın ve İslamcıların suskunluğu yüseyseldir, geçicidir. Derinlerde, iktidar mahfillerinden uzakta, yaşanan sosyal ve toplumsal olayların yolunda gitmediğine dair büyüyen bir inanç ve söylem gelişmektedir.
Allah Teâlâ'nın bize verdiği en büyük nimetlerden biri de çocuklarımızdır. Bu nimetin büyüklüğüne oranla imtihan edildiğimiz de bir gerçektir. Bu imtihan süreci henüz onlar dünyaya gelmeden eş seçimiyle başlamakta ve dünyaya geldikten sonra da devam etmektedir. İmtihanı başarıyla sonuçlandırabilmek için onların here anlarıyla bir yöntem dâhilinde ilgilenmek zorundayız. Eğer bu ilgi bir an bile kaybolacak olursa çocukların yaşadıkları çevre/sokak onları istediği gibi yetiştirebilmektedir. Bu anlamda "sokak ç
Tükendi
Okurlar meraklıdır. Sorarlar: Bunları yaşayarak mı yazdın? Her yazdığın şeyi birebir yaşama olanağı yoktur. Olamaz. Bir cinayeti yazman için cani olman gerekmez. Hem sonra birebir yaşadıklarını yazsan n'olacak? Romanda, öyküde birebir yaşadıkların bile kurmacadır; artık birebir yaşadıkların değildir. Kendimi yazdım desem -ki bir öyküde kendimi yazdım diyorum- kendimi değil ama kendimden bir şeyleri yazmışımdır. Olayın kahramanının bir kadın, bir çocuk, bir kötürüm, sekeratta bir hasta olması hiç fark e
Türkçe karşılığı "el bombası" anlamına gelen "kumbara" yı çocuklarımızın eline küçükken verip yememeyi, dağıtmamayı, para biriktirmeyi, para şıngırtsını dinlemeyi öğreterek yetiştirirsek;büyüyünce paradan başka kavgası verilecek birşeyin olmadığını, para sesinden daha güzel bir sesin bulunmadığını iddia eden ve para için herşeyi yapmaya hazır, köle ruhlu bir nesil yetiştiririz. ilk okuldan üniversite sonuna kadar, on beş senelik tahsil koşusunun sonunda ödül olarak hep ekmek gösterilirse;yetişen genç, maaş
Hiçbir şey tesadüfi değildir. Artık yaşanan olaylara farklı bir gözle bakma zamanı geldi... Bütün dünya ve onun dışında ne varsa her şeyin bir denge üzerine kurulduğuna ve yürüdüğüne şahit olacaksınız. Evet, sizi farklı bir dünya bekliyor. Hayatınızın olumlu yönde değiştiğini, bildiklerinizi unutacak ve hatta onlara yeniden şekil verdiğinizi hissedeceksiniz. Çünkü ezberinizi bozacak olayları peş peşe okuyunca, o harika sonuçların zihninizde yerini aldığını görecek ve çok güzel düşüncelere sahip olacaksını
Tarih boyunca insanlığı karanlığa boğacak batıl sistemler oluşmuştur. Bu batıl karşısında ise her dönem ve her ortamda insanlığın saadeti için, batıla karşı mücadele edip, Allah'ın kelamını ayakta tutmaya çalışan mücahede örnekleri bulunmuştur. İşte bu kitapta bahsedilen yirmi üç örnek şahsiyet de diğer mücahede örnekleri gibi beşeri sistemde beşeri yasalara göre değil, Allah'ın sisteminde İslami yasalara göre yaşamak için mücadele ettiler. Kimi Amerika sokaklarında "beyaz"ın "siyaha" üstün olduğunu sö
Kimden ve nereden geldiği belli olmayan bir mektup... Mektubun gizemini çözmeye çalışan 2 arkadaş... Acaba neydi önemli olan? Çocuklar! Düşündüren, heyecanlandıran, meraklandıran ve gülümseten bir kitap okumaya hazır mısınız? Dikkat Edin! Kendinizi bir an da kitabın sayfaları arasında Emir'e mektubun yerini söylerken bulabilirsiniz. Acaba sizi duyacak mı?
Nedir bu telaşın, böyle nefes nefese nereye? Ateş büyük, çok büyük, yayılmış her yöreye Neyin ateşi bu söylesene? Zulmün ateşi, bâtılın dinmek bilmeyen ateşi! Zulmün en şiddetli anında, herkesin güçlüden yana olduğu bir zamanda, mazluma can üflemek de­mektir karınca nefesi. Bütün zenginlikleri elinin tersiyle itip, Hak uğruna bir kırıntı ekmeğe muhtaç Mus'ab olabilmektir. Doğruluktan şaşmama uğrunda, yapayalnız ölmeyi göze alan Ebu Zer olabilmektir. Sümeyye olabilmektir, işkenceler karşısında "Allah!" diye
Zihnimden aşağı yığılan cümlelere aradığım hikayeleri buldum. Damıttığım küçük hikayelerden yürek dolusu öyküler doğdu. Nabzının ritmini virgülleyecek, bilincini sürükleyecek sonra da bir kenara geçip seni dinleyecek. Evet! Evet!Kayıp hikayeler var bu sayfalarda. Kırmızı bodur tramvayın ardına sen de takılacaksın. Bronz tenli küçük bir kızın el izleri, şehidin kapanan perdesi, gölgeye sarılan yürekler, kışı baharla silecek umutlar var. Bıçak ağzı gibi keskin, şalın rengi gibi narin, ruhunda iz bırakacak ort
Benim siyaset kervanına katılışım ve Erbakan Hocamızla ilk defa karşılaşmam Milli Selamet döneminde oldu, diyerek bu kutlu yola çıkışını anlatıyor Şevket Kazan. Zaman içinde yollarına çıkan engelleri, bu engellemeleri kimlerin yaptığını, bu engelleri nasıl aştıklarını tarih tarih anlatıyor. Bu kitabı okuduğunuzda yaşadığınız olayların sadece görünenlerden ibaret olmadığını, maneviyatın da bir o kadar önemli olduğunu fark edeceksiniz. Ve yine yrünen bu kutlu yolda "Yoldaki İzler"i takip ettiğinizde All
"İslamî bir tabir olan ‘cihad' sözcüğü iddianamede açıklandığı gibi kısaca; hakkın hakimiyeti için yapılan mücadele demektir. İslamı hakim kılmanın yolu cihaddır. İslamî kurallara göre cihad etmek; namaz kılmak, oruç tutmak gibi zorunlu bir akidedir. Bunun için yeri geldiğinde can ve mal feda edilmelidir. Cihadın yolu yapılan açıklamalar doğrultusunda öz bir deyimle hakkın tebliğidir. Yani, İslamı insanlığa anlatmaktır." ...Hakkı tebliğ yani davayı anlatmak tatlı dil ve güleryüzle yapılmalıdır. Bunun için
Bu kitapta mezhep-fırka tartışmaları yoktur. Gayemiz Ehlisünnet vel-Cemaat'in Kur'an ve Sünnet ışığında hangi yolu seçtiğini ve hangi konuda ne düşündüğünü izahtan ibarettir. Amacımız ise "Ben Müslümanım" diyen insanın itikat konularında Ehlisünnet vel-Cemaat'in görüşü budur diyebilmesini sağlamaktır.
Tükendi
Her insan, her yaşam özeldir... Doğumla ölüm arasında kimi zaman koşuşturma kimi zaman derin bir sessizlik içinde geçip giden yaşamımızda, sevindiğimiz, hüzünlendiğimiz, pişman olduğumuz, sükûnetle veya heyecanla karşıladığımız sayısız anlarımız vardır. An vardır, ışık olur, rehber olur hepimize; gönülden gönüle çoğalıp, yol bulup gider. An vardır, bir ömür hatırlanması ruh ve bedene ağır bir yüktür. An vardır, tebessümle dilden dile aktarılıp hayata coşku katar. Ve an vardır, güldüğümüz, ağladığımız,
'' Şuna inanmalıyız ki, şartlar ne kadar ağır olsada; bir imkan her zaman için vardır. Kuyunun derinliğine bakıp yese kapılmamalıyız. Kuyuya atılan Yusuf'u Mısır'a kral yapan irade, çağın Yusuflarını da kuyudan elbet çıkaracaktır. Şu bir gerçektir ki Allah (cc) isterse kuyundan da mümkündür. ''
Sünnetin korunması bana düşmez. Rasülü (sas)'nü insanlara karşı koruyan Allah (c.c.) Rasülün'ün sünnetinide bugüne kadar korumuş, kıyamete kadarda koruyacaktır. Tarihte binlercesi kokar ağızlarıyla Kur'an ve sünneti söndürmek için üflemişler ama Kur'an'ı indiren, Rasülü'nü gönderen Allah (c.c.) olduğundan söndürememişler ve 1400 yıl sonra bize kadar getirmişler. Tarihte binlerce insan uydurma hadisler katmaya çalışmışlar ancak sünnet denizi o uydurma sözleri bir leş gibi onu dışına atmış ve hadis denizini
Yerlilik kavramlaştırması, insanın "halifetü'l arz olarak yaradılışının neticesine bağlıdır. Herkes yerli olabilir mi? Bizim anlattığımız yerli'nin "Amerikan yerlisinden farklı olmasını sağlayan bir hususiyet var. Bir toprakta üç bin yıldan beri yaşamak sizi yerli kılmayabilir. Yerlilik, "halifetü'l arz olan insanın dünyadaki yürüyüşüdür. Bizi yeryüzünde, yer-li yapan şey, Âdem'in yer'e indirilişinden sonraki eylemlerini hatırlamamızı icbar etmektedir. Âdem (as)'in yeryüzüne indiğinde tesis ettiği üç kurums
Tükendi
"17. asır olarak kabul edilen Osmanlı Devleti'nin "gerileme "süreci aynı zamanda modernleşme süreci olarak, Avrupa'da ortaya çıkan "ilerleme" söyleminin etkisi altında devam etti. Bu dönemde askeri ve ekonomik gücün yitirilmesi ve yaşanan toprak kayıplarıyla siyasî açmazlar dünya görüşlerinin yeniden biçimlenmesinde etkili olmuş ve Avrupa-merkezli bakış açılarının ağırlığı gözlemlenmeye başlanmıştı. Batılılaşma süreci olarak adlandırılan süreçte Osmanlı Devleti'ndeki kurumlar, Avrupa'dakilere benzer biçimde
Kitap, sizleri sıkmadan bakmaya alışık olmadığınız bir tarz ve üslupla hayatın birçok alanına dokunuyor. Kitabın dili ve üslubunun yanı sıra içeriğindeki ilginçlikler ve kitaptaki Türkiye'de ilk olma özelliği taşıyan bazı sürprizler de sizleri şaşırtacak. Kitap hiç bitmesin isteyeceksiniz... Kitaptan dudak uçuklatan başlıklar: ? Komşusu Tokken Aç Yatan Bizden mi? ? Android Hazretleri ? Şükrün Şükrü olur mu? ? Cep Telefonunuz Şefaatçiniz Olsun mu? ? Nöbetçi Bakkal ? Şeytan'ın 2017'si ? Ağustos Böc
Tükendi
Telaşla koşarken bir şeyi unuttuğunu fark etti. Eliyle göğüs kafesini yokladı. Yanılmamıştı. Kalbiydi unuttuğu.Sonra tüm ziller çaldı, tüm fabrikalar dumanlarını savurdu, koptu zembereği saatlerin.Unuttu bunca telaşın içinde kalbini nerede bıraktığını.Bulsa tamamlanacaktı hikayesi. Ufka baktığında gördü onu ve şöyle mırıldandı:-Kalbim. Yenilgi saati.
Tükendi
Hayat,şerefle bitirilmesi gereken bir görev olduğundan,kazanmak yerine kazandırmak önceliğini omuzlarımıza yükler.Ne kazanacağını hesaplamadan ne kazandıracağını düşünen görev adamına ihtiyaç duyulan bir çağda taşıdığımız değer,önceliğimiz değeri kadar olacaktır.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 164 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6