Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 229 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Tarihsel sosyoloji sahasının yaşayan duayenlerinden M. Mannın Devletler, Savaş ve Kapitalizm çalışması, yazarın farklı dergilerde yayınladığı bir dizi makaleden oluşmaktadır. Kariyerini Yeni-Weberci bir kavramsal çerçeveden hareketle toplumsal iktidarın tarihini yeniden ele almaya vakfetmiş olan Mann, bu çalışmasında modern devletler, savaş ve özellikle de kapitalist ekonomiler arasındaki ilişkilere odaklanmaktadır. Daha özeldeyse ulus-devletin kapsamı içinde kapitalizm, toplumsal sınıflar ve devlet arasınd
Tükendi
Yeni bir askeri tarih özlemi... Son zamanlarda öne çıkan tarih dizileri ve popüler tarih yayınları askeri tarihe ilgiyi hissedilir şekilde artırmaktadır. Bu ilgi yeni sorular üretmekte: Yeniçeri kışlalarında gündelik yaşam nasıldı? Osmanlılar nasıl top dökerlerdi? Yaylarını ve kılıçlarını nasıl yaparlardı? Haliçe gerilen zincir neye benziyordu? Bunları yeniden üretmek mümkün mü ve bize ne kazandırır? İstiklal Savaşı müzelerinden neler öğreniyoruz, neler eksik kalıyor? Savaş oyunlarından neler öğrenebiliriz
Tükendi
Elinizdeki kitap geç dönem Osmanlı İmparatorluğunda hukuk, idare ve üretken toplumsal ağların kesiştikleri noktada mülkiyet ilişkilerinin doğasını ve dönüşümünü inceliyor. Öncelikle Tanzimat düzenlemelerini, İslam Hukukunda yüzyıllar boyunca mîrî topraklar hakkında cereyan etmiş tartışmaların eksenine oturtuyor. Daha sonra, Tanzimat hukuksal sisteminin yönetimini İmparatorluğun yüz civarında köyü kapsayan bir kazasında mercek altına alıyor. Kitaba göre bu yaklaşım yöntem açısından önem taşıyor, zira on
Tükendi
Tarih araştırmalarına ilgi duyan genç bir tarih öğrencisinin yazdığı metinlerden, Osmanlı arşiv belgelerinden ve telif eserlerinden derlenmiş veriler içeren daha kapsamlı makalelere kadar geniş bir yelpazeyi içeren Osmanlı Tarihi Yazıları, Özer Ergençin kimine ulaşmanın artık mümkün olmadığı dergilerde yayımlanan makalelerinin ve çeşitli sempozyumlarda sunduğu bildirilerin yeniden gözden geçirilerek bir araya getirilmesinden oluşuyor. Tarih Yazımı-Yöntem-Kaynaklar, Şehir Yazıları, Ekonomi ve Maliye ile Yö
Tükendi
18. yüzyılın ortalarında Muhammed bin Abdülvehhâb tarafından temel ilkeleri belirlenen Vehhâbîlik hareketi, Türkiyede az veya eksik bilinen ya da oldukça politik okunan bir tarihsel olgu. Bu eser, Vehhâbî hareketinin ortaya çıkış evresiyle 1819a kadarki gelişimini tarihselleştirerek ele alıyor. İslâm coğrafyasının farklı bölgelerinde içe dönük eleştiri mahiyetinde selefi bir hareket olarak ortaya çıkan, bir yandan da doğduğu bölge olan Necid özelinde Arabistanın sosyo-politik yapısını değiştiren ve bunu Su
Tükendi
Tarih filozofu Michael Stanfordun, sadece tarihçi olanlar veya müstakbel tarihçiler için değil, sosyal bilimlerin geniş yelpazesinde yer alan tüm öğrenciler için adeta kılavuz niteliği taşıyan bu çalışması, derinlikli bir tarih incelemesi için gerekli olan tarihsel mefhumlar, yöntemler ve sorunlara ışık tutmaktadır. Olay olarak tarih ve anlatım olarak tarih arasında yaptığı titiz ayrımdan hareketle, tarih incelemeleri açısından gerekli gördüğü sofistike bir felsefi zemine işaret eden Stanford, çalışma boyun
Tükendi
Kuruluşunun yirminci yılında (2011) düzenlediği ve büyük ilgi gören "Cumhuriyet Tarihinin Tartışmalı Konuları" başlıklı konferans aracılığıyla Tarih Vakfı, aynı anda üç şeyi gerçekleştirmeyi amaçlamıştı: 1) Son zamanlarda bolca tartışılan yakın tarih(imiz)in mümkün olduğunca çok kesitini en güncel literatüre dayanarak ele almak: Eleştirel yeniden bakış (revizyon) ve sentez denemesi. 2) Bu konudaki tarihyazımının eleştirel analizini yapmak: Literatür konusunda analitik envanter ve genel değerlendirme denemes
Tükendi
Türkiye'de folklor (halkbilimi) ve halk edebiyatı konularının üniversite düzeyinde bağımsız bir kürsü çerçevesinde ele alınmasına öncülük eden Pertev Naili Boratav, okuttuğu dersler için dünyada ve Türkiye'de o yıllara kadar varılmış bilimsel sonuçları ve ülkemiz için yapılacak çalışmalarda izlenecek yolu Halk Edebiyatı Dersleri (1942) adıyla hazırladığı bir kitapta ele aldı. İlk baskısı büyük ilgi gören ve günümüzde yalnızca eski ve nadir kitaplar satan sahaf dükkanlarında, o da güçlükle bulunabilen Halk
Tükendi
Gelibolulu Mustafa Ali 16. yüzyılın sonunda yaşadı, olağanüstü bir kapsayıcılık ve kavrayışla devletinin tarihini belgeledi ve sorunlarını çözümledi. Bütün yaşamını içinde yaşadığı toplumun kuruluş ülkülerine adamış, ama aynı topluma gücenmiş ve yabancılaşmıştı. Tıpkı kendi düzensiz meslek yaşamı ve sabırsız kişiliği gibi toplum da çöküşünün tohumlarını içinde taşıyordu. Ali'nin idealle gerçek arasındaki farkı tanımış olması, onun etkili bir tarihçi olmasını sağlayan göreli yansızlığını ortaya çıkarmış, ama
Tükendi
Bilgi tarihi ve bilgiyi üretmenin yöntemlerine dair çağlar boyunca epeyce kafa yorulduğu biliniyor. Fakat yüzlerce yıllık deneyim ve tartışma sonunda ulaşılmış olan sonuçların, günümüzde bilgi toplumu diye adlandırılan süreçte, kabaca son yirmi yıldır çatladığı ve değiştiği izleniyor. Çok açıktır ki, bilgi derleme, tasnif, depolama, araştırma, bilgiye ulaşım ve sunma hakkındaki öğrendiklerimiz digital teknolojiye bağlı olarak artık neredeyse kullanımdan düştü sayılır. Bilgiye erişim konusunda insanın ihatas
Tükendi
ben hapis yatmakla ayrı bir çile, meşakkat çekiyor da değilim, bir kahramanlık da değil mahpus yatmak. Bir acıma duvarının duvarı da değiliz. Hiçbir yerde, hiçbir zaman sosyalizme giden yol; dikensiz, taşsız, dümdüz, şahane bir yol olmamış. Yüzyılların ötesinden sürüp gelen mücadelede; hapse atılanların, haksızlığa ve bin türlü belaya uğrayanların biz ne ilkiyiz, ne de sonuncusu olacağız. Bir çile söz konusu olacaksa, buna insanlığın genel çilesidir denebilir ancak, içeride de çekilir dışarıda da. Ama ben b
Tükendi
. ben hapis yatmakla ayrı bir çile, meşakkat çekiyor da değilim, bir kahramanlık da değil mahpus yatmak. Bir acıma duvarının duvarı da değiliz. Hiçbir yerde, hiçbir zaman sosyalizme giden yol; dikensiz, taşsız, dümdüz, şahane bir yol olmamış. Yüzyılların ötesinden sürüp gelen mücadelede; hapse atılanların, haksızlığa ve bin türlü belaya uğrayanların biz ne ilkiyiz, ne de sonuncusu olacağız. Bir çile söz konusu olacaksa, buna insanlığın genel çilesidir denebilir ancak, içeride de çekilir dışarıda da. Ama ben
Tükendi
Türkiyede yaşayan kent plancıları ya da araştırmacılar için İstanbul gibi bir dünya kentine sahip olmak önemli bir olanak ya da ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığı yeterince değerlendirdiğimiz söylenemez. Eğer bir ülkede böyle büyük bir kent varsa, daha küçük kentlerde ortaya çıkmamış süreçler ve farklılaşmalar ancak orada ortaya çıkar. Ancak bu büyük kentlerde daha derinden çözümlemeler olanaklı hale gelir. Bu nedenle İstanbul Türkiyedeki her kent plancısı ya da araştırmacısının gözünü diktiği çok değerli bir labo
Tükendi
Bu kitap dokuz makaleden oluşuyor. Gölge oyununun kökenleri konusunda eski ve son yapılan araştırmaları da kapsayan giriş makalesi ve Karagöz konusunda bugüne kadar yapılmış en kapsamlı bibliyografyayı içeren son yazı dışında kitapta yer alan diğer makaleler Karagöz'ün Osmanlı coğrafyasında ve Türkiye'deki değişimi ve dönüşümüyle ilgileniyor. Modernleşme sürecinde tiyatro ve sinema gibi yeni ortaya çıkan gösteri sanatlarının baskısını hisseden Karagöz Türkiye ve Yunanistan'da yeni koşullara uyum sağlamaya ç
Tükendi
Bu kitap dokuz makaleden oluşuyor. Gölge oyununun kökenleri konusunda eski ve son yapılan araştırmaları da kapsayan giriş makalesi ve Karagöz konusunda bugüne kadar yapılmış en kapsamlı bibliyografyayı içeren son yazı dışında kitapta yer alan diğer makaleler Karagözün Osmanlı coğrafyasında ve Türkiyedeki değişimi ve dönüşümüyle ilgileniyor. Modernleşme sürecinde tiyatro ve sinema gibi yeni ortaya çıkan gösteri sanatlarının baskısını hisseden Karagöz Türkiye ve Yunanistanda yeni koşullara uyum sağlamaya çalı
Tükendi
Güvenlik için o sıralarda pek çok insanın yaptığı gibi İKDye ait bu belgeleri imha etmek yolu denenebilirdi. Ama bu yol seçilmedi. Bütün bu evraklar şehir merkezinde, Nişantaşında bir evde bulunuyordu. Güvenli yer, Ayşenin anne ve babasının İstanbul dışında Tuzlada oturdukları bahçeli bir evdi. Önce yaşlı anne ve babanın izni alındı. O dönem pek çok anne ve baba gibi onlar da bu riski göze aldılar. Sorun şimdi şehrin göbeğinden bu evrakları, askerlerin sık sık arama yaptıkları, sıkıyönetim altındaki bu şehi
Tükendi
Günlük konuşma dilinde "tarih" sözcüğü iki anlama gelir: Hem geçmişte meydana gelmiş olayları belirtir, hem de tarihçilerin çalışmalarında geçmişin yeniden kurulup aktarılmasını ifade eder. Elinizdeki kitap, ikinci anlamıyla tarih konusuna bir giriş niteliği taşıyor. Tarihsel araştırmanın nasıl yapıldığını ve ne gibi bir amaç taşıdığını merak edecek kadar konuyla ilgilenen herkes için kaleme alındı; ama ayrıca bu sorularla özel olarak ilgilenen tarih öğrencilerine de hitap ediyor.
Tükendi
Hangi dönemde, hangi kültür çevresinde olursa olsun toplumların uygarlık düzeyinin en iyi göstergeleri şehirlerdir. ehirlerin çeşitli yönleriyle incelenmesi, o ülkenin genel durumu hakkında da bilgi verir. Osmanlı tarihinin en ilginç dönemlerinden birisi olan XVI. yüzyılın sonlarında, yapıları ve konumlarıyla Anadolunun en önemli şehirleri arasında yer alan Ankara ve Konya şehirlerini karşılaştırmalı bir şekilde ele alan elinizdeki çalışma, Osmanlı şehirlerinin bazı belirgin özelliklerini ortaya koymayı hed
Tükendi
Osmanlılar için sikke, hutbe ile birlikte egemenliğin en önemli iki simgesinden biriydi. Altın ve gümüş sikkeler elden ele, bölgeden bölgeye taşındıkça hükümdarın gücünü ülkenin en uzak köşelerine ulaştırıyorlardı. Osmanlılar paranın bolluğu ve piyasalardaki dolaşımıyla ticaret ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkileriyle yaşamak ve mücadele etmek zorunda kalmışlar, ancak para konularında genellikle esnek ve pragmatik davranmışlardır. Bu kitap, Orhan Bey´in darp ettirdiği ilk gümüş akçeden, imparatorluğun son
Tükendi
Smyrneika (ya da Smyrniotika) eski İzmirin günlük hayatta kullanılan, Yunancanın Sakız adası lehçesine benzeyen dilidir. İzmirin kozmopolit nüfusunu oluşturan farklı milletler ve etnisiteler arasında kullanılan araçsal bir dil olarak İzmirin gayrimüslim semtlerinde ve bunları çevreleyen mahallerde yaygın bir şekilde konuşulan Smyrneika, İzmir civarındaki Osmanlı Rumlarının ve hatta birçok Levantenin ana diliydi, fakat başta herhangi bir ticari faaliyet içerisinde olanlar olmak üzere İzmirin diğer halklarını
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 229 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4