Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 229 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Osmanlı İmparatorluğu'nda II. Abdülhamid dönemini güvenlik politikaları ve coğrafi mobilizasyonun kontrolü ekseninde yorumlamaya çalışan bu kitap pasaport, mürur tezkeresi ve otel düzenlemeleri ve uygulamaları ekseninde modern devlet inşa sürecini inceliyor. Araştırmasını Osmanlı belgelerine ve modern devlet sosyolojisi tartışmalarına dayandıran yazar, II. Abdülhamid'e özgü olduğu düşünülen güvenlik politikalarını modern devlet tartışmaları içinde ve küresel bir eşzamanlılıkla değerlendirerek söz konusu düş
Tükendi
1918'de devletin Kürtlerle ilgili ilk yayını olarak Osmanlı Muhacirin Müdüriyet-i Umumisi (Osmanlı Göçmen İşleri Genel Müdürlüğü) tarafından yayınlanan Kürtler: Tarihî ve İçtimaî Tedkikat adlı kitapta yazar Doktor Friç, Almanca'dan Türkçe'ye çeviren ise Habil Adem olarak görünüyordu. Daha sonraki incelemeler kitabın yazar ve çevirmeninin gerçek adı Naci İsmail (Pelister) olan Osmanlı Milli Emniyet görevlisi, Arnavut kökenli bir ittihatçı olduğunu göstermiştir. Kürtlerin tarihinin çok daha ötesinde, yaz
Tükendi
Millete Deva Olmak, savaş, tıp ve milliyetçilik ilişkisine odaklanarak, birbirleriyle yakından bağlantılı iki ayrı grubu konu edinmektedir. İlk grup, aralarında eski cumhurbaşkanları Cemal Gürsel'in ve Cevdet Sunay'ın da bulunduğu, Rusya'da ve Mısır'da İngiliz esir kamplarında tutulan Osmanlı savaş esirleridir. Diğer grup ise, esaret sonrası yurda dönüşlerinde esirleri muayene ederek onlara teşhis koyan Osmanlı-Türk psikiyatrlarıdır. Rusların ve İngilizlerin Osmanlı esirlere davranış tarzlarını da deta
Tükendi
Son yirmi beş yıldır kültür tarihinden ne anlaşılması gerektiği hakkındaki düşünceler değişti. Artık bu kavaramla sadece sanat, bilim ve edebiyat kastedilmiyor, gündelik kültür de işin içine katıldı. Gündelik kültür geniş bir kavram: Komşu ziyaretlerinde dikkat edilmesi gereken nezaket kurallarından yemeğin nasıl hazırlandığına kadar pek çok öğeyi içeriyor. Osmanlı tarihçileri de yeni çalışmalarında "sıradan" insanın kültürünü ele alıyorlar. Suraiya Faroqhi, Osmanlıların gündelik yaşamlarını, zaman, mekân v
Tükendi
Bu incelememi, arkası sıra geleceğini ümit ettiğim büyük bir 'Halk Hikayeleri Külliyatı'na bir giriş olarak görmek istiyorum. Bu düşünce ile misallerimi, bize halk hikayeleri hakkında tam bir fikir vermekten uzak kalan basılmış hikayelerden çok, elimizde bulunan basılmamış metinlerden aldım." "Buradaki 'basılmış hikayeler' sözüyle, bir bölüğü eski yazmalardan taşbasmalara, onlardan da, gitgide yozlaşarak, matbaa baskılarına geçmiş ve bilim çevrelerinde 'halk kitapları' deyimiyle nitelenenleri; 'basılmamış
Tükendi
Tarih ve Toplumsal Kuram, tarih metodolojisinin kilit metinlerinden biri. Kilit, kitabın açılış cümlesindeki soruda gizli: Toplumsal kuramın tarihçilere faydası nedir ve tarihin toplumsal kuramcılara faydası nedir?. Peter Burkeün bu çalışması, tarih disiplinini açmaya bir çağrı. Tarih ile sosyal bilimlerin diğer alanları arasındaki sınırları sorgulayan; tarihi daha fazla sosyal bilimsel, sosyal bilimleri de daha fazla tarihsel olmaya davet eden bir çağrı... Tarih ve Toplumsal Kuram; her türlü teoriden, mode
Tükendi
Yüzyılımızda sosyal bilimlerin ortaya attığı sorulardan en önemlilerini tarih ve toplumsal kuramın çakıştığı alanlarda çalışan bilim insanları sordular. Bu kitapta yer alan makaleler bu sosyal bilimcilerin dokuzunu ele alıyor: Marc Bloch, Karl Polanyi, S. N. Eisenstadt, Reinhard Bendix, Perry Anderson, E. P. Thompson, Charles Tilly, Immanuel Wallerstein ve Barrington Moore. Makalelerde bu bilim insanlarının yapıtlarında yansıttıkları görüşler ve değerler anlatılırken, en önemli çalışmalarında kullandıkları
Tükendi
Üzerinde uzun yıllar boyunca çalışılmış bir projenin ürünü olan 20. Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi kitabı, radikal bir yaklaşımla 20. yüzyılı 1930ların başında bitirmiyor; daha da önemlisi modern dönemi Batı Medeniyetinin bir özeti olmaktan çıkartıp dünya kürenin büyük resmini tarihe dâhil ediyor. Bu sayede Türkiyenin 20. yüzyıl tarihi de dünya coğrafyası içinde tüm etkileşimleri ile yerini buluyor. Çeşitli disiplinlerden gelen uzmanların yoğun bir işbirliği ile gerçekleştirdiği kitapta ana ve yan metinleri
Tükendi
Uzun tarihi boyunca sayısız kere istila edilen, topraklarında antik çağlardan beri farklı egemenliklerin hüküm sürdüğü, farklı etnik ve dini topluluklara, kolonilere, krallıklara ev sahipliği yapan Kırım, tarih boyunca önemini hiçbir zaman yitirmemiştir. Birinci Dünya Savaşından önce bölgeyi gezen ve bir süre Kırımda yaşayan Baronne L. de Wrangell, Kırımın Çehreleri adlı eserinde bu çeşitlilikle zenginleşen Kırımın tarihsel gelişimini antik çağlardan günümüze dek arkeolojik, siyasal, askeri, sosyal, etnik
Tükendi
12 Mart 1971 tarihi, siyasal ve toplumsal yaşamımızdaki en önemli kırılma noktalarından biridir. Bu dönemde, altı sıkıyönetim komutanlığı tarafından yayımlanan 419 bildiriye ilaveten ek bildiriler ve açıklamalar da gündeme gelmiştir. Anayasa profesörü M. Zafer Üskül tarafından hazırlanan "Bildirileriyle 12 Mart 1971 Dönemi Sıkıyönetimi", gazetelerden taranan bildirilerin, tebliğlerin ve basın açıklamalarının yanı sıra, tamamının hukuksal bir çerçevede değerlendirilmesini içeriyor. Ulaşılabilen bildirilerin
Tükendi
1979dan beri çalışmalarını ağırlıklı olarak sağlık tarihi alanında yürüten Nuran Yıldırımın seçilmiş makalelerinden oluşan ve iki cilt olarak tasarlanan kitabın bu cildinde, tıbbi gelişmeler ve hastalıklar, hastaneler ve diğer sağlık kurumları hakkında yazılmış makaleler yer alıyor. Makalelerde, toplumsal sağlığa ilişkin olayların ve gelişmelerin yoğun olarak yaşandığı Tanzimat sonrası ve II. Abdülhamid dönemi sıklıkla ele alınırken, genel çerçeve 14. yüzyıldan Cumhuriyete uzanıyor. Cerrahnâmeler, tüber
Tükendi
Bernard Lewis tarihçilerin, özellikle de İslam tarihçilerinin duayenlerinden biridir. Bu ünlü yazar bu kez üç kültürün, Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi kültürlerinin, tarihin belli bir anında çatışmasını ele alıyor. 1492, İber Yarımadasındaki İslam egemenliğinin sona erdiği, Yahudilerin bu topraklardan çıkarıldığı ve Amerikanın keşfedildiği yıldı. Yazar bu üç sürecin birbiriyle ilişkisini, etkileşimlerini ve sonuçlarını tarihsel bir çerçevede inceliyor. Avrupayı merkez alan tarih anlayışını eleştirirken bu
Tükendi
Gerçek Babıâli neydi? Bir teşkilat mı; bir bina mı? Yoksa gerçekten bir kapı ya da girişten öte bir şey değil miydi? Bu adın her koşulda hatırlanmasını sağlayacak kadar önemli olan şey neydi? Bu kitabın amacı, bir bakıma, işte bu sorulara yanıt vermektir. Elbette bundan çok daha fazlasını da yapacak ve zaman içinde, ortaya çıkan egzotizmin yer aldığından oldukça farklı bir düzleme doğru hızla ilerleyecektir. Zira tam olarak Babıâli adıyla bilinen bürokratik yapı üzerinde çalışmak, bu yapının ve onun kadrol
Tükendi
Rivâyetlere göre Sultan III. Murad (1546-1595) Şeyh Şüca Dedeye intisab edince, rüyalarını ve diğer mistik tecrübelerini mektuplar halinde ona göndermeğe başladı. Sonraları Sultana ait olduğu iddia edilen yüzlerce mektup, Sultan henüz hayattayken bir yazma eserde toplandı. Elinizdeki kitap, bu mektupların çevriyazıya aktarılmış halidir. Sultanın Alem-i Misâldeki maceralarını adeta menkabevî bir özellik yükleyerek nakleden metin, onu hem zamanın kutbu bir velî, hem de yeryüzünde Allah adına hüküm sürmek üzer
Tükendi
Bu kitap, Kürtlerin tarihini 7. yüzyıldaki İslamlaşmalarından başlayarak 12. yüzyılda Kürdistan kavramının ortaya çıkması ve Kuzey Irak'ta özerk Kürt bölgesinin oluşmasına kadar kapsamlı ve herkesin anlayacağı bir şekilde tasvir etmektedir. Kitabın ikinci kısmı, aileler ve aşiretler gibi geleneksel örgütlenme biçimlerinden olduğu kadar modernleşmenin, iç çatışmaların ve ister şehirlere, ister Türkiye'nin batısına, ister yurt dışına olsun, hatırı sayılır göç hareketlerinden de etkilenen güncel Kürt toplumuna
Tükendi
İstanbul olağanüstü bir hızla değişen bir şehir. Bu hızı izlemek, çözümlemek ve yorumlamak her disiplinden bilim adamlarını ilgilendiren bir uğraş. Ülkemizin ve dünyanın önde gelen coğrafyacılarından Prof. Dr. Erol Tümertekin, 1960lar ve 1970lerde yaptığı araştırmalar ve yayımladığı makalelerle İstanbulu sanayi mekanları, merkezi iş alanları ve nüfus açısından incelemişti. Bu çalışmalar, İstanbulun can damarını oluşturan ekonomik faaliyetlerin bu şehrin geçirdiği dönüşümlerde ne kadar önemli bir faktör oldu
Tükendi
Toplu Eserlerin kentle ilgili diğer kitaplarında kent olgusuna, kent tarihi ve kent planlaması açısından yaklaşılmıştı. Kent, Kentli Hakları, Kentleşme ve Kentsel Dönüşüm kitabındaki yazılarda, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye'nin yaşadığı kentleşme macerası sırasında, Türkiye'de kentin ve kentleşmenin niteliğinde, kavramsallaştırılmasında ve ortaya çıkan sorunlara çözüm arayış biçimlerinde yaşanan değişimler, kenti ilgilendiren değişik türdeki konular ele alınıyor. Bu kitap kent ve kentleşme olgusuna
Tükendi
Tarihte yemek var; biliyoruz. Peki, yemekte tarih var mı? Günümüz tarihçiliğinde öne çıkan kültür tarihi çalışmaları ve yeni yaklaşımlar tarihi savaş meydanları, saraylar ve diplomatik görüşmeler arasında sıkışıp kaldığı kafesten çıkarıp gündelik hayatın tam da içine taşırken insan yaşamının olmazsa olmazı yemek ve yemek kültürünü de incelenmesi gereken önemli bir alan olarak araştırmacıların dikkatine sundu. Tarihin, gelişen ve değişen yemek ve yiyecek kültürü üzerinden okunabileceği iddiasını ortaya atan
Tükendi
İstanbul'da, Keçeci Piri Mahallesinde ikamet eden Abdullah kızı Ayşe bizzat kadıya giderek, kocasından aralarında "hüsn-i muaşeret" olmadığı için boşanmak istediğini bildirmişti. Halep'teki en büyük vakıflardan birinin kurucusu olan Muhammed Şerif el-İmadi öldüğünde, kadı, İmadi'nin kızı Zeyneb'i babasının vakfına mütevelli atadı. Ulabi vakfında denetimi elinde bulunduran kişi Hasan kızı Hibetullah'tı. Osmanlı İmparatorluğu'nun uçsuz bucaksız sınırları içindeki kadınlar şimdiye kadar düşünülenin tersine evl
Tükendi
İLHAN TEKELİ TOPLU ESERLER-3 Bilgi toplumunda kapitalin sürekli olarak kendisini mekânda yeniden dağıtan rasyoneli içinde, insanlar sanayi toplumuna göre mekânda daha sık yer değiştireceklerdir. Böyle bir durumda insanları bir yere bağlı olarak düşünmek yerine insanları yaşamları boyunca yeryüzünde belli güzergahlar üzerinde hareket halinde düşünmek, varolan gerçekliğin daha doğru bir temsili olacaktır. İnsanın yer ile ilişkisi böyle bir güzergah üzerinden düşünüldüğünde, yer değiştiren insan, göç eden ins
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 229 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3