Her şey o kadar hızlı ve gürültülü oluyordu ki ne yapacağımı nasıl davranmam gerektiğini bir türlü kestiremiyordum.
Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım ama bu olayın dedemle ilgili olduğunu düşünemiyor, düşünmek istemiyordum.
O küçücük odadan salondaki korku çığlıklarını ve hıçkırarak ağlayışları duyduğumda, kötü tanrıların huzursuz da olsa yakaladığımız ahengi dahi kıskanıp bu küçük mutlu zamanı elimden almak için saldırdıklarını anlamış ve dehşete kapılmıştım.
Evimiz zaten huzursuz ve günlerimiz zor il
Öncelikle kendine bir kahve hazırla. Biliyorsun ki, kahve molaları her zaman işe yarar.
Sonra da en rahat pozisyonunu al ve tüm dikkatini buraya ver. Unutma!
Bu kitap sadece sen rahatla diye yazıldı. Amacım şu birkaç saat boyunca seni kafanın içindekilerden kurtarabilmek. Şimdi eğer hazırsan elinde tuttuğun o kitap hakkında bilmen gereken bazı gerçekler var ;
İsimden ve içerikteki şekilden de anlayacağın gibi, buradaki esas amaç rahatlamak.
Bu ince espriyi, o kıvrak zekânla hemen anladığını varsayıyor ve
Bir başkomiser...
Bir seri katil...
Adrenalin yüklü bir polisiye...
Baş Komiser Akın ve ekibi kendilerine gelen ihbarlar ile gittikleri farklı olay yerlerinde buldukları ve üzerlerinde "Her şeye sebep olanlar... Tüm yaptıklarım herkes adına... Herkes adına intikam alıyorum. Bu duruma beni getirenler, sizler utanın. Artık sizler gibi insanlardan ve bu rezil hayattan ailemi de kendimi de kurtarıyorum. Sorumlular sizlersiniz!!!" yazan notların onları meslek hayatlarında çözecekleri en ilginç ve karmaşık vakı
İçime Gül Damladı, içinde barındırdığı renk cümbüşü ile günümüz şiir ortamının içine sıkıştığı cam fanusu darmadağın ediyor. Birkan Akyüz, bu ilk kitabında kurduğu şiir dili ile önümüzdeki süreçte adından çokça söz ettirecek...
Saadet tezgâhında ince bir nakış ördüm
Süzülen her manada senden bir bakış gördüm
Semadan üzerime döküldü bütün renkler
Renkleri kucakladı yerde bütün ahenkler
Süreyya gözlerinden içtim ezgilerini
Bulmuştum kaderimde ince çizgilerini
Özledim, gözlerimde zerreler filizlendi
Özledi
Kuran-ı Kerim'de en derin anlam içeren ayetlerden birisi hiç şüphesiz Nur süresine adını veren 35. Ayettir. Bu ayet "Nur Ayeti" olarak da bilinmektedir. Kuran'daki sembolik anlatım sanatının zirvesidir. Sadece ayetin mealini okumakla, hatta tefsirlerini incelemekle bile Nur ayetinde verilmek istenen mesajın ne olduğunu anlamak hakikaten zordur. Bu ayetin açıklaması ile ilgili müfessirlerimiz tefsirlerinde çok geniş bilgiler vermişlerdir. İmam Gazali, ömrünün sonlarına doğru tahminen 1100 yılında bu ayetin t
Geçmişinden bir tarif alıp
Hayalimdeki resme çizdim seni
Karakaşını
Kara gözünü
Kiraz dudaklarını verdi bana
Kaldırıp, aşk bahçeme attım
Seni bana hatırlatan
Küçük pabuçlarını
İpek eteğini
Pembe şapkanı
Çıkarıp, aşk bahçeme attım
Birleştirdim aşk bahçemdeki hatıralarını
Bir "Sen" çıktı karşıma
"Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milad demektir. Şayet 'aşktan önce' ve 'aşktan sonra' aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir. O kadar çok değişmelisin ki sen, sen olmaktan çıkmalısın!.."
-Elif Şafak-
"Annem, 'Prensini bulmak için çok kurbağa öpmen gerek' derdi. Ben bir tanesini öptüm ve o prensim oldu. Bir yerlerde olduğunu biliyordum ve beni bulacağını da, ben onu yolda caddede köşeyi dönerke
Bir baş komiser...
Bir seri katil...
Adrenalin yüklü bir polisiye...
Baş komiser Akın onu rahat bırakmayan Kabus'unun ete kemiğe bürünerek gerçeğe dönüşeceğini ve kendisini yirmi yıllık meslek hayatının en korkunç seri katili ile heyecan dolu bir yüzleşmeye zorlayacağını asla tahmin edemezdi...
"Telsizden 4445 anonsu geçildiğinde Akın baş komiser haftalardır devam eden ve sürekli kendini yineleyen hep aynı kâbusu görüp durduğu huzursuz uykusundan silkelenerek uyandı. Önce nerede olduğunu anlamaya çalıştı,
"Birini sevmek ve her an düşünmek. Onu ve onun sevgisini içinde büyütmek. Gece uyurken, uyumadan önceki son nefeste ve sabah uyanırken ilk nefeste onu anmak. Onun adı her duyulduğunda veya hatırlandığında kalbin titremesi. Onu şah damarı gibi yakınında hissetmek ve hatta bu yakınlığa tüm samimiyetiyle inanmak. Sümeyye bu duygular içerisindeydi. Bunun adı aşktan başka bir şey değildi."
Bir Leyla'nın Mecnunuyam, canan ilimin canıdır
Bir dilberin meftunuyam bu can anın kurbanıdır
Âşıkların sevdasıdır arifler
Saatsiz Zamanlar, Erzurum'un bir köyünde görev yapan genç bir öğretmenin sır dolu hikâyesini anlatıyor. Hakikatin peşinde koşan, hakikati arayan bir hikâye bu...
Romanı okurken zamanın hükmünü yitirdiği âna şahit olacaksınız. Ahmet Çiçek bu romanında modern çağ insanının hayata dair algısını bir kez daha sorguluyor ve bu sorgulamayı doyumsuz bir edebi şölene çeviriyor.
"Rüyasında Ziko'yu takip ediyordu, fakat bir süre sonra boynuna bağlı bir ip olduğunu fark etti. Sanki Ziko'yu değil de önünde uzayıp gide
Gel ey gönlüm sen de uyan seherde
Allah'ın mührü var her bir eserde
Gafil gezme, aç gözünü seyreyle
Başkadır seherde, kuşların zikri
Her birisi ayrı, ayrı dillerde
Zikir ederler, Allah'ı seherde
İnerken rızıkları perde perde
Başkadır seherde, kuşların zikri
Kulak verip dinle, her bir kuş ne der,
Ne isterse onlar, Allah'tan ister
Güle dolanıp da, öter bülbüller
Başkadır seherde, kuşların zikri
Toplam 51 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.