Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 246 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Bu kitap doksanlı yılları anlatan, adından anlaşılacağı gibi içeriği, şanlı ordumuzun içindeki destansı kahramanlıkları birebir yaşamış, o yıllar içerisinde mücadele etmiş tüm kahramanların yaşadığı zor yılları anlatmaktadır. Kahraman, "Bugün de ölmedim anne" diye Allah'a şükretmekte, verilen mücadelenin ne derece zorlu olduğunu göstermektedir. "Kalbimize çaksa da kurşunlar şimşek şimşek Bedenimizde kalmasa da bir damla kan Hangi sevgi önde gelir vatandan? Gelseler de hainler, kalleşler vatanımıza Onlara ba
Tükendi
Bu benim yaram, durduk yere kanayan Sarsan da tutmayan, dikiş atılamayan Merhem olunamayan, zamanla kapanmayan Çare bulunamayan, kabuk bağlayamayan Bu benim kanamam, reçetesi bulunmayan İç kanamalara sebep olan, hayattan koparan Öldürmeden yaşatan, süründürüp bırakan Ciğerlerimi yakan, nefes aldırtmayan Bu benim hikâyem Senden sonra yazılan Yüreğimde duran Kimse tarafından okunmayan, anlaşılmayan Bu benim hikâyem Senden bana vasiyet gibi kalan
Tükendi
"Müşteri" günümüz dünyasının en popüler kavramlarından birisi olmaya devam ederken büyük veya küçük ölçekli tüm firmalar, müşteri sadakati, doğru iletişim ve çalışan odağının sahaya yönlendirilmesi konusunda daha fazla çaba göstermektedir. Bugün hemen hiçbir firma yoktur ki vizyon, misyon ve firma inançlarında "Müşteri" sözü yer almasın. Müşteri tarafında yaratılabilecek bağlılığın firma bilançolarına olumlu katkısı, büyüme ve daha güçlü olma yolunda atılabilecek en büyük adım olduğu çok açıktır. Kolay olma
Tükendi
Yağmur ve Çamur iki arkadaş, buluşur hep toprakta... Bir sefalet bu yaşadığımız Kahreden yaşamların kahramanlarıyız Sevgi, bağrımızda soluk duruyor Uyanmaz talih, uyanmaz uyuyor... Heves de bir yere kadar getirir adamı, ondan sonrasını sana bırakır. Ne kadar sağlam basarsa ayakların yere, o kadar gidersin ileriye. Çocuk parkları boş şimdi. Yağmur ıslatıyor her yeri. Her ne kadar ölme kardeşim, ölme desem de, dön geri... Bir lanet odada umutların, tek kurşunluk serseri... Ağlamadan attıkça içine tüm çaresizl
Tükendi
"Ey kâinat! Gözümü her kapattığımda gördüğüm karanlık kadar büyük, istediğimde ise aynada gördüğüm gözbebeğim kadar küçüksün! Seni sen yapan, sana verilen adından başka bir şey değil iken, sende bir kum tanesi olmak ise, ben insana düştü." Ne muazzam bir metamorfoz... İlahtan bir zerre olarak yaratılmaktan olsa gerek, kum tanesi ile kendimi kıyasladığımda çıkabildiğim bir labirent. Şimdi soru şu: Düzene karşı çıkıp kabuğumun altındaki ile yüzleşmek mi yoksa bunu kabullenip münafık kalmak mı?
Tükendi
Karanlık ve Aydınlık arasındaki savaşlar Ademoğlu yaratılmadan çok önce başlamıştı. Kanatsız ejderha Bukre ve öğrencileri olan Şafağın Koruyucuları, acımasız ejderha Şangal ile olan bu mücadeleyi kazanmıştı. Fakat Karanlık bu sefer kendine başka bir beden bulmuştu. İsmi değişmiş olsa da Karanlık yeniden âlemlere korku salmaya başladığında, efsaneler yeniden yeryüzünde konuşulmaya başlamıştı. Agonoria için bu efsanelere konu olan Xumath adındaki balta, çocukluğunda annesinin anlattığı hikâyelerde geçerken; A
Tükendi
Gitmek istiyorum ismini bilmediğim şehirlere. Sıktı bu şehrin havası her ne kadar güzel olsa da. Sen avuçları gül kokan insan, bak satırlarımda kokundan bir nebze var. Soran olduğunda susup içime gömdüğüm şiir bakışlım. Her şeye inat bir sana sadık kaldım. Senin fark etmediklerin arasında bir ben varım. Yazmaya korktuğum elim, titreyerek yazdığım her satır, seni uzaklara götürüyor. Kâğıda yazarken iyi hissediyor, sana yazarken korkaklaşıyorum, okursun diye yazdığım sayfalara gömülüyorum. Susuyor, sustukça o
Tükendi
...Orhun bölgesindeki dağılmadan sonra, kökleri bir olsa da boyların her biri bir yerlere savruldu, kimisi kuzey, kimisi batı, kimisi de güney istikametlerine. Gittikleri yerlerde kendilerine gelecek aradılar. Bazen devlet oldular, bazen olmaya çalıştılar. Bazen kendi aralarında, bazen de başkalarıyla savaştılar. Yendiler, yenildiler... Kimisi kimliğini korudu, kimisi de tarihin akışı içerisinde yok olup gittiler. Bu boylardan biri de yok olmamak için can çekişiyor. Var olmanın mücadelesini veriyor, sesini
Tükendi
Hayat dediğimiz şey yürüdüğümüz yola benzer. Nasıl ki yolların inişi çıkışı varsa hayatın da vardır. Önemli olan önümüze çıkan engelleri aşmaktır. Tabii ki hayatta aldığımız kararlar yüzünden U dönüşlerimiz olacaktır. Pişmanlıklarımız hayal kırıklarımız keşkelerimiz çıkacak karşımıza. Lakin bu dünyaya geldiysek her şeye rağmen mücadele emek zorundayız. Nefes aldığımız sürece yaşamaya devam etmeliyiz.
Tükendi
Bu kitap zaman zaman tebessüm ile okuru selamlayan öykülerden oluşuyor. Bazen bir erkek anlatıcı, bazen bir radyo, bazen bir torun gözünden anlatılan öykülerde güncel yaşamın sıradanlıkları küçük detaylarla kurgulanmış olsa da, bunların hayatın kendini yazdırdığı öykülerden olmadığını kim iddia edebilir? Siz, biz, mahalleli, evinize çağırdığınız usta, atık kağıt işçileri, partili ya da partisizler, küfürbaz travestiler, engelli bireylerin olumlu ya da olumsuz izdüşümlerinin yer aldığı kitapta seksenlik ev
Tükendi
...En az çiçekler kadar harika, sevimli, cıvıl cıvıl, beyaz tenli, lüle lüle kumral uzun saçlı, ela gözlü, üç dört yaşlarında çok güzel bir kız çocuğu, elinden hiç bırakmadığı kolundaki oyuncak, kırmızı süslü küçük çantası ile salonun kapısından içeri giriyordu ki ayağındaki ayakkabıları gören annesi, "Aaaa!!!" diye yüksek sesli bir çığlık attı. Küçük kız ne olduğunu anlayamadan öylece şaşkın bir şekilde bakakaldı... ...Mutluydu ama yüzünde ayrılıktan dolayı hüzünlü bir tebessüm vardı. Geç kalmamak için yi
Tükendi
Güçlü insanlar, mutlu gözükürler. Mutsuz olsalar bile. Güçlü insanlar, gülümser. Canları yansa bile. Güçlü insanlar, umursamaz. Umursamaları gerekse bile. Güçlü insanlar, affeder. Affetmek istemeseler bile. Güçlü insanlar, pes etmezler. Yorgun olsalar bile. Ve güçlü insanlar, kırılmamış gibi yaparlar... Paramparça olsalar bile.
Tükendi
Sevgiyle karşıladım sizi Kitabıma can verdiniz El çırparak alkışladım sizi Okumaya hoş geldiniz Yürekten yüreğe sayfa olacak İnsanlar okudukça huzur bulacak Doğruyu yanlışı ayırt edecek Siz misafir ben ev sahibi Konuk edeceğim her birinizi Fidan tohumu ekerek emeğinizi Cennet yarınlara hoş geldiniz Her günümüz yarın oluyor İnsan ölüyor eser kalıyor Metin Çınar gönüllerde yaşıyor Mutluluğa hoş geldiniz
Tükendi
Yeryüzünün en çok izleyiciye sahip tiyatro oyunu "demokrasi"dir. İzleyen ve alkışlayan milyarlarca insan var. 72 yıl gösterimde kaldı. İzlediğimiz versiyon "çok partili parlamenter demokrasi" adında olanıydı. 24 Haziran 2018'de sona erdi. Bundan böyle "başkanlık" adıyla vizyonda olacak. Oyunda senaryo gereği pek çok "karakter" mevcut. Bunlar arasından "solcu" rolünde olanları var. Oyununun inandırıcılığı bunu gerektiriyor. Senaryo uyarınca "solcu"ların, seçimleri asla kazanamamaları gerekiyor. Roller, Rocke
Tükendi
Hayat iniş çıkışlarıyla bazen bizi zorlar... İşte böyle zamanlarımın ardından, kaybettiklerimle el sıkışıp, kendime bir söz verdim yeniden başlamak için. Yaşanmış elem verici her şeyi atarak omuzlarımdan, şu vazgeçmelere inat yola koyuldum. Verdiğim sözü bana hatırlatacak olan bu kitabı sevgiyle kucaklarken Başlıyorum Yeniden...
Tükendi
Aşk bir yolculuktur, hep tehlikeli yollara çeker insanı. Aşk teslimiyettir, seçiminde kimse seni zorlamaz, boyunduruk altına alınmıştır ruhun, hem de sonsuz özgürken. Aşk duyarlıktır, umut ve karamsarlık hep tetikte bekler, mutluluk ve umutsuzluk birbirine sınırdır. Aşk sanattır, çünkü tek kıstası güzelliktir, saf ve duru bakar, bakanı değerli kılar. Aşk yoğunlaşmadır, seni sana anlatır. Aşk cesarettir, bedel gerektirir, başka hiçbir duygu bu kadar sahici değildir. Aşk mucizedir, hayat içinde hayat düşle
Tükendi
İskeleye yanaşmayı unutan ada vapuru peşi sıra nasıl kaybolduysa bir şansonun bacasında yaz sarısı bir çığlık uçurtma rengi özgürlük güvertesinde işte öylece Istanbul Beşiktaş rıhtımına çakılıp kimsesiz martı ölülerine baktığımız günde oltada umutsuz kımıl kımıl bir istavrit gibi sönük parlak gözlerle kayboldun... oysa Pera'da şiirli bir pastaydı aşk bense görünmeyecek kadar çirkindim karanfilli bir çingene kadar gece bitiren poyraz mı giden lodos mu gerisi mutedil sonrası ben, sonra sen, bildiğimiz hi
Tükendi
Gülüme, gül isterim sevgi bahçelerinden. Elimde sıcak bir el Dost ve yürekten. Ağlama, güzel çocuk. Biliyorum; karnın aç, Sırtın açık... Aldırma bunca zulme Özgürlük şarkısı söylesin dudakların. İnanıyorum ki bir gün: Kesiverecek bütün ağrılarını, sancılarını Sevgi bahçelerinin gül kokuları.
Tükendi
Her şey kendinden bir iz taşır. Her şey her şeye bir iz bırakır. Geçmişin usulca haykıran ayak izleri geleceğin ihtimallerine bulaşır. Tutunur bir adım diğerine, kaybolmamak için yaşam serüveninde. Öyle bir serüven ki bu nefesi yutan, umudu boğan, kadere isyan... Lakin devam eder yaşam. Işığa koşan, mutluluğa hayran, aşka tutsak, firari, yasak... Tutar ellerini zamanda geçmiş, hayalle coşan geleceğin. Karışır fırtınada yaradan kalan izler, bulur kendini Yaradan'ın izlerinde.
Tükendi
Görmek bir toz zerresinde Andromeda'yı, duymak bir kelebeğin kanat çırpışında galaksilerin çarpışmalarını, hissetmek ışığın bir kadehe dökülür gibi dolduruşunu kâinatı; bir perdeyi açar gibi açmak zamanın ve mekânın yanılsamasını... Erhan, hayatında bir dönüm noktasındadır. Kendisini başarısız, umutsuz, yalnız bir insan olarak bulmuşken dağınık bir odada; işe gidip gelirken rutine kapılıp, sıkıcı kalabalığın silik parçasıyken birdenbire hayatında hiç beklemediği, öngöremediği bir değişim mi olmaktadır?
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 246 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2