Aslında,
İçinde saf aklın tahta kurulması gereken
Karanlık hücre, tamamen boş.
—Theodor Lessing
Yüzyılın önde gelen psikanalistlerinden biri olan Arno Gruen, "İtaate Karşı" ve
"Terörizme Karşı" kitaplarının ardından "Soğuk Akla Karşı" adlı bu kitapla, üçlemesini
bitiriyor.
Yazar, sivri ve âdeta rahatsız edici bir şekilde her şeyi soyut rasyonalize etmenin ne
kadar tehlikeli olduğunun altını çizerken, konuşur konuşmaz nasıl itaatkâr ve makul
olmayı öğrendiğimizi de açıklıyor. Ama aslında hayatımızı yabancıla
"Günümüzde boşanmalar ve ilişkilerdeki istikrarsızlık sıkıntılı bir hal alsa da, kadın-erkek ilişkisi
bağlamında tamamen yeni bir bilinçlenmenin sınırında olduğumuza inanıyorum. Daha büyük bir
psikolojik bilinçle ve cinsel kimlik savunmalarından kurtulmakla, ilişkilerimiz gelişme ve karşılıklı
özgürleştirme sürecine girebilir. İlişkilerde insanların yaşı ilerledikçe, olgunlaşma, daha fazla oyunbazlık,
kendini ifade etme ve samimi yakınlıkla sonuçlanan türden bir öz farkındalık kazanacaklardır.
Bu kitap, bir
"İçinde başkalarına yer ayırmayan kişi, onların halinden anlayamaz ve halden anlamayan biri
için de herkes birer yabancıdır." Chuang Tzu
Teknolojinin hızla gelişme gösterdiği günümüzde, büyük şehirlerde yaşamanın getirdiği karmaşa
ve yaşanılan güç koşullar hepimizi birbirimize karşı yabancılaşmaya itiyor. Gün geçtikçe daha
çok sayıda insan, karşılıklı ilişkilerde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunun farkına varıyor.
Oysa çoğumuz için toplumsal ilişkiler hayatın çok önemli bir parçasıdır. Peki öyleyse, nede
Yetişkinlik dönemimizin en önemli kararlarından biri olan huzurlu, uyumlu ve sevgi dolu
bir birliktelik için ideal eşi seçmek konusunda hazır mıyız?
Bizler hayatın maddi yönleri üzerinde çok fazla duruyoruz. Örneğin bedenimizle, doğayla
uğraşıyor; yabancı dil öğreniyor, çokça seyahat ediyoruz. Her zaman değişik fikirler ve
yaklaşımlarla karşılaşıyoruz. Ancak iş kendi ailemizi kurmaya gelince hiçbir deneyime
sahip değiliz.
Modern Psikoloji, insanın değişebilir olduğunu, sadece kişisel olarak değil, tür olara
"Bu kitabı yazma amacım, erkek ve erkeğin kadınla arasında
geçenlerin geleneksel olarak nasıl yürüdüğünü; kadın bilincinin
değiştiği günümüzde ne durumda olduklarını ve erkeğin bir gün
kendini sorgulamaya, yeniden şekillendirmeye ve kendi davranış
rolünü ve öz farkındalığını genişletmeye başladıkça neye
dönüşebileceğini incelemek."
–Herb Goldberg
Kadın-erkek ilişkilerinde erkeklerin dünyasının en önemli sesi olan
ve dünyada çok satanlar arasında uzun süre yer alan "Erkek
Olmanın Tehlikeleri" adlı kitabın ya
"Ben sadece iki dalda uzman olan bir doktor değil, dört toplama kampında sağ€
kalmayı› başaran biriyim de. Bu nedenle de tüm zorlamaların üstesinden gelirken, en kötü
ve en zor koşullarla karşı karşıya kalınsa bile, direnç göstermeyi, insanın özgürlüğünü,
‘Ruhun Meydan Okuması' dediğim şeyin gücünü kullanmayı› bilirim."
Viktor E. Frankl
Viktor Frankl, "Ruhun Meydan Okuması" ile ilk bakışta çeşitli metinlerinde tekrarladığı,
Nietzsche'den alıntıları çağrıştıran, benzer bir konsept sunmuştur: "Yaşamak için bi
Babil kaynakları, "Anşanlı Kyros, Medli bir vasal, Medlerin askeri birliklerini dağıttı," diye
aktarıyor bizlere... Zaferi kazanan Kyros, Med Kralı Astyages'i tutsak almayı ve onun başkenti
Ekbatana'yı ele geçirerek hazineyi yağmalamayı ve ganimeti Anşan'a götürmeyi başardı.
Böylelikle Kyros ve ardılları Ortadoğu'nun en büyük imparatorluğunu meydana getirdiler ve
Makedonya'dan Hint topraklarına kadar uzanan, asırlarca sürecek Pers egemenliğini başlattılar.
Bu kitapta sunulan "Antik Pers Ülkesi" genel tablos
"Kendine inanmak, insanın kendisine dair eşi olmayan erdeme ulaşması demektir. Her insan
başkalarıyla bazı ortak özellikler taşıyor olmasına rağmen gene de eşsizsiz. Ne siz ne ben ne de
diğerleri , geçmişte başka bir hayat yaşadık ve gelecekte de yaşamayacağız. Sadece bu gerçek bile
bizim bir birey olarak ne kadar önemli olduğumuzun kanıtıdır. Aynı zamanda bu gerçek, bizim
içinde bulunduğumuz zamana ait olduğumuzu vurgulamaktadır.
"
"Kendine İnanmak" sizi kendinizle barıştıracak, gerçek kimliğinizi kabul et
"Kendine inanmak, insanın kendisine dair eşi olmayan erdeme ulaşması demektir. Her insan
başkalarıyla bazı ortak özellikler taşıyor olmasına rağmen gene de eşsizsiz. Ne siz ne ben ne de
diğerleri , geçmişte başka bir hayat yaşadık ve gelecekte de yaşamayacağız. Sadece bu gerçek bile
bizim bir birey olarak ne kadar önemli olduğumuzun kanıtıdır. Aynı zamanda bu gerçek, bizim
içinde bulunduğumuz zamana ait olduğumuzu vurgulamaktadır.
"
"Kendine İnanmak" sizi kendinizle barıştıracak, gerçek kimliğinizi kabul et
"Ne derinleşip daral, ne genişleyip sığ kal!"
Amacını belirle sonrası kolay, çünkü insan gitmek istediği yeri bilirse fırsatları da fark eder.
Gideceği yeri bilmeyen için neyi seçtiğinin ya da seçmediğinin önemi yoktur.
Ne için çabaladığını bilmen ise tutunacak en sağlam dalın. O zaman göreceksin yalnız olmadığını.
Hayalini amaç edinmeden önce lütfen hatırla, hayallerini, imkânlarınla sınırlı tutma. Gerçekte sor
kendine amacını, en çok ne istediğini, en büyük hayalinin ne olduğunu.
Bunu bilip amacını belirl
"Hammurabi, kral, yetkin kişiyim ben. Yüce tanrılar beni
görevlendirdi: Yani ben sürüsünü iyi güden, asası doğru çobanım.
Yararlı gölgem kentimin üzerine yayılmış duruyor. Kucağıma Sümer
ve Akad ülkesinin insanlarını aldım. Ülkenin dostu olan koruyucu
tanrımla birlikte barış içinde onlara bakıyorum; onları bilgimin
derinliğiyle kuşatıyorum."
"Babil'de başını Tanrı Anu ve Tanrı Enlil'in yükseklere diktiği kentte,
Asangila'da, temelleri gök ve yer gibi sonsuza dek duracak olan
evde, ülkenin hukukunu düzenleme
Şüphesiz şiddet yeni bir kavram değildir. Temeli egemenlik ve
sahiplenme olduğu için, tüm "büyük medeniyetler"de rastlanılır.
Şiddetin seviyesi bize kendi anlamımızı yaratmayı yitirmekle
tehdit eder; böylece içimizdeki boşluk ya genel bir kayıtsızlığın ve
depresyonun kaynağı olur ya da daha fazla şiddete dönüşme
tehlikesiyle bizlere gözdağı verir.
İnsanların gerçek sorunları binlerce yıl önceki gibi aynı olsa da,
boyutları geçen her on yılda daha da vahimleşiyor. Bunlar;
yoksulluk, açlık, kölelik, tiranlık,
Tenhaydı
Yalnızlıktan yoksul, yoksuldan fazla yalnızdık
Yanan gecelerimize ateş serpiyordu rüzgar...
Ben ve Annem
Yaralarım oy
Yaralarım anne,
Kaderin bulanık denizlerinde tuz yemiş
Sızım sızım, kan kızılı...
"Fiziksel yakınlık olmadan sağlıklı ve mutlu yaşayamayız."
Martin Grunwald, „Dokunma hissi olmadan, yaşam mümkün değildir ve Homo Sapiens
hayatının her saniyesinde Homo Hapticus'tur," der.
Bir duyu sistemi nasıl olur da bu kadar hayati bir önem taşıyabilir?
Bir kişi kör veya sağır doğabilir ve buna rağmen hayatını sürdürebilir. Koku ve tat alma
duyusunu da kaybedebilir ve bu onun yaşamını tehlikeye sokmaz. Ancak dokunma duyusu
için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu sistem olmadan kendi varlığımızı bile bilemeyiz.
:"Erkekler Neden Bağlanır adlı kitabımın tanıtımı sırasındaydım. TV çekimi yeni bitmişti ki bir beyefendi yanıma geldi. ‘Kadınlara erkekleri elde etmenin yolunu anlatıyorsunuz, ama birileri de onlara erkekleri ellerinde tutmanın yolunu göstermeli,' dedi. Önerisi kafamda mükemmel bir fikir oluşturdu, böylece ilk kitabın devamı niteliğinde Erkekler Neden Gider Neden Kalır doğdu.
"Elinizdeki kitap, size iş hayatınızdaki taktikleri özel yaşamınıza nasıl uygulayacağınız, doğruluğu deneylenmiş entelektüel bir yak
"Şimdi kışın ortasıdır ve benim hâlâ sobam yok. Param da yok. Buna rağmen hep seni düşünüyorum. Elimde olsa senden esirgemem... Evlenmek çocuk oyunu değil, düğün töreni ve adının güzelliği insanı aldatmamalı. Bir kız gelip insanın yaşamına ortak oluyorsa, o insandan onu destekleyip idare etme gücünün olmasını bekler. Kendinde ne zaman böyle bir güç görürsen evlen."
"Furuğ'un şiirini, günümüz Farsça şiirinin ve Nima'nın basit
bir devamı olarak görmek kanımca eksik olduğu kadar
hatalıdır ve büyük ölçüde Furuğ'u tanıyamamanın ötesinde
ona yapılan büyük bir haksızlıktır. Haksızlıktır; çünkü o,
oturduğu pencereden görülenleri, nasıl görmemiz gerektiğini
bize anlatmak için çok acılar çekmiştir. Onun acısı tüm İran
kadının asırlar boyu çektiği acıların tümüdür..."
Haşim Hüsrevşahi
İranlı şair FuruğFerruhzad'ın şiirlerinden yapılan birçok seçki
içerisinde en sevileni "Yaralar
Bu kitap, mutlu bir beraberlik yaşamak ve evlenmek isteyen bütün kadınlar içindir. Erkekler Neden Bağlanır, erkeklerin ilişkiye nasıl bağlandıklarının gerçek nedenlerini açığa çıkarıyor ve erkeğinizi mutlu bir evliliğe nasıl götüreceğinizi gösteriyor.
Hayatınızdaki erkeği sizden önceki ya da belki sizden sonraki kadın yerine, size bağlayacak olan nedir? Onu statükoda tuttuğu ilişkiyi değiştirmeye ya da derinleştirmeye esinlendirecek olan nedir? Evlilik amacınıza ulaşma işlemlerinizi hızlandırmak için yapab
Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman bir filolog, şair, kültür eleştirmeni ve besteci nitelikleriyle tanımlanmaktadır. Din, ahlak, felsefe, bilim ve modern kültür konuları üzerine yoğunlaşmış, bu alanlarda metafor, aforizma, ironilerle dolu eleştirel yazılar yazmıştır. Kendisinden sonra gelen, aralarında Albert Camus, Heidegger, Sigmund Freud gibi isimlerin de olduğu sayısız filozofu ve edebiyatçıyı etkilemiştir. Filoloji okumasına rağmen her zaman felsefeye ilgi duymuş ve hayatını düşünüp sorgulayarak geçirm
Toplam 89 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.