Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 241 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10
Çağdaş Yunan Edebiyatı´nın en büyük yazarlarından biri olan "Nikos Kazancakis" (1885-1957), ününe "gecikmiş" olarak kavuşan bir edebiyat adamıdır. Romanları Vatikan´ca "kara liste"ye alınan; siyasal düşüncelerinden dolayı, hakettiği Nobel Edebiyat Ödülü engellenen; soğuk savaş yıllarında adı, yapıtları ve kendisi perdelenen Kazancakis; bu engelleri, sürekli kendisini yenileyerek aştı... 1958 yılında "Ölmesi Gereken Adam" adıyla filme alınan "Yeniden Çarmıha Geriliş" 1954´te yayımlandı. Yunanlılar´ın özgürl
Tükendi
1821-1881 yılları arasında yaşayan Büyük Rus romancısı Dostoyevski´nin yaşamında Sibirya´daki hapislik yıllarının çok önemli bir yeri vardır. 1849-1854 yılları arasında Sibirya´nın Omsk bölgesindeki bu hapislik Dostoyevski´ye, horlanan ve ezilen insanları yakından tanıma, anlama ve inceleme olanağıyla birlikte, zengin bir malzeme kaynağı da vermiştir. Dostoyevski, bu yıllarının anılarını 1861-1862´de Vremya dergisinde Ölü Evinden Anılar adıyla yayımlayınca ününü yenilemekle kalmamış, Turgenyev ve Tolstoy´un
Tükendi
Bir çocuğun yüreğine, düşlerine, çocuksuluklarına, korkularına sahip olamadan yaşayan çocuklar... İnsanları, rakamlarla, kurallarla, biçimlerle değerlendiren; her şeyin, yaşamların bile her santiminin parayla alınıp satılan bir mal olduğunu savunan bir yaşam felsefesinin kentsoylu savunucuları ve uygulayıcıları... Bunların boyunduruğunda ve kömür madenleriyle dokuma fabrikalarında yaşamaya çalışan işçiler... Sevme hakkı bile olmayan kadınlar... Coketown kasabasının insanları... Geniş yığınların sanayi devri
Sosyalist gerçekliğin büyük ustası Maksim Gorki, 28 Mart 1868´de Nijni-Novgorod´da doğdu. Babası ve annesini küçük yaşta kaybettikten sonra çeşitli işlerde çalıştı. 1892´de ilk hikayesini, "Makar Cudra"tı yazmaya başladı. 18 Haziran 1936´da Moskova´da öldü. Özgürlük romanında, 1905 Devrimi sonrası bir Rus kasabası anlatılır. Gorki, diğer eserlerinde olduğu gibi Özgürlük´te de devrimci işçi sınıfı hareketiyle ilişkisinden ve emekçi sınıfın savaşımından edindiği izlenimlerinden yararlanır.
Tükendi
Vahşetin Çağrısı, hiç kuşkusuz Jack London´un yaratıcılık evresinin başyapıtları arasında sayılır. Genç bir yazarken, Alaska´da altın arama serüvenine atılan Jack London, bir gram bile altın çıkaramamasına karşılık yalnızca "güçlü" olanın yaşamaya hak kazanabildiği bu vahşi dünyadan, zengin bir malzeme birikimiyle geri döndü. Alaska´daki gözlem ve deneyleriyle, 19. yüzyıl kaba materyalistlerinin evrim, doğal ayıklanma, ve soyaçekim kurallarından çıkardığı felsefi sonuçlara dayanarak otuz gün gibi kısa z
1789 Fransız büyük devrimi, hemen gününden başlayarak bütün dünya toplumlarını etkilemiştir. Bu devrim başka devrimsel niteliklerin de kaynağı olmuştur. İnsanlığın anlağında mutlu geleceğin düşünsel süreçlerini başlatmış, türlü savaşımlara yol açmıştır. Rusya´da sosyalizm, nihilizm ve narodnizm hep buradan kaynaklanmıştır. Dostoyevski, "Ecinniler"de insanların bu düşün fırtınası önünde nasıl savrulduklarını, nasıl devrimci istenç gösterdiklerini işliyor. Sanırız siyasal romanın ilk örneklerindendir. Dostoye
Tükendi
Jack London, bu romanında çağının bilimsel verilerinden ve özellikle Spencer, Darwin, ve Huxley´den yararlanarak ilkel yaşamı ve insanın insan olma serüvenini acılı bir dille anlatır. Ademden Öce´de anlatılan olaylar öylesine canlı öylesine etkilidir ki, okur zaman zaman kitabın akışına kendini iyice kaptırarak, insanoğlunun ilkel bir yaratık halinden insan haline dönüşümünü görür gibi olur. Jack London bu yapıtıyla ulaştığı başarının farkında olduğu içindir ki coşkuyla açıklamıştı bunu: "Gelmiş geçmiş en i
Tükendi
Kumarbaz, tüm varlığını, gücünü, yeteneğini rulet masasına yatıran; bilinmeyene, tehlikeye özlem duyan; hem başkaldıran, hem korkan; içinde binbir türlü çelişki barındıran kumara tutkun bir adamın romanı. Kendisi de bir süre kumarın tutsağı olan Dostoyevski, belki hiçbir romanına kendi yaşamından bu kadar çok şey katmamıştır. Hiçbir şey yazmasıydı bile, Kumarbaz onu Dostoyevski yapmaya yeterdi.
Tükendi
Dünyanın en çok okunan ve en çok tartışılan yazarlarından biri olan Dostoyevski, Yeraltından Notlar´ da, insanın kendisiyle çatışmasını, kendisini yargılamasını, kendisi dışındaki dünyayla ilişkisini, çarpıcı ve kendine özgü yöntemiyle anlatıyor. Dostoyevski´nin yazarlık yönetmeninin ve yaratıcılığındaki özgünlüğün ana çizgilerini bulduğumuz Yeraltından Notlar, insanın özündeki bencil duyguların en çaresizliğinin, kendisini gerçekleştirmesinin sınırlarının ironik ve abartılı öğelerle pekiştirilerek anlatıld
Tükendi
Dünya barışı! Bu konuda şimdiye dek hiçbir zaman çağımızdakinden daha çok laf edilmemiş, bu uğurda hiçbir zaman da bu kadar az çaba harcanmamıştır. Yüzyılımızdaki ilerleme, teknik, uygarlık yüzyılı denilen, halkın kitle halinde bilgiye kavuşturulup kitle halinde öldürüp yirminci yüzyıldakinden daha bol yalancı peygamber hiçbir çağda ortaya çıkmamış; daha çok yalan hiçbir çağda söylenmemiş daha çok ölüm, daha çok yalan hiçbir çağda söylenmemiş; daha çol ölüm, daha çok yıkım olmamış ve daha çok gözyaşı dökülm
Tükendi
Netoçka Nezvanova, Dostoyevski´nin yazarlığının ilk döneminin ürünü. Yazarlığının son döneminde yazdığı ve her biri dünya klasiği kabul edilen romanlarındaki yalınlık ve içtenlik, Netoçka Nezvanova´da doruk noktasındadır. Dostoyevski, bu yalınlığı ve içtenliği yazarlığı boyunca korumuş, başarılarının diğer öğelerinin yanısıra bu ögede belirleyici olmuştur. İnsan ruhunun derinlikleriyle ilgilenen ilk yazar değil ama bu konuda yetke sayılan bir yazar olmasının kaynağı da bu ögedir. Bir şeye içtenlikle bakarsa
Tükendi
1824´te doğan Fransız oyun ve roman yazarı Alexandre Dumas´ın, kahramanlarına sevecenlikle yaklaştığı ünlü romanı Kamelyalı Kadın,1848´de yayımlandığından beri dünya edebiyatının klasik başyapıtlarından biri olmuştur. Parisli kibar bir fahişenin umutsuz aşk serüveninin anlatıldığı Kamelyalı Kadın, kısa zamanda kavuştuğu ününü, tiyatrolaştırılarak, sinemaya uyarlanarak da pekiştirmiş ve 1895´te ölen yazarının ölümsüzleşmesini sağlamıştır. Özgün adı "La Dame aux Camélias" olan romanda, 19. yüzyıl Paris´inin s
Tükendi
Klasik Rus Edebiyatının kurucusu Puşkin, "Yüzbaşının Kızı"nda bir halk ayaklanmasını ele alır. Konunun odak noktası, Pugaçev´in önderliğinde 1773´te patlak veren büyük bir köylü ayaklanmasıdır. Emelyan Pugaçev adlı isyancı köylü önderi, Don ve Ural Kazaklarının başına geçerek, üzerine gönderilen 25 bin kişilik Çar ordusunu bozguna uğratır. Düzensiz bir halk ordusunun başında kırlardan kentlere doğru yürüyüşe geçer, birçok kenti kuşatır, Moskova kapılarına dayanır, çarlığı ta temelinden sarsacak bir güce er
Tükendi
Dede ile torunu... Yoksul iki dilenci... İkisi de aç, susuz uykusuz yersiz yurtsuz... O köy senin bu köy benim nerde akşam orda sabah dolaşırlar da dolaşırlar... Bir lokma ekmek uğruna gelmedik dert kalmaz başlarına. Fırtınalı bir gecenin sabahında Son bulur çileli yaşamları... Okuyunca bu öyküyü buruk bi tat kalır zihnimizde, öfkeli bir hüzün çöker içimize... Gorki´yle henüz tanışmamış olan küçükler çok sevecekler bu öyküyü.
Tükendi
Bu kitap gördüğüm bir tarih dilimidir. Ekim devrimi´nin, yani Rus asker ve işçilerinin başındaki bolşeviklerin devlet gücünü ellerine geçirip onu, Sovyetlerin ellerine bıraktıkları günlerin etraflıca bir öyküsü olmaktan öteye bir iddiası yoktur. Kavga sırasında sevgim bağımsız kalamadı. Ama bu büyük günlerin tarihini yeniden yazarken, gerçekleri sağatmaya uğraşan titiz bir tarihçi olarak olayların üstüne eğildim.
Tükendi
İçinizde Karagöz izlememiş, izleyip de kahkahayla gülmemiş olanınız var mıdır acaba sevgili çocuklar? Hangi yaşta olursa olsun büyük - küçük herkesin belleğinde derin izler bırakmıştır bu gölge oyunu. Okullarda, dramatizasyon etkinliklerinde öğrenci ve öğretmenlerin yararlanması umuduyla eğitici ve öğretici yanına ağırlık vererek oyunun belli başlı iki eksen kişisini (Karagöz ile Hacivat´ı) bu kitapta bir araya getirdik, onları söyleştirdik. Umarız ilgi ve beğeniyle okur, seversiniz KARAGÖZ ile HACİVAT´
Tükendi
Nasrettin Hoca, yazılı bir metin bırakmayışına karşın fıkraları yüzyıllardır dilden dile dolaşmış, halkın gönlünde unutulmaz izler bırakmış bir söz ustasıdır. Bizleri güldürürken eğiten, eğitirken acı acı güldüren, taa derinden düşündüren, zaman zaman iğneleyen, sarsan, görmüş geçmiş sevimli bir Anadolu insanıdır o. Alçak gönüllüğüyle, hoşgörüsüyle, eleştiri ve özeleştiri anlayışıyla bizlere dersler veren ölümsüz bir bilgedir. Bu kitapta, Nasrettin Hoca´mızın en güzel öykülerinden bir demet bulacak ve çok
Tükendi
Masal dünyamızın en renkli kahramanlarından biridir Keloğlan. Hemen hemen her serüveninde önceleri herkesçe küçümsenen tipik bir Anadolu delikanlısıdır o. Başlangıçta kimse adam yerine koymaz onu. Önüne gelen iter kakar, kabak hep onun kel başında patlar. Evet, kel oğlandır, keleş oğlandır, ama yiğittir, yüreklidir, namusludur. Haksızlığa karşı savaşmak boynunun borcudur. Yüzünün akıyla, bileğinin hakkıyla ödemesini bilir bu borcu. Ezilenin sövülenin, dövülenin yanında yer alır hep. Kavgası, haklının iyinin
Tükendi
Balzac, felsefesel birikimini, dinsel eğilimlerini, siyasal görüşlerini de sergilediği bu romanının sevdiği, değer verdiği kişilerce tutulmuş, sevilmiş olmasından ötürü o da çok sevmiştir. Bu romanla Balzac´ın toplumsal tarihçi yönü tüm gücüyle ortaya çıkmıştır. Tarih sahnesine yeni çıkan burjuvazinin, kendisi onlara saygı duymasa da, nesnel bir bakışla, değiştirici, yaratıcı bir sınıf gücü olduğunu, ülkenin tüm yapısını tarihin gelişme doğrultusunda nasıl etkileyip değişime uğrattığına dikkatli bir tanıklı
Tükendi
Vaktiyle bir beylikte, vurguncu ve faizcileri kollayan bir Bey varmış. Zenginlik içinde yaşayan Beyin kızı, sarayın karşısındaki kulübesinde yaşayan kel güvercinciye sevdalanmış. Bin zorun yapamadığını bir sevgi yaparmış. Bu masalda sevginin, sadeliğin, dürüstlüğün gücünü görüyoruz.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 241 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10