Bu kitapta, gençliğinde kalkıştığı bir maceranın omuzlarına yüklediği vicdan azabının gölgesinden çıkamayan bir adamın, William Heaney'nin yaşam öyküsünü bulacaksınız. Kendisi bir sahtekâr -hem de usta bir sahtekâr- olsa da, peşinde olduğu şey kendi çıkarı değil, başkalarının çıkarıdır. Çünkü onun yegâne amacı, yıllardır yakasını bırakmayan vicdan azabından kurtulabilmektir. Ve tabii bir de "iblislerden... Evet, Heaney, insanların yakasına yapışan "iblis"leri kendi gözleri ile görebilmektedir. Eşinden ayrılıp şarabın dostluğuna sığınan ve yalnız bir hayat sürmeye başlayan Heaney, aslında Londra'daki herhangi bir beyaz yakalı kadar sıradan bir hayat sürüyormuş gibi görünür. Gelgeldim, onun asıl işi, sahte "metinler" üretip insanları kandırmaktır. Jane Austen'ın artık müzayedelik olmuş bir eserinin sahte kopyalarını üretip meraklılarına fahiş fiyattan satar mesela. Ya da saçma sapan şiirler yazıp yakışıklı bir arkadaşının adıyla yayınlatarak tüm edebiyat dünyasını ters köşeye yatırır. Fakat onun asıl sahtekârlığı, üniversite yıllarında giriştiği bir maceraya dayanır; onu, pişmanlıktan ve vicdan azabından örülü o dehlize esir eden o ilk sahtekârlık... Dehlizin bir çıkış yolu vardır elbette. Mesela bir aşk, çıkış yolunu gösterebilir mi? Bu kitapta William Heaney'nin hayat öyküsünü birinci elden, kendi kaleminden okuyacaksınız. Elbette şunu da merak ediyor olabilirsiniz: Ya bu kitap da sahteyse? Biz bu konuda kesin bir şey söylemeyeceğiz. En iyisi okuyup bitirdikten sonra buna bizzat kendiniz karar verin.