Onlarında kasvetli sevdaları vardı. Yürekleri terk etmişti sevdikleri kişilere karşı bağlilikları. Hüzünlüydü sevgileri de aşklarıda, kadın olmanın büyük acısını ve zorluklarını yaşamıştılar semtlarinda mahallelerinde.
Şebnem kocasından sürekli dayak yiyen, ezilen, horlanan sıradan bir ev kadını çalışma hayatına girince kendi imkanlarıyla yolunu bulmaya çalıştığı sırada sınıf bilinçli insanlarla tanışır. Bocaladığı yıllar içinde onurunu nasıl koruduğunu, böyle bir kadının nasıl ayağa kalkabileceğini, genç kadınlara öncü bile olabileceğini gösteriyor.
Erkek yazarın kadının iç dünyasına bu denli başarılı bir şekilde girmesi romanı daha ilginç kılıyor.