Partilerimiz kitle partileri haline gelmelerini sağlayacak yapısal düzenlemelere gitmek yerine kadro partileri olma özelliğini koruyor. Böylece, demokratik gelişme sürecinde partilerin iç düzeni ile demokrasinin karşılıklı ilişkisinin ne denli önem taşıdığını anlamamız da güçleşiyor. Dar bir kadronun, hatta bir kişinin parti içi iktidar dağılımında etkin duruma gelmesi, parti içi demokrasiyi sınırlıyor. Genel anlamda sistemdeki demokratik gelişmeyi olumsuz yönde etkiliyor. Demokrasilerin sağlıklı işlemesi, siyasal partilerin kendi içlerinde de demokratik davranış ve anlayışın meşru sayılmasını gerektiriyor. Bu kitap, CHP ve AP içinde iktidar dağılımını ve bunun iç dinamiklerini incelerken, yakın tarihimizin sorunları ile partıilerimizin kendi içlerindeki geleneğin niteliği arasındaki olası gözüken bağlantıları irdeliyor.