Okurken en sevdiğimiz mısranın altını çizeriz. Tıpkı kuyumcunun altını işlerken çizdiği gibi? İnsan kendi kalp kapakçığını kaldırmaya cesaret edebilir mi hiç! Bu soruyu kendine sorduğunda hemen bir sayfa aç ruhundan ve hayat kitabının o özgün kokusunu çek ta kılcal damarlarına kadar... Okumak harflerin ufkuna gizlenmiş mananın ruhuyla izlenmiş sayısız sözcüğü çekip çıkarmaktır sır ağacının köklerinden. Ve yoklukta var olmak, varlığını ise yokluğuyla korkutmaya denk bir tavırdır okumak. Bir anlamda da göz n

Aynı şeyleri okuyan farklı; farklı şeyleri okuyan ise aynı düşünemez. Atasözleri ve özdeyişler toplumların hayata bakışlarını, tecrübelerini, acı ve mutluluklarını, yani bir bütün olarak hayat algılarını ifade ederler. Pek çok meseleyle ilgili genel bir yargıyı, değerlendirmeyi, uyarı veya dersi çok özlü sözlerle, herkesin kolaylıkla ifade edebileceği ve hatırında tutabileceği şekilde ortaya koyarlar. Bu yönüyle dünya edebiyatının en seçkin örneklerini oluştururlar. Bunun içinde halk bilgeliğinin, dost soh

Hasan Göztepe, engin bir okuma tecrübesi sonunda, yıllar içinde derlediği, her biri adeta ayrı bir yaşam reçetesi olan sözlerle bir kez daha okurların karşısında...

Kitaplardan öğrenilen şeylerin insana yararlı olması iki şarta bağlıdır. Birincisi; öğrenilen şeyler mantıken doğru olmalı ve duyguları da harekete geçirmelidir. Duyguları harekete geçirmeyen bilgi, insanı etkileyip değiştirmez. Okumaktan amaç sadece bilmek değil, anlamak da olmalıdır. Net ve duru bir anlayış, değişiklik meydana getirir. İkincisi; bir şeyin bize etkili olması ve bizi değiştirmesi onu hayata geçirmedeki arzu ve isteğimizin büyüklüğüne bağlıdır. En büyük çaba, insanın kendisine düşmektedir. K

Geçmişten günümüze yaşamış çeşitli şahsiyetler, unutulmayan nükteleri ile tarihimizin hazine sandığını doldurmuşlardır. Padişahlar, devlet adamları, filozoflar, edebi, siyasi ve dini şahsiyetler, kuyumcu titizliğinde işledikleri hikmetli sözleri, kulaklarımıza küpe yapmışlardır. Kulaklara küpe olacak ibretli ve hikmetli sözler söylemek, keskin zekânın ürünüdür. Ancak güldürürken düşündürmek, aynı zamanda ilmi ve irfanı gerektirir. İlim ve irfanla yoğrulan keskin zekâlar, kulaklara küpe olacak altın değerind

Gayretsizken himmet beklemek ne kadar ahmaklıksa,kulun kendi uğraşında Allahı yardıma çağırması da o denli idraksizliktir! Allaha isyan etmemek, Allahtan razı olunduğu anlamına gelmez. Bu ikisi arasında birçok makamlar mevcuttur Mesele, rıza makamına erebilmekte! Nasib olmayan emeller için; ömür boyu didinmek, kişiye yeryüzünde verilebilecek en büyük cezadır. Ey başkaları için ağlayan göz! Otur bir de kendin için ağla

Demire su katıldı, çelik oldu. Ne yüreğim değişti, ne algılarım. İnandım; mizansenlerle gelirmiş dünyalı aşklar. Ne başrole soyunurum, ne figüran kalırım. Benlik savaşlarıyla kotarılmış sahte utkular. Kimseyle kavgam yok; savaş ilan edenlerle uğraşmam. Yeni bir yenilgiye sürüklemek içinse çabalar, gülümser geçerim. Yıkılmam artık. Bilirim, yaşam insana verilmiş bir armağandır. Başım, gözüm üstüne.

Mazlumun bedduasından sakınınız. O dua ile Allah arasında perde yoktur. Hz. Muhammed (s.a.v.)

Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur... Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur, ne de unutur...

Kitabımda, toplumun önünde yol alan yüzlerce filozof, bilim adamı, lider ve edebiyatçının sözlerini konular halinde bulacaksınız. Bu sözleri eminim ki daha önce de duydunuz, okudunuz. Kitapta size farklılık getirmesini umduğum şey, başka bir boyutta düşünüp, ne kadar toplumun önünde giden kişilikler olsa da acı, öfke, çaresizlik veya intkam duyguları karşısında verilen insanca tepkilerin hepimiz gibi olduğudur. Belki bu sayede sizler de pusula sözlerinizi oluşturmakta eskisi kadar sıkıntı çekmezsiniz. Dün

Söz, insanoğlunu diğer varlıklardan ayıran en belirgin bir sıfatın, konuşma özelliğinin dışa yansımasıdır. Ancak dilden dökülen her söz, gerçek söz değildir. Sözler taşıdıkları anlamlarla değer kazanır. Sözler taşıdıkları değer ölçüsünde sahiplerinin de değerine değer katar. Öyle sözler vardır ki dilden dile, gönülden gönüle dolaşır dururlar. Bir cümlecik söze ciltler dolusu açıklama ve yorum yapılır. İşte bu sözler tarihe mal olan sözlerdir. Tarihe mal olmuş, güzel ve derin anlamlar yüklü sözlerle ilgili

Hiçbir kalbe, kaıpı kırılarak girilmez. Sevgi, bütün gönül gümrüklerinde geçerli tek pasaporttur.

İnsanoğlu, ağzından çıkan sesleri sözcüklere dönüştürdüğünden beri, diliyle birlikte fikir dünyasını da geliştirmiş oldu. Böylece sözün gücü ortaya çıktı. Söz edildi; savaşa girildi, söz söylendi barışı doğurdu. ´Yiğidi kılıç kesmez, bir acı söz öldürür´ dendi, ´Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır´ dendi. İnsanlar sözün gücünü anlayınca büyük sözleri not etmeye ve kullanmaya başladı. Sonra bunlardan kitaplar oluştu. İşte bu kitapta Adnan Acar altın değerindeki özlü sözleri sergiliyor. Yaşamın her alanında

"Kadın tenselliği, erkek tinselliğinin tazelendiği ilk kaynaktır." "Yakınını, kendini sevdiğin gibi sev! Çünkü: Herkes en çok kendisine yakındır." "Şovenizmin sevimsiz yanı, yabancı uluslara duyulan antipatiden çok, kendi ulusuna duyulan sevgidir." "Dünya, hücre hapsinin yeğ tutulacağı bir hapishanedir." "Parlamentarizm, politik fuhuşun iskânıdır." "Dinin görevi: darağacına giden insanlığı teselli etmek; politikanın görevi: onu yaşamdan bezdirmek; insancıllığın görevi: onun son yemeğine zehir karıştırarak i