Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 313 kayıt bulunmuştur Gösterilen 280-300 / Aktif Sayfa : 15
Bütün, sanatların en eskisi ve en toplumsalı olarak tanımlanan ´Tiyatro´, başlangıcından günümüze sürekli bir değişim yaşamıştır. Oyun konularından mimarisine, oyuncu sayısından sahne ve seyirci İlişkisine kadar, çeşitli alanları içeren bu değişim süreci, tiyatro tarihçileri ve eleştirmenleri için sınırsız bir araştırma konusu olagelmiştir. Tiyatro tarihi içindeki değişimlerden kuşkusuz en çarpıa olanı oyun dilinin zamanla Önemini yitirmesi ve yerini düzyazının almasıdır. İşte, Değişen Tiyatro, İngiliz tiya
Tükendi
Yetenek tek başına yazar yaratmaya yetmeyen bir şeydir, kitabın arkasında bir insan olmalı der Ralph W. Emerson. Doğrudur. Gerçek bir edebiyat eseri, bir insanın / yazarın kendi soluğunu sayfalara üflediği, o solukta kişilerine can verdiği özel bir dünyadır. Bu çalışma, kitapların sayfalarında süren ve onu kapattıktan sonra da bitmeyen yolculukların izdüşümüdür.
Tükendi
Sanatla yaratıcı olarak uğraşanlar ve sanatseverler,sanatı anlamlı bir varoluşa büyük katkısı olduğu için yaygınlaştırmak ve hatta yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmek çabasında olmalıdırlar.Çünkü onu toplumların eğitiminde işlevler üstlenen en önemli dayanak ve araç haline getirmek,dünyada olup biten çirkinliklere set çekmek,güvenli ve huzurlu bir dünyaya ulaşmak yolunda atılmış en önemli adım olacaktır.
Tükendi
"John Berger'in, o adından çok söz ettiren 'Görme Biçimleri'nden esinlenerek söylersem, tıpkı bir resmi 'okumak' gibi, bir yazınsal metni okuma'nın da biçimleri var. (...) Okuma biçimleri'nin, belirli bir felsefî arkaplân üzerinden gerçekleştirildikleri biliniyor; bütün 'intentio'ların (niyetlerin), ister yazar, ister metin ve ister okur niyeti olsun, bu arkaplânı oluşturan felsefî düşüncelerle temellendirildiğini göz ardı etmenin, 'okuma biçimleri'ni 'okuma'nın eksik kalmasına neden olduğunu da... Sevinç
Tükendi
Türk edebiyatının tarihî hayatı içerisinde, gelişme ve ilerleme yolunda çeşitli tartışmalara şahit oluruz. Bu tartışmalardan bazıları edebiyat ve fikir dünyamızın değişmez tartışma konularını teşkil etmiş, hatta bunlardan bazıları günümüze kadar varlıklarını sürdüre gelmişlerdir. Edebiyatımızda uzun senelere dil meselesine paralel olarak gündemi meşgul eden konulardan birisi de, hece-aruz tartışmalarıdır. İşte bu kitap, Millî Edebiyat Akımı´nın temel hedeflerinden biri olan şiirde hece ölçüsünü kullanmak
Tükendi
Edebiyat eleştirisi, 1980´li yıllardan itibaren, romanın kurgu ve yapı özelliklerine yönelmiş olsa da, Tanzimat´tan bu tarihe kadar roman eleştirisinin asıl konusu, romanın ne anlattığıdır. Böyle olması da doğaldır; çünkü başlangıcından bugüne, romanımızın en belirgin özelliği, siyasal, sosyal, kültürel bir arka plana ve ortama bağlı olarak gelişmesidir. Bu kitap, romanımızın bu temel özelliğine bağlı kalarak, birbirine bağlı üç soruya cevap aramaktadır: Cumhuriyetten 2000´e, seksen yıllık Türk romanı, n
Tükendi
Alman dilinde eser veren edebiyatların; Federal Alman, Demokratik Alman, Avusturya ve İsviçre edebiyatlarının önemli temsilcileri ve eserleriyle ele alındığı çalışmada, pluralist edebiyat tarihi metoduyla akımları, yazarları ve eserleri, tarihi, felsefi, sosyolojik, kültürel etmenlerin bileşkesi halinde yorumlanarak tanıtılmaya çalışılmıştır. Üniversitelerimizin Alman dili ve edebiyatı öğrencilerinden başka edebiyat meraklılarına da faydalı olacaktır.
Tükendi
Yeni Romanın öncüsü Alain Robbe-Griller, Balzac ile yetkinliğe ulaşan geleneksel romana karşı çıkar. Eleştirdiği romanın herkesçe kabul edilmiş kurallarını "modası geçmiş" kavramlar olarak niteler. Her şeyi bilen, her şeyi gören bir anlatıcı olsa olsa Tanrıdır. Bu da bir yutturmacadan ibarettir. Nesnelerin insandan önemli olduğu günümüzde insanın, belirsizliğini, başarısızlığını, suçluluk duygusunu ve mutsuzluğunu dile getirir. Anamalcı düzenin çarklarında ufalanmış, adını komşusunun bile bilmediği edilgen
Tükendi
"Voltaire, ta küçüklüğünden ölüm tarihine gelinceye kadar bütün zihnini, düşüncesini, çalışma ve gayretini bir nokta üzerine sarfetti; daima amaçlanan bir hedefe yönelik hareket etti: O nokta, bu vicdan özgürlüğü hedefine, akli muhakemelere ve bununla beraber her türlü ilerlemelere engel ve mani olan Hıristiyanlığın batıl inançlarını ve bu hurafeleri kabul etmeyip, yaratma kudretinin insanlara en özenilmiş hediyesi olan akıl ve zekalarını kullanmak isteyenlere cani gözüyle bakıp, bunları işkenceye koşmak, a
Jurek Becker 1989 yılının yaz tatilinde Frankfurt/Main´da, Johann Wolfgang von Goethe Üniversitesi´nde Konuk Doçent olarak ders verdi. Bu kitapta da görüleceği gibi amacı, edebiyatın temellerinden ve giderek yok oluşlarından; edebiyatın istenilen ve de gerçek olan sonuçlarından; sadece okuyucu için olan sonuçlar değil, yazar için de olanından; Batı ve Doğu Almanya gibi ülkelerin yaşamında edebiyatın öneminden; yazarların ister suçlu, isterse kurban olarak oynadıkları rollerden bahsetmektedir. Becker sansürü
Hikâye türünün en mühim temsilcilerinden, Türkçesi nefis. Ayrıca romanları da kitleleri kucaklamış. Her yönüyle bu.
İnsanlar, tarih boyunca birbirlerini tenkit etmiş, eleştirmiş ve hicvetmişlerdir. Günümüzde de yaşamın her alanında bu durumla karşılaşmak mümkündür. Günlük hayatımızda, tenkit, eleştiri ve hiciv kavramlarını birbirine karıştırır ya da birbirinin yerine kullanırız. Böyle olmakla birlikte bu kavramlar, farklı anlamlar taşır. Tenkit ve eleştiri herhangi bir şeyin olumlu; ya da olumsuz yönleriyle objektif bir tarzda değerlendirilmesi anlamına gelir. Hiciv ise, bir şeyin alaylı bir dille eleştirilmesi; ya da ku
Tükendi
Prof. Aysegül Yüksel, bu kitapta topladigi, dergi ve gazetelerde yayinlanmis, bazilari ise hiçbir yerde yayinlanmamis elestiri yazilariyla, 20. yüzyilin son 25 yilina birinci elden taniklik ederek bu döneme ait özel bir arsiv olusturuyor. Kitapta 1975-2000 yillari arasinda ödenekli ve özel tiyatrolardan 72 oyunun elestirisi bulunuyor. Bu dönemin düzeyli ve tiyatro yasamimizda önemli izler birakmis oyunlari tekrar gündeme geliyor. Bu elestiriler, yeni kusaklarin sanatsal çabalarina katki saglayacak özgün yor
Tükendi
Bu çalışmada Leyla Hanım'ın Solmuş Çiçekler adlı şiir kitabının metni ve incelemesi yapılmıştır. "Leyla Hanımefendi'nin bundan çok zaman önce bazı eserlerini görmüştüm. Onlar hatıramda kaldığına göre eski tarzda yazılmış gazellerdi, fakat sonradan yazdıkları üslup bakımından yeni olduğu gibi, içerik bakımından da yaratıcı niteliktedir. Bunların bir kısmında eski eserler gibi tarihi bir kıymetle beraber, daimi kalacak bir edebi tazelik vardır..." Maçka 1928 Abdülhak Hamid Tarhan
Tükendi
Istanbul Üniversitesi draturgi ve Tiyatro Elestirmenligi Bölümü Öretim Üyesi Zehra Ipsiroglu´nun, ülkemizde daha çok Absürd Tiyatro diye anilan Uyumsuz Tiyatro üzerine bir inceleme kitabi. Kitapta, uyumsuz tiyatro tanitilirken, bu türün geleneksel tiyatrodan ayrildigi noktalar açiklaniyor; uyumsuz tiyatronun tiyatro sanatina getirdigi yeni dinamik ve düsünsel boyutlar saptaniyor. Bu türün önde gelen temsilcilerinden Beckett, Ionesco, Albee gibi ünlü yazarlarin yapitlarindan örnekler seçilerek, uyumsuz tiyat
Tükendi
Her yazınsal yaratı, dilin kulanımına ve yaratıcısının iletişim konumuna göre belirli bir tür içerisinde yer alır. Yazı ve yazın evrenimizi oluşturan bu türler nelerdir? Biçimsel ve içeriksel yönden hangi özellikleri içerirler? Elinizdeki kitap, bu temel sorulardan yola çıkılarak hazırlanmıştır. Açıklayıcı örnekleme yöntemine bağlı kalınmıştır kitap boyunca. Bu bağlamda dilsel ve yazınsal ürünleri tanımak isteyen, yazıya ve yazına ilgi duyan herkes için bir elkitabıdır Yazınsal Türler. Özellikle de üniversi
Tükendi
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, eşine az rastlanır bir üretkenlikle yazan bir edebiyatçımızdı. Dergiler için kaleme aldığı şiir, öykü, makale ve eleştirilerle ilk kez sahne aldığı yazın dünyasında, romanları, hikâyeleri, denemeleri, oyunları ve anılarıyla adını edebiyat tarihimize yazdırdı. Ünlü yazarı kuşağının edebiyatçılarından ayıran önemli özelliklerinden biri ise, yazmaya başladığı 1910`dan 1974 yılında ölümüne dek, Türkçenin geçirdiği bütün evreleri gerek dil gerekse üslup olarak eserlerinde yansıtmasıydı
Tükendi
Çağımızdaki gibi insanların bilgelikle bilgiyi, bilgi ile malûmatı, mümkün ile zorunlu, geçici ile kalıcı olanı birbirine karıştırdığı ve hayatın meselelerini mühendisliğin tabirleriyle çözmeye kalkıştığı bir zamanda dünya, tarihin kaydetmediği yeni bir darkafalılık ve bağnazlık tipine sahne olmaktadır. Bu, mekanla değil zamanla ilgili bir taşralılıktır; çünki onlar için tarih, zamanlarını tamamlayıp kullanımdan kaldırılmış insani tekniklerin bir çetelesinden ibarettir; çünki onlar için dünya, içinde ölüler
Tükendi
Hikaye denince akla gelen ilk isim, Türkçe´ye "Hikaye" türünü kazandıran yazar. Hala en büyük hikayecimiz Ömer Seyfettin tanınmış yazar ve şairlerimiz için hazırlanan bu seride Mehmet Nuri Yardım´ın incelemesi ve kalemiyle.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 313 kayıt bulunmuştur Gösterilen 280-300 / Aktif Sayfa : 15